Devlet, siyaset, bilim adamı olarak Yusuf Hikmet Bayur ve dönemi -Millet Partisi'nin kuruluşuna kadar-
As statesman, politician and intellectual Yusuf Hikmet Bayur and his period -until the foundation of the Millet Partisi-
- Tez No: 760445
- Danışmanlar: PROF. DR. HAMİT PEHLİVANLI
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kırıkkale Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 383
Özet
Hikmet Bayur, Türk siyasetinin önemli simalarından biridir. Önce dışişlerinden başlayarak devletin çeşitli kadrolarında çalışmış, bunun yanı sıra da ilmi anlamda birçok esere de imza atmıştır. Bu çalışma; onun doğumundan genel başkanı olduğu Millet Partisi'nin kuruluşuna kadar geçen zamanı ihtiva etmektedir. Cumhuriyet'in hem“kurucu”hem de“taşıyıcısı”olarak uzun ömrü boyunca birçok olaya yakından şahitlik etmiş ve hatta birçoğunun bizzat içinde yer almıştı. Genel sekreterliği yıllarında da Atatürk'ün yakınında bulunmuş, ölümüne kadar da“sadık”bir Kemalist olarak bu ideolojinin savucusu olmuştur. Lozan Konferansı'na da katılan Bayur, Türkiye'nin görevlendirdiği ilk büyükelçiler arasında yer almıştı. Çeşitli görevlerin ardından 1933 yılında Maarif Vekili olarak görevlendirilmiştir. Uzun yıllar siyaset yaptığı CHP'den 22 Ocak 1946 tarihinde ihraç edilmişti. Parti ihraç gerekçesini parti tüzüğüne aykırı davranmakla gerekçelendirmiş fakat ihracı gazete köşelerinde ciddi tartışmalara sebep olmuştu. İhraç hadisesinden sonra çeşitli gazetelerde onun parti kuracağı haberleri yer almış, O yeni bir parti kurmak yerine 1946 seçimlerinde DP'den milletvekili adayı olarak karşımıza çıksa da seçilememişti. İhraç hadisesinin akabinde CHP'ye olan sert tenkitlerini yazarlığını yaptığı Akın, Kudret gazetelerinde dile getirmişti. Bayur, daha sonra fikrî uyuşmazlıktan dolayı da DP ile yollarını ayırmış, genel başkanlığını yaptığı Millet Partisi'nin kurucuları arasında yer almıştı. Bayur, dönem hatıratlarında“tenkitçi”,“inatçı”ve“doğru”bildiğinden şaşmayan bir insan olarak telakki edilmişti. Bazı kaynaklar, onun“aşırı”derecede olan İsmet İnönü karşıtlığından bahsetmiş, 1938'de Atatürk'ün ölümünden sonra da İnönü'ye oy vermeyen tek kişi olarak tarihe geçmişti. Bu muhalif tavrı özellikle 1947'de İsmet İnönü tarafından ilan edilen 12 Temmuz Beyannamesi'nde sonra daha da belirgin bir hâl almıştı. Bayur'un yazıları incelendiğinde“komünizm”ve“irtica”konusunda muarız bir tavrı olduğu hemen anlaşılacaktı. Onun nazarına göre irtica kökleri Osmanlı Devleti'ne dayanan bir düşünceydi ve Atatürk devrimleriyle hitama ermişti. 1947 yılında da“solcu hocaların”üniversiteden tasfiyesi konusunda fikrini açıkça beyan etmiş ve komünizme sarih bir tavır beyan etmişti. Bu fikirlere olan tenkitlerini yazarı olduğu“İnkılâp/Devrim Gençliği”dergisinden takip etmek mümkündü. Bunun dışında eserlerinde ne kadar bazı kişiler tarafından tenkit oklarına hedef olsa da“öztürkçeci”bir dil kullanmıştı. Hikmet Bayur hakkında hazırlanan bu çalışmada yöntem olarak öncelikli olarak arşiv vesikalar incelenmiş, daha sonra kendisi tarafından kaleme alınan eserlerden ziyadesiyle istifade edilmişti. Dönem hatıratlarında onunla ilgili olan bölümlerde çalışmayı oldukça zenginleştirmişti. Hayatı boyunca Türk tarihçiliğine ciddi eserler kazandırmış, dönemin ruhunu eserlerine yansıtmıştı. Bazı kaynaklar onun siyasi yaşam tecrübesinin dedesi Kıbrıslı Kamil Paşa'dan aldığına dair yorumlar da yapmışlardı. Onun yazı hayatı boyunca en hassas konulardan biri de Atatürk konusu olmuştu. Onun aldığı kararların hepsine olumlu bir bakışı olan Bayur, hayatının sonuna kadar da Atatürk'ün fikirlerinin“taşıyıcısı”ve“koruyucusu”olmuştu. Bu ilkesini çiğnetmediği gibi, Atatürk hakkında“olumsuz”kanaatleri olan muhitlerle de bağını sürdürmemişti. Siyasi hayatı, tarihçiliği, yazarlığı cihetiyle Türk tarihi içinde önemli bir konuma sahip olmuştu. İlerlemiş yaşına rağmen, Türk Tarih Kurumunda bazı eserlerin basımına bilirkişilik etmişti.
