Geri Dön

Premenstruel disforik bozukluk ve premenstruel sendrom tanılı olgularda çocukluk çağı travmatik yaşantılarının kendine zarar verme davranışı, intihar girişimi ve cinsel işlev üzerine etkisinin incelenmesi

Investigation of the effect of childhood traumatic experiences on self-harming behavior, suicide attempt and sexual function in patients diagnosed with premenstruel dysforic disorder and premenstruel syndrome

  1. Tez No: 750409
  2. Yazar: PINAR SİVRİKAYA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÇİÇEK HOCAOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: premenstrüel sendrom, premenstrüel disforik bozukluk, çocukluk çağı travmaları, intihar davranışı, kasıtlı kendine zarar verme davranışı, cinsel işlev bozuluğu, Premenstrual Syndromes, Disorder, Premenstrual Dysphoric, Dysphoric Disorder, Premenstrual, Premenstrual Dysphoric Syndrome, Syndrome, childhood maltreatment, childhood trauma, suicide, deliberate self-harm behavior, sexual disfunction
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 217

Özet

Premenstrüel Sendrom ve Premenstrüel Disforik Bozukluk Tanılı Olgularda Çocukluk Çağı Travmatik Yaşantılarının Kendine Zarar Verme Davranışı, İntihar Girişimi ve Cinsel İşlev Üzerine Etkisinin İncelenmesi Amaç: Premenstrüel semptomlar dünyada doğurganlık çağındaki hemen her kadın tarafından tecrübe ediliyor olmakla birlikte; bu semptoların bireyin yaşam kalitesini ve işlevselliğini etkileyecek boyutta gözlenmesi, şiddet ve özelliklerine göre premenstrüel sendrom ve premenstrüel disforik bozukluk tanımı kapsamında değerlendirilmektedir. Premenstrüel bozuklukların psikopatofizyolojisini, biyopsikososyal çerçevede çok geniş kapsamda değerlendirmek ve etiyolojik nedenleri nörobiyolojik, genetik, psikolojik, sosyokütürel alanlarda detaylı olarak incelemek mümkündür. Bu nedenler çerçevesinde bazı çalışmalar premenstrüel bozukluğu olan hastalarda çocukluk çağı travmatik yaşantılarının varlığına dikkat çekmiştir. Premenstrüel bozukluğu olan hastalarda intihar davranışı, kasıtlı kendine zarar verme davranışı ve cinsel işlev bozukluğunu bildiren çalışmalar mevcuttur. Benzer şekilde ÇÇT ile intihar davranışı, KVZD ve cinsel işlev bozukluğunun da ilişkisi pek çok araştırmada incelenmiştir. Fakat literatür verileri incelendiğinde premenstrüel bozukluğu olan hastalarda bu parametrelerin birbiriyle ilişkilerini değerlendiren çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı premenstrüel sendrom ve premenstrüel disforik bozukluğu olan hastalarda ÇÇT varlığının intihar davranışı, KVZD ve cinsel işlev bozukluğu üzerine ilişkisinin incelenmesidir. Yöntem: Bu çalışmaya, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğine 1 Mart 2020 – 31 Aralik 2020 tarihleri arasında premenstrüel yakınmalar ile başvuran ve son 6 aydır herhangi bir psikiyatrik tedavi almayan katılımcılardan yapılan değerlendirme sonrası; PMS veya DSM-5 tanı ölçütlerine göre PMDB tanısı alan, ardışık, 18-45 yaş arası, düzenli adet gören ve menstrüel döngüleri 25- 35 gün olan 100 kadın olgu dahil edilmiştir. Çalışmaya katılmak istemeyen, VIII mental retardasyon, demans, alkol ve madde bağımlılığı olan, travma sonrası stress bozukluğu tanısı bulunan, adet düzensizliği olan, hormon veya oral kontrsetif tedavi kullanan, anemi, endometriosis, hiperprolaktinemesi olan, gebe, emzirme döneminde olan olgular, ürogenital operasyon geçirenler, menapoz döneminde olan olgular çalışmaya alınmamıştır. Hastalara, sosyodemografik ve klinik veri formu, Premenstrüel Sendrom Değerlendirme Ölçeği (PMSÖ), Çocukluk Çağı Travma Ölçeği (CTQ-28), Kasıtlı Kendine Zarar Verme Anketi (DSHI), Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeği (ACYÖ) uygulanmıştır. Verilerin analizleri SPSS-20.0 ile yapılmıştır. Bulgular: Bu çalışmada premenstrüel bozukluğu olan hastalarda yüksek oranda çocukluk çağı travmatik yaşantısı olduğu saptanmış ve çocukluk çağı travması varlığının premenstrüel bozukluk gelişimi için bir risk faktörü olabileceği görülmüştür. Ayrıca premenstrüel bozukluğu olan hastalarda çocukluk çağı travması varlığında kasıtlı kendine zarar verme davranışı ve cinsel işlev bozukluğunun anlamlı olarak daha fazla olduğu görülmüştür. Bununla birlikte premenstrüel bozukluğu olan hastalarda ÇÇT varlığında, semptom şiddeti arttıkça cinsel problemlerin de arttığı tespit edilirken, aynı bulgu ÇÇT bulunmayan grupta tespit edilmemiştir. ÇÇT toplam ve alt boyutlarının varlığı ile premenstrüel bozukluk düzeyinin ve intihar girişimi ile ilişkisi ise saptanamamıştır, fakat intihar girişimi varlığında ÇÇT ölçeği toplam puanının anlamlı olarak yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç: Premenstrüel sendrom ve premenstrüel disforik bozukluğu olan hastalarda ÇÇT varlığı ile kasıtlı kendine zarar verme davranışı, intihar ve cinsel işlev bozukluğu arasında ilişki bulunmaktadır. Çocukluk çağı travmatik yaşantısı varlığı premenstrüel bozukluk gelişimi için bir risk faktörüdür. Premenstrüel bozukluğu olan kadınlarda eş zamanlı çocukluk çağı travmatik yaşantısı varlığı hastalığın seyrini, tedavi ve terapi yaklaşımlarını değiştirebilir. Bu sebeple premenstrüel yakınması olan kadınların ilk başvuru ve değerlendirmelerinde çocukluk çağı travmatik yaşantılarının ek komorbid durumlar ile birlikte sorgulanması önemlidir. IX

