Geri Dön

Refugee entrepreneurship and the limits of inclusion: A study of Syrian refugee entrepreneurs' embeddedness in Turkey

Mülteci girişimciler ve içermenin sınırları: Türkiye'deki Suriyeli girişimcilerin gömülülükleri üzerine bir çalışma

  1. Tez No: 755979
  2. Yazar: UĞUR YETKİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. DENİZ TUNÇALP
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: İşletme, Business Administration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İşletme Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İşletme Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 166

Özet

Girişimciliği çalışan araştırmacılar, girişimciliğin özgürleştirici yanına ve insanların hayatlarını dönüştürücü etkisine vurgu yapmaktadır (Rindova ve diğ, 2009; Verduijn ve diğ, 2014). Bu kapsamda, mülteci girişimciliği bu iddiaları doğrulamak için çok önemli bir ampirik ortam sunmaktadır, çünkü mülteciler göç ettikleri ülkeye bir an önce entegre olup kendi kendine yetecek ekonomik ve sosyal özgürlüğe erişmeye çalışmaktadır. Benzer şekilde, göçmen girişimciliği yazınında da girişimciliğin, sosyal içerme ile entegrasyonu hızlandırdığı yönünde bazı çalışmalar bulunmaktadır (Shneikat ve Alrawadieh, 2019; Wauters ve Lambrecht, 2008; Ren ve Liu, 2015). İlave olarak zorunlu olarak bağlam değiştiren mülteciler, yeni bağlama dinamik bir şekilde gömülü olmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu çerçevede, bu çalışma, mülteci girişimcilerin sığınılan ülkenin bağlamına nasıl gömülü hale geldiklerini ve içer(il)me ve dışlanma deneyimlerini kritik perspektiften analiz etmektedir. Göç, dünyanın en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir (McGahan, 2019). BM'nin verilerine göre son 10 yılda göçmenlerin sayısı 51 milyon artarak 272 milyona yükselmiştir. Göçmen grupların arasında en çok artış gösteren ise 30 milyona yaklaşan mültecilerdir (McAuliffe ve Khadria, 2020). Bu kapsamda, mültecilerin yüzde 86'sı gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Türkiye ise 3,7 milyon Suriye mülteci sayısı ile son 7 yıldır dünyanın en yüksek sayıda mülteci barındıran ülkesidir (UNHCR, 2020; DGMM, 2022). Öte yandan, tarihsel verilere göre mültecilerin sadece yüzde 3'ü tekrar evine dönmektedir. Bu da mülteci sorununa ülkelerin bakışını değiştirmelerini zorunlu kılmaktadır. Türkiye'de 15000'in üzerinde mülteci şirketi kayıtlı olup, tahminen 1,5 milyar dolarlık yatırımlarının olduğu düşünülmektedir (TEPAV, 2018). Tarihsel verilere göre mültecilerin büyük bölümünün sığınılan ülkede kaldığı ve mültecilerin yüzde 86'sının gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı dikkate alındığında, Türkiye'deki mülteci girişimciler, mülteci girişimciliği çözümlemede çok zengin ve anlamlı bir veri seti sunmaktadır. Bu çalışma, mültecilerin girişimcilik deneyimlerini en iyi şekilde anlayabilmek için mülteci girişimcilerin sığınılan ülkenin bağlamına gömülü olma seviyelerini incelemiştir. Yazında genel olarak girişimciler ihtiyaç odaklı küçük dükkân sahipleri olarak resmedilmektedir (Wauters ve Lambrecht, 2006; Verver ve diğ, 2019; Chang, 2021). Çalışmanın sonuçları ise yazından farklı olarak, çeşitli gömülülük seviyelerine sahip ve ihtiyaç odaklı ile fırsat odaklı olmak üzere farklılaşan girişimci tipolojisine ulaşmıştır. Diğer bir deyişle, çalışma, mülteci girişimcileri heterojen bir grup olarak değerlendirmiş ve“hayatta kalma”,“etnik-pazar odaklı”ve“entegre olan”girişimciler olarak üç farklı grupta sınıflandırmıştır. İlave olarak, çalışmanın sonuçlarına göre, girişimciler