Synthesis of ZnCdSSe, CdSSeTe quaternary and ZnCdSSeTe quinary alloy quantum dots via two phase synthesis method
ZnCdSSe, CdSSeTe dörtlü ve ZnCdSSeTe beşli alaşım kuantum noktacıklarının iki faz sentez yöntemi ile sentezlenmesi
- Tez No: 806995
- Danışmanlar: DOÇ. DR. CANER ÜNLÜ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Kimya, Chemistry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kimya Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kimya Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 77
Özet
Malzemelerin boyutlarının değiştirilmesi ve nano ölçekte yeniden biçimlendirilmesi, amaca yönelik teknolojilerin icat edilmesini ve geliştirilmesini kolaylaştıran önemli bilimsel gelişmeler sağlamaktadır. Malzemelerin boyutlarının nano ölçeğe düşürülmesi, orijinal yapılarına göre gelişmiş kimyasal ve fiziksel özellikler kazanmalarına yol açarak devrim niteliğindeki yeni nesil teknolojilerin insan ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmesinde önemli katkılara öncü olup nanoteknoloji teriminin önem kazanmasını sağlamıştır. Nanoteknolojinin önem kazanması ile birlikte boyutları 2-15 nm aralığında bulunan yarı iletken kuantum noktacıkları da yeni nesil teknolojilerin geliştirilmesi adına benzersiz optik ve foto-fiziksel özellikleriyle önemli bir aday olarak görülmüş olup, foto detektörler, QLED olarak adlandırılan yüksek verimli LED'ler, biyomedikal görüntüleme sistemleri, ilaç iletim sistemleri gibi birçok farklı alanda kullanım alanlarına katkı sağlamaktadır. Genellikle periyodik tablonun II-VI ve III-V grup elementlerinden oluşan kuantum noktacıklarının üstün optik özellikleri Bohr uyarım yarıçapları ve kuantum sınırlaması etkisi nedeniyle boyuta bağlı optik özelliklerinin kontrol edilebilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle hedeflenen kullanım alanına göre kuantum noktacıklarının optik özelliklerinin değiştirilebilmesi kuantum noktacıklarına geniş bir uygulama alanı potansiyeli sunmaktadır. Bohr uyarım yarıçapından küçük olan boyutları kuantum noktacıklarının değerlilik ve iletkenlik bantlarında bulunan enerji seviyelerinin orijinal formlarındaki hallerine göre sürekli değil ayrık halde bulunmasını sağladığından, kuantum sınırlama etkisine uyarak boyuta bağlı optik özelliklerinin değiştirilebilmesi özelliğine sahip olmasına neden olur. Değerlilik bandı ile iletkenlik bandı arasındaki bant boşluğu, boyut değişikliği ile değiştirilebildiğinden kuantum noktacıklarının boyutlarının değişmesi farklı emisyon dalga boylarının elde edilebilmesini sağlar. Uyarım sonucu değerlilik bandından iletkenlik bandına geçen elektronun arkasında bir boşluk bıraktığı düşünülür. Bu elektron ve boşluk çiftine eksiton denir. Elektron ve boşluk çiftinin arasındaki uzaklık ise kuantum noktacıklarının boyutu azaldıkça azalır ve uyarım sonucu elektronun değerlilik bandından iletkenlik bandı arasındaki kat etmesi gereken uzunluk yani bant boşluğu artar. Bu nedenle boyutu küçük olan kuantum noktacıkları büyük olan kuantum noktacıklarına göre daha yüksek enerjili uyarım ile elektronlarının iletkenlik bandına geçebilmesi sağlanacağından, elektronun iletkenlik bandından değerlilik bandına dönerek boşluk ile tekrar birleşmesi sonucunda daha büyük boyutlardaki kuantum noktacıklarına göre daha yüksek enerjili