Psikiyatri polikliniğine başvuran ve yakın kaybı olan yetişkinlerde uzamış yas bozukluğu sıklığı ve belirti şiddetinin sosyodemografik özellikler, kayba ilişkin değişkenler, bağlanma biçimleri ve çocukluk çağı travmaları ile ilişkisinin incelenmesi
Investigation of the relationship between the frequency of prolonged grief disorder and the severity of symptoms, sociodemographic characteristics, variables related to bereavement, attachment styles, and childhood traumas in adults who applied to the psychiatry outpatient clinic and had a bereavement
- Tez No: 741631
- Danışmanlar: PROF. DR. SERVET EBRİNÇ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: bağlanma, çocukluk çağı travmaları, kayıp, uzamış yas belirti şiddeti, uzamış yas bozukluğu, attachment styles, childhood traumas, loss, prolonged grief disorder, prolonged grief symptom severity
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Sultan Abdülhamid Eğt. ve Arş. Hast.
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 106
Özet
Amaç: Yas, sevilen birinin ölümünden sonra ortaya çıkan evrensel nitelikli, zamanla uyum sağlanabilen duygusal, davranışsal, ruhsal ve fiziksel tepkiler bütünüdür. Yas tepkilerinin normalden daha uzun, yoğun, kalıcı nitelikte yaşanması ile karakterize edilen ve işlevselliğin bozulması ile seyreden durum uzamış yas bozukluğu (UYB) olarak adlandırılır. Çalışmamızda psikiyatri polikliniğine başvuran ve yakın kaybı olan yetişkinlerde UYB sıklığı ve uzamış yas belirti şiddetinin sosyodemografik özellikler, kayba ilişkin değişkenler, bağlanma biçimleri ve çocukluk çağı travmaları ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Sultan 2.Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nde yürütülmüştür. Eylül 2021- Mart 2022 tarihleri arasında ardışık olarak başvuran, gönüllülük esasına göre sözel ve yazılı bilgilendirilmiş onamı alınan, 18-65 yaş arası, yakın kaybı olan yetişkinlerden dahil edilme kriterlerini taşıyan 187 hasta çalışmaya alınmıştır. Hastalarla yüz yüze görüşülerek Sosyodemografik ve Klinik Görüşme Formu doldurulup psikiyatrik değerlendirme yapılmıştır. Katılımcılara Uzamış Yas Bozukluğu Ölçeği (PG-13), Erişkin Bağlanma Biçimi Ölçeği (EBBÖ) ve Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (CTQ-33) uygulanmıştır. 6 ay ile 10 yıl arasında bir yakınını kaybettiğini belirten örneklem PG-13 ölçeğine göre; UYB tanısı alan ve almayan şeklinde iki gruba ayrılmıştır; UYB tanısı alan 71 kişi ile hasta grubu ve UYB tanısı almayan 116 kişi ile kontrol grubu oluşturulmuştur. Bu iki grup sosyodemografik özellikleri, kayba ilişkin değişkenler, bağlanma biçimleri ve çocukluk çağı travmaları açısından karşılaştırılmıştır. Ayrıca tüm grupta uzamış yas belirti şiddeti ve ilişkili faktörler incelenmiştir. Bulgular: Çalışmamızda psikiyatri polikliniğine başvuran ve yakın kaybı olan bireyler arasında UYB oranı %38 olarak bulunmuştur. UYB risk faktörleri: İleri yaş, düşük eğitim düzeyi, geçmişte intihar düşüncesi ve girişimi varlığı, kayıp türünün eş/ çocuk olması, kaybedilen kişinin ölümünü acı/dehşet verici hissedilmesi, kayıptan önce ölen kişiyle birlikte yaşamak, kaybedilen kişiyle bitmemiş işlerin olması, cenaze töreninin düzenlenmemesi, kaybedilen kişinin ölümü ile ilgili kendini suçlama, kaybedilen kişinin eşyalarını saklama, kayıptan sonra ruhsal destek alma olarak belirlenmiştir. Uzamış yas belirti şiddetini arttıran faktörler: Boşanmış/dul olmak, düşük eğitim düzeyi, alkol kullanma, madde kullanımı, ruhsal bozukluk tanısı varlığı, geçmişte intihar düşüncesi ve girişimi varlığı, kayıptan sonra geçen sürenin az olması, ölen kişiye verilen tedaviden memnun olmama, ani ölüm, kaybedilen kişinin ölümünün acı/dehşet verici bulma, ölen kişi ile birlikte yaşama, bitmemiş işler varlığı, kendini suçlama, eşya saklama, kayıptan sonra ruhsal destek alma, düşük sosyal destek olarak bulunmuştur. Hem UYB hem de yüksek uzamış yas belirti şiddeti; kaygılı/ikircikli bağlanma, kaçıngan