sığınılan ülke bağlamına daha fazla gömülü oldukça, kendilerini daha fazla dışlanmış hissetmekte ve resmi ve gayri resmî kurumlar (Örnek: ayrımcılık) vasıtasıyla diferansiyel dışlanmaya maruz kalmaktadır. Çalışma, daha fazla gömülü olan girişimcilerin daha fazla dışlanmaya maruz kalmalarını eleştirel gerçekçilik yaklaşımıyla incelemiştir. Çalışma sonucunda ise, kültürel farklılık ile sosyal sınıf yapılarının, vatandaşlığa kabul ve zorunlu göç mekanizmaları vasıtasıyla aktive edilerek çeşitli şekillerde dışlanmaya neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dışlanmanın yanında, mültecilere sığınılan ülkedeki geleceklerine yönelik açık ve şeffaf bir yolun tarif edilmemesi ve devletin vatandaşlığa kabul stratejisi sonucunda mültecilerin farklı hukuki statülere kavuşmaları, diferansiyel içerilmeyi de beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede, ülkenin politik bağlamından zorunlu olarak kopuk olmaları ve karmaşık hukuki statüleri, mülteci girişimcileri bağlamdaki değişimlere karşı savunmasız bırakmaktadır. Buna karşılık olarak, mülteci girişimciler, maruz kaldıkları diferansiyel dışlanma ve içerilmeye karşı toplum içindeki konumlarını ilerletmek ve sağlamlaştırmak maksadıyla bir dizi karşı stratejiler uygulamaktadır. İçerilme ve dışlanma yazınlarının yanında, bu çalışmanın mülteci girişimcilerin gömülü olma eğilimlerine yönelik önemli katkıları bulunmaktadır. Çalışmanın sonuçları, mülteci girişimcilerinin çoklu mekâna ve çoklu bağlama, süreçsel, dinamik ve değişen seviyelerde gömülü olduklarını savunmaktadır. İlave olarak, çalışma, karma gömülülük modelinin kısıtlı yanlarını tespit ederek, girişimcilerin özellikle alansal, politik, bilişsel ve normatif gömülülüklerinin potansiyeline dikkat çekmektedir. Girişimcilik faaliyetlerini etkileme potansiyellerine rağmen, bahse konu gömülme formlarının özellikle göçmen yazınında büyük oranda ihmal edilmeleri en büyük eksiklik olarak görülebilir. Giriş bölümünde, çalışmanın amacı ve katkıları sunulmuştur. İkinci bölümde öncelikle kullanılan teorik altyapıya yer verilmiştir. Mültecilerin entegrasyonu ile içerilme ve dışlanma süreçleri irdelenmiş, ardından göçmen girişimciliği kapsamında yazında kullanılan teoriler detaylı anlatılmıştır. Müteakiben göçmen girişimciliğinde son dönemde en çok öne çıkan ve çalışmanın da ana teorik çerçevesini oluşturan gömülülük yaklaşımı tüm yönleriyle tartışılmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde, çalışmanın yöntemi detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Çalışma eleştirel gerçekçilik yaklaşımını esas alarak nitel bir araştırma yapmaktadır. Bu kapsamda 14 farklı sektör ve 7 farklı şehirde ikamet eden 39 Suriyeli mülteci girişimci ve dört sektör uzmanı ile yarı-yapılandırılmış mülakat tekniği ile veri toplanmıştır. Veriler transkript edilerek, MAXQDA programında içerik analizine tabi tutulmuştur (Corbin ve Strauss, 2008; Gioia ve diğ, 2012). Bu bölümün sonunda çalışmanın hangi ampirik bağlamda yapıldığını açıklamak maksadıyla Suriyeli mültecilerin Türkiye'deki durumu ve Suriye mülteci krizi tüm yönleriyle irdelenmiştir. Yöntemden sonra, dördüncü bölümde çalışmanın analiz sonuçları sunulmuştur. Çalışmanın analizinden ortaya çıkan üç farklı tipoloji (hayatta kalma, etnik-pazar odaklı ve entegre olan) ve dört farklı gömülülük çeşidine (sosyal, kurumsal, politik ve alansal) göre çalışmanın analizi raporlanmıştır. Analizi müteakip, tartışma bölümünde ise bulunan sonuçlar detaylı bir şekilde incelenmiştir. Buna göre sosyal gömülülük, Granovetter'in de üzerinde durduğu