Özet (Çeviri)
Hikmet Bayur is one of the important figures of Turkish politics. Starting with foreign affairs, he first worked in various positions in the state besides writing many scientific works. This work includes the time period from his birth to the establishment of the Nation Party, of which he was the Chairman. As both the“founder”and“carrier”of the Republic, he witnessed many events closely during his long life and even took part in many of them himself. He was close to Atatürk during his years as General Secretary, and as a“loyal”Kemalist, he was the defender of this ideology until his death. Bayur, who also attended the Lausanne Conference, was among the first ambassadors to be assigned by Türkiye. After various duties, he was appointed as the Deputy of Education in 1933. He was expelled from the CHP, where he had been in politics for many years, on January 22, 1946. The expulsion of the party was justified by his acting against the party statute, but his expulsion caused serious discussions in the newspaper columns. In the expulsion incident, news that he was going to form a party was heard from various newspapers but instead of founding a new party, he appeared as a deputy candidate from the DP in the 1946 elections although he was not elected. After the expulsion, he expressed his harsh criticisms of the CHP in the Akın and Kudret newspapers of which he was a writer. Bayur later parted ways with the DP due to an intellectual disagreement and became among the founders of the Nation Party, of which he was the Chairman. Bayur is considered in memoirs as a“criticizing”,“obstinate”and“correct”person. Some sources have mentioned his“extreme”opposition to İsmet İnönü and he went down in history as the only person who did not vote for İnönü after Atatürk's death in 1938. This oppositional attitude became even more evident after the 12 July Declaration, which was declared by İsmet İnönü in 1947. When Bayur's writings are examined, it will be immediately understood that he has an antagonistic attitude towards“Communism”and“reactionism”. In his view, reactionism is an idea that has its roots in the Ottoman Empire and it came to an end with Atatürk's revolutions. In 1947, he openly expressed his opinion on the expulsion of“leftist professors”from the university and expressed a clear opposition to Communism. It is possible to follow his criticisms of these ideas in the journal“Youth of Revolution”, of which he is the author. Apart from this, he used a“pure-Turkish”language in his works, even though he was the target of criticism arrows by some people. In this study, which has been prepared about Hikmet Bayur, primarily archive documents were examined as a method, and then the works written by him were greatly benefited. In the memoirs of the period, he enriched the work in the sections related to him. Throughout his life, he brought serious works to Turkish historiography and reflected the spirit of the period in his works. Some sources have also commented that he got his political life experience from his grandfather, Cypriot Kamil Pasha. One of the most sensitive issues during his writing life has been the subject of Atatürk. Bayur, who had a positive view on all the decisions he took, was the“carrier”and“protector”of Atatürk's ideas until the end of his life. He did not violate this principle, nor did he maintain ties with the neighborhoods who had“negative”opinions about Atatürk. He has an important position in Turkish history in terms of his political life, historiography and authorship. Despite his advanced age, he was an expert in the publication of some works in the Turkish Historical Society.
Benzer Tezler
- Hareket Dergisi'ndeki yazılarıyla Nurettin Topçu ve Anadolucu milliyetçilik
Başlık çevirisi yok
KENAN ALPAY
- Kadim Türk devlet geleneğinde devlet adamı vasıfları: Kutadgu Bilig tahlili
Statesman qualifications at the ancient state tradition: Analysis of Kutadgu Bilig
TUNCAY KAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Kamu YönetimiKarabük ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SAİT AŞGIN
- Azerbaycan siyasi tarihinde Nesip Bey Yusufbeyli: 1881-1920
Nesib Bey Yusufbeyli (1881-1920) and his role in the political hisyory of Azerbaijan
İBRAHİM SUSLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2012
Siyasal BilimlerMarmara ÜniversitesiTürk Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NESRİN SARIAHMETOĞLU
- Yusuf Akçura'nın eğitim ve kültür görüşleri
Views of Yusuf Akçura on education and culture
YAVUZ ARSLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Eğitim ve ÖğretimGazi ÜniversitesiEğitim Bilimleri Bölümü
PROF. DR. ÜLKER AKKUTAY
- Türk siyaset-nâme geleneğindeki ortak kavramlar ve değişen unsurlar
Shared concepts and changing elements in Turkish mirrors for princes tradition
BEYZA BETÜL BARGIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Halk Bilimi (Folklor)Ondokuz Mayıs ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BEKİR ŞİŞMAN