Geri Dön

The Times ve New York Times Gazetelerinin gözüyle Avrupa ve Türkiye'de tek partili yönetimlerin dış politikası (1923-1939)

Foreign policy of one-party rules in Europe and Turkey through The Times and New York Times Newspapers (1923-1939)

  1. Tez No: 804235
  2. Yazar: GAMZE EKİNCİ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. NURİ KARAKAŞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, Türk İnkılap Tarihi, Uluslararası İlişkiler, History, History of Turkish Revolution, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Dış Politika, Mustafa Kemal Atatürk, Hitler, Mussolini, Stalin, The Times, New York Times, Foreign Policy, Mustafa Kemal Atatürk, Hitler, Mussolini, Stalin, The Times, New York Times
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Tarih Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 544

Özet

I. Dünya Savaşı sonrası yapılan barış antlaşmaları, Avrupa'ya kalıcı bir ekonomik ve siyasi istikrar getirememiştir. Bu antlaşmalar Avrupa'da bir denge sağlamak yerine yeni ittifak ve bloklaşmaların ortaya çıkmasına ve neticede başka bir dünya savaşına gidilmesine yol açmıştır. Savaş biterken galip devletler arasında yer almasına rağmen, yeterli bir kazanım elde edemediğini düşünen İtalya'da Mussolini liderliğinde faşist hareket ortaya çıkmış ve iktidarı ele geçirmişti. Almanya ise savaş bittikten sonra ülke içerisinde siyasî krizlerle uğraşmış, Versay Antlaşması'nın getirdiği borç yüküyle beraber ağır bir ekonomik krize sürüklenmişti. 1929 Dünya Ekonomik Buhranı'yla beraber 1933 yılında Hitler öncülüğündeki Nasyonal Sosyalist Parti, yani NAZI Partisi iktidara geldi. Rusya'da ise Sovyetler Birliği Komünist Partisi, sosyalist rejimin inşasını sağlamak üzere devrimden sonra tek parti olarak ülke yönetiminde söz sahibi olmuştu. Osmanlı Devleti'ne Anadolu'da küçük bir parça toprak bırakan, Türklerin Anadolu'daki varlığına son vermeyi amaçlayan Sevr Antlaşması'na karşı Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde verilen Millî Mücadele Hareketi sonrası Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve tarih sahnesindeki yerini aldı. Almanya ve İtalya, yeni bir düzeni savunan revizyonist devletler arasındaydı ve askerî müdahalelerle mevcut düzene meydan okuyorlardı. Sovyetler ise, sosyalist rejimin güvenliği için kendi rejimlerinin diğer ülkelere de yayılmasını gerekli görüyor ve bu kapsamda çeşitli ülkelerde meydana gelen komünist ayaklanmaları destekliyordu. Nihayetinde Almanya'da Nazi'lerin iktidara gelmesi ve Avrupa Devletlerinin Sovyetlere olan şüpheci duruşu, Stalin'i Hitler'le ittifak yapmaya ve Polonya topraklarını paylaşmaya götürmüştür. Buna