Investigation of helicobacter pylori virulence genes and t-cell responses in pediatric gastritis patients
Pediatrik gastrit hastalarında helikobakter pylori virülans genleri ve t-hücre cevaplarının araştırılması
- Tez No: 823936
- Danışmanlar: PROF. DR. AYÇA SAYI YAZGAN, DR. ÖĞR. ÜYESİ SİNEM ÖKTEM OKULLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Allerji ve İmmünoloji, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Tıbbi Biyoloji, Allergy and Immunology, Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Medical Biology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 118
Özet
Helicobacter pylori, dünya nüfusunun yarısından fazlasını enfekte eden, spiral şekilli, mikroaerofilik ve gram negatif gastrit bir patojendir. H. pylori yaklaşık 2,5-5,0 μm uzunluğunda ve yaklaşık 0,5-1,0 μm genişliğindedir. H. pylori'nin 30 μm uzunluğunda ve 2,5 nm kalınlığında dört ila altı tek kutuplu kılıfa sahip flagellası vardır ve H. pylori'nin hareketi için oldukça önemlidir. Flagella H. pylori'nin mide epiteline kolonizasyonunda görev alır. Bireyi oral-oral, fekal-oral ve iatrojenik bulaşma yoluyla enfekte eder. H. pylori enfeksiyonu çocuklukta kazanılır ve tedavi edilmezse ömür boyu devam eder. Çok sayıda araştırma göstermiştir ki, çocukluk çağında edinilen bu gastrit patojen tedavi edilmediği takdirde; gastrit, peptik ülser, mukoza ilişkili lenfoid doku lenfoması (MALT) ve hatta gastrit kanserine yol açabilmektedir. Tüm bu bulgular ışığında, 1994'ten beri Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, H. pylori'yi mide kanseri gelişimiyle ilişkili bir sınıf I kanserojen olarak sınıflandırmıştır. Dünya nüfusunun %50'den fazlası H. pylori ile enfekte olmasına rağmen, gelişmiş ülkelerde enfeksiyon insidansı gelişmemiş ülkelere göre daha düşüktür. Ülkemizde H. pylori ile enfeksiyon insidansı yetişkinlerde %70'in üzerindedir. Çocuklarda bu oran tam net belli olmamakla birlikte, yetişkinlere göre daha düşüktür. Bununla birlikte, çocukların H. pylori enfeksiyonu durumunu etkileyen başlıca risk faktörleri arasında çevre hijyeni, beslenme koşulları, hane halkının ekonomik düzeyi ve su kaynakları yer alır. Başlıca risk faktörlerinin var olduğu durumlarda, H. pylori enfeksiyonunun yaygınlığı da bu ana risk faktörlerinden önemli ölçüde etkilenir. H. pylori tanısı için günümüzde sıklıkla invaziv, invaziv olmayan ve moleküler yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemlerden invasiz tanı, endoskopi gerektirmesinden dolayı, çocuklarda erişkinlere göre daha zordur. Bu sebeple, çocuklarda H. pylori enfeksiyonunun tanısı için invaziv olmayan ve moleküler teknikler tercih edilmektedir. H. pylori ile enfekte olan çocuklar, yetişkinlerde olduğu gibi proton pompası inhibitörleri ve üçlü antibiyotik tedavisi ile tedavi edilir. Toplumlarda artan antibiyotik direnci, H. pylori enfeksiyonunun tedavisi için farklı ilaç kombinasyonlarının veya yeni tedavi yöntemlerinin uygulanmasını gerektirmiştir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, H. pylori enfeksiyonun sebep olduğunu peptik ülser, MALT, gastrit ve gastrit kanseri gibi klinik sonuçlar, virülans