Çocukluk çağı akut lösemilerinde ve malign lenfomalarında serum interlökin 2, solubl interlökin 2 reseptör, interlökin 4, tümör nekroz faktör alfa ve ferritin düzeylerinin incelenmesi
Serum ınterleukin 2, soluble interleukin 2 receptor, interleukin 4, tumour necrosis factor alfa and ferritin levels in childhood acute leukemias and malignant lymphomas
- Tez No: 79550
- Danışmanlar: PROF. DR. ŞÜKRÜ CİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
ÖZET İmmünite, inflamasyon ve hematopoez arasında fonksiyonel açıdan son derece karmaşık karşılıklı etkileşimler söz konusudur. Yapılan araştırmalarla her geçen gün sayıları artmakta olan polipeptid yapısındaki sitokin ve lenfokinlerin arasında interlökin-2, interlökin-2 reseptörleri, tümör nekroz faktör alfa ayrıcalıklı yer tutarlar. Yapılan çalışmada çocukluk çağı akut lösemilerinde ve malign lenfomalarında yeni tanı alan veya rölapsla başvuran aktif hastalıklı çocuklarda ve primer malign hastalığı remisyonda olan 104 olguluk çalışma grubunda, proje planı ile uyumlu olarak amaçlanan serum interlökin-2, solubl interlökin-2 reseptör, interlökin-4, tümör nekroz faktör-alfa ve ferritin düzeyleri enzim immuno assay (ELISA) yöntemiyle incelenmiştir. Bu sitokinlerin konakçının anti-tümör immunitesi ile ilişkili olması ve tedaviye yanıtı belirlemede rol oynaması büyük ilgi uyandırmaktadır. Serum SİL-2R düzeyleri Hodgkin lenfomalı olgularda aktif hastalık döneminde (3552±1551 lU/ml) remisyon dönemine (1466±613.7 lU/ml) ve kontrol grubunda (557±125 lU/ml) göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p5000 lU/ml SİL-2R düzeylerinin tedaviye yanıtı belirlemede bağımsız bir prognostik faktör olduğunu saptamışlar, bu gruba giren hastaların ancak yarısının kontinü komple remisyonda kalabilmesinin beklendiğini ifade etmişlerdir. Çalışmamızda ilk geliş SİL-2R düzeyleri >5000 lU/ml olan 4 hasta ileri evre için standart olan tedavi protokollerine rağmen rölaps göstermiş ve 3 hasta ilerleyici hastalık ile exitus olmuştur. Periferik kan lenfositlerinde CD25 ekspresyonları anlamlı bulunmamış ve SİL-2R düzeyleri ile korelasyon göstermediği saptanmıştır. Hodgkin lenfomalı olgularda serum IL-2 düzeyleri ölçülebilir düzeyde bulundu, ancak kontrol grubundan anlamlı bir farklılık göstermedi (p>0.05). tedavi edilmemiş 24 Hodgkin lenfomalı ve 24 kontrolden oluşan erişkin grubunda (Blay, 1994) serum IL-2 düzeyleri hasta grubunda, kontrol grubuna göre ölçülebilir düzeyde bulunmuştur. Serum IL-4 düzeyleri tüm olgularda ölçülemeyecek ve anlamlı olmayan düzeylerde bulundu. Blay, 1994 tüm 24 hastalık Hodgkin lenfomalı erişkinde IL- 4 düzeylerini ölçülemeyecek düzeylerde bulunduğunu bildirdi. Serum TNF-alfa düzeyleri aktif hastalıklı grubunda (946±433 pg/ml) ile remisyon (256±110 pg/ml) ve kontrol grubuna göre (35±16.7 pg/ml) anlamlı olarak yüksek bulundu. Çalışma grubumuzdaki hastaların major grubu ileri klinik evrede olan hastalardı. Blay, 1994, kendi serisindeki erişkin hastaların sistemik semptomları olanlarında, serumda IL-2, IL-6 ve TNF düzeylerinin sistemik semptomları oluşturmada mutlak gerekli ya da yeterli olmadığını raporlamıştır. Serum ferritin düzeyleri aktif hastalık grubunda (252.7±81.5 ng/ml) remisyon (56±18.85 ng/ml) ve kontrol grubuna (30±15 ng/ml) göre anlamlı 69olarak yüksek bulundu (p142 ng/ml ve transferrin düzeylerinin 1000 lU/ml SİL-2R düzeyleri olan hastaların 5 yıllık yaşam şansları % 85 bulunmuştur. Hastalarımız bu özellikleri açısından izlenecektir. Serum IL-2 düzeyleri hastalarda ölçülebilir düzeylerde (374±147 pg/ml) saptanmış, ancak remisyon (212±109.5 pg/ml) ve kontrol (220±108 pg/ml) grubuna göre anlamlı fark göstermemiştir (p>0.05). Serum IL-4 düzeyleri tüm olgularda ölçülemeyecek ve anlamlı olmayan düzeylerde bulundu. 