üzere hala en önemli gömülülük tipi özelliğini korumaktadır. Mülteci girişimcilerin faaliyetlerine etkisinin yanında diğer gömülme tipleri ile de yakın etkileşim içindedir. Bu çerçevede, girişimci gruplarının sosyal gömülülükleri aile, akraba bağları, etnik çevre ve yerli ağlar olmak üzere çeşitli seviyelerde bulunmaktadır. Analize göre hayatta kalma odaklı girişimcilerinin sosyal ağları, aileleri ve yerel etnik bağlarla sınırlıdır. Ancak girişimlerindeki en önemli kaynak yine bu sınırlı ağlardır. Öte yandan etnik-pazar odaklı girişimcilerin, aile ve yerel etnik ağlarının yanında, ülke genelinde firmalarının büyümelerine katkı sağlayan daha yaygın etnik sosyal çevreleri ve kısıtlı da olsa yerel bağlantıları da bulunmaktadır. Ayrıca Arapça konuşan ülkelere ticaret yapmaya daha istekli olan bu grubun, Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere orta ölçekte uluslararası sosyal ağları bulunmaktadır. Entegre olan girişimciler ise daha geniş sosyal ağları girişimcilik faaliyetlerinde etkin bir şekilde kullanmaktadır. Ancak özellikle entegre olan girişimciler sosyal hayatta daha sık ayrımcılığa uğradıklarını ifade etmektedir. Girişimcilerin kurumsal gömülülükleri karşılaştırıldığında, hayatta kalma odaklı girişimcilerin, kurumsal gömülülükleri zamanla gelişmekte, öncelikle gayri resmi olarak işletmelerini açmakta, daha sonra işletmelerini kaydetmektedirler. İşletmeleri, küçük ve basit bir modele sahip olması nedeniyle çok büyük bürokratik işlemlere ve kurallara tabi değildir. Bu nedenle sınırlı kurumsal gömülü kalarak da işletmelerini devam ettirebilmektedirler. Etnik-pazar odaklı girişimciler ise hayatta kalma odaklı girişimcilere nazaran zamanla daha fazla kurumsal regülasyonlara gömülü hale gelmektedirler. Ülke genelindeki etnik pazara hizmet etmeleri nedeniyle daha önce yabancı oldukları işçi hakları, iş sağlığı ve güvenliği gibi ilave kurallara adapte olmaya çalışmaktadır. Öte yandan bankalar başta olmak üzere tedarikçi ve müşterilerle finansal ödemelerde ciddi bir güven sorunu yaşamaktadırlar. Bu nedenle daha önce alışık oldukları pratiklerle (örn: sadece etnik müşterilerle çalışma, bankasız ve nakit işlemler) işlerini yürütmeyi tercih etmektedirler. Entegre olan girişimciler ise banka gibi finansal araçları daha fazla kullanmaktadır. Misafir ülkenin pazarından ve iş yapma şeklinden kaynaklanan bilişsel ve normatif kurumlara daha hızlı gömülü hale gelmektedirler. Öte yandan şehir ve ülke dışına çıkışlardaki kısıtlamalar, mülteci işçi çalıştırmada getirilen sınırlandırmalar gibi kurumsal bariyerler entegre olduğunu zanneden mülteci girişimcileri çok daha fazla etkilemektedir. Politik gömülülük, göçmen yazınında ihmal edilmesine rağmen, mülteci girişimciler için önemli bir bağlam haline gelmektedir. Göçmen girişimciliği yazınının gelişmiş ülkelerde yapılan ampirik araştırmalar sonucunda şekillenmiş olması, politik bağlamın yeterince irdelenmemesine neden olmuş olabilir. Oysa mülteci sorunu başlı başına politik bir süreçten oluşmaktadır ve mültecilerin yüzde 86'ısı politik olarak sürekli bağlam değişikliklerinin meydana geldiği gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Bu çerçevede bu çalışmanın sonuçları, mülteci girişimcilerin misafir ülkenin politik bağlamına gömülü olamamalarından dolayı girişimleri yönüyle de sınırlı hareket edebildiklerini savunmaktadır. Girişimcilerin vatandaş olamamaları, sürekli artan yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık gibi hususların özellikle misafir ülkeye büyük yatırımlar yapan entegre olan girişimcileri endişelendirdiği