genlerinin etkileşimleri, konağın immün yanıtı, mide mikroçevresi ve diğer çevresel faktörlerden etkilenmektedir. H. pylori'ye özgü virülans genleri, enflamatuvar yanıtların indüklenmesinde yer almasının yanı sıra, aynı zamanda bu yanıtları kontrol ederek ve düzenleyerek kronik enflamasyonu da sürdürür. Ayrıca, H. pylori'ye özgü virülans genleri, bakterilerin mide mukozasında kolonize olmasına, yapışmasında ve hayatta kalmasına izin vererek daha fazla immün kaçışa ve premalign değişikliklerin indüklenmesine neden olur. H. pylori'nin virülans genlerinden olan dış zar proteinleri, konak reseptörleri ile spesifik etkileşimler yoluyla H. pylori'nin mide epitelinde kalıcı kolonizasyonunu sağlar. H. pylori'nin genetik suşu coğrafyalar arasında farklılık gösterse de en önemli ve yaygın virülans genleri bulunmaktadır. H. pylori'nin dış membrane proteinlerinden olan; babA2 (kan grubu antijen bağlayıcı adezyon 2), oipA (dış inflamatuar protein A) ve sabA (sialik asit bağlayıcı adezin geni A)'dır. H. pylori'ye-özgü virulans genlerinin diğer bir grubu; toksin üreterek doku hasarına neden olan virülans genleri; cagA (sitotoksin ilişkili gen A), vacA (vakuolasyon sitotoksin geni A)'dır. Diğer yaygın olarak bulunan virülans genleri ise, ureA (üreaz enzim genini kodlayan A), ureB (üreaz enzim geni kodlayan B), hpaA (hücreye bağlanmayı güçlendiren, hücre saldırısını kontrol eden adezin genleri), napA (nötrofil aktive edici gen A), GTT (γ-glutamil-transpeptidaz), iceA (epitel geni ile temas yoluyla indüklenen A geni) ve dupA (duodenal ülser protein geni)'dir. H. pylori enfeksiyonunun neden olduğu immün yanıt da klinik sonuçlar açısından büyük önem arzetmektedir. Yetişkinlerde yapılan çalışmalar, bağışıklık yanıtının ve sitokinlerin enfeksiyonu kontrol etmeye ve kronik enflamasyonun gelişimini sürdürmeye katkıda bulunduğunu göstermiştir. Özellikle edinsel bir immün yanıt olarak T hücreleri, H. pylori enfeksiyonunun klinik sonuçları için oldukça önemlidir. Yardımcı T hücreleri, konakçının bağışıklık yanıtının aracılarıdır. Yardımcı T hücresi 1 (Th1) esas olarak organizmayı hücre içi patojenlerden korumada rol oynar. Thl hücreleri, interferon- (IFN-ɣ) salgılar. Yardımcı T hücreleri 2 (Th2) ise organizmayı hücre dışı patojenlere karşı savunmasını sağlar. Yardımcı T hücreleri 9 (Th9) hücreleri, helmint enfeksiyonlarına, tümör baskılanmasına, alerjik tepkilere ve otoimmüniteye karşı savunmada önemli bir rol oynar. Th9 hücreleri, interlökin 9 (IL-9) salgılar. Yardımcı T hücreleri 17 (Th17), mukozal bariyerlerin korunmasında görev alır. Th17 hücreleri ise interleukin 17 (IL-17) salgılar. Yardımcı T hücreleri 22 (Th22) hücreleri ise otoimmünite, yara iyileşmesi ve patojenlere karşı koruyucu mekanizmalarda rol oynar. Th22 hücreleri ise interlökin 22 (IL-22) salgılar. Yardımcı T hücrelere ek olarak, T düzenleyici (Treg) hücreleri adaptif bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Treg'ler immünosüpresiftir ve efektör T hücrelerinin proliferasyonunu baskılar veya azaltır. Treg'in ana düzenleyici transkripsiyon faktörü FOXP3'tür. PD-1, bağışıklık kontrol noktası inhibitörü, programlanmış