emisyona neden olur. Bu nedenle emisyon spektrumunda kuantum noktacıklarının boyutları azaldıkça daha yüksek enerjili ve daha düşük dalga boylu ışıma gözlemlenir. Bu nedenle kuantum noktacıklarının boyutlarının artması kırmızı bölgeye doğru emisyon dalga boylarında bir kaymaya neden olarak boyuta bağlı optik özelliklerinin ayarlanması ile görünür bölgede tüm frekanslarda ışıma elde edilmesi sağlanabilmektedir. Geniş emisyon spektrumu ile yüksek kuantum verimi özellikleri kuantum noktacıklarını görüntüleme teknolojilerinde önemli bir aday olmasını sağlar. Yüksek yüzey alanı ve hacim oranı ilaç iletim sistemlerinde etken maddenin yüksek oranda depolanmasının önünü açarak bu alanda önemli bir potansiyele sahip olmasını sağlamaktadır. Sentez yöntemi kuantum noktacıklarının boyutuna, şekline, türüne dolayısıyla optik özelliklerine olan direk etkisi nedeniyle kuantum noktacıklarının amaca yönelik teknolojilerde kullanım alanlarını arttırabilmek ve büyük ölçekli üretime uygun hale getirebilmek için en önemli parametre olarak görülmektedir. Bu nedenle birçok sentez yöntemi keşfedilmiştir. Keşfedilen sentez yöntemleri ile elde edilen kuantum noktacıklarının optik özelliklerinin geliştirilmesini sağlamak amacıyla birçok farklı tür kuantum noktacıkları elde edilmiştir. Bu sentez yöntemleri ile yapılarında sadece tek bir bileşen bulunan kuantum noktacıklarının yanı sıra birden fazla anyon ve katyonun bulunma olasılığının bulunduğu çekirdek-kabuk modeli geliştirilmiştir. Bu model ile kuantum noktacıklarının yüzeyinde bulunan kusurlar, oluşturulan kabuk ile giderilerek yüzey pasivasyonu sağlanmış olur ve bu nedenle kabuk stabilitenin ve kuantum veriminin artmasında önemli bir görev görerek tek bileşenli kuantum noktacıklarının optik özelliklerinin geliştirilmesini sağlar. Bu modelin yanı sıra alaşım sistemli kuantum noktacıkları oluşturulmuş olup üçlü, dörtlü ve beşli alaşım sistemleri oluşturularak çoklu katyon ve anyon içeren kuantum noktacıkları ile çekirdek- kabuk modelindeki gibi yüzey kusurlarının giderilmesi aynı zamanda sadece boyuta bağlı değil kompozisyona bağlı optik özelliklerinin değiştirilebilmesi amaçlanarak kuantum noktacıklarının kullanım alanlarının genişlemesi adına önemli bir adım atılması sağlanmıştır. Sıcak enjeksiyon yöntemi kuantum noktacıklarının en yaygın sentez yöntemlerinden biridir. Bu yöntem ile kuantum noktacıkları, katyon ve yüzey aktif madde içeren yüksek sıcaklıklardaki reaksiyon ortamına hızlı soğutulmuş anyon içeren solüsyonun enjekte edilmesi ile elde edilir. Kuantum noktacıkları enjeksiyon sonrası saniyeler içerisinde oluşur. Enjeksiyonun hızı ve reaksiyon ortamının sıcaklığı oluşan kuantum noktacıklarının boyutuna, şekline ve homojenliğine direk etki ettiğinden istenilen özellikte kuantum noktacıklarının elde edilmesi yavaş büyüme sağlayan sentez yöntemlerine göre zordur. Bu sentez yöntemi yüksek sıcaklık gerektirdiğinden Oktadesen, TOP ve TOPO gibi kaynama noktası yüksek, tehlikeli ve çevreye zararlı çözücüler kullanılmasını gerektirir. Bu nedenle iki faz sentez yöntemi sıcak enjeksiyon ve benzer sentez yöntemlerinin çevreye zararının azaltılabilmesi ve elde edilen kuantum noktacıklarının boyutu, şekli ve homojenliği üzerindeki tam kontrolü, kuantum noktacıklarının yavaş büyüme hızı ile sağlamak