Birinci basamakta takip edilen evli obez kadınlarda cinsel işlev bozukluğu ve ruhsal hastalık riskinin araştırılması
Investigation of sexual dysfunction and risk of mental illness in married obese women followed in primary care
- Tez No: 789149
- Danışmanlar: DOÇ. DR. KENAN TOPAL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
- Anahtar Kelimeler: Obezite, Cinsel Fonksiyon Bozuklukları, Anksiyete, Depresyon, Obesity, Sexual Dysfunctions, Anxiety, Depression
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Adana Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 88
Özet
Amaç:Obezite Dünya Sağlık Örgütü tarafından vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikmesi durumu olarak tanımlamıştır. Obezitenin derin tıbbi, psikolojik ve duygusal sonuçları vardır ve aynı zamanda cinsel zorluklarla ilişkilidir. Cinsel işlev, sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır. Psikolojik açıdan obezite ve cinsel işlev arasındaki ilişki hakkında çok az şey bilinmektedir. Cinsel işlev bozukluğu depresyon, kaygı, zayıf beden imajı ve düşük benlik saygısı gibi çeşitli psikolojik sorunlarla bağlantılıdır. Bu araştırmanın amacı birinci basamakta takip edilen BKİ'ne göre obezitesi belirlenen evli kadınlarda geçerli ölçeklerle anksiyete-depresyon riskini ve cinsel işlev bozukluğunu belirlemek ve aralarındaki ilişkiyi incelemektir. Gereç ve Yöntem:Kesitsel tipte olan bu tez çalışması Adana Yüreğir Serinevler Aile Sağlığı Merkezinde 311 evli kadın üzerinde yürütüldü. Veri toplama formunun A bölümünde Sosyodemografik Bilgiler, B bölümünde antropometrik ölçümler, kan basıncı ölçümleri ile katılımcıların obezite takipleri nedeniyle kan örnekleri alınıp Perihan Gizer Halk Sağlığı Laboratuvarında çalışıldı ve laboratuvar değerleri kaydedildi. C bölümünde katılımcılara kaç yıldır evli oldukları, eşleri ile evlenme usulü, eşleri ile aralarındaki yaş farkı, eşi ile kaç günde bir cinsel ilişki kurduğu, kaç çocuğu olduğu, gebelikten korunma yöntemleri, menopoz, kronik hastalık ve ruhsal hastalık durumu sorgulandı. D bölümünde ise beşli Likert tipi şeklinde yanıtlanan sağlıklı beslenme, bedensel etkinlik ve eşinden hoşnut olma ve ne kadar uyumlu oldukları ile ilgili sorular vardı. Araştırmada Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeği (ACYÖ) ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HADÖ) kullanıldı. Veri toplama formu ve ölçekler yüz yüze görüşülerek araştırmacı ve katılımcı tarafından birlikte dolduruldu. Tanımlayıcı verilerin verilmesinin ardından karşılaştırmalı analizlerde tek örneklemli t testi, iki örneklemli t testi, Mann Whitney U, One Way Anova ve Post-hoc LSD testi, Kruskal Wallis testi kullanıldı. Çeşitli değişkenler arasındaki bağıntılar Spearman ve Pearson korelasyon analizi ile incelendi. Bulgular:Katılımcıların 311 evli kadının yaş ortalaması 42,0±8,8 ve en küçük 24 en büyük 64 olarak saptandı. Katılımcılardan185 kişi (%59,5) ilköğretim mezunu, 260 kişi (%83,6) çalışmıyor, 194 kişi (%62,4) düşük gelir sahibi, 265'i (%85,2) çekirdek ailede yaşıyordu. Katılımcıların ortalama 19,9±9,2 yıl evli oldukları, 174 kişi (%55,9) görücü usulü ile evlendiği, eşleriyle aralarında ortalama yaş farkının 4,7±3,8 yıl olduğu saptandı. Eşleriyle cinsel ilişki sıklığı ortalama 7,3±7,5 günde bir olduğu ve ortalama çocuk sayıları 2,4±1,0 bulundu. Katılımcıların BKİ ortalaması 35,1±4,5 olarak bulundu. Yapılan sınıflama sonucunda 169 kişi (%54,3) 1. derece obez, 102 kişi (%32,8) 2. derece obez ve 40 kişi (%12,9) Morbid obez olarak saptandı. Obezite derecesinin artmasıyla ACYÖ ve HAD-D puanlarının anlamlı olarak yükseldiği bulunmuştur (F=5,237, p=0,023 ve F=3,929, p=0,048). Yapılan Post Hoc LSD testinde 1. derece obez gruba göre morbid obez olan grubun ACYÖ ve HAD-D puanlarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur (p=0,023 ve p=0,048). Katılımcıların ACYÖ puanları ile HAD-A ve HAD-D puanları arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi