Geri Dön

Karadeniz'in kuzeyindeki Türk devlet ve boylarının 4-12 yüzyıllar arasında çevre politikaları ve ilişkileri

Environmental policies and relations between 4 -12 centuries of Turkish state and height in the north of the black sea

  1. Tez No: 765522
  2. Yazar: ÖZNUR KOÇAK
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİ AHMETBEYOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Genel Türk Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 301

Özet

Karadeniz'in Kuzeyindeki coğrafya tarih boyunca bir çok kavim için cezbe-dici bir saha olmuştur. Türkler bu sahaya gelmeden önce Kimmer, İskitler, Sarmatlar, Germenler ve Gotlar burada yaşamaktaydı. II. yüzyılda kuzeyden güneye doğru ger-çekleşen göç ile değişime başlayan bu saha, IV. yüzyıl sonrasında, Türk kavimlerinin göçü ile köklü bir değişim daha yaşamış ve yeni bir siyasi dönem başlamıştır. Kara-deniz'in kuzeyinde Avrupa Hunlarından sonra devam eden göçle birlikte siyasi iliş-kiler durağan olmamıştır. Böylece sürekli değişen politikalar sayesinde yeni diplomasi ağları oluşmuştur. Bölgede yüzyıllar boyunca yaşamış olan Roma imparatorluğu gibi kavimler için bu değişimler ilk kez yaşanmış ve yeni politik dengeler kurulmaya çalışılmıştır. Diğer yandan Avrupa Hunları ile başlayacağımız bu politik olaylar süresince Türkler de eski politik anlayışlarını bazen değiştirmiş bazen de benliklerinde önceden beri var olanın üzerine yeni anlayışlar eklemiştir. Tezimizde ise bu amaçla ilk olarak Avrupa Hunları'nın uygulamış olduğu çevre politikalarına değindik. Avrupa Hunlarının dış politikasını Attila öncesi dönem ve Attila sonrası dönem olarak ikiye ayırabiliriz. Attila öncesi dönemin çevre politi-kasının temelinde, Batı Roma ile iyi ilişkiler içerisinde kalmak ve Doğu Roma'ya karşı baskı uygulamak olmuştur. Nitekim Attila devrinde Doğu Roma kesin bir şekilde Hun hakimiyeti altına girmiştir. Böylece Hunların amacı olan dünya hakimiyeti sağlanmaya çalışılmıştır. Hunlardan sonra Karadeniz'in kuzeyine gelen Ogurların temel politikası ise genel anlamda çevre devlet ve kavimler ile müttefik olarak kalmak olmuştur. Ancak başka dönemlerde Bizans baskı altına alınmak istenmiştir. Sabarlar ise çevre ilişkilerinde güçlü bir askeri yapıya sahip olmalarından do-layı genellikle diğer kavimler ile müttefik olmuşlardır. Dönemin güçlü imparatorluk-larından olan Bizans ve Sasaniler, Sabarları kendi tarafına çekmek istemişlerdir. Sa-barların çevre politikalarında kendi çıkarlarına uygun olarak kimi zaman Bizans tara-fında, kimi zaman da Sasanilerin yanında savaşmışlardır. Sabarlardan sonra ele aldı-ğımız Avarların temel politikası Hunlar gibi dünya hakimiyetini sağlamak olmuştur. Bu amaçla ilk olarak Orta Avrupa'da Franklar ve Longobardlar ile savaşmışlardır. Orta Avrupa'nın hakimiyetini sağladıktan sonra Bizans'a yönelmiştir. Bizansı haki-miyet altına alabilmek için Sasaniler ile anlaşmış ve Konstantinopolis'i kuşatmışlardır. Bir diğer Türk kavmi olan Bulgarlar da Karadeniz kuzeyinde devletlerini kurduktan sonra ilk olarak dağılan Bulgar birliklerini birleştirmeyi amaçlamışlardır. Büyük Bulgar Devleti'nin kurulmasından sonra genişleme politikası yürüterek Bizans ile temasa geçmişlerdir. Tervel Han döneminde Bizans ile geliştirilen barışçıl politika Krum Han devrinde değişmiş ve Bizans baskı altına alınarak Konstantinopolis zaptedilmek istenmiştir. Hazarlar Orta Çağ Avrupa'da önemli devletlerinden birisi olmuştur. Kuzey-güney ve doğu-batı olarak devletlerini tesis etmelerinden dolayı politik olarak strate-jileri bu yönde gelişmiştir. Hazarlar dış politikada Bizans ile Karadeniz'de hakimiyet mücadelesi yapmıştır ancak Arap tehlikesi iki devletin birbirleri ile dostane ilişkiler kurmasına neden olmuştur. Yine de dış politikalarında Arap saldırılarına karşı ortak bir harekat düzenlememeleri iki kavmin ayrı siyasi ilişkiler geliştirdiğini göstermiştir. Uzlar Karadeniz'in kuzeyine geldiklerinde güçlü siyasi birliklerin arasında kalmışlar ve devam eden Türk göçleri sayesinde de bir devlet oluşturamamışlardır. Uzlar bu bakımdan at üzerinde sürekli hareket halinde ve savaşa daima hazır olmala-rından dolayı önemli bir müttefik unsuru olmuşlar ve bu yapıları sayesinde dış politi-kada aranan bir unsur olmuşlardır. Genellikle sınır bekçiliği veya yabancı kavimlerin ordularında bulunmuşlardır. Tezimizde Türk kavimlerini ele alırken onların politika-larının anlaşılabilmesi için tarihlerini de ele aldık.