bağlanma, CTQ-33 toplam, alt boyutlarından duygusal taciz, fiziksel taciz, fiziksel ihmal, duygusal ihmal, cinsel taciz ve aşırı koruma/kontrol puanlarının artışı ile ilişkili bulunmuştur. Tersine güvenli bağlanma puanları UYB'si olmayan grupta daha yüksek olup daha düşük uzamış yas belirti şiddeti ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Kurulan çok değişkenli lojistik regresyon modeline göre kaybedilen kişinin ölüm nedeninin Covid-19 olması (OR:5.59, %95CI: 1.20-26.12), ölüm nedeninin ani ölüm olması (OR:2.94, %95CI: 1.14-7.59), en fazla etkileyen kayıp türünün eş/çocuk olması (OR:32.08, %95CI: 5.65-182.19), en fazla etkileyen kayıp türünün ebeveyn olması (OR:3.59, %95CI: 1.15-11.15), kaygılı/ikircikli bağlanma, (OR:1.35, %95CI: 1.02-1.79) ve çocukluk çağı travmaları varlığı (OR:1.05, %95CI: 1.02-1.07) UYB'nin yordayıcıları olarak belirlenmiştir. Sonuç: Çalışmamızda UYB ve uzamış yas belirti şiddeti ile sosyodemografik özellikler, kayba ilişkin değişkenler, bağlanma biçimleri ve çocukluk çağı travmaları arasında ilişki tespit edilmiştir. UYB ile ilgili elde ettiğimiz bulgularla; polikliniğe başvuran hastaları kayıp, yas ve UYB açısından rutin olarak değerlendirmenin ve tedavide kayıp, yas ve UYB' yi ele almanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Özet (Çeviri)
Aim: Grief is a set of universal, adaptable, emotional, behavioral, spiritual and physical reactions that occur after the death of a loved one. Experiencing normal grief reactions in a long, intense, persistent way that reduces functionality is called prolonged grief disorder (PGD). In our study, investigation of the relationship between the frequency of prolonged grief disorder and the severity of symptoms, sociodemographic characteristics, variables related to bereavement, attachment styles, and childhood traumas in adults who applied to the psychiatry outpatient clinic and had a bereavement was aimed. Materials and Methods: Our study was carried out in the Psychiatry Clinic of the Health Sciences University, Istanbul Sultan 2.Abdülhamid Han Training and Research Hospital. A total of 187 patients, aged between 18-65 years, who applied consecutively between September 2021 and March 2022, and whose verbal and written informed consent was obtained on a voluntary basis, and met the inclusion criteria, were included in the study. Sociodemographic and Clinical Interview Forms were filled in face-to-face interviews with the patients and psychiatric evaluation was made. Prolonged Grief Disorder Scale (PG-13), Adult Attachment Style Scale and Childhood Trauma Scale (CTQ-33) were administered to the participants. According to the PG-13 scale of the sample, which stated that they lost a relative between 6 months and 10 years; It is divided into two groups as those with and without a diagnosis of PGD; A patient group with 71 people diagnosed with PGD and a control group with 116 people without a diagnosis of PGD were formed. These two groups were compared in terms of sociodemographic characteristics, variables related to loss, attachment styles and childhood traumas. In addition, the severity of prolonged grief symptom and related factors in the whole group were examined. Results: In our study, the rate of PGD was found to be 38% among individuals who applied to the psychiatry outpatient clinic and had a bereavement. PGD risk factors: Advanced age, low education level, presence of suicidal ideation and attempt in the past, the type of loss is spouse/child, feeling the death of the disappeared person painful/horrifying, living with the deceased before the loss, unfinished business with the lost person, not holding a funeral, self-blame for the death of the disappeared person, keeping the lost person's belongings and getting spiritual support after a loss were determined. Factors that increase the severity of prolonged grief symptoms are as follows: Being divorced/widowed, low education