Özet (Çeviri)

Objective: Premenstrual symptoms are frequently seen in women of childbearing age. In addition, the effects of these symptoms on the quality of life and functionality of the individual are examined as premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder according to their severity and characteristics. The psychopathophysiology of premenstrual disorders is broadly evaluated in a biopsychosocial framework and its etiology is examined in neurobiological, genetic, psychological and sociocultural fields. In support of this, some studies have indicated that patients with premenstrual disorders have traumatic childhood experiences. There are studies reporting suicide, intentional self-harm and sexual dysfunction in patients with premenstrual disorders. Similarly, the relationship between childhood trauma and suicide, non-suicidal self-injury and sexual dysfunction has been reported in many studies. However, there is no study in the literature evaluating the relationships between these parameters in patients with premenstrual disorders. The aim of this study was to examine the relationship between the presence of childhood trauma on suicidal behavior, nonsuicidal self-injury and sexual functions in patients with premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder. Method: This study was carried out on 1 March 2020 – 31 December 2020 at Recep Tayyip Erdoğan University Gynecology and Obstetrics outpatient clinic. A total of 100 female cases, aged between 18-45 years, who had no psychiatric treatment history for the last 6 months, were diagnosed with premenstrual syndrome in the DSM-5 scale, had regular menstrual cycles and had menstrual cycles of 25-35 days, were included in present study. Cases with mental retardation, dementia, alcohol and substance abuse, posttraumatic stress disorder, menstrual irregularity, hormone or oral contraceptive therapy, anemia, endometriosis, hyperprolactinaemia, pregnant, breastfeeding, urogenital operation, and menopause were exluded. Sociodemographic and clinical data form, premenstrual syndrome rating scale (PMSS), childhood trauma scale (CTQ-28), intentional self-harm questionnaire XI (DSHI), and Arizona sexual experiences scale (ASEX) were applied to the patients. Data analyzes were performed with SPSS-20.0. Results: In this study, it was determined that patients with premenstrual disorders had a high rate of childhood traumatic experiences and it was seen that the presence of childhood trauma may be a risk factor for the development of premenstrual disorder. In addition, in the presence of childhood trauma, intentional self-harming behavior and sexual dysfunction were found to be significantly higher in patients with premenstrual disorders. However, in the presence of childhood trauma in patients with premenstrual disorder, sexual problems were found to increase as the severity of symptoms increased, while the same finding was not found in the group without childhood trauma. The relationship between the total and sub-dimensions of childhood trauma and the level of premenstrual disorder and suicide attempt could not be determined, but the total score of the childhood trauma scale was found to be significantly higher in the presence of a suicide attempt. Conclusion: In patients with premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder, there is a relationship between the presence of childhood trauma and intentional self-harming behavior, suicide and sexual problems. The presence of a childhood traumatic experience is a risk factor for the development of premenstrual disorder. The presence of concurrent childhood traumatic experiences in women with premenstrual disorders may change the course of the disease, treatment and therapy approaches. For this reason, it is important to question childhood traumatic experiences together with additional comorbid conditions in the first application and evaluation of women with premenstrual complaints.

Benzer Tezler

  1. Premenstrüel sendrom/premenstrüel disforik bozukluğu olan adölesanlarda dikkat ve kısa süreli belleğin incelenmesi

    Analysis of attention and short-term memory in adolescents with premenstrual syndrome / premenstrual dysphoric disorder

    CANSU ÇOBANOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KORAY MEHMET ZEYNEL KARABEKİROĞLU

  2. İki uçlu duygudurum bozukluğu olan kadınlarda premenstrüel sendromın değerlendirilmesi

    The evaluation of premenstrual syndrome in bipolar patients

    ASLIHAN ÖZLEM POLAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Psikiyatriİstanbul Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. YÜCEL BAŞAK

  3. Psikiyatrik bozukluğu olan ve olmayan kadınlarda adet öncesi belirtilerin karşılaştırılması

    The comparison of premenstrual syndroms between women who have psychological problems and women who have not psychological problems

    ŞEYDA KUTSAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    PsikolojiMaltepe Üniversitesi

    Psikoloji Bölümü

    DOÇ. DR. FİGEN KARADAĞ

  4. Vajinismus tanısı ile izlenen kadınlarda premenstrüel disforik bozukluk sıklığının araştırılması

    Frequency assessment of premenstrual dysphoric disorder in women diagnosed with vaginismus

    HATİCE KIZILKALE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    UZMAN MÜNEVVER HACIOĞLU YILDIRIM

    UZMAN ÖZLEM ZEKİYE ÇETİNKAYA

  5. Bipolar bozukluk tanılı kadın hastalarda premenstrüel disforik bozukluk ek tanısının hastalığın seyrine ve metabolik sendrom sıklığına etkisi

    The effect of premenstrual dysphoric disorder comorbidity on the progress of the disease and the frequency of metabolic syndrome in female patients with bipolar disorder

    İKLİMA ZEYNEP BAYRAKTAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İSMET ESRA ÇİÇEK