gözlenmiştir. Bu kapsamda hayatta kalma odaklı girişimciler daha çok günlük faaliyetlerine odaklanarak geçimlerini sağlama endişesi duyarken, sürekli değişen ve karmaşık politik ortamdan büyük oranda izole yaşamaktadır. Girişimcilerin çoğunlukla etnik-yoğun mahallelerde faaliyet göstermeleri de politik karmaşalardan etkilenmeden kendilerini misafir ülkenin parçası gibi hissetmelerine neden olmaktadır (Lee C., 2019). Bu nedenle her türlü olumsuzluklara rağmen, Türkiye'nin benzer kültürel ve dini yapısı Avrupa gibi gelişmiş ülkelere gitmek yerine alansal olarak Türkiye'ye gömülü olmalarına neden olmaktadır. Ancak yatırımları her geçen gün artan ve misafir ülke ile daha sıkı bağlar kuran etnik-pazar odaklı ile entegre olan girişimciler, yerel ve ülke çapındaki politik karar vericilere çeşitli sorunları iletmek ve politikaları yönlendirmek için ulaşmaya çalışmaktadır. Girişimcilerin kurdukları dernekler başta olmak üzere kişisel ilişki ağları üzerinden yerel politikacılara ulaşabildiği ve kısmen de olsa gerekli destekleri alabildiği görülürken, ülke çapındaki politik etkilerinin çok sınırlı olduğu tespit edilmiştir. İlave olarak vatandaşlık edinme hakkının belirsiz bir süreç üzerinden işlemesi ve artan yabancı düşmanlığı özellikle entegre olan girişimcilerin geleceğe ilişkin konumlarını korumak maksadıyla bir dizi stratejiler üretmesine neden olmaktadır. Entegre olan mülteci girişimcilerin misafir ülkenin bağlamına yüksek seviyede gömülü olmalarına rağmen kendilerini diğer girişimci gruplarına göre daha fazla dışlanmış hissetmeleri, yazında bahsedilmeyen bir davranış olarak daha fazla irdelemeye ihtiyaç duymaktadır. Bu kapsamda, yazar verinin ötesinde yatan gerçekliğe ulaşmak için eleştirel gerçekçilik yaklaşımı benimsemiştir. Eleştirel gerçekçilik ile gözlemlenen görgül ve aktüelin ötesinde gerçekliğe ulaşmak temel hedeftir (Fletcher, 2017). Bu nedenle, nesnel yapılara ait gücün, nedensel mekanizmalar ile aktive edildiği gerçeğinden hareketle, eleştirel gerçekçilik nesnel yapıları ve nedensel mekanizmaları tespit etmeye odaklanır (Tunçalp, 2021). Bu kapsamda elde edilen birincil mülakat verileri ve mülteci sorununa ilişkin yapılan bilimsel araştırmalar ve kamuoyu anketleri incelendiğinde, mülteciler ve yerel toplum arasında ile yerel toplumun içindeki kültürel farklılıkların, büyük güce sahip nesnel bir yapı olduğu tespit edilmiştir (Saraçoğlu ve Belanger, 2019). Suriyeli mültecilere vatandaşlık hakkının verileceği açıklamaları nedensel mekanizma görevi görerek, kültürel farklılığın etkilerini aktive etmiş ve bu durum Suriyeli mültecilerde sosyal dışlanmışlık ve ayrımcılığa (Gursel, 2017), yerel toplumda ise ekonomik kriz, milli kimlik bütünlüğünün kaybedilmesi ve sosyal yaşam alanının daralması gibi korkulara neden olmaktadır (Saracoglu ve Belanger, 2019; Erdogan, 2020). Ekonomik sorunlar ve medyanın mültecilere karşı olumsuz tutumu dış mekanizmalar olarak nedensel mekanizmanın etkilerini daha da artırmaktadır. Kültürel farklılıklar dışlanmaya yönelik soruya cevap vermektedir. Ancak neden özellikle entegre olan mülteci girişimcilerin daha fazla diferansiyel dışlanmışlık hissettiklerini tespit etmek için farklı bir sosyal sorunu irdelemek gerekmektedir. Özellikle entegre olan girişimci grubundakiler Suriye'de geniş sosyal statülere sahip bireylerden oluşmaktadır. Ancak sosyal statüleri zorunlu göç ile birlikte ellerinden alınmış ve yeni geldikleri ülkede sadece mülteci olarak tanımlanmaktadırlar. Misafir ülkede girişimci olarak büyüdükçe, sosyal olarak da yukarı doğru mobilite kazanacaklarını