level, alcohol use, substance use, the presence of a diagnosis of mental disorder, presence of suicidal ideation and attempt in the past, little time after the loss, dissatisfaction with the treatment given to the deceased, sudden death, finding the death of the disappeared person painful/horrifying, living with the deceased, unfinished business existence, self blame, goods storage, getting spiritual support after loss and low social support. Severity of both PGD and high prolonged grief symptom; It was found to be associated with an increase in anxious/ambivalent attachment, avoidant attachment, CTQ-33 has sub-dimensions of emotional abuse, physical abuse, physical neglect, emotional neglect, sexual harassment and excessive protection/control scores. Conversely, secure attachment scores were higher in the group without PGD and were found to be associated with lower severity of prolonged grief symptom. According to the established multivariate logistic regression model, the cause of death of the deceased person was Covid-19 (OR: 5.59, 95%CI: 1.20-26.12), the cause of death was sudden death (OR: 2.94, 95%CI: 1.14-7.59), the most affecting type of loss is spouse/child (OR:32.08, 95%CI: 5.65-182.19), the most affecting type of loss being parents (OR: 3.59, 95%CI: 1.15-11.15), anxious/ambivalent attachment, (OR:1.35, 95%CI: 1.02-1.79) and the presence of childhood traumas (OR:1.05, 95%CI: 1.02-1.07)were determined as predictors of PGD. Conclusion: In our study, a relationship was found between the severity of symptoms of PGD and prolonged grief and sociodemographic characteristics, variables related to loss, attachment styles and childhood traumas. With the findings we obtained about PGD; we think that it is important to routinely evaluate patients who applied to the outpatient clinic in terms of loss, grief and PGD, and to deal with loss, grief and PGD in treatment.
Benzer Tezler
- Kadın hastalarda somatizasyon: Çok yönlü bir değerlendirme
Başlık çevirisi yok
ÖMER ÇERMİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1993
PsikiyatriAnkara ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDÜLKADİR ÇEVİK
- Sezaryen ve normal doğum yapan kadınlarda görülen ruhsal durum değişiklikleri ve bunların karşılaştırılması
The psychological situation and changes of the women giving birth in caesarean operation and vajinal birth and their comparison
ŞENAY ŞENSÖZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
HemşirelikAfyon Kocatepe ÜniversitesiDoğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DAĞISTAN TOLGA ARIÖZ
- Çocuk ve ergen psikiyatrisi polikliniğine başvuran, ebeveyn kaybı yaşamış ve yaşamamış çocukların ruhsal sorunlar, psikolojik dayanıklılık, erken dönem maladaptif şemalar ve yaşam kalitesi açısından karşılaştırılması
Comparison of mental problems, psychological resilience, early maladaptive schemas, and quality of life of children who apply to child and adolescent psychiatry outpatient clinic, with and without parental loss
BUKET BELENDİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PsikiyatriDokuz Eylül ÜniversitesiÇocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BURCU SERİM DEMİRGÖREN
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılı çocuklarda bilgisayar oyun bağımlılığında bağlanmanın etkisi ve yordayıcı faktörlerin incelenmesi
Investigation of the effect of attachment and predictive factors on computer game addiction in children with attention deficit hyperactivity disorder
AHMET YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
PsikiyatriMersin ÜniversitesiÇocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLEN GÜLER AKSU
- Çocukluk çağında psikiyatrik belirtiler ve baş ağrısı ilişkisi
The relationship between psychiatric symptoms and headache in childhood
ARZU YAVUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PsikiyatriHacettepe ÜniversitesiÇocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ BURCU ERSÖZ ALAN