ile incelendiğinde ACYÖ puanı ile HAD-A ve HAD-D puanları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptandı (r=0,247, p=0,000 ve r=0,329, p=0,000). Sonuç: Cinsel işlev bozukluğu toplumda her iki cinste de yaygın olarak görülen önemli bir sorundur. Obezitenin derin tıbbi, psikolojik ve duygusal sonuçları vardır ve aynı zamanda cinsel zorluklarla ilişkilidir. Obezite daha önce erkekler üzerinde yapılan çalışmalarda cinsel işlev bozukluğu için risk faktörü olarak tanımlanmış olmasına rağmen kadın cinsel işlevi ve obezite arasındaki ilişki belirsizdir ve bu konuyu inceleyen az sayıda çalışma bulunmaktadır. Kadınlarda cinsel işlev ile obezite arasındaki ilişkiyi araştırdığımız bu çalışmada ayrıca anksiyete ve depresyon riskini de ölçerek hem obezite ile hem de cinsel işlevlerle ilişkisini ortaya koyduk. Cinsel İşlev Bozukluğunu gösteren ACYÖ puanının ve depresyon riskini gösteren HAD-D puanının morbid obezlerde 1. Derece obezlere göre daha yüksek olduğunu bulduk. Özellikle birinci basamakta görev yapan aile hekimlerinin günlük uygulamada kendilerine kayıtlı kadın nüfusta gerektiğinde geçerli ölçekleri kullanarak yaptıkları ölçümler ile obezite, cinsel işlev bozukluğu ve ruhsal hastalık riski gibi durumları yakından takip etmeleri çok önemlidir.
Özet (Çeviri)
Aims:Obesity is defined by the World Health Organization as an abnormal or excessive accumulation of fat in the body to the extent that it impairs health. Obesity has profound medical, psychological and emotional consequences and is also associated with sexual difficulties. Sexual function is an integral part of health. Little is known about the relationship between obesity and sexual function from a psychological perspective. Sexual dysfunction is linked to various psychological problems such as depression, anxiety, poor body image and low self-esteem. The aim of this study is to determine the risk of anxiety, depression and sexual dysfunction using validated scales in married women with obesity who were followed up in primary care settings and to investigate the association between them. Materials and Methods:This cross-sectional thesis study was conducted on 311 married women in Adana Yüreğir Serinevler Family Health Centre. In sections A and B of the data collection form, sociodemographical data, anthropometric measurements, blood pressure measurements and laboratory values related to metabolic status of the participants were recorded. In section C, the participants werequestioned about how many years they were married, the way they married their spouses, the age difference between them and their spouses, how many days they had sexual intercourse with their spouses, how many children they had, methods of contraception, menopause, chronic and mental illness status. In section D, there were questions about healthy nutrition, physical activity and satisfaction with their spouses, which were answered in five-point Likert type. Arizona Sexual Experiences Scale (ASES) and Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS) were used in the study. The data collection form and scales were completed by the researcher by face-to-face interview. After the descriptive data were given, one-sample t test, two-sample t test, Mann Whitney U, One Way Anova and Post-hoc LSD test and Kruskal Wallis test were used in comparative analyses. The correlations between various variables were analysed by Spearman and Pearson correlation analysis. Results:The mean age of the 311 married women was 42.0±8.8 years, with a minimum age of 24 and a maximum age of 64 years. Among the participants, 185 (59.5%) were primary school graduates, 260 (83.6%) were unemployed, 194 (62.4%) had low income, and 265 (85.2%) lived in nuclear families. It was found that the participants had been married for an average of 19.9±9.2 years, 174 (55.9%) had arranged marriages, and the average age difference between them and their spouses was 