İstanbul Sözleşmesi tartışmaları etrafında kadın cinayeti haberlerinin adli bilimler açısından incelenmesi
An examination of the news of femicide in the scope of the Istanbul Convention discussion in terms of forensic science
- Tez No: 808370
- Danışmanlar: PROF. DR. BAYRAM ÜNAL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Adli Tıp, Psikoloji, Forensic Medicine, Psychology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
- Enstitü: Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 98
Özet
Bugüne kadar kadına şiddet ve kadın cinayeti alanında yapılan tüm araştırmaların ortaya koyduğu gibi şiddetin temelinde yatan kontrol ve toplumsal cinsiyet algısıdır. Bu iktidar biçimi ise kendini korumak için çeşitli aygıtlara başvurmaktadır. Bunlardan biri olan medya tüm bu iktidar ilişkilerini tekrar yaratmakta ve korunmasına destek sağlamaktadır. Kadına şiddetin çözümlenebilmesi için yeniden yapılandırılması gereken toplumsal cinsiyet rollerinin kamuoyuna aktarımında medyanın yeri çok önemli hale gelmektedir. Bu noktada ise haberlerin okuyucuya nasıl aktarıldığı, hangi içeriklerin aktarılmaya değer bulunduğu da bütün bu rollerin inşası ve devamının bir aracı haline gelmektedir. Bütün bu kazanımlar arasında 2011 yılında İstanbul'da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ayrı bir öneme sahiptir. Toplumsal cinsiyet rollerini kabulü ve çözümün bütüncül olduğunu ortaya koyması ayrıca şiddet oluşmadan önce ortaya konması gereken önleyici müdahaleleri taraf devletlere aktarması açısından tarihi bir öneme sahiptir. Bu sebepler çerçevesinde medya tarafından aktarılmaya değer bulunan kadın cinayeti haberlerinin İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının yoğunlaştığı arka planında incelenmesi ve olası farklılıkların ortaya konması önem arz etmektedir. Araştırmanın örneklemi için ise tirajı 100.000 üstünde olan farklı ideolojik görüşlere ve medya sahipliği yapısında günlük gazete olması kriteri aranmıştır. Dolayısıyla, dört farklı yayın grubuna ait olan Hürriyet, Sabah, Sözcü ve Yeni Şafak gazeteleri seçilmiştir. Haberler kategorisel analiz yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu sayede, medyada kadının ve kadına karşı şiddetin nasıl yer bulduğunu ortaya koyulmasına ek olarak fail profilinin de oluşturulmasını sağlanmıştır. Ayrıca, medyanın kadın cinayetleri bağlamında hangi bilgileri aktarmayı seçtiğini ortaya koymaktadır. Bulgular incelendiğinde, yıllar içerisinde maktul ve faillerin yaş aralığının değişmediği görülmüştür.15-45 yaş aralığında kadınların en çok öldürüldüğü görülmüştür. Faillerin ise 31-45 yaş arası erkekler olduğu görülmüştür. En çok kullanılan cinayet aletinin ateşli silahlar olduğu, sonrasında ise kesici aletin geldiği görülmüştür. Cinayet sebebinin yıllar içerisinde değişmediği boşanma ve tartışmanın ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Öte yandan sebebi tartışma olarak yazmanın tercih edilmesi muğlaklığa sebep olmaktadır. Kadın ve erkeği tanımlamak için kullanılan sıfatlar incelendiğinde kadınların medeni durumu ve yaşına daha sık değinildiği görülmüştür. Yalnız yaşayan kadınların özellikle belirtilmesi yine koruma kararı bağlamında okunulması gereken bir söylemdir. Kadının bağımsız ve özgür olmasının tehlikeli olduğu söylemi satır aralarında okuyucuya iletilmektedir. Kadınların ilişkileri üzerinden betimlenilmesi de tek başına var olamayacağı mesajını iletme çabasıdır. Kaldı ki, bu bağlamda erkeklerin meslekleriyle betimlendiği görülmektedir. Paradoksal bir şekilde, gazetelerin erkekleri insanlıktan çıkardığı da görülmektedir. Toplumdaki statüsüne yapılan vurguyu cani vurgusunun takip ediyor olması da erkeklik krizinin bir örneğidir. Yıllar içerisinde fail ve maktul profilinin ve kullanılan sıfatların değişmediği görülmektedir. Öte yandan şiddet geçmişine ve koruma kararlarına dair söylemin güçlendiği ve bunun sebebinin de farkındalığın artması olduğu düşünülmektedir. Her ne kadar, İstanbul sözleşmesi yürürlükten kalkmış olsa da 6284 sayılı kanunun yürürlüktedir. Kadınlar hala önleyici ve koruyucu tedbirlerden yararlanabilmektedir. Öte yandan 6284 sayılı kanunun getirdiği haklara dair içeriğin daha fazla olması gerektiği gözlemlenmiştir. Haberlerin hiçbirinde şiddetten kaçmak isteyen kadınlara yardımcı olabilecek kurum ve kuruluşların bilgilerinin olmaması da bunu kanıtlamaktadır.
