Geri Dön

Uzlaşı sürecinin bellek, mekân ve aktör ilişkileri üzerinden incelenmesi: Galata surları ve çevresi

A research of the reconciliation process through memory, space and actor relations: Galata walls and its surroundings

  1. Tez No: 767113
  2. Yazar: CEMİL SABANER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. FATMA ERKÖK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimari Tasarım Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 161

Özet

Tezdeki uzlaşı kavramı, Umberto Eco'nun Açık Yapıt kitabında belirttiği ''uzlaşma'' eylemini örnek almaktadır. Sanat yapıtı için kullanılan kavram, mekân kapsamında incelemenin yapılması için yorumlanıp ''mekândaki uzlaşı'' olarak değerlendirilmektedir. Uzlaşma, yaygın bilinen anlamının aksine, sadece planlı, fiziksel ve yüz yüze olarak gerçekleşmemektedir. Çalışmanın değindiği uzlaşı, uyaran ve algılayan arasında, zihinsel süreçlerde ortaya çıkmaktadır. Var olan ve yeni üretilen anlamların karşılaşmasını sağlayan muğlak bir ilişkiye sahiptir. Karşılaşmalar sonucunda taraflar ilk anlamlarından ödün vererek yeni bir anlam üretmektedir. Mimarlık sanatının ürünü olan mekân, hem bir sanat yapıtına ait aurayı taşır, hem de bir kullanım özelliğine sahiptir. Bu sebeple karmaşık uzlaşı süreçlerini barındırmaktadır. Tezin ele aldığı mekân, uzlaşı eyleminin etkenlerini ortaya koymaktadır. Uzlaşının varlığından bahsetmek için taraflar mekânın aktörleri olarak belirlenmiştir. Mimar ve kullanıcı sahip oldukları roller üzerinden algılanır olmakta, karşılaşmaları gerçekleştirmektedir. Araştırma sorusu, karşılaşmaların gerçekleşme biçimi üzerinden oluşturulmaktadır: Mimar belki de hiçbir zaman yüz yüze gelemeyeceği mekân kullanıcısı ile nasıl iletişim kurar? Uzlaşının mekândaki iletişim için üstlendiği rol, soruya verilecek yanıtlar için ilham kaynağı oluşturmaktadır. Aktörlerin karşılaşması bellek-mekân arasındaki ilişkiye dayanmaktadır, çünkü mekân, bellekler arasındaki iletişimi başlatan bir araçtır. Çalışma, aktörlere ait bireysel, kolektif ve yaratıcı bellek süreçlerinin iç içe geçerek belirsizleştiği bir bellek modelini önermektedir. Bu bellek modeli ''muğlak birikimler'' adıyla belirtilmektedir. Muğlak birikimler uzlaşı için anlık olarak tetiklenerek, mekânı fiziksel ve anlamsal olarak dönüştürme potansiyellerine sahiptir. Dönüşüm, uzlaşma eyleminin gerekliliği olan, varlığından ödün vererek yeni olanı üretme eğilimi ile ilişkilidir. Mekândaki dönüşümlerin anlamı, uzlaşı dilinin faktörlerinin yaratılmasında etkili olmaktadır. Uzlaşının dili, konuşma eyleminden farklı olarak mekânsal faktörlerin anlamlandırılmasına dayalıdır. Faktörlerin yarattığı farklı anlamlar, gerilimlere, çatışmalara sebebiyet vermektedir. Ancak süreç sonunda yaratılan ortak anlam, uzlaşıyı sağlamaktadır. Uzlaşı bu doğrultuda, gündelik hayattaki deneyimlere etki etmektedir. Aktör-faktör ilişkisi bağlamında incelenen örnekler, baskın bir otoritenin varlığı yerine, katılımcı yaklaşımları kabul eder. Bu yüzden mimarlar tepeden inme yaklaşımlardan kaçınmaktadır. İnsan merkezci bir tasarım yaklaşımı benimseyip, gelecekte gerçekleşmesi muhtemel mekân senaryoları ve kullanıcı kararları için açıklık yaratmaktadırlar. Bu sayede uzlaşı amacıyla üretilen veya süreç içerisinde uzlaşıyı mümkün kılan mekânlar ortaya çıkmaktadır. Son örnek olarak belirlenmiş, İstanbul'un Galata bölgesinde yer alan Galata Suru, çalışma alanını oluşturmaktadır. 13.yy'dan itibaren varlığını sürdüren sur, Ceneviz halkı tarafından inşaa edilmeye başlanmıştır. Duvar, mekân ölçeğinden kent sistemine uzanan sınırları ayakta tutup, gündelik hayata ait ilişkilerin düzenlenmesinde görev alarak, yeni roller ve anlamlar kazanmıştır. Bu bölümde, surun hikâyesi, yapılış amacı; gündelik hayatın pratikleri ve mekânsal deneyimler aracılığıyla anlatılmaktadır. Bu doğrultuda surun günümüze ulaşan dört kalıntısı ve geçmişe ait sur rotası incelenmektedir. Flanörlük deneyimi üzerinden gelen güncel ve öznel bilgi ile literatür taramasından elde edilen nesnel bilgi, uzlaşının mekânsal faktörlerini yorumlamak için çakıştırılır. Bu sayede yapıdaki ve çevredeki değişim uzlaşı ile ilişkilendirilmektedir. Süreç sonunda, uzlaşının hikâyesinin anlatıldığı bir dizi seri çizim seti okuyucu ile paylaşılmaktadır. Çalışma, örneklere ait analizleri ve sentezleri kullanarak mekânda gerçekleşen uzlaşı eylemini algılanır hale getirmeye odaklanmaktadır. Bu sayede uzlaşının, yaratıcılığa, aidiyet duygusuna ve kolektif belleğin üretilmesindeki etkisi ön plana çıkarılmak istenmekte, mekân aktörlerinin rolleri için öneriler sunulmaktadır. Mimarın kullanıcı ile kuracağı iletişimi bir tasarım parametresi olarak belirlemesi bellekte yer edinen, dönüşüme açık mekânların üretilmesinde etkili olacaktır. Mekân kullanıcısı ise deneyimlerini bir diyalog ortamında gerçekleştirirken, yaratıcılığı için gerekli cesareti ve ilham kaynağını elde etmekte, sıradanlığını kırmak ve tüketici rolünden sıyrılmak için bir fırsat yakalamaktadır.

