Bipolar bozukluk 1 tanılı hastalar ve sağlıklı birinci derece yakınlarında biyolojik ritim ve psikososyal işlevsellik arasındaki ilişki
Association between biological rhythm and psychosocial functionality in patients with bipolar affective disorder type 1 and in their healty first degree relatives
- Tez No: 750163
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AYTÜL KARABEKİROĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 107
Özet
Amaç: Bu çalışmada BB-1 tanılı hastalar, sağlıklı birinci derece yakınları ve kontrol grubu arasında, biyolojik ritimdeki bozulma ile psikososyal işlevsellik arasındaki ilişkiyi incelemek amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 64 BB hastası, hastaların 64 sağlıklı birinci derece yakını ve 64 sağlıklı kontrolden oluşan kesitsel bir araştırmadır. Hasta grubuna; Biyolojik Ritim Değerlendirme Görüşmesi (BRDG), Sabahçıl Akşamcıl Anketi (SAA), Kısa İşlevsellik Değerlendirme Ölçeği (KİDÖ), Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HDDÖ), Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMDÖ); sağlıklı birinci derece yakınlara ve sağlıklı gönüllülere ise BRDG, SAA ve KİDÖ uygulanmıştır. Bulgular: Araştırmamızda BB hastalarının BRDG toplam ölçek puanlarının kontrol gruplarından daha yüksek olduğu, yani BB hastalarının kontrol grubuna göre biyolojik ritimlerinin daha bozuk olduğu görülmüştür. Gruplar arasında kronotipler karşılaştırıldığında BB grubunun, hasta yakını ve sağlıklı kontrollerden daha yüksek oranda sabah tipi (%39,1) ve akşam tipi (%31,3) kronotip özellikleri gösterdiği ve daha düşük oranda ara tipi (%29,7) kronotip özellikleri gösterdiği tespit edilmiştir. Hasta grubunda kronotipler arasında biyolojik ritim düzensizliği karşılaştırıldığında, akşam kronotipine sahip bireylerin BRDG toplam puanları daha yüksek saptanmış olduğu, yani akşam kronotipli bireylerin biyolojik ritimlerinin daha bozuk olduğu saptanmıştır. Hasta grubumuzda kronotipler arası işlevsellik düzeyi karşılaştırıldığında, toplam işlevsellikte akşam tipinde, ara tipe oranla daha yüksek oranda işlevsellikte bozulma olduğu görülmüştür. Hasta grubumuzda işlevsellik ile biyolojik ritim düzensizliğinin ilişkisi incelendiğinde, toplam düzensizlik ile toplam işlevsellikte bozulma arasında ilişki olduğu gözlenmiştir. Bipolar bozukluk hasta yakını grubunda kronotipler arası işlevsellik düzeyleri karşılaştırıldığında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Hasta grubunda biyolojik ritim düzensizliğine etki eden sosyodemografik ve klinik özellikler lineer regresyon analizi ile değerlendirilmiş; analiz sonucunda biyolojik ritim bozukluğunun olmasının hastalığın tam yatışma göstermemesi ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmamız, BB hastalarında biyolojik ritim düzensizliği ile psikososyal işlevsellik arasındaki ilişki ile ilgili değerli bilgiler sunmaktadır. Araştırma verileri ışığında, BB hastalarında tespit edilen biyolojik ritim düzensizliğinin, düşük psikososyal işlevselliğin bağımsız bir öngörücüsü olabileceğini düşündürmektedir. Araştırmamız sirkadiyen ritim stabilitesini hedefleyen terapötik müdahalelerin, BB'un akut ve uzun vadeli yönetiminde önemli bir yere sahip olduğunu desteklemektedir.
Özet (Çeviri)
Aim: In this study, it is aimed to examine the relationship between the deterioration of biological rhythm and psychosocial functionality among patients with Bipolar Disorder-1, their healthy first-degree relatives, and the control group. Materials and Methods: This is a cross-sectional study consisting of 64 BD patients, 64 healthy first-degree relatives and 64 healthy controls. Sociodemographic and clinic information form, Biological Rhythms Interview of Assessment in Neuropsychiatry (BRİAN), Morning-Evening Questionnaire (MEQ), Functioning Assessment Short Test (FAST), Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D) and Young Mania Rating Scale (YMRS) were applied to the BB group. Sociodemographic information form, BRİAN, MEQ and FAST were applied to the healthy control group. Results: In our study, it was observed that the BRİAN total scale scores of the BD patients were higher than the control groups, that is, the biological rhythms of the BD patients were more disturbed than the control group. When the chronotypes were compared between the groups, the BD group showed a higher rate of morning type (39.1%) and evening type (31.3%) chronotype features and a lower rate of intermediate type (29.7%) than the patient relatives and healthy controls. When the biological rhythm irregularity was compared between the chronotypes in the patient group, it was determined that the BRİAN total scores of the individuals with the evening chronotype were higher, that is, the biological rhythms of the individuals with the evening chronotype were found to be more disturbed. When the functionality between chronotypes was compared in our patient group, it was observed that there was a higher rate of impairment in total functionality in the evening type than in the intermediate type. When the relationship between functionality and biological rhythm irregularity was examined in our patient group, it was observed that there was a relationship between total disorder and total impairment in functionality. When the functionality between chronotypes was compared in the relatives of patients with bipolar disorder, no statistically significant difference was found between the groups. Sociodemographic and clinical features affecting biological rhythm irregularity in the patient group were evaluated by linear regression analysis; As a result of the analysis, it was determined that the presence of a biological rhythm disorder was associated with the lack of complete remission of the disease. Discussion: Our research provides valuable information about the relationship between biological irregularity and psychosocial functioning in BD patients. In the light of the research data, it suggests that the biological rhythm irregularity detected in BD patients may be an independent predictor of low psychosocial functionality. Our research supports that therapeutic interventions targeting circadian rhythm stability have an important place in the acute and long-term management of BD.
Benzer Tezler
- Remisyonda şizofreni ve bipolar bozukluk hastalarında zihin kuramı bozukluklarının içgörü ve diğer bilişsel işlevlerle ilişkisi
Association of tom deficits with i?nsight and other cognitive functions among remitted schizophrenia and bipolar disorder patients
AYŞEGÜL SAKARYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
PsikiyatriAnkara ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALİSE DEVRİMCİ ÖZGÜVEN
- Bipolar bozukluk hastalarında ve ailelerinde psikolojik dayanıklılık ve ilişkili faktörler
Psychological resilience and related factors in bipolar disorder patients and their families
MERVE ZEREN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA ÖZLEM ORHAN
- Bipolar bozukluk tanılı ötimik dönemdeki hastalar ve bu hastaların sağlıklı birinci derece akrabalarında interlökin-6 ve c-reaktif protein düzeylerinin impulsivite ve agresyon ile ilişkisi
Relation of interleukin-6 and c-reactive protein levels with impulsivity and aggression in euthymic patients with bipolar disorder and their first-degree relatives
NACİYE HOCAOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
PsikiyatriErciyes ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AKİF ASDEMİR
- Bipolar bozukluk tanılı hastalar ve birinci derece yakınlarında kallikrein-8'in rolü ve oksidatif stres ilişkisi
The role of kallikrein-8 and its relationship to oxidative stress in patients with bipolar disorder and first-degree relatives
TUĞBA HACIOSMANOĞLU