Yabancı ülkelerde zarara uğrayan vatandaşın devlet tarafından diplomatik korunması
The Diplomatic protection of the state for injured nationals abroad
- Tez No: 81751
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SERAP AKİPEK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Kamu Yönetimi, Public Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 240
Özet
ÖZET Yabancıya verilen zararlar nedeniyle devletin sorumluluğu veya uluslararası talep olarak da adlandırılan diplomatik koruma, bir devletin, ülke dışında zarar gören vatandaşının zararını tazmin için onun davasım üstlenip, zarar veren devletin uluslararası sorumluluğunu ileri sürme usulüdür. Uluslararası hukukta geçerli olan görüşe göre, devlet, zarar gören vatandaşının davasını üstlenip diplomatik koruma altına aldığında kendisine ait bir hakkı kullanmaktadır. Uluslararası hukuk, devlete vatandaşım diplomatik koruma altına alma konusunda bir görev yüklememiştir. Bu nedenle, bir devlet diplomatik koruma hakkım kullandığında vatandaşın vekili olarak hareket etmez. Bir devlet, ancak kendi vatandaşlığında bulunan kişileri diplomatik koruma altına alabilir. Devletin diplomatik koruma altına aldığı kişi, zarar anından, talep anına kadar kesintisiz olarak söz konusu devletin vatandaşlığına sahip olmalıdır. Vatandaşlığın sürekli olması olarak da anılan bu kural gereğince, kişinin vatandaşlık durumu, zararın oluştuğu andan, talebin yapıldığı ana kadar değişmemelidir. Aksi bir durum, diplomatik koruma hakkının kullanılmasını engelleyecektir. Kişinin vatansız veya birden fazla vatandaşlığa sahip olması, diplomatik koruma hakkının kullanılmasında karışıklık yaratmaktadır. Vatansız bir kişi, hiçbir devlet tarafından diplomatik koruma altına alınamaz. Çifte vatandaşlık durumunda ise, iki önemli prensip sorunun halledilmesinde kullanılmaktadır. Eşitlik prensibine göre, devletlerin eşitliği prensibi nedeniyle, devletlerin kişilere verdiği vatandaşlıklar geçerlidir ve biri diğerine üstün tutulamaz. Bu nedenle, çifte vatandaşlık durumunda devletler, söz konusu kişileri birbirlerine karşı diplomatik koruma altına alamazlar. Buna karşılık, gerçek vatandaşlık prensibine göre, diplomatik koruma altına alınan kişi, aynı zamanda zarar veren devlet vatandaşı 237olmakla birlikte, talepte bulunan devlet ile arasında etkin ve gerçek vatandaşlık bağı bulunuyorsa, talebi geçerli olacaktır. Kişiler, zarar gördükleri ülkede, zararını tazmin etmeye yarayan tüm etkin iç hukuk yollarını tüketmedikçe, vatandaşı oldukları devlet tararından diplomatik koruma altına alınamazlar. Zarar gören kişinin, söz konusu zararını, tazmin edebileceği etkin iç hukuk yollan bulunmuyor veya iç hukuk yollarına başvuru, açıkça faydasız ise, bu kuralın uygulanması gerekmez. Devlet, bir vatandaşın diplomatik koruma altına alınıp alınmayacağına, hangi ölçüde alınacağına ve bu korumaya ne zaman son verileceğine karar verme konusunda tek yetkilidir. Bu nedenle, zarar gören vatandaşın diplomatik korumadan feragat etmesi söz konusu değildir. Kişilerin yabancı devletler ile yaptıkları sözleşmelerde, calvo şartı olarak anılan ve vatandaşı olduğu devletin diplomatik korumasından yararlanmayacağım içeren kayıtlar, uluslararası hukukta geçerli kabul edilmemektedir. 238
Özet (Çeviri)
SUMMARY Diplomatic protection, also called the international claims or the responsibility of States for injuries to aliens, means that a States claims another State's responsibility for an injury to its nationals. According to the prevailing doctrine which has been repeatedly upheld by International Court of Justice, the State of nationality asserts its own rights by exercising the right of diplomatic protection for violation of the right its own nationals. Although State has the right to exercise diplomatic protection, there is not any obligation to enforce the State to act in that way. A State acts in its own rights in exercising diplomatic protection. It acts not as an agent, but the protector of the interests of its nationals abroad. It is the bond of nationality which entitles the State to diplomatic protection. In the absence of this bond the claim of the State is inadmissible. A State may only exercise such protection if the person injured has been its national from the date of injury to the time at which the claim is presented before the international tribunal. This rule of continuous nationality, sometimes called nationality of claims, has essentially three components: that the claimant must be a national on the date of the injury, that the claimant must be a national at the date presentation of the claim and that the link of nationality must remain uninterrupted during the intervening period. The subject is complicated by the existence of statelessness and dual nationality. The position concerning stateless person is simple; no State may claim diplomatic protection on their behalf. There are essentially two school of thought which have arise in connection with the resolution of such dual nationality problems. The principle of equality is based on the principle of sovereign equality of States. As a result of this principle, State of dual nationality are not competent at all to act as a State of nationality against each other. By contrast, according to the principle of 239active or effective nationality, the nationality to be recognised at the international level is the one that individual enjoys in the State he resides of. An injured individual must exhaust remedies in the courts of the defendant state before an international claim can be brought on his behalf. There is no doubt that local remedies do not need to be exhausted when it is clear in advance that the local courts will not provide redress for the injured individual. But, apart from cases where local remedies are obviously futile, the rule is applied very strictly. If a State has waived its claim, it can not change its mind and put the claim forward again. Waiver has an effect of irrevocability under international law. The claim belongs to the State, not to the injured individual. Therefore, waiver by the individual does not prevent the State pursuing the claim. At one time contracts between Latin American States and foreigners frequently contained a calvo clause, in which the foreigners agreed in advance not to seek the diplomatic protection of his national State. International tribunal disregarded such clauses, on the grounds that the right of diplomatic protection was a right which belonged to the state, not to the individual. w 240
Benzer Tezler
- Leasing, uçak finansmanı ve hava taşımacılığında leasing uygulamaları
Leasing, aircraft financing and leasing applications in airline industry
ALİ OKYAY ÖZTUGRAN
- Impact of Covid-19 on Islamic and conventional stock indexes
Covıd-19'un İslami ve geleneksel hisse senedi endeksleri üzerindeki etkisi
ALMABROK F AHMİD
- L'instrumentalisation de l'énergie dans la politique étrangère Russe et ses effets sur la politique énergétique de l'Union Européenne
Rus dış politikasında enerjinin araçsallaşması ve Avrupa Birliği enerji politikasına etkileri
ZEYNEL KILINÇ
Yüksek Lisans
Fransızca
2013
EnerjiGalatasaray ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ARDA
- Doğu Avrupa gelişmeleri -Türkiye'ye etkileri-
Başlık çevirisi yok
MEHMET ERDEM
Yüksek Lisans
Türkçe
1993
Uluslararası İlişkilerİstanbul ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BENER KARAKARTAL
- F.Almanya'da sendikaların yabancı işçilere ve Türk işçilerinin sendikalara yaklaşımları
Başlık çevirisi yok
CENGİZ ASLANTEPE
Doktora
Türkçe
1989
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileriAnkara ÜniversitesiKamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. PARS ESİN