Özet (Çeviri)

Geography in the north of the Black Sea has been a tempting site for many tribations throughout history. Before the Turks came to this site, Kimmer, Scanders, Sarmats, Germanics and Goths lived here. II. Century, This area which started to change with the migration from north to south in the century, IV. century later, with the migration of Turkish tribes, a radical change was experienced and a new political period began. Political relations have not been stable, with the migration in the north of the Black Sea after the European Huns. So, thanks to the constantly changing policies, new networks of diplomacy have been established. These changes have been made for the first time and new political balances have been established for the kind of people like the Roman Empire that lived in the region for centuries. Meanwhile, during these political events with the European Huns, Turks have changed their old political perceptions, sometimes adding new insights into what had existed in their selves since before. In our thesis, we first discussed the environmental policies implemented by the European Huns for this purpose. We can divide the foreign policy of the Europe-an Huns as pre-Attila period and post-Attila period. The basis of the environmental policy of the pre-Attila period was to stay in good relations with Western Rome and apply pressure against Eastern Rome. In fact, in the Attila era, East Rome has been under the control of Hun in a certain way. Thus, the purpose of the Huns is to survive the world domination. The main policy of the Ogurus, which came to the north of the Black Sea after the Huns, was to remain allies with the surrounding states and cures in general. However, Byzantine pressure has been sought at other times. Sabars have often been allies with other tribes because they have a strong military structure in environmental relations. Byzantine and Sasanis, one of the pow-erful empires of the era, wanted to bring the Sabars to their side. In accordance with their own interests in the environmental policies of the Sabars, they sometimes fought on the Byzantine side and sometimes alongside the Sasans. The basic policy of the Avars we discussed after the Sabars was to ensure world dominance, like the Huns. They fought the Franks and Longobards in Central Europe for this purpose first. After maintaining the rule of Central Europe, it headed toward Byzantine. Another Turkish tribe, Bulgarians, also sought to unite the first disbanded Bulgarian troops in the Black Sea north after establishing their state. After the estab-lishment of the great Bulgarian State, they have established an enlargement policy and contacted the Byzantine. The peaceful policy developed with Byzantine during the Tervel Han period has changed in the Krum Han era and the Byzantine pressure has been requested to contain Constantinople. The Hazars have become one of the most important states in medieval Eu-rope. Their strategy has developed politically because they have established their state as North-south and east-west. The Hazars fought for domination in Byzantine and Black Sea in foreign policy, but the Arab threat caused the two states to have friendly relations with each other. However, the fact that they did not have a joint operation against Arab attacks in their foreign policy has shown that the two tribes have developed separate political relations. When the Uzlar arrived north of the Black Sea, they were among strong political forces and could not form a state because of the ongoing Turkish migration. The Uzs have become an important ally because they are constantly on the horse and always ready for battle, and they are a wanted element in foreign policy through their structure. They were usually in the armies of border guards or foreign trianes. In our thesis, we discussed Turkish tribations, and we discussed their dates so that their policies could be understood.

Benzer Tezler

  1. Başlangıçtan xııı. yüzyıla kadar Karadeniz'in kuzeyi ile ilgili doğu ve batı menşeili yazılı kaynaklar

    13. from the beginning century, the Black Sea to the north of the eastern and western origin, with written sources

    SELAHATTİN ANATÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    TarihMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    PROF. DR. AHMET TAŞAĞIL

  2. Gagauzların menşeî meselesi

    A matter of Gagauz origin

    MUHAMMET EMİN ÖZÇELİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    TarihGazi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜRAY KIRPIK

  3. Karadeniz'in kuzeyinde ve Balkanlarda Türk varlığı (IV.-X. yüzyıl)

    Presence of the Turks in northern black sea and the Balkans (IV.-X. centuries)

    ÖNER TOLAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    TarihFırat Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUHAMMET BEŞİR AŞAN

  4. IX.-XI. yüzyıllar arasında Peçenek-Rus münasebetleri

    The relationships between Pechenegs and Russians from IX to XI century

    EMİNE DİKMEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TarihAnkara Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HATİCE ORUÇ

  5. Rus kaynaklarına göre ilk Müslüman Türk devleti: İtil Bulgar Devleti

    Volga Bulgarian state: The first Muslim Turkish state according to Russian sources

    DİNÇER KOÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Tarihİstanbul Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    PROF. DR. ABDÜLKADİR DONUK