mukabil, Atatürk Türkiye'si ise Misak-ı Millî'yi hedefleyen barışçıl bir dış politika izlemiş ve anti-revizyonist tarafta yer almıştır. Türkiye gibi İngiltere de mevcut konjonktürden memnundu ve düzenin değişmesini istemiyordu. Bu sebepten 1920'ler boyunca, Lozan'daki kazanımlarını Misak-ı Millî ile genişletmek isteyen Türkiye'ye yönelik olarak kendi bölgesel çıkarlarına ters düştüğü gerekçesiyle sert bir tutum izlemişti. Bu sertliği The Times gazetesinde görmek mümkündür. 1930'ların başından itibaren ise Mustafa Kemal Türkiye'sine olan düşmanlık, yerini Atatürk Türkiye'sine olan dostluğa terk etmişti. New York Times gazetesi ise olumlu ve olumsuz görüşlerin bir arada yer aldığı, ancak özellikle Ermeni azınlığın yoğun etkisi altında kalan bir çizgideydi. Öte yandan, savaş sonrası Almanya'da Kayzer II. Wilhelm ülkeyi terk etmiş, Alman İmparatorluğunun yerini Weimar Cumhuriyeti almıştı. Diplomasinin ağırlık kazandığı bu dönemden sonra Hitler'in iktidara gelmesiyle Almanya, revizyonist hamlelerini teker teker atmaya başladı. İngiltere, yatıştırma siyasetinin bir yansıması olarak Hitler'le ilişkileri dostane sürdürmeye gayret ederken, The Times'ın itidalli, yer yer de övgü dolu satırları dikkat çekiyordu. New York Times ise Hitler ve Nazizm'i genel olarak büyük bir tehlike olarak görüyordu. Mussolini liderliğindeki İtalya ise, Roma İmparatorluğu günlerine geri dönmek istercesine Akdeniz boyunca doğuya ilerliyor, Anadolu ve Afrika topraklarında tarihsel hakları olduğunu iddia ediyordu. Akdeniz'deki çıkarları açısından bu durumu tehlikeli bulan İngiltere ise bu dönemde net bir siyaset ortaya koyamamıştı ve sık sık ikilemler yaşıyordu. Paralel olarak bu ikilem The Times'ta da görülüyordu. New York Times ise, Mussolini'yi ülkesi için büyük işler yapan bir lider olarak resmederken Türk-İtalyan gerginliğine neredeyse duyarsız kalıyordu. Stalin ise gerek SSCB içi faaliyetleri gerekse İspanya İç Savaşında Cumhuriyetçi İspanyollara yönelik yardımları dolayısıyla İngiliz The Times tarafından katı biçimde eleştiriliyordu. Önceki Rus devlet adamları Lenin ve Troçki'nin dünya devrimi hedefleri eski etkinliğini kaybetmesine rağmen The Times'ın bu konuyu sık sık işlediği görülmüştür. New York Times ise, Stalin'i üstün bir lider olarak gösteren övgü dolu yazılarla doludur. Bu bağlamda, The Times ve New York Times, I. Dünya Savaşı sonrasında, Türkiye'yi ve Avrupa'nın tek partili iktidarlarını yakından takip etmiş, bölgedeki muhabirleri sayesinde birinci elden gelişmeleri aktarmıştır. Çalışmamızda, her iki gazetenin haberleri, baş editörlerin analizleri ve okuyucu mektuplarının çevirileri bizzat tarafımızca yapılmıştır.

