The plain sense of things: An Analysis of mid-20th-century departures from modernism
Dünyanın yalın halleri: 20. yüzyılın ortalarında modernizm sonrası gelişmelerin bir analizi
- Tez No: 739538
- Danışmanlar: PROF. DR. ROLAND GREENE
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Karşılaştırmalı Edebiyat, Comparative Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Stanford University
- Enstitü: Yurtdışı Enstitü
- Ana Bilim Dalı: Karşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Karşılaştırmalı Edebiyat Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 274
Özet
Sembolizmden başlayarak, yirminci yüzyılın ilk yarısında çeşitli modernist hareketler, soyut düşünceyi içeren zihinsel süreçlerin doğrudan gösterimleri yerine doğrudan algılama, nesnel tutumlar ve somut imgelerin irdelenmesine sebep olmuştur. Özellikle imagizm, Anglo-Amerikan şiirindeki betimleyici uygulamalar üzerinde önemli bir etkiye sahipti ve sahip olmaya devam ediyor. Ancak yüzyılın ortalarına gelindiğinde modernist lokomotif tükendi. Şairler ve edebiyat eleştirmenleri, zihnin daha anlık ve kendiliğinden yanıt verme biçimlerinin kullanılmasında nesnelliğe ve somut görüntülere yapılan modernist vurguyu yetersiz bulmaya başladılar. Bu bitirme tezi, yalın söylemin ve yalınlık kavramının yirminci yüzyılın ortalarındaki şairlerin modernizmin üslup ortodokslarından anlamlı olarak ayrışabilmelerini nasıl sağladığını irdelemektedir. Wallace Stevens, Frank O'Hara, Thom Gunn ve Eavan Boland olmak üzere burada incelenen dört şair modernizmin teknik başarılarını, modern şiir için soyutlaştırma, genelleştirme ve epigramatik ifadeleri test eden yalın bir retorikle desteklemektedir. Yalın dil isteği, şiirsel dil ile günlük dil arasındaki bazı eleştirel ayrımlara meydan okuyor ve dilin iletişimsel kullanımlarının aslında şiirsel ifadenin becerikliliğini nasıl artırabileceğine dikkat çekmektedir. Buna göre, bu şairler, deneyimin somut hususları ile zihnin soyutlayıcı hareketleri arasında zorlayıcı süreklilikler oluşturmak için konuşmacılarının duyusal ve göndergesel çabaları vurgulamaktadır. Bu proje, felsefe ve eleştirel kuram tarihindeki dönüşümlerin edebi üsluptaki değişiklikleri nasıl gerçekleştirdiğini gösterebilmek için bu edebi gelişmeleri daha geniş entelektüel düşünce bağlamında analiz etmektedir. Daha spesifik olarak, proje göndergenin belirlenmesinde göndergesel yönelimin zorluklarını ve önemini değerlendirmek için Dil Felsefesi ve Psikanaliz dahilinde bulunan çeşitli kuramsal yöntemlere başvurmaktadır. Son olarak, bu proje aynı zamanda çalışmaları sırasında birçok eleştirmeni ve şairi etkileyen ve Stanford Üniversitesi'nde önde gelen edebiyat eleştirmeni olan Yvor Winters'ın o dönemdeki Rönesans yalın stiline duyulan ilgiyi yeniden canlandırmasını araştırmaktadır. Winters'ın mirasının ve Thom Gunn gibi öğrencileri üzerindeki etkisinin bir analizi, Rönesans'ın yalınlık anlayışlarının modern şairler ve eleştirmenler için nasıl üretici stilistik modeller sağladığını göstermektedir.
Özet (Çeviri)
Starting with Symbolism, various modernist movements in the first half of the twentieth century privileged the work of direct perception, objective attitudes and concrete imagery over direct demonstrations of mental processes involving abstract ideation. Imagism, in particular, had and continues to have substantial impact on descriptive practices in Anglo- American poetry. By the middle of the century, however, the modernist engine was exhausted. Poets and literary critics started finding the modernist emphasis on objectivity and concrete imagery insufficient for engaging the mind's more immediate and spontaneous modes of responsiveness. This dissertation studies how plain rhetoric and the concept of plainness enabled mid-twentieth-century poets to make meaningful departures from the stylistic orthodoxies of modernism. The four poets studied here – Wallace Stevens, Frank O'Hara, Thom Gunn and Eavan Boland – supplement the technical achievements of modernism with a plain rhetoric that tests the affordances of abstraction, generalization, and epigrammatic statement for modern poetry. The desire for plainspoken language challenges some cherished critical distinctions between poetic language and everyday language, calling attention to how communicative uses of language may in fact increase the resourcefulness of poetic expression. Accordingly, these poets foreground the gestural and referential strivings of their speakers to establish compelling continuities between the concrete elements of experience and the mind's abstractive gestures. The project analyzes these literary developments within the larger context of intellectual thought to demonstrate how transformations in the history of philosophy and critical theory inform changes in literary style. More specifically, the project consults various accounts in the Philosophy of Language and Psychoanalysis to evaluate the challenges and importance of referential intention in fixing reference. Finally, this project also investigates the revival of the Renaissance plain style in the period by Yvor Winters, a prominent literary critic at Stanford University, whose work influenced many critics and poets. An analysis of Winters's legacy and influence on his students like Thom Gunn shows how Renaissance conceptions of plainness offered generative stylistic models for modern poets and critics.
Benzer Tezler
- From media-based modulation to reconfigurable intelligent surfaces: Novel index modulation solutions
Ortam-tabanlı modülasyon'dan uyarlanabilir akıllı yüzeylere: Özgün indis modülasyon çözümleri
ZEHRA YİĞİT
Doktora
İngilizce
2022
Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiElektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERTUĞRUL BAŞAR
PROF. DR. İBRAHİM ALTUNBAŞ
- Ticari banka yönetimi ve Türk ticari bankalarının temel yönetim sorunları
The management of the commercial bank and the basic problems of the Turkish comercial bank
AYŞE ÇİĞDEM ÖNAL