Özet (Çeviri)

The thesis proposes the concept of reconciliation, based on the act of“reconciliation”that Umberto Eco stated in his book ''Opera Aperta''. The concept, which is generally used for a work of art, is interpreted to examine within the scope of space and evaluated as“reconciliation in space”. Contrary to its common meaning, reconciliation does not occur only in a planned, physical and face-to-face manner. The reconciliation that the study refers to emerges in mental processes between the stimulus and the perceiver. It has an ambiguous relationship that allows existing and newly produced meanings to encounter. As a result of encounters, the parties produce a new meaning by compromising their original meaning. The space, which is the product of architectural art, both carries the aura of a work of art and has a useful feature. For this reason, it includes complex reconciliation processes. The space that the thesis deals with reveals the factors of the act of reconciliation. To talk about the existence of a reconciliation, the parties were determined first. The architect and user become perceptible through their roles, and they create encounters. The research question is formed through the way the encounters take place: How does the architect communicate with the user of the space that he/she may never come face to face? The role of reconciliation for communication in space is a source of inspiration for answers to the question. The encounter of the actors is based on the relationship between memory and space, because space is a tool that initiates the communication between memories. The study proposes a memory model in which the individual, collective, and creative memory processes of the actors are intertwined and obscure. This memory model is referred to as“muğlak birikimler”.“Muğlak birikimler”has the potential to transform the space physically and semantically by being triggered momentarily for reconciliation. Transformation is associated with the tendency to produce something new by sacrificing its existence, which is the necessity of reconciliation action. The meaning of the transformations in the space is effective in the creation of the factors of the language of reconciliation. The language of reconciliation, unlike the act of speaking, is based on the interpretation of spatial factors. The different meanings created by the factors cause tensions and conflicts. However, the common meaning created at the end of the process provides reconciliation. Thus, reconciliation affects daily life experiences through space. The examples examined in the context of the actor-factor relationship accept participatory approaches rather than an existence of dominant authority. For this reason, architects avoid top-down approaches. They adopt a human-centered design approach and create openness for possible future space scenarios with user decisions. In this way, spaces that are produced for a purpose of reconciliation or that enable reconciliation in the process emerge. The last example, the Galata Wall and its surroundings, located in the Galata region of Istanbul, were determined as a case study. The city wall, which has been in existence since the 13th century, was started to be built by the Genoese people. The wall has gained new roles and meanings by keeping the boundaries extending from the spatial scale to the urban system and taking part in the regulation of daily life relations. In this section, the story of the city wall and the purpose of construction are explained through the practices of daily life and spatial experiences. Accordingly, four remnants of the city wall and the historical city wall route are examined. Current and subjective information from the flaneur experience and objective information from the literature review are combined to interpret the spatial factors of reconciliation. As a result, the change in the wall and the environment is associated with reconciliation. At the end of the process, a series of drawing sets, in which the story of the reconciliation is told, are shared with the reader. The study focuses on making the reconciliation action in the space perceptible by using the analysis and syntheses of the examples. The effects of reconciliation on creativity, a sense of belonging, and the production of collective memory are highlighted. Suggestions are made for the roles of space actors. The architect's determination of the communication to be established with the user as a design parameter will be effective in the production of spaces that take a place in memory and are open to transformation. By making their experiences in a dialogue environment, the user of the space gains the necessary courage and inspiration for her/his creativity, finds an opportunity to break the ordinariness, and get rid of the consumer role.

Benzer Tezler

  1. Bir uzlaşma ortamı olarak tuval-mekan

    Canvas-space as a medium of reconciliation

    ATIL AGGÜNDÜZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN LÜTFÜ KAHVECİOĞLU

  2. The effects of mnemonics on L2 vocabulary learning

    İkinci dil kelime bilgisi öğreniminde anımsatıcı tekniklerin etkileri

    SÜMEYYE EYŞAN GİZEM AYDOĞDU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    DilbilimTekirdağ Namık Kemal Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BUĞRA ZENGİN

  3. Arap Baharı sürecinde toplumsal ve siyasal bir dinamik olarak kadınlar

    Women as social and political dynamics in the Arab Spring process

    RABİA ÖTER CANDAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Siyasal Bilimlerİstanbul Üniversitesi

    Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA GÜL BERKTAY

  4. From securitization to desecuritization : Decoding Turkish foreign policy towards Iran

    Güvenlikleştirmeden güvenlik dışılaştırmaya : Türkiye'nin İran politikasını çözümlemek

    ÇAĞLA LÜLECİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2013

    Uluslararası İlişkilerDokuz Eylül Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ALİ ŞEVKET OVALI

  5. Birikimli kanı dereceleri yaklaşımına dayalı yeni bir grup karar verme yöntemi

    A novel group decision making approach based on the cumulative belief degrees

    BİLAL ERVURAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZGÜR KABAK