Arap Baharı sonrasında demokrasiye geçiş sorunsalı olarak Tunus örneği
The case of Tunisia as the problem of transition to democracy after the Arab Spring
- Tez No: 807218
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ATAHAN BİROL KARTAL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Beykent Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 204
Özet
Bu araştırmada, 2011 yılında yaşanan Arap Baharının, Orta Doğu ülkelerinin demokratikleşme mücadelesine etkisi ve özelde de Tunus deneyimi incelenmiştir. Bu yönde Tunus halkının mücadeleci yaklaşımlarının demokratikleşme açısından önemli yere sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte halkın bu yönde adım atmasının ve ayaklanmasının temelinde etkili faktörler arasında Tunus'un tarihî, coğrafi, askerî sistemleri ile sivil halk, köktenci kesim, orta sınıf ve siyasi elitlerin yaklaşımı yer almaktadır. Dolayısıyla Arap Baharı sürecinde Tunus deneyimi, bu faktörlerle ilişkili kabul edilebilir. Özellikle orta sınıfın %70'lik bir grubu oluşturması, siyasi elitlerin orta sınıfın yanında yer alması, köktenci kesimin de hak ve özgürlüklere ilişkin bakış açısının Mısır, Suriye, Libya, Yemen gibi sert tutumla karşılanmaması önemli faktörlerdir. Ayrıca Tunus'un tarihî gelişiminde demokratikleşmenin uzun geçmişe sahip olduğu görülür. Coğrafi özellikler demokratikleşmede önemli koşullar olmakla birlikte Tunus'ta herhangi bir coğrafi farklılıkların bulunmaması, mezhepsel ve etnik sorunlarının olmaması gibi unsurlar, demokratikleşmenin sağlanabileceğini, yani otoriter sistemlerin sonlandırılacağını gösterebilir. Yemen'de coğrafi özellikler, demokratik yönetimin uygulanmasının zor olacağı bir coğrafi farklılığa sahip olduğu için, bu konuda olumsuz gelişmelerin yaşandığı bölgeye örnektir. Dolayısıyla Tunus deneyimi, demokratik bir mücadele sürecinde, demokrasi kriteri olarak belirlenen bu tür faktörlerden ziyade, otoriter yönetimin etkisinde kalan başka nedenlere bakılarak yorumlanabilir. Genel olarak iktidarın, hakları kötüye kullanma durumunun fazla olduğu görülür. 2014 Anayasası'nın eksikliklerinin olması, Cumhurbaşkanı yetkilerinin yeterince sınırlı bir alanda kalmamasına neden olmuştur. Bu nedenle araştırmada Sartori'nin demokrasi kuramı, liberal demokrasinin önemiyle ilgili incelenmiştir. Araştırmada, demokratikleşme sürecinin başarılı olması için liberal-demokrat yönetimin önemine değinilmiştir. Giovanni Sartori'nin demokrasi kuramından yola çıkılarak liberal-demokrat rejim şekli, Tunus'un demokratikleşme süreci için önemli görülmüştür. Bu rejim anlayışı gereğince ise, iktidarın haklarının sınırlandırılmasının önemli olduğuna değinilmiştir. Tam demokratikleşme açısından bu husus, Orta Doğu ülkelerinde iktidarın, demokratik yönetimi başarması için gereklidir. Böylece otoriter yönetimin önlenmesi için liberal-demokrat yönetim anlayışı hedeflenebilir. Orta Doğu ülkelerinde genel bağlamda bu sorun yaşanmaktadır. Bu çalışmada, Tunus'ta tam demokratikleşmenin sağlanabilmesi için liberal demokrasi yönetim anlayışının önemli olduğu analiz edilmiştir. Ancak araştırma sonucunda bunun Tunus'ta yeterli düzeyde karşılanmadığı tespit edilmiştir. Siyasiler, yönetim sürecinde demokrasiden ziyade otoriter yönetim şeklini uygulamaya odaklanmaktadır. Bu, demokratikleşme sürecine zarar veren konulardan biridir. Bu yöndeki gelişmenin temeli, Tunus açısından incelendiğinde, demokratikleşmede asıl sorunlar, anayasanın hazırlanması sırasında demokrasi kriterlerinin tam olarak işlememesine ve iktidara sahip olanın yetkilerinin tam olarak sınırlandırılmamasına dayalı yaşanmaktadır. Diğer yandan Arap Baharı olaylarında halk isyanı incelendiğinde ise işsizlik, ayrımcılık, haksızlık, ifade ve inanç özgürlüğünün kısıtlanması gibi sorunların demokratik yönetime sahip olmayan Orta Doğu ülkeleri için genel problemler olduğu görülmüştür. Bu nedenle otoriter rejimin yıkılması ve demokratik rejimin üstün gelmesi, halkın taleplerini öne çıkarmaktadır. Bu ise liberal demokrasi yaklaşımını, demokratikleşme mücadelesinin başarılı olması için önemli göstermektedir. Bu kapsamda incelenen temel konular, araştırmada genel hatları, etkileri ve sonuçlarıyla değerlendirilmiştir.