için keşfedilmiş olup, bu yöntem yüksek sıcaklık gerektirmediğinden kaynama noktası yüksek çözücü kullanımı azaltılmış ve yavaş büyüme hızı ile sentezlenen kuantum noktacıkları üzerinde tam kontrol sağlanarak sıcak enjeksiyon ve benzer sentez yöntemlerinin olumsuz özelliklerinin amaca yönelik geliştirilmesi sağlanmıştır. Bu sentez yöntemi düşük sıcaklıkta sadece tekli sistemlerin değil alaşım sistemleri içinde uygun bir sentez yöntemi olup kuantum noktacıklarının yavaş oluşma hızı eklenen prekürsörlerin çözünürlük ve reaktivitelerinin kontrol edilerek alaşım sistemli kuantum noktacıkların elde edilmesini kolaylaştırır. Bu yöntemde katyon kaynağı, genellikle oleik asit yüzey aktif maddesi ile tolüen içerisinde çözünür ve belirlenen sıcaklıktaki suda çözünmüş anyon kaynağını içeren faza eklenir. Oluşan kuantum noktacıkları ara fazdan tolüen fazına geçer ve bu fazdan polar çözücü ile çöktürülerek elde edilir. Yüksek ışıma yapan kuantum noktacıkları için kadmiyum en yaygın kullanılan elektropozitif maddedir, kadmiyumun sağladığı avantajlar nedeniyle kadmiyum tabanlı kuantum noktacıkları görüntüleme teknolojilerinde önemli bir aday olarak görülmektedir. Fakat kadmiyum, kuantum noktacıklarına yüksek kuantum verimi, parlaklık ve gelişmiş optik özellikleri sağlamasına rağmen yüksek toksisitesi nedeniyle biyomedikal görüntüleme alanında kullanım potansiyelleri sınırlıdır. Serbest kadmiyum iyonları hücre ölümüne neden olarak insan sağlığına ve çevreye ciddi zararlar verdiğinden, kadmiyum iyonlarının yapıdan ayrılmasını engellemek amacıyla yüzey pasivasyon metotları araştırılmaktadır. Yakın gelecekte kadmiyum kullanımının kullanım alanı fark etmeksizin global çevre regülasyonlarına göre ciddi sınırlamalar getirileceği düşünülmekte olduğundan araştırmalar, kadmiyumun sağladığı optik avantajları yapıdaki kadmiyum oranını azaltarak koruma amacıyla geliştirilen çeşitli yöntemler üzerinde yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu nedenle bu tezin ana amacı, iki faz sentez yönteminin sadece boyuta bağlı değil kompozisyona bağlı optik özelliklerinin geliştirilmesine imkan tanıyan alaşım sistemli kuantum noktacıklarının elde edilmesindeki avantajını kullanarak CdSSe üçlü alaşım sistemli kuantum noktacıklarının yapısında bulunan kadmiyum miktarını çinko ekleyerek azaltarak dörtlü alaşım sistemli ZnCdSSe kuantum noktacıkları elde etmek olup, kadmiyum tabanlı kuantum noktacıklarının gelecekteki kullanım potansiyellerini geliştirmektir. Bu tezde aynı zamanda üçlü alaşım sistemli CdSSe kuantum noktacıklarının kontrol edilebilir emisyon spektrumunun genişletilmesini yapıya tellür eklenmesiyle CdSSeTe dörtlü alaşım sistemli kuantum noktacıklarının elde edilmesini sağlayarak orijinal CdSSe kuantum noktacıklarının kullanım alanlarının arttırılması amaçlanmıştır. Bu iki amacın aynı anda elde edilebilmesi için üçlü alaşım sistemli CdSSe kuantum noktacıklarının yapısına hem çinko hem tellür eklenmesi denenerek çinkonun kadmiyum miktarının azaltılmasındaki etkisi ile birlikte aynı zamanda tellür eklenmesi gerçekleştirilerek beşli alaşım sistemli ZnCdSSeTe kuantum noktacıkları elde edilmesi denenerek üçlü CdSSe ve dörtlü ZnCdSSe yapılarının kontrol edilebilir emisyon spektrumunun genişletilmesi ile aynı anda yapıdaki kadmiyum oranının