Özet (Çeviri)
As every research done on femicides and violence against woman have proven, control and gender roles are the foundation of this violence. And this power structure resorts to various instruments to protect itself. Media, which is one of those instruments, recreates all these power structures and supports their protection. Consequently, the media takes a very important place in conveying to the public the gender roles which need restructuring to resolve violence against women. At this point, how news is conveyed to the public and which content is found worthy of conveying become a tool for constructing and continuing these roles. Among all these achievements, the Council of Europe Convention on preventing and combating violence against women and domestic violence which was opened for signature in 2011 Istanbul takes an especially important place. It has historical importance due to its acceptance of the existence of gender roles and putting forth that the solution must be holistic and due to its referral of preventative measures, needed before violence develops, to ratifying countries. With these reasons in mind, it is of importance that femicide news deemed worthy of conveying by the news be analyzed with the historical backdrop of the Istanbul Convention and any possible differences be put forth. For the sample of this research, the criteria looked for were daily newspapers that had over 100.000 circulation and different ideologies and company structures. Therefore, Hürriyet, Sabah, Sözcü, and Yeni Şafak, all belonging to four different publication groups were chosen. The news was analysed with the categorial analysis method. Through this, in addition to setting forth how women and violence against women take place in media, creating a perpetrator profile was also enabled. Also, which information in the context of femicides media chooses to relay is also set forth. When findings are analyzed, it is seen that the age gaps between victims and perpetrators have not changed through the years. It is seen that women of ages 15 to 45 have been murdered the most. And perpetrators have been men of ages 31 to 45. It is also seen that the most used murder weapon is firearms followed by sharp objects. It is seen that the cause of murders has not changed through the years and divorce and argument take the first place. On the other hand, choosing to write 'argument' as the cause leads to ambiguity. Furthermore, when adjectives used to define men and women are analyzed, it is seen that a woman's marital status and age are mentioned more often. The fact that women who live alone are especially emphasized should also be analyzed in accordance with the protection order context. It is conveyed to the reader between the lines that a woman living alone and independently is dangerous. Women being defined through their relations is also an attempt to convey the message that women cannot exist alone. Moreover, it is seen that in this context, men are defined by their professions. Paradoxically, it is also seen that newspapers dehumanize men. It is also an example of the masculinity crisis in which an emphasis on their status in society is followed by an emphasis on manslayer/murderer. It is seen that throughout the years the victim and perpetrator profiles and adjectives used have not changed. On the other hand, it is seen that statements about the history of violence and protection orders have strengthened and an increase in awareness is thought to be the cause for that. Even though Istanbul Convention has been removed, law number 6284 is still in effect. Women can still benefit from preventative and protective measures. On the other hand, it has been observed that the content about which rights law number 6284 entitles needs to increase. The fact that none of the news reports include information about institutions and organizations that could help women who want to escape violence is proof of that.
Benzer Tezler
- İstanbul Sözleşmesi'nin feshine yönelik tepkilerin analizi (Twitter örneği)
Analysing the reactions to the termination of the Istanbul Convention (Twitter example)
RUKİYE GÜÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
DinGaziantep ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EROL ERKAN
DOÇ. DR. CANAN GÖNÜLLÜ
- Kadına yönelik şiddetle mücadelede bir uluslararası sözleşme olarak İstanbul Sözleşmesi ve fesih süreci
The istanbul Convention as an international convention on combating violence against women and the termination process
EGECAN SARIYAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
HukukMuğla Sıtkı Koçman ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ELVAN CENİKLİ
- A challenge to copyright: Text and data mining
Telif hukukunda metin ve veri madenciliği
ESMA MUHEYNE DOĞAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Hukukİstanbul Medeniyet ÜniversitesiÖzel Hukuk Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CAHİT SULUK
- From the eternity of ideology and unconscious concepts in Althusser to the limits of the discourse of truth
Althusser'de ideoloji ve bilinçdışı kavramlarının sonsuzluğundan 'Hakikat' söyleminin sınırlarına
ROJNAME ATAŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Felsefeİstanbul Bilgi ÜniversitesiSosyal ve Beşeri Bilimler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FERDA KEMAL KESKİN
- Güvenlikleştirme kuramı kapsamında 2000 yılı sonrası Türkiye'de kadın politikaları ve İstanbul Sözleşmesi tartışmaları
Women's policies in Turkey after 2000 within the scope of security theory and the Istanbul Convention discussions
TUĞBA MUSLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Siyasal BilimlerMaltepe ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CANGÜL ÖRNEK KONU