Özet (Çeviri)

Peace treaties following the I. World War, could not provide an economic and political stability to the entire Europe. Instead of bringing a balance in Europe, those treaties caused new alliances and blocks emerge, which eventually leaded to another world war. Despite Italy was among the winners of the I. World War, she thought she did not gain much. That disappointment created a fascist move leaded by Mussolini. Germany had to deal with the post-war crises inside the country. Besides, she had been plunged into a severe economic crisis because of the Treaty of Versailles. Right after the 1929 World Economic Depression, Hitler's National Socialist Party, abbreviated as NAZI Party, came to power. On the other hand, in Russia, Communist Party of the Soviet Union became the one and only, in order to build a socialist regime. Sevres Treaty, which left only a tiny piece of land to the Ottomans in Anatolian Peninsula, torn apart by Mustafa Kemal Paşa. After the Turkish War of Independence, Turkish Republic was found and took her place in history. Germany and Italy were among the revisionist states that desired a brand new world order. So, both of them challenged the current world order by engaging military force. USSR preferred a different method and supported the communist revolts in other countries. Because she considered that for her own national security, the peripherical nations should be ruled under the communist regime. But at the end of the day, those preferences increased the Europe's suspicions over USSR. Inevitably, Stalin and Hitler signed a pact, which allowed them to share the Polish territory between each other. Meanwhile, Turkey pursued a peaceful policy aimed at the achievement of the boundaries determined in the National Pact. That's why she is accepted as one of the anti-revisionist states. Likewise, Great Britain was content with the current conjuncture, with no desire for any change. Therefore, British foreign policy of the 1920's was strictly against each Turkish move from Lausanne Treaty up to the National Pact. Such those moves which were against the British regional interests, commented by the The Times in the same negative attitude. From the beginning of the 1930's, the hostility towards the Mustafa Kemal's Turkey was replaced by the friendship towards Atatürk's Turkey. On the other hand, New York Times were publishing articles both critical and praising, but under a clear influence of the Armenian minorities. Meanwhile in German Reich, Kaiser II. Wilhelm had left the country for Holland. There in Germany, constitutional Weimar Republic was found and that became the official name for Germany between 1918 and 1933. During that period, Germany pursued a foreign policy based on developing diplomatic relationships with her neighbours. But when Adolf Hitler took power at the beginning of 1933, German foreign policy was shifted to another level. Hitler's basic aim was to“break the chains of Versailles”, so he took a number of military steps. As a reflection of the appeasement policy, Britain tried to maintain friendly relations with Hitler. That was the period where The Times were publishing moderately about Hitler's Germany. New York Times, on the other hand, considered Hitler and Nazizm as a potential danger. Italy, under Mussolini's leadership, were trying to revive the glory days of the ancient Roman Empire. Mussolini was claiming for historical rights in Anatolian Peninsula and Africa; therefore, he took a number of expansionary steps. Although Britain considered those moves as risky for her Mediterranean interests, she was in a dilemma and could not pursue proper policy. Reflections of that policy could be seen in The Times. New York Times, which had almost irrelevant about the Turkish-Italian Conflict, were claiming Mussolini is a great leader who did great works for his people. Stalin was often being criticized by The Times, due to his actions both inside the USSR and his support for the Republicans in Spanish Civil War. Despite the attempts for world revolution of Lenin and Trotsky, the former Russian statesmen, was almost over, The Times was constantly reminding that Soviet dream. New York Times, almost surprisingly, was full of praising articles about Stalin and his supreme leadership. In this context, The Times and New York Times have followed closely the Turkish and The European one-party rules of the Interwar Period. Both newspapers, through their regional correspondents, could directly report News. Our study contains news, analyses of the chief editors and readers' letters of both newspapers, which were translated by our side.

Benzer Tezler

  1. Yabancı basın gözüyle sosyal medyada Türkiye algısı: 15 Temmuz öncesi ve sonrası

    Through the eyes of international press Turkey's perception in social media: Before July 15 and afterwards

    SEVCAN BEŞİKCİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İletişim BilimleriSakarya Üniversitesi

    İletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYTEKİN İŞMAN

  2. Soğuk savaş döneminde algı yönetimi ve haber-propaganda ilişkisi

    Perception management and news-propaganda relationship in the cold war era

    DİLHAN APAK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    GazetecilikMarmara Üniversitesi

    Gazetecilik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ÖZÇAĞLAYAN

  3. Türk insansız hava araçlarının ABD basınına yansıması

    The reflection of Turkish unmanned aerial vehicles in the U.S. press

    AYŞE SÜMEYYE YAVUZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    GazetecilikAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Gazetecilik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUZAFFER ŞAHİN

  4. Türk eğitim sisteminin yerli ve yabancı basındaki yansımaları 2005-2018

    Reflections of the Turkish education system on the local and foreign press (2005-2018)

    ARZU ALBAYRAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Eğitim ve ÖğretimKastamonu Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUAMMER ERGÜN

  5. Yayın organlarının algı yönetimi aracı olarak Twitter haberciliği: Barış Pınarı Harekatına ilişkin haberlerin içerik analizi yöntemi ile incelenmesi

    Twitter journalism as a perception management tool of media organs: Analyzing the news about the Operation of Peace Spring with continent analysis

    GAMZE DEMİRKAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Adli Tıpİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FARUK AŞICIOĞLU