beklerken, ayrımcılığa uğramaları veya en azından talep ettikleri ayrıcalıkları elde edememeleri dışlanmışlık hislerini diğer girişimcilere oranla artırmaktadır. Çalışma, sosyal sorunlar da dahil olmak üzere analiz sonuçlarını tartıştıktan sonra, sonuç bölümünde teorik, pratik ve yöntem açısından yapılan katkıları özetlemekte, çalışmanın sınırlarından ve müteakip çalışmalara tavsiyelerden bahsetmektedir. Bu kapsamda çalışmanın üç ana katkısı bulunmaktadır: Birincisi, yazında mülteci girişimciler kısıtlı kaynaklara sahip ihtiyaç odaklı küçük işletme sahipleri olarak resmedilmektedir (Wauters ve Lambrecht, 2006; Chang, 2021). Bu çalışma, mülteci girişimcilerin gömülülük süreçlerini analiz ederek, girişimcilerin çeşitli gömülülük seviyelerinde ihtiyaç odaklıdan fırsat odaklıya kadar çok farklı sınıflara ayrılabileceğini savunmaktadır. İlave olarak, mülteci girişimcilerin gömülülük süreçlerine ve girişimcilik faaliyetlerine etki edecek şekilde çok çeşitli göç paternleri ve kaynakları bulunmaktadır. Bu heterojen tanımlama, yazında tarif edilen mülteci ve genel göçmen girişimcilerden ayrışmaktadır (Wauters and Lambrecht, 2008; Rath, 2000). İkincisi, mülteci girişimciler bulundukları bağlama gömülü oldukça, daha fazla dışlanmaya maruz kalmaktadır. Yaşadıkları dışlanma, yazında belirtilen diferansiyel dışlanmaya uymaktadır. İlave olarak, mültecilerin hukuki statüleri de çeşitlenmektedir. Bu durum da diferansiyel içerilmeye neden olmaktadır. Çalışma, eleştirel gerçekçilik yaklaşımı sayesinde, içerilme ve dışlanmanın sürecini ve asıl nedenlerini ortaya koymaktadır. Üçüncüsü, çalışma mülteci girişimcilerin gömülülüklerine yeni boyutlar kazandırmaktadır. Son yapılan araştırmalar, girişimcilik yazınındaki tek boyutlu, durağan ve ikili (gömülü ya da değil) yaklaşımı eleştirmektedir. Bu çerçevede, yapılan çalışma gömülülüğün dinamik, çok boyutlu ve süreçsel yönlerine vurgu yaparak yazında bu yönde yapılan akademik çağrılara katkı sunmaktadır. Bu çerçevede, bu çalışmanın sonuçları, mülteci girişimcilerin gömülülüklerinin birden fazla bağlam ve alanla ilişkili olduğunu savunmaktadır. Ayrıca mülteci girişimcilerin gömülülüklerinin süreçsel, değişen seviyelerde ve dinamik olduğunu iddia etmektedir. Çalışma, gömülülüğün bu özellikleri sayesinde aynı bağlamda yaşayabilen üç farklı mülteci girişimci grubunu (hayatta kalma, etnik-pazar, entegre olan) tespit ederek analiz etmiştir. Çalışmanın sonuçları karma gömülülük modelinin sınırlarına dikkat çekmekte, mülteci girişimciliğe özgü politik gömülülüğü tanımlamaktadır. İlave olarak, mültecilerin bağlam değişikliği yaşaması, bilişsel ve normatif gömülülüğe ait detayların mülteci girişimcilerde gözlenmesine olanak sağlamıştır. Göçmen girişimciliğinde politik, bilişsel ve normatif gömülülük tiplerinin önemi çalışmayla ortaya çıkmasın rağmen, göçmen yazınının bahse konu gömülülük tiplerinden bahsetmemesi ya da çok az atıfta bulunması şaşırtıcı bir durumdur. Son olarak, çalışmanın sonuçları sosyal ve alansal gömülülüğe ilişkin bulguları sayesinde müteakip araştırmalara önemli derecede ışık tutmaktadır. Özetlemek gerekirse, çalışmanın sonuçları mülteci girişimcileri“iyi mülteci”ve“ekonomik fırsat”olarak görmenin olumsuz yanlarını ortaya koymaktadır. Mültecileri girişimciliğe özendirmek, misafir ülkede yaşadıkları tüm sorunların çözüleceği anlamına gelmemektedir. Çalışmanın sonuçları hem entegrasyon, içerilme ve gömülülük alanlarında teorik ve pratik katkılar sunmakta, hem de mülteci girişimciliği yazınının teorik altyapısının geliştirilmesine önemli katkı sağlamaktadır.

