Küresel yönetişimde yükselen güçlerin iklim diplomasisi: Hindistan ve Çin örnekleri
Climate diplomacy of rising powers in global governance: Cases of India and China
- Tez No: 739587
- Danışmanlar: PROF. DR. EMEL PARLAR DAL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Uluslararası Politik Ekonomi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 114
Özet
18. yy'ın son dönemlerinden itibaren görülen Sanayi Devrimi'nin yol açtığı yoğun sanayi faaliyetleri, uzun yıllar boyu sürecek ve önünün alınması zor olacak olan çevre tahribatına sebebiyet vermektedir. Modern zamanda devletlerin ekonomilerini de olumsuz etkileyen çevre bozulmalarını minimum seviyeye indirerek ekonomik kalkınmayı sağlamak kolektif eyleme ihtiyaç duyan diplomatik bir mesele olarak karşımıza çıkmıştır. 1972 yılında düzenlenen ve Stockholm Konferansı olarak da bilinen Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı ile diplomatik ilişkilere yeni bir boyut kazandıran 'çevre diplomasisi' bir eylem olarak Birleşmiş Milletler'in öncülüğünde resmiyet kazanmıştır. Bu sayede kümülatif olarak ilerleyen ve bir dizi şeklinde izleyen çevre konferansları aracılığı ile hem devletlerin ekonomik büyümelerinin devamlılığını gözeten hem de doğa dostu bir düzeni sağlamayı amaçlayan 'sürdürülebilir kalkınma' hedefleri hayata geçirilmeye başlanmıştır. Düzenlenen çevre konferanslarının küresel ölçekte bir kamuoyu bilinci oluşturmayı amaçlaması ve düzenlenirken sivil toplum kuruluşları vb. aktörlerin görüşlerine başvurulması, çevre diplomasisinin genel hatları ile modern kamu diplomasisi ile benzerlik gösterdiğini düşündürmüştür. 2008 Küresel ekonomik krizi ile çok kutuplu düzende kendilerini göstermeye başlayan ve ekonomik büyümelerini ortaya koyan 'Yükselen Güçler' olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, çevre diplomasisini yakından takip eden ve çoğu zaman bu kolektif eylemin tarafı olan ülkeler olarak karşımıza çıkmaktalar. Özellikle 2016 itibari ile Paris İklim Anlaşması'nın çevre diplomasisine hukuki bir boyut kazandırması ile söz konusu diplomatik faaliyetlerin sonuçları dikkatle takip edilmektedir. Çevre tahribatından Sanayi Devrimi dönemi ülkeleri ve faaliyetleri gözetilmeksizin her ülkenin sorumlu olduğunu vurgulamakta olan Paris Anlaşması ile beraber, ekonomik büyüme ile çevre dostu politikalar arasındaki dengeyi kurma ikileminde kalan ve anlaşmaya taraf olan yükselen güçlerin izlediği çevre politikaları yeni bir çalışma konusu olarak karşımıza çıkmıştır. Bu tez, çevre diplomasisinin tarihsel sürecini göz önünde bulundurarak, oluşturulan çevre bilincinin küresel yönetişime nasıl entegre olduğunu ve bu yeni diplomasi türünün neden modern kamu diplomasisinin bir kolu olduğunu açıklamakta olup; nüfus, coğrafya, toplumsal sorunlar ve ekonomik büyüme hedefleri bakımından benzerlik göstererek dünya siyasetinde dikkat çeken iki yükselen güç olan Hindistan ve Çin'in neden çevre diplomasisinin kilit aktörü olduklarını ve hangi motivasyonlarla uluslararası çevre diplomasisine dahil olduklarını uluslararası ilişkiler teorileri kapsamında ortaya koymaktadır.
Özet (Çeviri)
Harmful industrial activities that appeared as a result of the Industrial Revolution since the last periods of the 18th century have caused environmental degradation that will last for many years and will be difficult to prevent. Today, maintaining economic development by minimizing environmental degradation, which also negatively affects the economy of the states, has appeared as a diplomatic issue that requires collective action. With the United Nations Conference on the Human Environment, also known as the Stockholm Conference, held in 1972, the 'environmental diplomacy' officially brought a new dimension to the diplomatic relations under the leadership of the United Nations. By this means, 'sustainable development' goals which take the sustainability of the economic growth of the states into consideration and also aim to provide an environmental-friendly system, have begun to be implemented through the environmental conferences which are held cumulatively. Since these environmental conferences aimed to raise public awareness on a global scale with the help of non-governmental actors, this systematic pattern of the environmental diplomacy appeared to resemble modern public diplomacy in general terms. During the 2008 global economic crisis, the 'Rising Powers' Brazil, Russia, India, China and the South Africa which are the so-called BRICS countries, have proved themselves in the multipolar world order as they showed outstanding economic performance. These important emerging powers receive attention as they are seen to be willingly attending global environmental action by being official parties of the environmental diplomacy. The political consequences of environmental diplomacy began to be examined carefully, especially with the Paris Climate Agreement, which came into force in 2016, bringing legal bindingness to environmental diplomacy. Along with the Paris Climate Agreement, which emphasizes that every country is responsible from the global environmental destruction, the environmental policies followed by the rising powers, which are facing the dilemma of protecting the balance between maintaining economic growth and environmetally friendly policies, have emerged as a new study topic in the field. Considering the historical process of the environmental policy, this thesis explains how the emerged environmental awareness is integrated into global governance and why this new type of diplomacy is a branch of modern public diplomacy. In addition, this thesis reveals why India and China, two rising powers that draw attention in world politics, with similarities in terms of population, region, social problems and economic growth goals, are the key actors of the environmental diplomacy and with which motivations they are involved in the international environmental diplomacy within the scope of international relations theories.
Benzer Tezler
- 2001 sonrası değişen küresel güvenlik yönetişimi'nde Türkiye'nin yeri ve katkısı
Turkey's contribution and position in the global security governance after 2001
OZAN AHMET GÖKÇE
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Kamu YönetimiMarmara ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMEL PARLAR DAL
- Yükselen güçlerin uluslararası sisteme entegrasyonu: Türkiye örneği
Integration of rising powers into the international system: The case of Turkey
HÜLYA KINIK
Doktora
Türkçe
2022
Uluslararası İlişkilerKaradeniz Teknik ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZGÜR TÜFEKÇİ
- Küresel yönetişimde G20'nin yeri ve Türkiye G20 ilişkileri: 2008-2015
The role of G20 in global governance and Turkey-G20 relations: 2008-2015
İLKNUR ŞEMŞEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Ekonomiİstanbul ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUHARREM HİLMİ ÖZEV
- Instituonal capacity and motivation: A comparative study of BRICS and MIKTA clubs
Kurumsal kapasite ve motivasyon: BRICS ve MIKTA kulüplerinin karşılaştırmalı bir çalışması
KÜBRANUR ÖZMEN
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
Uluslararası İlişkilerAnkara Sosyal Bilimler ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ RESUL YALÇIN
- Aid motives of emerging donors: Case studies of Turkey and India
Gelişmekte olan ülkelerin dış yardım motivasyonları: Türkiye ve Hindistan örnekleri
HENOK TEKA
Doktora
İngilizce
2020
Uluslararası İlişkilerEge ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ELİF YENEROĞLU