azaltılması hedeflenmiştir. Bu çalışmada kuantum noktacıkları elde edilirken, kadmiyum ve çinko katyon kaynağı olarak kadmiyum miristat ve çinko stearat kullanılmış olup tolüen fazında yüzey aktif madde olan oleik asit ile birlikte çözünmüştür. Selenyum ve tellür kaynağı olarak sodyum borhidrür solüsyonu ile tellür ve selenyum indirgenmiş ve azot ortamında sülfür kaynağı olan tiyoüre içeren su fazına 100 0C' de eklendikten sonra katyon içeren tolüen fazı eklenmiştir. Reaksiyon süresi her sentez için 24 saat olarak belirlenmiş ve belirlenen aralıklarda ara fazda oluşarak tolüen fazına geçen kuantum noktacıkları bu fazdan toplanarak elde edilen kuantum noktacıklarının büyümesi UV ışık altında ve floresan spektrometre ile kontrol edilmiştir. Reaksiyon 24 saatin sonunda durdurulduğunda tolüen fazı ve su fazı birbirinden ayrılarak tolüen fazı filtreden geçirilmiş ve 1:1 oranda metanol eklenerek kuantum noktacıklarının çöktürülmesi sağlanmıştır. Elde edilen kuantum noktacıklarının optik özellikleri, 366 nm UV ışığı, floresan spektrometre kullanarak emisyon ve eksitasyon spektrumları, UV spektrometre ile de absorbsiyon spektrumları elde edilerek ölçülmüş. Yapısal karakterizasyonları ise X-RAY Difraktometre ile ölçülmüştür. Üçlü alaşım sistemli CdSSe kuantum noktacıklarının yapısına farklı oranda Tellür eklenmesi ile birlikte dörtlü alaşım sistemli CdSSeTe kuantum noktacıkları elde edilmiş olup modifiye edilerek dörtlü sisteme dönüştürülmüş CdSSe kuantum noktacıklarının kontrol edilebilir emisyon spektrumunun genişletilmesi sağlanmıştır. Eklenen Tellür miktarı arttıkça mavi renk ışıma yapan CdSSe kuantum noktacıkları CdSSeTe yapısına dönüştürülmesi ile eklenen Tellür miktarının arttırılmasıyla sarı renkli ışıma elde edilebilmiştir. Absorbsiyon ve emisyon spektrumları ile bu kırmızı bölgeye kayma kaydedilmiştir. CdSSe kuantum noktacıklarının eksitasyon spekrumları ile XRD sonuçları elde edilen CdSSeTe kuantum noktacıkları ile karşılaştırılarak yapıya tellür katılımının gerçekleştiği kanıtlanmıştır. Daha sonrasında üçlü CdSSe yapısına Çinko eklenerek ZnCdSSe yapısı elde edilmiş ve belirli çinko oranında CdSSe yapısında bulunan Kadmiyum miktarı Çinko eklemesi ile yarı yarıya düşürülerek alaşım sisteminin avantajı ile birlikte kadmiyum oranının çinko eklemesi ile azaltılması sağlanmasının yanı sıra bu değişim ile mavi ışıma yapan CdSSe kuantum noktacıklarının kontrol edilebilir emisyon spektrumunun genişletilmesi elde edilen ZnCdSSe yapısının yeşil ışıma yapması ile sağlanmış olup kadmiyum oranını azaltmak ve kontrol edilebilir emisyon spektrumunu genişletme amacına aynı anda ulaşılabilmiştir. Yapıya çinko katılımı CdSSe ve ZnCdSSe kuantum noktacıklarının XRD ve eksitasyon spektrumu ile gözlemlenmiş olup mavi ışıma yapan CdSSe kuantum noktacıklarının yapısına belirli oranda çinko eklenmesi maksimum absopbsiyon ve emisyon dalga boyunun kırmızı bölgeye doğru kayması UV ve floresans spektrometresi ile gözlemlenmiştir. Fakat üçlü sisteme hem çinko hem tellür eklenerek bu iki amacın aynı anda beşli alaşım sistemli ZnCdSSeTe yapısı ile elde edilmesi sağlanması mümkün olmamıştır. Yapısal karakterizasyondan elde edilen sonuçlar beşli alaşım sisteminin üçlü CdSSe yapısına çinko ve tellür katılımı ile oluşturulmasının sağlanamadığını kanıtlamıştır.