Özet (Çeviri)

As a subset of immigrant entrepreneurship, the literature on refugee entrepreneurship argues that entrepreneurship has an emancipatory impact on refugee entrepreneurs. It helps people overcome imposed constraints, act more independently, and potentially transform their lives, making social inclusion easier. Furthermore, their context drastically changes when refugees flee to another country, requiring a dynamic embedding process in the new environment. This study critically examines how refugee entrepreneurs become embedded in their home and host countries and experience inclusion and exclusion in the host country. The researcher conducted a comprehensive study on how refugee entrepreneurs experience their entrepreneurial processes concerning their contextual embeddedness and social inclusion and exclusion dynamics in the host country. The study first laid out the theoretical background by clarifying integration, inclusion, exclusion, and immigrant entrepreneurship theories. Then, it described how embeddedness gained currency in immigrant entrepreneurship research. It outlines how the mixed embeddedness model emerged to understand the inherent complexity of immigrant and refugee entrepreneurship. Empirically, the study qualitatively analyzed Syrian refugee entrepreneurs in Turkey. Turkey has become the largest refugee-receiving country globally, hosting more than 4 million refugees, mainly from Syria. These refugees also become highly active in the Turkish business environment. The author interviewed 39 Syrian refugee entrepreneurs working in 14 sectors across seven Turkish cities and four critical informants. A qualitative analysis of these interviews through MAXQDA software identified three types of refugee entrepreneurship based on refugees' contextual embeddedness and entrepreneurial motivation: survival entrepreneurs, ethnic-targeting entrepreneurs, and integrating entrepreneurs. When refugee entrepreneurs become more embedded in a host country, they experience more differential exclusion and inclusion, depending on the type of their refugee entrepreneurship. Therefore, they constantly negotiate their societal position by developing unique strategies against exclusionary actors and structural barriers. The study analyzed the underlying reasons for the differential exclusion with the critical realist lens. Cultural differences and social status are the primary causal structures for exclusionary activities. Naturalization and forced migration act as generative mechanisms, activating the causal powers of these structures. Thus, entrepreneurship helps refugee entrepreneurs advance their economic integration. However, the deep-seated differential exclusion mechanisms limit the potential emancipatory impact of entrepreneurship for different types of refugee entrepreneurs. In addition to the theoretical implications of exclusion and inclusion, the study also uses the embeddedness perspective for understanding refugee entrepreneurship. It describes refugee entrepreneurs' unique social, institutional, political, and spatial embeddedness. Surprisingly, extant literature neglects political embeddedness and informal (cognitive and normative) aspects of institutional embeddedness. Also, the study argues that entrepreneurs in each category gradually develop embeddedness in multiple contexts (social, political, institutional, and spatial) and locations to varying degrees. Furthermore, it explains how refugee entrepreneurs dynamically get disembedded and re-embedded in the home and host countries to regain, sustain and grow their resources. Considering 86% of the refugees settle in developing countries, this study's empirical setting and results contribute to developing the unique refugee entrepreneurship subdomain. The study also provides practical implications regarding refugee entrepreneurs' integration and inclusion strategies. It stresses that labeling refugee entrepreneurs as“good migrants”and seeing them as“an economic opportunity”cause their problems to be pigeonholed and neglected. Furthermore, the“good refugee”discourse makes empty promises and discriminates against refugee entrepreneurs. When entrepreneurs realize it is not the case, they feel even more excluded from society. As a result, the author believes this dissertation opens new avenues in inclusion, exclusion, integration, and embeddedness research. Furthermore, the research presents some practical implications that could guide the policy-makers.

