Geri Dön

Mental health and ıntegration of refugees and asylum seekers in Turkey: Syrians and Afghans

Türkiye'deki mülteci ve sığınmacıların ruh sağlığı ve entegrasyonu: Suriyeliler ve Afganlar

  1. Tez No: 751469
  2. Yazar: GÜLŞAH KURT AKTAŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ZEYNEP CEREN ACARTÜRK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Psikoloji, Psychology
  6. Anahtar Kelimeler: Suriyeliler, Afganlar, ruh sağlığı, entegrasyon, Türkiye, Syrians, Afghans, mental health, integration, Turkey
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Koç Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Psikoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Psikoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 164

Özet

Zorla yerinden edilmelerin sayısında eşi benzer görülmemiş bir artış vardır. Devam eden çatışma ve şiddet sebebiyle, 100 milyondan fazla insan zorla yerinden edilmiştir. Bunların arasında, 27.1 milyonu başka ülkelere sığanarak mülteci olarak yaşamaktadır. Türkiye, şu anda 4 milyon mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yaparak en çok mülteci barındıran ülke konumundadır. Suriyeliler ve Afganlar, Türkiye'de yaşayan en kalabalık mülteci gruplarını oluşturmaktadır. Mülteciler ve sığınmacılar, çatışma ve yerinden edilmeyle ilgili deneyimler nedeniyle ruh sağlığı problemleri gösterme riski altındadır. Bu tez, Türkiye'de yaşayan Suriyeli ve Afghan mültecilerin ruh sağlığı ve entegrasyonun farklı yönlerini ve birbirleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır. Bölüm 2'de, Suriyeli mülteciler araasında çatışmayla ilgili travmatik deneyimlerin kültürel entegrasyonu üzerindeki rolünü inceledim. Sonuçlar, menşei ülkede veya varış ülkesine giderken travmatik deneyimlere maruz kalmanın Suriye kültürünün korunması ve Türk kültürünün benimsenmesi üzerindeki olumsuz etkileri göstermiştir. Çatışmayla ilgili travmatik deneyimler, kültürel entegrasyona yardımcı olan duygu odaklı başa çıkma stratejilerini olumsuz etkilemektedir. Bulgular, Suriyeli mültecilerin entegrasyonunu teşvik etmek için travma ve duygu odaklı psikososyal müdahale programlarının gerekliliğini vurgulamaktadır. Bölüm 3, COVID-19'un Suriyeli mültecilerin ruh sağlığı üzerideki etkilerine odaklanmaktadır. Sonuçlar, COVID-19 ile ilgili kaynak kaybının ve algılanan ayrımclığın katılımcıların ruh sağlığını olumsuz etkilediğini göstermektedir. Ancak, sosyal destek, pandemiden kaynaklanan kaynak kaybı karşısında koruyucu bir faktör olarak bulunmuştur. Bu bulgular, pandemi sırasında Suriyeli mültecilerin içinde olduğu zor durumu ortaya koymaktadır. 4. Bölümde, Türkiye'deki Suriyeli ve Afgan mülteciler arasında ruh sağlığı problemlerinin yaygınlığını ve ilişkili faktörleri inceledim. Suriyelilere kıyasla, Afganların ruh sağlığı problemleri yaşama riski daha yüksek olarak bulunmuştur. Ayrıca, Afganlar daha yüksek düzeyde çatışma ve yerinden edilmeyle ilgili stres yaşadıklarını belirtmiştir. Çatışmayla ilgili travmatik deneyimlere maruz kalma ve yerinden edilme sonrası yaşanan stresörler (sosyo-ekonomik ve yapısal), her iki grup için de ruh sağlığı için önmeki risk olarak bulunmuştur. Çeşitli sosyodemografik faktörlerin (yaş, cinsiyet, eğitim gibi) ruh sağlığı için risk oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, Türkiye'deki Afgan mülteci ve sığınmacıların karmaşık göç geçmişleri ve yasal statüleriyle ilgili olarak artan kırılgınlıklarına dikkat çekmektedir. Son olarak, Bölüm 5, çatışma ve yerinden edilmeyle ilgili stres faktörlerinin Afganların sosyo-kültürel entegrasyonu üzerindeki rolünü incelemiştir. Çatışmayla ilgili travmatik deneyim yaşamanın sosyo-kültürel entegrasyon için önemli bir risk faktörü olduğu tespit edilmişken yerinden edilme sonrası yaşanan stresörlerin sosyo-kültürel entegrasyonu doğrudan yormadığı görülmüştür. Bununla birlikte, ruh sağlığı sorunları, çatışma ve yerinden edilme ilgili stresörler ve entegrasyon arasındaki ilişkiyi açıklamada önemli bir rol oynamıştır. Bu sonuçlar, en az çalışma yapılan sığınmacı gruplardan biri olan Afganlar arasında, entegrasyonun en çok gözden kaçan yönlerine ışık tutan ilk ampirik kanıtı oluşturmaktadır. Bulgular, ruh sağlığının entegrasyon üzerindeki önemli rolünü göstermekte ve entegrasyon süreçlerini teşvik etmek için psikososyal destek sağlanmasına yönelik ihtiyacı ortaya koymaktadır. Genel olarak, bu tez, literatür, uygulama ve politika açısından çeşitli katkılar sunmaktadır. Bulgular, ruh sağlığı ve entegrasyon arasındaki karmaşık ilişkiyi, ruh sağlığı ve entegrayon için çeşitli stresörlerin rolünü, COVID-19'un olumsuz sosyal, ekonomik, ve psikolojik etkilerini ve son olarak, Türkiye'deki iki ana sığınmacı topluluğu arasındaki çatışma kaynaklı stresörler ve ruh sağlığı açısından benzerlik ve farklılıkları göstermektedir.