hücre ölüm proteinidir. Mide dokusunda ifade edilir. PD-1, PDL-1'a bağlandığında aktif olan T hücreleri inaktif forma dönüşür. PDL-1, PD-1 üzerinde T hücre aktivitesini inhibe eder. Yapılan çalışmalar PD-1 ve PDL-1'nin H. pylori ile enfeksiyon durumunda tümör oluşumu ve mide kanseri ile ilişkili olduğunu göstermiştir. H. pylori ile enfekte olmuş gastritli çocuk mide biyopsilerinde PD-1 ve PD-L1 ifadesi iyi tanımlanmamıştır. Daha önce yetişkinler üzerinde yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar, T hücreleri ile H. pylori enfeksiyonu arasındaki ilişkiyi göstermiştir. Çok sayıda çalışma, T hücre yanıtının H. pylori'ye özgü virülans genlerinden ve bu genlerin birbiri ile ilişkisinden de etkilenebileceğini göstermiştir. Ancak Türk toplumunda pediatrik hastalarda H. pylori'ye özgü virülans genlerini ve bağışıklık yanıtını inceleyen kapsamlı bir çalışma yoktur. Ayrıca literatürde H. pylori ile enfekte pediatrik hastalarda Th9 tarafından üretilen IL-9 ve Th22 tarafından üretilen IL-22 sitokinlerinin ekspresyon düzeylerini inceleyen bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızın amaçlarından biri H. pylori ile enfekte Türk pediatrik hastalarda H. pylori'ye özgü virülans genlerini karakterizasyonu sağlayıp, bu virulans genlerinin birbiri arasındaki korelasyonun belirlenmesidir. Çalışmamızın bir diğer amacı da H. pylori ile enfekte gastritli pediatrik hastalarda T hücre yanıtlarının (Th1, Th9, Th17, Th22 ve Treg) araştırılmasıdır. Dahası, tümor oluşumunda etkisi olduğu bilinen PD-1 ve PDL-1 immun kontrol noktası inhibitörlerinin ifadelerin H. pylori ile enfekte pediatric hastalarda araştırılmasıdır. İstanbul Sarıyer Hamidiye Etfal Hastanesi'ne çeşitli şikayetlerle başvuran, çalışma kriterlerine uyan 5-18 yaş arası 80 pediatrik hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen 80 pediatrik hastadan H. pylori'yle enfekte olan yalnızca 30 pediatrik hasta mevcuttu. Kontrol grubu olarak H. pylori ile enfekte olmayan 23 hasta çalışmaya alındı. Endoskopi yapılan pediatrik hastaların midesinin antrum bölümünden RNA Later içeren tüpe iki biyopsi örneği alındı. Biyopsi örneklerinden biri ile DNA izolasyonu, diğeri ile RNA izolasyonu eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. İzole edilen DNA'lar kullanılarak H. pylori ile enfekte olup/olmadığı geleneksel üreaz Polimeraz Zincir Tepkimesi (PZT) testi ile belirlendi. H. pylori ile enfekte olan hasta DNA'ları, H. pylori'ye özgü virülans genlerine özgü primerler kullanılarak, PZT ile amplifiye edildi, ardından agaroz jel elektroforezi ile görselleştirildi. Virulans genlerinin karakterizasyonunda tüm virulans genlerini içeren G27 suşu pozitif kontrol olarak kullanıldı. Böylece H. pylori'ye özgü on iki farklı virülans geninin karakterizasyonu sağlandı. H. pylori'ye özgü virulans genlerin birbiri arasındaki korelasyonu pearson çarpım moment korelasyon katsayısı ile belirlendi. İzole edilen RNA, daha sonra komplementar DNA (cDNA)'ya dönüştürüldü. Ardından mRNA düzeyinde T hücresi alt kümelerinin belirteçleri olan transkripsiyon faktörlerinin ve sitokinlerin ekspresyonunu