4.7±3.8 years. The mean frequency of sexual intercourse with their spouses was 7.3±7.5 days and the mean number of children was 2.4±1.0. The mean BMI of the participants was 35.1±4.5. As a result of the classification, 169 (54.3%) were classified as grade 1 obese, 102 (32.8%) as grade 2 obese and 40 (12.9%) as morbid obese. It was found that ASES and HAD-D scores increased significantly with increasing obesity severity (F=5,237, p=0,023 and F=3,929, p=0,048). In the Post Hoc LSD test, it was found that the ASES and HAD-D scores of the morbid obese group were significantly higher than the 1st degree obese group (p=0,023 and p=0,048). When the relationship between the participants' ASES scores and HAD-A and HAD-D scores was analysed by Pearson correlation analysis, a significant positive relationship was found between the ASES score and HAD-A and HAD-D scores (r=0.247, p=0.000 and r=0.329, p=0.000). Conclusion:Sexual dysfunction is a common and important problem seen in both sexes in the society. Obesity has profound medical, psychological and emotional consequences and is also associated with sexual difficulties. Although obesity has been previously identified as a risk factor for sexual dysfunction in studies on males, the relationship between female sexual function and obesity is unclear and few studies have investigated this issue. In this study, in which we investigated the relationship between obesity and female sexual function, we also measured the risk of anxiety and depression and revealed the relationship with both obesity and sexual function. We found that the ASES score indicating sexual dysfunction and the HAD-D score indicating the risk of depression were higher in morbidly obese than in first-degree obese. It is very important that family physicians working in primary care settings closely monitor obesity, sexual dysfunction and risk of mental illness female patients in daily practice by using valid scales when necessary.
Benzer Tezler
- Birinci basamakta takip edilen 40 yaş üstü evli erkeklerde erektil disfonksiyona ait risk faktörlerinin sorgulanması ve erektil disfonksiyonun evlilik uyumu ve yaşam kalitesi üzerine etkilerinin araştırılması
Erectile dysfunction in married men over age 40 followed in primary care questioning the risk factors of dysfunction and investigation of the effects of erectile dysfunction on marital adjustment and quality of life
AHMET CELEP
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HÜSEYİN AKSOY
- Birinci basamakta takip edilen 65 yaş ve üstü hastalarda düşme riski hakkında farkındalığın, bilgi düzeyinin ve düşme korkusunun değerlendirilmesi
The evaluation of awareness, knowledge and fear of falling in patients aged 65 and over followed in primary care
HÜMA TEPEOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
UZMAN HÜSEYİN AKSOY
- Birinci basamakta takip edilen 15-18 yaş arası ergenlerde riskli sağlık davranışlarına etkili olan faktörlerin belirlenmesi ve aile işlevselliğine etkisinin araştırılması
The definition factor of dangerous HEALTY behaviorus in 15-18 age adolescent and this factor researching the family functionality
EZGİ DOĞAN AYDOĞDU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KENAN TOPAL
- Birinci basamakta takip edilen 65 yaş üzeri erişkinlerin multimorbidite ve yol açtığı sorunlar yönünden incelenmesi
Investigation of adults over 65 years old followed in primary care in terms of multimorbidity and the problems it causes
BAVER ÖZGÜR ALTUNKANAT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DR. HÜSEYİN AKSOY
- Birinci basamakta takip edilen 65 yaş üstü hastaların günlük yaşam aktivitesinin ölçülmesi, depresyon riskinin ve yaşam kalitesinin belirlenmesi
Measurement of daily living activities, determination of depression risk and quality of life of patients over 65 years of age followed in primary care
AHMET SERHAT ŞEKER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KENAN TOPAL