Özet (Çeviri)

There is an unprecedented increase in the number of global forced displacements. More than 100 million people are forcibly displaced due to ongoing conflict and violence. Among them, 27.1 million fled and sought refuge in other countries. Turkey currently hosts 4 million refugees and asylum seekers as the major hosting country. Syrians and Afghans are the largest refugee groups in the country. Refugees and asylum seekers are at increased risk of developing mental health problems due to conflict and displacement-related experiences. The present dissertation aimed to examine the different aspects of and the interplay between mental health problems and integration among Syrian and Afghan displaced communities in Turkey. In Chapter 2, I examined the role of conflict-related traumatic experiences in cultural integration outcomes among Syrian refugees. The results showed the adverse impact of exposure to potentially traumatic incidents in the home country or en route to the destination country on maintaining Syrian culture and adopting Turkish culture. Conflict-related traumatic experiences seemed to deplete their emotion-focused coping strategies, which were conducive to cultural integration. Findings highlight the necessity of providing trauma-informed, emotion-focused psychosocial interventions to foster the integration of Syrian refugees. Chapter 3 focused on the mental health impacts of COVID-19 among Syrian refugees. The results showed that the COVID-19-related resource loss and perceived discrimination adversely impacted the participants' mental health. However, social support was a protective factor in the face of pandemic-related resource loss. These findings reveal the precarious conditions of Syrian refugees during the pandemic. In Chapter 4, I examined the prevalence of common mental health problems and associated risk factors among Syrian and Afghan refugees in Turkey. Compared to Syrians, Afghans were at heightened risk of developing mental health problems. They also reported a higher level of conflict and displacement-related stressors. Exposure to conflict-related traumatic experiences and post-displacement stressors (socio-economic and structural) were the significant risk factors for mental health for both groups. Several risk factors related to socio-demographic characteristics (e.g., age, gender, education) were identified. These results draw attention to the increased vulnerabilities of Afghan refugees and asylum-seekers in Turkey, possibly related to their entrenched migration history and legal status. Finally, Chapter 5 investigated the role of conflict and displacement-related stressors on socio-cultural integration among Afghan refugees. Experiencing conflict-related traumatic experiences was a significant risk factor for socio-cultural integration, while post-displacement stressors did not directly predict socio-cultural integration. However, mental health problems played a significant role in explaining the relationship between conflict and displacement-related stressors and integration outcomes. These results provide the first empirical evidence for one of the most overlooked aspects of integration among one of the least studied asylum-seeking communities. Findings reveal the crucial role of mental health in integration and the need to provide psychosocial support to promote the integration process. Overall, the present dissertation contributed to the literature, practice, and policy in several ways. The findings highlight the intricated relationship between mental health and integration, the role of a wide range of stressors for mental health and integration, the adverse social, economic, and psychological impacts of the COVID-19 pandemic, and lastly, the similarities and differences between the two major asylum-seeking communities in Turkey in terms of conflict-related stressors and mental health problems.

Benzer Tezler

  1. Intergenerational experiences of humanitarian aid workers in Turkey: A contextual perspective

    Türkiye'deki insani yardım çalışanlarının kuşaklararası deneyimleri: Bağlamsal bir yaklaşım

    NAZLI DENİZ ATALAY

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Psikolojiİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYTEN ZARA

  2. Türkiye'de su hakkı

    The right to water in Turkey

    YILDIZ AKEL ÜNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  3. The impact of the COVID-19 pandemic on refugee resettlement in Saint John, New Brunswick, Canada

    COVID-19 pandemisinin Saint John, New Brunswick, Kanada bölgesindeki mülteci yerleştirmesi üzerindeki etkisi

    ZOE MAE MARSTERS

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    Uluslararası İlişkilerBoğaziçi Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DİLEK ÇINAR

  4. Acculturation and its effect on Syrian refugees' mental health and lifetime: A systematic review

    Akültürasyon ve Suriyeli mültecilerin ruh sağlığı ile hayatlarına etkisi: Bir sistematik derleme

    İREM NUR KAYA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Psikolojiİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Sağlık Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET TAMER AKER