Hipertiroidili ve hipotiroidili hastalarda karsinom insidansı
Incidence of thyroid carcinoma among patients with hyper and hypothyroidism
- Tez No: 780364
- Danışmanlar: PROF. DR. SOYKAN ARIKAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Hipertiroidi, hipo/ötiroidi, karsinom, Hyperthyroidism – Hypothyroidism – Incidence – Thyroid cancer
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: SSK İstanbul Eğitim Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 71
Özet
Tiroid kanserleri klinikte en sık karşılaşılan kanser türü olup, insidansı her geçen gün artmaktadır. Bu artışta, aynı zamanda tiroid nodüllerinin daha ayrıntılı incelenebilmesi başta olmak üzere gelişen tanı yöntemlerinin de büyük ölçüde katkısı vardır. Ülkemiz gibi endemik guatr bölgelerinde hipertiroidili hastalarda hipotiroidili hastalara oranla kanser sıklığının daha düşük olduğu bildirilmektedir. Tiroid bezi fonksiyonlarının yetersiz kaldığı durumlarda, sürekli ve şiddetli tiroid stimülan hormon (TSH) uyarısı sonucunda tiroid bezinde düzensiz büyüme ortaya çıkmaktadır. İyot eksikliği, tiroid bezinin hormon üretme yeteneğinde yetersizlik, diyetle veya ilaç olarak alınan guatrojenler, sürekli olarak TSH artışına neden olarak tiroid kanseri riskini arttırmaktadır. Diğer bir yandan hipertiroidili hastalarda TSH baskılanmış olmasına rağmen, erken dönemdeki yüksek TSH uyarısının toksik bir durum ortaya çıkarıp TSH baskılanmadan önce onkojenik etkiyle tümör gelişimini uyardığı düşünülmektedir. Ancak yine de yüksek TSH salınımı ile tiroid kanseri arasında bağlantı belirsizliğini korumaktadır. Endemik guatr bölgesi olarak kabul edilen ülkemizde, klinik çalışmalarımızda hipertiroidili hastalarda da karsinom insidansının en az hipo-ötirodik hastalarınki kadar yüksek olabileceğini gözlemledik. Biz de bu çalışmamızda; 2000-2014 yılları arasında hastanemizde yapılan bilateral total tiroidektomi vakalarını retrospektif olarak gözden geçirip, aslında sanıldığının aksine hipertiroidinin karsinom açısından koruyucu bir durum olmayabileceğini ortaya koymayı hedefledik. Çalışmada İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğinde 2010-2014 yılları arasında ameliyat olmuş 1200 bilateral total tiroidektomi vakası retrospektif olarak incelendi. Hastaların dosyaları incelenirken mevcut olan en eski tarihli TSH, sT3 ve sT4 sonuçları değerlendirildi. Bunun amacı herhangi bir hekim tarafından müdahale edilmemiş hormonal değerlere ulaşmaktı. Hormonal değerler için Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği; Tiroid Hastalıkları Tanı ve Tedavi Klavuzu 2013 referans olarak alındı. Hastaların hormonal verileri hipo-hiper-ötiroidik olarak 3 gruba ayrıldı ve sonuçlar excel dosyasına kaydedildi. Yine hastaların demografik verileri olarak yaş ve cinsiyet verileri ele alındı, diğer bir sutuna da hastaların postoperatif patoloji tanıları kaydedildi. Hastaların yaş, cinsiyet ve hormon düzeyleri ile postoperatif patoloji sonuçları ayrı ayrı karşılaştırıldı. İstatistiksel olarak, değişkenlerin dağılımı kolmogorov simirnov testi ile kontrol edildi. Nicel verilerin analizinde Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U test kullanıldı, niteliksel verilerin analizinde ise Ki-kare test kullanıldı. Toplam 1200 hasta retrospektif olarak incelendi.Hastaların 210'u erkek (%17.5) , 990'ı kadındı (%82,5).Yaş olarak en genç hasta 17,en yaşlısı 82 yaşındaydı. Ortalama yaş değeri 49.2 olarak saptandı. Benign hastaların sayısı 866 (%72,2) kendi içinde ki dağılım ise 576'sı (%48,0) adenomatöz hiperplazi, 196'sı(%6,3) lenfositik tiroidit, 73'ü (%6,1) foliküler adenom, 21'i (%1,8) hashimato tiroiditi idi. Yine 718 (%59,8) hasta ötiroidik,351 (29,3) hasta hipertiroidik, 131(%10,9) hasta hipotiroidikti Patoloji sınıflaması için kendi içinde tekrar sınıfladığımız zaman papiller karsinom tüm tiroid malignitelerin % 88ini, foliküler karsinomlar tüm malignitelerin %7'sini, medüller karsinom ise % 5'ini oluşturmakta idi. Bulgularda; hastaların