Geri Dön

St segment yükselmesiz miyokard infarktüslü olgularda sistemik immün-inflamasyon indeksi'nin kontrast ilişkili nefropatiyi öngörmedeki yeri

The role of systemic immune-inflammatory index in predicting contrast-induced nephropathy in myocardial infarction cases without st segment elevation

  1. Tez No: 791235
  2. Yazar: OZAN TEZEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ŞENNUR ÜNAL DAYI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: ST segment yükselmesiz miyokard infarktüsü, kontrast tarafından uyarılan nefropati, sistemik immün-inflamasyon indeksi, Non-ST segment elevated myocardial infarction, contrast induced nephropathy, systemic immune-inflammation index
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kardiyoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 96

Özet

Amaç: Hem Türkiye'de hem de dünyada koroner kalp hastalığı bir numaralı mortalite sebebidir. Son yıllarda hs-cTn testlerinin de gelişmesiyle, ST segment yükselmesiz miyokard infarktüsü tanısı giderek daha çok konmaktadır ve giderek daha fazla miktarda girişimsel strateji uygulanmaktadır. Kontrast ilişkili nefropati sıklıkla, açıklayacak başka bir neden olmaksızın, iyot içeren kontrast maddeler kullanıldıktan sonraki 48-72 saatlik dönemde akut renal fonksiyon bozulması olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde yapılan çalışmalar aterosklerozun aslen kronik inflamatuar bir hastalık olduğunu işaret etmektedir. Aterosklerozun bir inflamatuar süreç olarak ele alınması inflamasyon belirteçlerinin de hastalığın gelişimi, süreci ve prognozu açısından değerli olabileceği sonucunu doğurmaktadır. Çalışmamızda, mümkün olan en geniş şekilde NSTEMI hastalarını dahil edecek şekilde CIN gelişimi ile sistemik immun-inflamasyon indeksi arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma; tek merkezli, retrospektif ve kesitsel olarak tasarlandı. Şubat 2021 ile Eylül 2021 tarihlerin arasında acil servis veya poliklinik başvurusunda 2020 Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti NSTEMI kılavuzuna uygun olarak, NSTEMI tanısı konup hastaneye yatışı yapılan, 18 ile 80 yaş arasında, sorumlu hekimlerince erken invazif strateji ile yönetilmesi kararı alınmış, 1124 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastaların, hastaneye yatışları sırasındaki hemogram ve biyokimya değerleri ile koroner anjiyografi sonrası 48-72 saat arasında alınan hemogram ve biyokimya değerleri, yatışları süresinde yapılan ekokardiyografileri, koroner anjiyografi sonuçları, tıbbi geçmişleri ve demografik bilgileri kaydedildi. Yatış sırasındaki ve sonrasındaki kreatin değerlerine göre mutlak olarak 0,5mg/dL üzerinde artış veya bazal kreatin düzeyinin %25 artması veya takip sırasında ortaya çıkan diyaliz ihtiyacına göre CIN gelişip gelişmediği belirlendi. Sistemik immün-inflamasyon indeksi girişim öncesi alınan periferik kanda platelet (P) sayısının nötrofillerin (N) lenfositlere (L) oranına çarpılması ile elde edildi [Px(N/L)]. Çalışmadaki hastalar kontrast ilişkili nefropati gelişmesine göre iki gruba ayrıldı. SII ile CIN gelişimi arasındaki ilişki“receiver operating characteristic”çalışması yapılarak incelendi. Bulgular: Hastalar arasında yaş, kronik renal yetmezlik, LAD ile dallarındaki kritik darlıkların varlığı, SII değerleri ve CRP değerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar izlenmiştir. CIN için 709 değeri ve üzerindeki değerlerin %74 duyarlılık ve %74 özgüllük ile tahmin gücü olduğu hesaplandı. Sonuç: NSTEMI hastalarına rutin olarak uygulanan hemogram tetkikinden matematiksel olarak basit bir formülle hesaplanan SII'nın NSTEMI hastasında CIN gelişimini kullanılabileceğini göstermektedir.

Özet (Çeviri)

Background: In both Turkey and the world, coronary artery disease is the leading cause of mortality. The diagnosis of NSTEMI is increasingly being made with the development of hs-cTn tests in recent years. However, an increasing amount of interventional strategies are being applied to these patients. CIN is often defined as acute renal dysfunction in the 48-72 hour period after the use of iodine-containing contrast agents, without any other explainable reason. The systemic immune-inflammation index is obtained by multiplying the platelet (P) count in peripheral blood taken before the intervention by the ratio of neutrophils (N) to lymphocytes (L) [Px(N/L)]. In our study, we aimed to examine the relationship between CIN development and SII, including the widest possible range of NSTEMI patients. Material and Method: The study was designed as a single-center, retrospective, and cross-sectional study. Through a retrospective screening, 1124 patients between the ages of 18 and 80 who were diagnosed with NSTEMI according to the 2020 European Society of Cardiology NSTEMI guidelines during emergency room or outpatient visits between February 2021 and September 2021 and were managed with an early invasive strategy according to the European Society of Cardiology guidelines by their responsible physicians were included in the study. The hemogram and biochemical values of the patients included in the study during hospitalization, as well as the hemogram and biochemical values obtained between 48-72 hours after coronary angiography, echocardiograms performed during their hospital stay, coronary angiography results, medical histories, and demographic information were recorded. CIN was determined based on an absolute increase of 0.5mg/dL or more in creatine values during hospitalization or a 25% increase in basal creatine levels, or the need for dialysis during follow-up. The patients in the study were divided into two groups according to the development of contrast-induced nephropathy. The relationship between SII and CIN development was examined. Results: Among the patients who were divided into two groups based on the development of contrast-induced nephropathy, statistically significant differences were observed in terms of age, chronic renal failure, the presence of critical stenoses in the LAD and its branches, SII values, and CRP values. ROC (Receiver operating characteristics) analysis was performed for SII. It was calculated that a value of 709 and above for SII had a predictive power with 74% sensitivity and 74% specificity for CIN. Conclusion: It has been shown that the SII, which is calculated by a simple mathematical formula from the hemogram test routinely applied to NSTEMI patients, can be used to predict the development of CIN in NSTEMI patients.

Benzer Tezler

  1. Tanısal koroner anjiyografi öncesi ve sonrası serum CRP düzeylerinin karşılaştırılması

    Comparison of serum CRP levels before and after diagnostic coronary angiography

    GÜLSÜM SERCAN DAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ZEKİ ÖNGEN

  2. ST segment yükselmesi olmayan miyokart infarktüslü hastalarda geç dönem hastane yatışı gerektiren kalp yetersizliği öngördürücüleri

    Predictors of late-term heart failure admissions in patients with myocardial infarction without ST segment elevation

    FURKAN DURAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE EMRE

  3. Akut miyokard infarktüsünde yeni genetik risk faktörleri

    New genetic risk factors for acude myocardial infarction

    YURDAER DÖNMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    KardiyolojiÇukurova Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. MUSTAFA DEMİRTAŞ

  4. Acil servise başvuran akut ST segment yükselmeli miyokard infarktüsü hastalarında birincil perkütan koroner girişim zamanının değerlendirilmesi

    Assessment of the time of primary percutaneous coronary intervention in patients admitted to emergency department with acute ST segment elevation myocardial infarction

    ONUR ZORBOZAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    İlk ve Acil YardımEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ARİF ALPER ÇEVİK