Multipl skleroz klinik tiplerine göre uyku özelliklerinin polisomnografik olarak incelenmesi
Polysomnographic investigation of sleep characteristics in multiple sclerosis clinical types
- Tez No: 777097
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. SELMA TEKİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroloji, Neurology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Pamukkale Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Nöroloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 80
Özet
Multipl Skleroz (MS), merkezi sinir sisteminin en sık görülen, inflamatuar, demiyelinizan, kronik bir hastalığıdır ve MS hastalarında yapılan polisomnografik çalışmalarda uyku makro ve mikro yapısındaki değişiklikler, uyku bozukluklarının MS zemininde yaygın olduğunu göstermiştir. İnsomni, uykuda solunum bozukluğu, REM uyku davranışı bozukluğu, narkolepsi ve huzursuz bacaklar sendromu gibi uyku bozukluklarının neredeyse tüm alt grupları MS hastalarında nispeten yüksek prevalansta tanımlanmıştır. Bu doğrultuda çalışmamızda MS hastalarında belirlenen klinik formlarda polisomnografi kullanılarak tespit edilen objektif uyku bulgularını ve bunların klinik değişkenlerle (depresyon, gündüz uykululuğu, yorgunluk, yaşam kalitesi, genişletilmiş özürlülük durumu ölçeği (EDSS) gibi) ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamıza MS tanısı alan, 26 RRMS ve 26 SPMS hastası, toplamda 52 hasta (vaka grubu), MS tanısı, uyku bozukluğu ve uyku bozukluğuna neden olabilecek herhangi bir hastalığı olmayan 26 hasta (kontrol grubu) dahil edilmiş ve bu hastalar uyku parametrelerinin değerlendirilebilmesi için 1 gece polisomnografi laboratuvarında yatırılmıştır. Çalışma Mart 2020-Mayıs 2022 tarihleri arasında Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniğinde yapılmıştır. Ayrıca vaka ve kontrol grubundaki hastalara Beck Depresyon Ölçeği, Epworth Uykululuk Ölçeği, Pitsburg Uyku Kalitesi Ölçeği, Sf-12 Yaşam Kalitesi Ölçeği, Sf-12 Yaşam Kalitesi Ölçeği uygulanmış ve uyku parametreleri ile ilişkisi değerlendirilmiştir. Çalışmamızda literatür ile uyumlu olarak vaka grubunda yer alan 52 hastanın 32'sinde (%61.5) uyku bozukluğu olduğu, kontrol grubunda yer alan 26 sağlıklı gönüllünün 6'sında (%23) uyku bozukluğu olduğu saptanmıştır. Ayrıca çalışmamızda; vaka grubu ile kontrol grubunun uyku kalitesi PUKİ kullanılarak karşılaştırıldığında, vaka grubunun kontrol grubuna göre uyku kalitesinin daha kötü olduğu, bunun istatistiksel olarak anlamlı olduğu, RRMS ile SPMS hasta grubunda anlamlı düzeyde bir fark olmadığı saptanmış olup, bu veriler literatür verileriyle benzer bulunmuştur. Çalışmamızda; vaka grubu ile kontrol grubunun yorgunluk semptomları“yorgunluk şiddet ölçeği”kullanılarak karşılaştırıldığında, vaka grubunun kontrol grubunda yorgunluğun istatistiksel olarak daha fazla olduğu saptanmış olup, bu veriler literatür verileriyle uyuşmaktadır. Çalışmamızda; vaka grubu ile kontrol grubunun depresif semptomları BDÖ ile değerlendirilmiş olup; vaka grubunda BDÖ skorlarının kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu veriler literatürde belirtilen (165–167) MS hastalarında normal popülasyona göre artmış depresyon oranlarıyla uyumlu bulunmuştur. Çalışmamızda MS alt tipleri arasında BDÖ skorları açısından istatistiksel olarak anlam ifade edecek bir fark olmadığı saptanmıştır. Literatürde depresyon ve MS arasındaki ilişkiye değinen çok sayıda çalışma yer alsa da MS alt tipleri arasında farkı değerlendiren çalışmalara ihtiyaç olduğunu, çalışmamızın bu alanda katkı sağlayabileceğini düşünmekteyiz. Çalışmamızda vaka grubu ile kontrol grubu karşılaştırıldığında, vaka grubu ile kontrol grubu arasında TP uyanıklık süresi, uyku per uyanıklık, N2 süreleri açısından istatistiksel düzeyde anlamlı fark olduğu, TST (total uyku süresi), uyku etkinliği, uyku başlangıcı, REM latansı, R, N1, N3 süreleri, OA ve hipoapne açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı saptanmıştır. Çalışmamızda elde ettiğimiz, MS hastalarında N3 ve R uyku süreleri verileri literatür verileriyle örtüşmemektedir (163,170). Elde edilen verilerin literatürden farklı olmasının daha fazla sayıda vaka içeren çalışmalarla değerlendirilmesinin uygun olacağını düşünmekteyiz. Bunun yanında çalışmamızda elde ettiğimiz REM latansında azalma verisinin literatür verileriyle uyumlu olması, REM latansı evresinin MS hastalarında uyku bozukluğunun patofizyolojisini anlamada önemli yeri olabileceğini düşündürmektedir. MS hastalarında uyku bozukluğu tanısı oldukça sıktır ve çeşitlilik göstermektedir. MS hastalarında uyku bozukluğu tanısından şüphelenildiğinde tanı koymada objektif veriler sağlayacak PSG'nin önemli katkılar sağlayabileceğini, doğru tanı konulduğunda tedaviyle MS hastalarının yaşam kalitesinde olumlu değişimler gözlenebileceğini düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Multiple sclerosis (MS) is the most common, inflammatory, demyelinating, chronic disease of the central nervous system, and polysomnographic studies in MS patients showed that sleep disorders are common in the background of MS. Almost all subgroups of sleep disorders, such as insomnia, sleep-disordered breathing, REM sleep behavior disorder, narcolepsy, and restless legs syndrome, have been identified with relatively high prevalence in MS patients. In this direction, our study aimed to evaluate the objective sleep findings detected using polysomnography in clinical forms determined in MS patients and their relationship with clinical variables (such as depression, daytime sleepiness, fatigue, quality of life, expanded disability status scale (EDSS). Among the patients diagnosed with MS, 26 RRMS patients and 26 SPMS patients, 52 patients in total (case group), 26 patients without MS diagnosis, sleep disorder and any disease that may cause sleep disturbance (control group) were included in our