Özet (Çeviri)
Altering the materials' size and reforming them in nano scale provide important scientific enhancements which facilitates invention and development of purpose-oriented technologies. Decreasing the size of the materials to nano scale leads them to gain beneficial and different chemical and physical properties compared to their original form, therefore nanotechnology term became important to improve revolutionary next generation technologies in accordance with human needs. With the knowledge of the importance of nanotechnology, one of the new nano sized materials called quantum dots becomes popular. Combining generally II-VI and III-V groups of elements found in periodic table while decreasing the size of the compound to 2 -15 nm forms quantum dots [1-3], which have unique optical properties and have great potential to provide important advances in solar cells (Nozik et al., 2010), biosensors (Hakimian et al., 2018), biomedical imagining systems (Mansur et al., 2018), photodetectors (Li et al., 2020), high efficiency LEDs (Pidluzhna et al., 2019), and drug delivery systems. (Ruzycka-Ayoush et al., 2021) [4-9]. Quantum dots are semiconductors, considered as zero-dimensional material and they obey the quantum confinement effect, which is the main reason why quantum dots have great potential to be used in such a wide range of application area. Their zero-dimensional form and having smaller size than their Bohr radius affect their energy bands, found in their conduction and valance band, make them to gain discreet form and this provides several advantages over their original bulk form whose energy band are in continuous form. Discrete form of the energy bands and quantum confinement effect enable quantum dots' optical properties become tunable by changing their size and composition, which leads a change in their band gaps. To understand the effect of the size on optical properties, Brus equation should be considered. (Brus, 1984) [10]. It describes that when size of the quantum dots decreases, their Bohr radius becomes smaller, which is the length of an exciton and exciton can be described as when a photon came, an electron passes through the conduction band, and it is considered that a hole is remained behind in the valance band. This electron and hole pair are called exciton and decreasing the size of the quantum dots causes a decrease in the distance between electron and hole pair while increasing the band gap, which provides the generation of small length of exciton. [1] Smaller length of an exciton requires more energy to separate its electron from its hole by a photon in order that the electron passes to the conduction band. As a result, recombination of electron and hole causes higher energy photon emission compared to the bigger size quantum dots. This is the main reason that decreasing the size of the quantum dots provides blue shift while increasing the size causes red shift in the absorption and the emission of the spectra. The tunability of the band gap by changing size and compositions provides diversity in optical properties of the quantum dots and this explains their importance to the improvements of the next generation display technologies. In addition, they are known as possessing high quantum yield, it provides signal brightness and helps them to eliminate other signal interferences for the display technology and their high surface to volume ratio makes them also attractive to be able to load more active ingredients for the future applications of the drug delivery systems. [11,12] The goal of making quantum dots feasible and suitable for the industry and improve their optical properties to expand their application area, synthesis methods are considered as one of the most important parameters, which have direct effect on size and generated quantum dots' type. Over the years, discovered synthesis methods enable to form not only core type quantum dots, which contain one component in their structure but also to form core -shell model and alloyed systems quantum dots, in which there is possibility to have more than one anion and cation in the structure [13,14]. This leads a great enlargement of the research area of the quantum dots and broaden the possibility of taking advantages on different composition features by affecting directly photophysical properties of the quantum dots. Hot injection method for synthesizing quantum dot is one of the most popular synthesis methods. However, it requires high temperatures and high boiling point solvents and dangerous chemicals. Moreover, fast injection is important as temperature to control the monodispersity, shape and size of the obtained quantum dots [15,16]. To enhance the similar defects of the other synthesis methods resembles to the defects of hot injection methods, two phase synthesis methods is discovered [18]. It allows to obtain quantum dots at low temperature 100 0C, which prevents usage of high boiling point solvents and lower the amount of dangerous chemicals. In addition, it provides slow growth, which enables full control over the shape, size and monodispersity of the obtained quantum dots in a more environmentally friendly medium. To obtain high luminescent quantum dots, cadmium precursors are widely used, and cadmium-based quantum dots are seen to be great candidate for display technology. However, although its high luminescent properties, cadmium toxicity limits the cadmium-based quantum dots usage in biomedical imagining systems and biological technologies. Free cadmium ions cause several damages such as kidney and liver failure while causing cell death on humans and