yaşlarına göre patoloji sonuçları ve hormon düzeylerinin karşılaştırılmasında anlamlı fark saptanmazken, medüller karsinomda erkek hasta oranı foliküler ve papiller karsinoma göre daha yüksek, benign hasta grubunda ise lenfositk tiroiditde erkek hasta oranı diğer bening türlerine göre daha düşük olarak saptandı. Hastaların hormon düzeylerine göre patoloji sonuçları karşılaştırıldığında ise; hipertiroidik hastalarda malignite oranı, hipotiroidik /ötiroidik hastalara oranla anlamlı derecede yüksek olarak saptandı. Sonuç olarak hasta sayısı olarak oldukça geniş kapsamlı olan bu çalışmanın öne çıkan özelliği; hipertiroidik hastalardaki malignite oranının hipo/ötiroidik hastalara kıyasla anlamlı biçimde yüksek olarak saptanmış olmasıdır. Bunun sebebi olarak; diğer kanser türleri gibi tiroid kanser insidansının artması ile beraber tüm dünyada geçerli olan tanı ve kayıt başarısının artması olarak da görülebilir.
Özet (Çeviri)
Objective: Our aim was to determine the incidence of thyroid carcinoma in patients with hyperthyroidism and hypothyroidism and to demonstrate whether hyperthyroidism is actually a protective state against carcinoma. Background: In endemic regions for goiter such as Turkey, the rate of cancer is reported to be lower among patients with hyperthyroidism than those with hypothyroidism. However, we observed in our clinic that carcinoma incidence in patients with hyperthyroidism is at least as high as those with hypo-euthyroidism. Methods: Cases of bilateral total thyroidectomy performed in the Istanbul Training and Research Hospital General Surgery Clinic between the years 2000 and 2014 were retrospectively examined. Age, gender, hormone levels, and postoperative pathological diagnoses were independently compared. Results: Data from 1200 patients was analyzed. Mean age was 49.2. Of the patients 220 (17.5%) were male and 990 (82.5%) were female; 722 of the female patients had benign pathologies and 268 had malignant pathologies, whereas 144 of the male patients had benign and 66 had malignant pathologies. Compared by age, no significant difference was detected in pathological diagnoses and hormone levels. Comparing the pathological diagnoses according to hormone levels, rate of malignancy was significantly higher in patients with hyperthyroidism than those with hypothyroidism or euthyroidism. Conclusions: Unlike what is previously accepted, hyperthyroid patients also carry a risk for thyroid carcinoma. Thus, these patients should be followed up for cancer at least as closely as those with hypothyroidism and euthyroidism.
Benzer Tezler
- Hashimoto tiroiditli çocuk hastaların demografik, klinik ve prognostik özellikleri
Demographic, clinical and prognostic features of hashimoto's thyroiditis in children
NEŞE BİRİNCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT AYDIN
- Subklinik hipertiroidi tanılı hastaların klinik seyrinin değerlendirilmesi
Evaluation of the clinical progress of patients diagnosed with subclinical hyperthyroidism
ELİF SELİN YENİDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
İç Hastalıklarıİstanbul Medeniyet Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ BÜLENT CAN
PROF. DR. HANDAN ANKARALI
- Hipertiroidili ve hipotiroidili hastalarda ekokardiografi ile sistolik zaman aralıkları ölçümünün klinik önemi
The Clinical importance of systolic time intervals measurement by echocardiography in hyperthyroid and hypothyroid patients
CELALETTİN PERU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1997
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEMİL TAŞÇIOĞLU
- Hipertiroidili ve hipotiroidili hastalarda plazma adiponektin düzeylerinin tedavi öncesi ve sonrası değerlendirilmesi
Plasma concentrations of a diponectin in patients with hyperthroidism and hypothyroidism before and after control of thyroid function
MUHSİN CEM KESKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıGATAİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İ. ÇAĞLAYAN ÖZDEMİR