belirlendi. Böylece Th1, Th9, Th17, Th22 belirteçleri olan transkripsiyon faktörleri (FOXP3) ve sitokinlerin (IFNɣ, IL-9, IL-17, IL-22) ekspresyon seviyeleri H. pylori ile enfekte 30 pediatrik hasta için Gerçek Zamanlı PZT(RT-PCR) ile tespit edildi. Ek olarak, H. pylori ile enfekte olan ve enfekte olmayan (kontrol) hastalarında PD1 ve PDL-1'nin mRNA ekspresyon seviyesi Gerçek Zamanlı PZT ile belirlendi. Patholoji raporu sonucuna göre H. pylori ile enfekte olup/olmadığı belirtilen hastaların hepsine Geleneksel üreaz PZT testi uygulandı. Üreaz PZT testine göre H. pylori ile enfekte olan hastaların hepsi üreA ve üreB virulans genlerinden en az birini bulunduruyordu. üreA ve üreB virulans genlerini içermeyen hastalar kriterlere göre kontrol grubu olarak kullanıldı. H.pylori ile enfeksiyon durumunun tespitinden sonra, 12 farklı virulans geni arasında korelasyon tespit edilmiş; anlamlı pozitif korelasyon; vacAs1-napA, vacAs1-sabA,vacAs1-iceA1,vacAs1-ureB , dupA-napA, dupA -sabA, dupA-iceA2, dupA-ureB, napA-oipA, napA- sabA, napA -iceA2 , napA-ureB, oipA-iceA1, oipA-iceA2, oipA-ureB, oipA - vacAm2, sabA-iceA2 , sabA-ureB, iceA1- ureB, iceA2-ureB, iceA2- GGT, ureB- GGT, babA2-cagA, anlamlı negatif korelasyon ise vacAs1-vacAs2 ve vacAm1-vacAm2 arasında tespit edilmiştir. Farklı gastrit patholojilerinden olan inaktif kronik gastrit ve aktif kronik gastrit durumlarında, H. pylori suşlarının virülans genlerinin dağılımının karşılaştırılması yapılmış ve bunun sonucunda oipA ve iceA2 geninin aktif kronik gastritli pediatrik hastalarda, inaktif kronik gasritli pediatrik hastalara göre anlamlı olarak daha yüksek oranda pozitif bulunmuştur. T hücre belirteçleri kullanılarak, gerçek zamanlı PZT ile mRNA ekspresyon sevileri tespit edilmiş olup bunun sonucunda IFN-ɣ, IL-9, IL-17, IL-22, FOXP3, PD-1 ve PDL-1 ekspresyon seviyesi, H. pylori ile enfekte olmuş çocuklarda, H. pylori ile enfekte olmayan çocuklara göre anlamlı derecede daha yüksekti. Daha önce bahsedildiği gibi H. pylori ile enfekte olan hastalarımızın bir kısmında inaktif kronik gastrit, bir kısmında aktif kronik gastrit mevcuttu. İki farklı gastrit patogenezi arasında IFN-ɣ, IL-9, IL-17, IL-22 ve FOXP3 ekspresyon düzeyi açısından anlamlı fark olup olmadığını incelendi ve bunun sonucunda H. pylori ile enfekte inaktif ve aktif kronik gastrit hastaları arasında anlamlı bir fark yoktu. Daha sonra H. pylori yoğunluğu (az-orta-çok) T hücre belirteçleri ve PD-1, PDL-1 ekspresyonu arasında ilişki olup olmadığı incelendi. H. pylori yoğunluğu ve T hücre belirteçlerinin ekspresyonu ve PD-1, PDL-1'nın ekspresyonu arasında anlamlı bir ilişki tespit edilemedi. Bu çalışma ile H. pylori ile enfekte gastrit tanılı Türk pediatrik hastalarında virulans genlerinin saptanması detaylı olarak incelenmiş olup, T hücre yanıtlarının ekspresyonu, PD-1 ve PDL-1 ekspresyonu tespit edilmiştir. Çalışmamız H. pylori ile enfekte gasritli Türk pediatik hasta populasyonunda IL-9, IL-22, PD-1 ve PDL-1 ekspresyon seviyelerini ve H. pylori yoğunluğu ile bu sitokinlerin ve immun konrol noktası proteinlerinin ekspresyonu arasındaki ilişkiyi inceleyen ilk çalışmadır.