Benzer Tezler

  1. Mülteci girişimciliği: Suriyeli mültecilerin iş piyasalarına etkileri ve iş ağları

    Refugee entrepreneurship: Syrian refugees' impact on labour markets and their job networks

    ULAŞ PEHLİVAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İşletmeBaşkent Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YAVUZ ERCİL

  2. Türkiye'deki Suriyeli mülteci girişimcilerin oluşum süreci ve özellikleri

    The formation process and characteristics of the Syrian refugee entrepreneurs in Turkey

    DUYGU DENİZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    SosyolojiMustafa Kemal Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. METİN REYHANOĞLU

  3. Afganlı mültecilerin/yerleşimcilerin mülteci girişimcilik tercihlerinin ve başarılarının göç dönemleri üzerinden araştırılması: İstanbul, Konya ve Tokat örneği üzerine nitel bir araştırma

    Of Afghan refugees / settlements research of refugee entrepreneurship preferences and achievements on migration periods: A qualitative research on the example of Istanbul, Konya and Tokat

    ABDUL BASİR SHAHAB

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    İşletmeNecmettin Erbakan Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ATİLLA ARICIOĞLU

  4. Refugee entrepreneurship exploring the challenges and obstacles faced by refugee entrepreneurs in Turkey (Ankara)

    Mültecilerde girişimcilik; Türkiye / Ankara'daki girişimcimültecilerin karşılaştığı zorlukları ve engelleri araştırmak

    HAMİD KISHA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    İşletmeAtılım Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. CEYHAN ÇİĞDEMOĞLU

  5. The role of the entrepreneurship support programs inresponding to the challenges refugee entrepreneurs face: The case of Syrian refugee entrepreneurs in Turkey

    Girişimcilik destek programlarının mülteci girişimcilerin karşılaştığı zorluklara yanıt vermedeki rolü: Türkiye'deki Suriyeli mülteci girişimciler örneği

    JEHAD ALREFAIE

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    İşletmeMarmara Üniversitesi

    İşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖKÇEN ARKALI OLCAY