study. And these patients were hospitalized for 1 night in the polysomnography laboratory to evaluate their sleep parameters. The study was conducted at Pamukkale University Faculty of Medicine Neurology Clinic between March 2020 and May 2022. In addition, Beck Depression Scale, Epworth Sleepiness Scale, Pitsburg Sleep Quality Scale, P-12 Quality of Life Scale, P-12 Quality of Life Scale were applied to the patients in the case and control groups and their relationship with sleep parameters was evaluated. In our study, it was found that 32 (61.5%) of 52 patients in the case group had sleep disorders, and 6 (23%) of 26 healthy volunteers in the control group had sleep disorders, in accordance with the literature. In addition it was determined in our study that the sleep quality of the case group was worse than the control group, when the sleep quality of the case group and the control group was compared using PUKI. This was statistically significant. It was determined that there was no significant difference between the RRMS and SPMS patient groups, and these data were found to be similar to the literature data. In our study, it was determined that the fatigue symptoms of the case group were statistically higher in the control group when the fatigue symptoms of the case group and the control group were compared using the "fatigue severity scale, and these data are in agreement with the literature data. The depressive symptoms of the case group and control group were evaluated with BDI; BDI scores were found to be statistically significantly higher in the case group than in the control group, and these data were found to be consistent with increased depression rates in MS patients (165–167) reported in the literature compared to the normal population. In our study, it was determined that there was no statistically significant difference between MS subtypes in terms of BDI scores. Although there are many studies in the literature addressing the relationship between depression and MS, we think that there is a need for studies evaluating the difference between MS subtypes and that our study can contribute to this area. In our study, when the case group and the control group were compared, it was found that there was a statistically significant difference between the case group and the control group in terms of TP wakefulness time, sleep per wakefulness, and N2 times. On the other hand, there was no statistically significant difference in terms of TST (total sleep time), sleep efficiency, sleep onset, REM latency, R, N1, N3 times, OA and hypopnea. N3 and R sleep duration data in MS patients, which we obtained in our study, do not overlap with the literature data (163,170). We think that it would be appropriate to evaluate the data obtained different from the literature with studies containing more cases. In addition, considering that the decrease in REM latency data we obtained in our study is compatible with the literature data, it suggests that the REM latency stage may have an important role in understanding the pathophysiology of sleep disorders in MS patients. The diagnosis of sleep disorders in MS patients is quite common and varies. We think that PSG can make important contributions by providing objective data in the diagnosis process when the diagnosis of sleep disorder is suspected in MS patients, and positive changes can be observed in the quality of life of MS patients with treatment when the correct diagnosis is made.
Benzer Tezler
- Mobil telefon kullanımına bağlı oluşan 900-1800 mhz radyo frekans dalgalarının meydana getirdiği elektromanyetik alanın iliak kanat kemik mineral yoğunluğuna etkisi
The effect of electromagnetic fields on bone mineral density of iliac bone produced by 900-1800 mhz radio frequency waves dependent on cellular phone usage
BEŞİR ANDAÇ AKSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Ortopedi ve TravmatolojiSüleyman Demirel ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. NEVRES HÜRRİYET AYDOĞAN
- Multipl skleroz hastalarının klinik, laboratuvar ve tedavi yanıtlarının incelenmesi
Analysis of clinical, laboratory and treatment responses of multiple sclerosis (Ms) patients
ŞEVKET OZAN DÖRTKOL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Nörolojiİstanbul ÜniversitesiNöroloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT KÜRTÜNCÜ
- Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'nda takip edilen santral sinir sistemi inflamatuar demiyelinizan tanılı hastaların klinik, demografik, radyolojik özellikleri ve tedavi yanıtlarının değerlendirilmesi
Evaluation of clinical, demographical, radiological features and response to the treatment of the patients diagnosed with central nervous system inflammatory demyelinating diseases who applied to Trakya University Medical Faculty Neurology department
CANAN ÇELEBİ
- Demyelinizan hastalıklara (multipl skleroz ) sahip olgularda optik sinir başı ve retina sinir lifi tabakasının heidelberg retina tomografisi (HRT-3) ile değerlendirilmesi ve eşzamanlı olarak bu hastalarda patern vep ve görme alanı bulgularının değerlendirilmesi
Evaluation of optic nerve head and retinal nerve fiber layer with heidelberg retinal tomography (HRT-3) and simultaneous analysis of pattern vep and visual field findings in cases with demyelinizating diseases (multiple sclerosis)
OKTAY ESMER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Göz HastalıklarıYüzüncü Yıl ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TEKİN YAŞAR
- Investigation of molecular pathways and biomarkers in Multiple sclerosis clinical subtypes
Multipl skleroz klinik alt tiplerinde moleküler yolakların ve biyobelirteçlerin araştırılması
TİMUÇİN AVŞAR
Doktora
İngilizce
2015
Biyolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiMoleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EDA TAHİR TURANLI