70Serum TNF-alfa düzeyleri aktif hastalık grubunda (570±362 pg/ml) remisyon (255±80 pg/ml) ve kontrol grubuna göre (35±16.7 pg/ml) anlamlı olarak yüksek saptandı (p2000 lU/ml olan hastaların tedavi sonuçlarının daha olumsuz olacağını vurgulamış ve multivariate analizde SİL-2R düzeylerinin ilk geliş lökosit sayısı, ırk, yaş gibi parametrelerden bağımsız prognostik önem taşıdığını raporlam ıştır. 71Serum IL-2 düzeyleri aktif hastalık grubunda (254±75.5 pg/ml) ile ölçülebilir düzeylerde saptanmış ancak remisyon (261 ±106) ve kontrol (220±108 pg/ml) grubuna göre anlamlı fark göstermemiştir. Serum TNF-alfa düzeyleri, aktif hastalık (734.9±344 pg/ml) grubunda, remisyon (323.8±58.4 pg/ml) ve kontrol grubuna (35±16.7 pg/ml) göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Serum ferritin düzeyleri aktif hastalık grubunda (275±117.7 ng/ml) ile remisyon (83±39 pg/ml) ve kontrol grubuna (30±15) göre anlamlı yükseklik gösterdi. Akut myeloid lösemi grubunda serum SİL-2R düzeyleri aktif hastalık grubunda (3612±1220 pg/ml), remisyon (1600±430) ve kontrol grubuna (557±125IU/ml) göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Serum IL-2 düzeyleri aktif hastalık grubunda (542±171.4) remisyon (239±55.37 pg/ml) ve kontrol grubuna göre (220±108 pg/ml) anlamlı yükseklik gösterdi. Serum TNF-alfa düzeylerinin aktif hastalık grubunda (935.6±251.8) remisyon (187.6±56.9 pg/ml) ve kontrol grubuna (35±16.7) göre anlamlı yükseklik gösterdiği saptandı (p
Özet (Çeviri)
ABSTRACT During the last decade, consistent data have been produced demonstrating the existence of functional relationships between immunity, inflammation and hematopoiesis. As a result the list of polypeptides involved in the regulation of these systems has grown rapidly. Among these measurements of serum interleukin-2, serum soluble interleukin-2 receptor and tumor necrosis factor-alpha have demonstrated to have clinical utility. As SİL-2R for the ligand. In this regard, increased serum levels of SİL-2R have been suggested to enhance neoplastic growth by suppressing host antitumor immunity. In this study serum cytokine levels were measured by enzyme immunoassay ELISA method in children with newly diagnosed acute leukemias and malignant lymphomas. Since there is the availability of recombinant cytokines for clinical use in hematologic and lymphoproliferative malignancies, it is crucial to understand their spectrum of interaction in order to select the appropriate combination for in vivo administration.
Benzer Tezler
- Çocukluk çağı kanserlerinde epidemiyolojik özelliklerin incelenmesi
Epidemiological patterns of childhood cancer
EDA AYBERKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. GÜLSAN YAVUZ
- Çocukluk çağı akut lösemilerinde apoptotik yolakta TRAIL ve TRAIL lıgand
The serum TRAIL and TRAIL ligand on the apopitotic pathway in childhood acute leukemias
ZELİHA HAYTOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
HematolojiÇukurova ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ BÜLENT ANTMEN
- Çocukluk çaği lösemilerinde adrenokorteks ve tiroid fonksiyonları
Adrenocortical and thyroid functions in childhood acute leukemia
HÜSEYİN DEMİRÖRS
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıErciyes ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MEHMET AKİF ÖZDEMİR
- Çocukluk ve yetişkin çağı akut lösemilerinde mikro-RNA paneli
Micro-rna profile of childhood and adult acute leukemia
BARBAROS ŞAHİN KARAGÜN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
HematolojiÇukurova ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. A. BÜLENT ANTMEN
- Çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde kan karnitin seviyeleri ve yorgunluk skalası ile ilişkisi
Serum carnitine levels and the relationship with fatigue scale in acute lymphoblastic leukemia in childhood
ERTUĞ TOROSLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBülent Ecevit ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NAZMİYE YÜKSEK