Özet (Çeviri)
This study analyses the effect of the Arab Spring in 2011 on the democratization struggle of the Middle East countries with a focus on the case of Tunisia. It has been found that the vigorous approaches of the Tunisian people play an important role in democratization. At the heart of the people's action and uprising in this direction lie the historical, geographical and military organizations of Tunisia as well as the approaches taken by the civilian population, fundamentalist circles, the middle class and the political elites. The case of Tunisia in the Arab Spring process can be viewed in relation to these factors. Important factors include the fact that the middle class constitutes 70% of the population, that the political elites take sides with the middle class, and that the fundamentalist circles' viewpoint on rights and freedoms is not greeted with hostility attitude like in Egypt, Syria, Libya and Yemen. In addition, Tunisia has a long history of democratization. Although geographical features play an important role in democratization, factors such as the absence of any geographical differences in Tunisia and the absence of sectarian and ethnic problems may indicate that democratization can be achieved, that is, authoritarian systems can be dissolved. Yemen is an example of a region where negative developments happen, since the country has geographical differences that make democratic administration difficult to implement. Therefore, the case of Tunisia can be interpreted less through such factors, which are determined as criteria for democracy in a democratic struggle process, than through other reasons impacted by authoritarian rule. In general, it is seen that the government tend to abuse rights. The shortcomings of the 2014 Constitution caused the President's powers to not remain sufficiently limited. For this reason, the study examines Sartori's theory of democracy in relation to the importance of liberal democracy. The study stresses the importance of liberal-democratic governance for the democratization process to be successful. It concludes, based on Giovanni Sartori's theory of democracy, that the liberal-democratic regime is important for the democratization process of Tunisia. It also concludes that it is important to limit the rights of the government as required by this regime. In terms of full democratization, this condition is necessary for the governments in the Middle East countries to achieve democratic governance. Thus, a liberal-democratic governance can be sought to prevent authoritarian rule, a widespread problem experienced in the Middle East countries. This study evaluates that liberal democratic governance is important to ensure full democratization in Tunisia. In addition, the study also finds that this condition is not sufficiently fulfilled in Tunisia. Politicians focus on implementing an authoritarian form of government rather than democracy in the governance process, which is one of the factors that undermines the democratization process. In addition, an analysis of the basis of such development vis-a-vis Tunisia reveals that the main problems in democratization are based on the fact that the criteria for democracy are not fully functioning during the preparation of the constitution and that the ruling party does not limit its powers. Moreover, an analysis of the popular uprisings in the Arab Spring shows that problems such as unemployment, discrimination, injustice and restriction of freedom of expression and belief are general problems for the Middle East countries that do not have a democratic governance. Therefore, the overthrow of the authoritarian regime and the triumph of the democratic regime highlight the demands of the people. This, on the other hand, shows that the liberal democratic approach is important for the democratization struggle to be successful. The study addresses the main issues in this regard and evaluates their background, effects and results.
Benzer Tezler
- Transitions from authoritarian rule: A comparative analysis between Tunisia and Egypt in post-Arab Spring
Otoriter rejimlerden geçiş: Arap Baharı sonrası Tunus ve Mısır arasında karşılaştırmalı bir analiz
AYFER ERDOĞAN
Doktora
İngilizce
2018
Siyasal BilimlerYıldız Teknik ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZDEN ZEYNEP OKTAV
- The Arab Spring :On mass protests and political openings
Arap Baharı: Halk ayaklanması ve siyasi açılım
MERVE BİLGEN
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Uluslararası İlişkilerIşık ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SEDA DEMİRALP YILANKAYA
- Arnavutluk'ta çokkültürcülük: Soğuk savaş ve sonrası
Multicultural poli̇cy of Albania: The cold war and the post-cold war era
PRANVERA QYRDEDİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Siyasal Bilimlerİstanbul ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. EDİP ASAF BEKAROĞLU
- Arap ayaklanmalarının ekonomi politiği ve demokrasiye geçiş denemesi: Mısır örneği
Political economy of Arab uprisings and an attempt to democratization: Case of Egypt
TAHA EĞRİ
- Devrimden darbeye: Mısır'da demokrasiye geçiş çabalarının analizi
From revolution to coup d'etat: An analysis of transition to democracy in Egypt
BÜŞRA ÖZTEKİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Siyasal BilimlerHasan Kalyoncu ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALİ SERDAR ERDURMAZ