animals, and considered as environmental pollutant [19,20]. In near future, it is expected that Global Environmental Regulations will strictly limit Cadmium usage in next generation display technologies. Therefore, scientists are investigating prevention of releasing cadmium ions from quantum dots structures by applying passivation methods on the surface of the quantum dots and they are trying to reduce the amount of cadmium in the structure. In this study, with the advantages of two-phase synthesis method and alloyed systems, quaternary alloyed CdSSeTe, ZnCdSSe and quinary alloyed ZnCdSSeTe quantum dots were synthesized to expand and ensure Cadmium-based quantum dots usage in next generation display technologies by decreasing the Cadmium amount in the structure while preserving and improving its current beneficial optical properties. Two strategies were followed to wider the application area of the cadmium-based quantum dots. First one was adding zinc to CdSSe ternary alloyed quantum dots in order to obtain ZnCdSSe, which enabled to lower the cadmium amount in the structure and second strategy was to add tellurium to CdSSe ternary alloyed quantum dots to broad absorption and controllable emission wavelength range. It is also planned to obtain ZnCdSSeTe quinary alloyed quantum dots to achieve the goal of lowering cadmium amount in the structure and broaden the controllable wavelength of the quantum dots at the same time. Syntheses were conducted at 100 0C. Toluene used as non-polar phase and distilled water used as polar phase. At the interface between the toluene contained cations and distilled water contained anions, growth of the quantum dots occurred within 3 hours and 24 hours. Zinc stereate (as Zinc precursor) and Cadmium Myristate (as Cadmium precursor) mixed with oleic acid, which was used as surfactant, in toluene phase. Selenium and Tellurium were reduced with sodium borohydride in distilled water to form NaHSe and NaHTe under nitrogen gas to prevent oxidation and added to the polar, distilled water phase. In every determined time frames, adequate amount of the quantum dots, which were passed from the interface to the toluene phase, were taken and their colored emissions, which gives information about the quantum dots' size, controlled by using UV lamp. To enlighten the composition effect and size on optical properties of the quantum dots, Fluorescence spectrometer and UV-Visible spectrometer were used. Absorption and the emission spectra of the synthesized quantum dots within the time interval 1 hour, 3 hours and 24 hours were obtained. It ensured the slow growth of the quantum dots, which was the main features of the two-phase synthesis method. For the samples collected at 1 hour and 3 hours, the peaks are wide and became sharper for the 24 hours samples. It showed the growth of the quantum dots became stable and 24 hours reaction time reduced the dispersity of the size of the formed quantum dots. For the structural characterization XRD was used and precipitated quantum dots after 24 hours reaction time was measured. The result showed that Zinc and Tellurium could be added to the ternary alloyed CdSSe structure to form ZnCdSSe and CdSSeTe. However, adding Zinc to the quaternary alloyed quantum dot ZnCdSSeTe could not be achieved, it was found that crystal structure was distorted while forming quinary alloyed quantum dots. Different amount of Cadmium contained ZnCdSSe quaternary alloyed quantum dots synthesized, and it enabled to understand the importance of the cadmium presence in the structure, and it allowed us to lower the amount of cadmium half of its amount found in CdSSe ternary alloyed quantum dots. In addition, CdSSeTe quaternary alloyed quantum dots synthesized with different ratio of Tellurium resulted to enlarge the absorption and controllable emission wavelength range and with the same amount of the cadmium found in CdSSe ternary alloyed quantum dots, which has blue color could be shift to the yellow with a great shift observed in the spectra.
Benzer Tezler
- İki faz sentez yöntemi kullanılarak kadmiyum ve çinko içeren kalkojenit (İ ve İe) kuantum nokta yapılarının sentezi ve fotofiziksel karakterizasyonu
Photophysical characterization of calcogenite (S and Se) quantum dot structures containing cadmium and zinc using two phase synthesis method
GÜLHAN GÜLEROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Kimyaİstanbul Teknik ÜniversitesiKimya Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ CANER ÜNLÜ
- Synthesis of polyhydroxybutyrate and its copolymers by alcaligenes latus and alcaligenes eutrophus
Polihidroksibütirat ve kopolimerlerinin alcaligenes latus ve alcaligenes eutrophus ile sentezlenmesi
ZEYNEP GÜMÜŞYAZICI
Yüksek Lisans
İngilizce
1999
BiyoteknolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiBiyoteknoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜRDAL ALAEDDİNOĞLU
- Synthesis of silican-germanium by high dose germanium ion implantation into silican
Silisyum içine yüksek doz germanyum iyon ekimi ile silisyum-germanyum sentezlenmesi
MEHMET ŞAHİN
Yüksek Lisans
İngilizce
1999
Fizik ve Fizik MühendisliğiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiFizik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. RAŞİT TURAN
- Synthesis of a dimeric cyclodextrin as an artificial enzyme
Bir yapay enzim olarak dimerik siklodekstrin sentezi
PINAR TAŞTAN
Yüksek Lisans
İngilizce
1999
BiyokimyaOrta Doğu Teknik ÜniversitesiBiyokimya Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENGİN UMUT AKKAYA
- Fosforil diazo asetaldehitleri sentez yöntemleri
Synthesis of phosphoryl diazoacetaldehydes
SİBEL HOCAOĞLU