Özet (Çeviri)
Helicobacter pylori is a gram-negative, spiral-shaped and, microaerophilic gastric pathogen that infects more than half of the world. H. pylori is about 2.5-5.0 μm long and about 0.5-1.0 μm wide. H. pylori has 30 μm long and 2.5 nm thick flagella with four to six unipolar sheaths for motility. H. pylori, infects the individual through oral-oral, fecal-oral, and iatrogenic transmission. H. pylori infection is acquired in childhood and remains lifelong if left untreated. Numerous investigations have shown that if this childhood-acquired gastric pathogen is left untreated, it can cause gastritis, peptic ulcers, MALT, and gastritis gastric cancer. Additionally, since 1994, the World Health Organization and the International Agency for Research on Cancer have classified H. pylori, as a class I carcinogen related to the development of gastric cancer. Developed countries have a lower incidence of infection than underdeveloped countries, even though more than 50% of the world's population is infected with H. pylori. This percentage for adults in our country is more than 70%. The incidence of infection in children is lower than in adults. Furthermore, environmental hygiene, dietary conditions, income level, and water resources are some of the main risk factors that affect children's H. pylori infection. The incidence of H. pylori infection is also significantly influenced by these major risk factors. For the diagnosis of H. pylori, invasive, non-invasive, and molecular methods are frequently used nowadays. The diagnosis of H. pylori in children is more difficult than in adults. Non-invasive and molecular methods are preferred because invasive methods need an endoscopy. H. pylori-infected children have been treated with proton pump inhibitors (PPI) and triple antibiotic therapy, the same as adults. For the treatment of H. pylori infection, novel drug combinations or new treatment approaches have been needed due to the increasing antibiotic resistance in the population. Studies have shown that the interactions of virulence genes, host immune response, stomach microenvironment, and other environmental factors have an impact on clinical outcomes such as peptic ulcer, MALT, gastritis, and gastric cancer resulting from H. pylori infection. H. pylori-specific virulence genes are not only involved in inducing inflammatory responses but also maintain chronic inflammation by controlling and regulating immune responses. H. pylori-specific virulence genes allow the bacteria to colonize and survive in the gastric mucosa, causing more immune escape and induction of premalignant changes. Outer membrane proteins, of the virulence genes of H. pylori, ensure permanent colonization of H. pylori through specific interactions with host receptors. Although the genetic strain of H. pylori differs between geographies, there are the most important and common virulence genes. These are; babA2 (blood-group antigen-binding adhesion 2), oipA (outer inflammatory protein A), and sabA (sialic acid-binding adhesin gene A). Virulence genes that cause tissue damage by producing toxins; are cagA (cytotoxin-associated gene A), and vacA (vacuolating cytotoxin gene A). Other virulence genes are ureA (encoding urease enzyme geneA), ureB (encoding urease enzyme gene B), hpaA (putative neuraminyllactose-binding hemagglutinin homolog A), napA (neutrophile- activating gene A), GTT (γ-glutamyl-transpeptidase), iceA (induced by contact with epithelial gene A) and dupA (duodenal ulcer protein gene). The immune response induced by H. pylori infection is also important in determining clinical outcomes. Adult studies have demonstrated that cytokines and the immune response have a role in maintaining the development of chronic inflammation and regulating infection. In particular, T cells as an adaptive immune response are essential for the clinical consequences of H. pylori infection. T helper cells are mediators of the host's immune response. T helper 1 (Th1) cells are mainly involved in protecting the organism from intracellular pathogens. Th1 cells secrete interferon- ɣ (IFN-ɣ). Th2 cells mainly involve defending the organism against extracellular pathogens. Th9 cells play an important role in defense against helminth infections, tumor suppression, allergic responses, and autoimmunity. Th9 cells secrete IL-9. Th17 is very crucial in maintaining mucosal barriers. Th17 cells secrete IL-17. Th22 cells, on the other hand, play a role in autoimmunity, wound healing, and protective mechanisms against pathogens. Th22 cells secrete IL-22. In addition to helper T cells, T regulatory (Treg) cells are part of the adaptive immune system. Treg cells are immunosuppressive and suppress or reduce the proliferation of effector T cells. The main regulatory transcription factor of Treg is FOXP3. PD-1 is a programmed cell death protein, an immune checkpoint inhibitor. It is expressed in gastric tissue and epithelial cell. When PD-1 binds to PDL-1, active T cells convert to the inactive T cell. PDL-1 inhibits T cell activity on PD-1. According to studies, when H. pylori infection occurs, PD-1 and PDL-1 are associated with tumor development and gastric cancer. Expression of PD-1 and PD-L1 in pediatric gastric biopsies with gastritis infected with H. pylori is not well defined. The results obtained in previous scientific studies have demonstrated the relationship between T cells and H. pylori infection. Numerous studies have demonstrated that the T cell response can also be affected by H. pylori-specific virulence genes. However, there is no comprehensive study examining H. pylori-specific virulence genes and immune response in pediatric patients in the Turkish population. In addition, there is no study in the literature examining the cytokine expression levels of IL-9 produced by Th9 and IL-22 produced by Th22 in H. pylori-infected pediatric patients. One of the aims of our study is to characterize H. pylori-specific virulence genes in H. pylori- infected Turkish pediatric patients. Another aim of the study is to investigate T cell responses (Th1, Th9, Th17, Th22, and Treg) in H. pylori-infected pediatric patients with gastritis. Moreover, it is to investigate the expression of PD-1 and PDL-1 immune checkpoint inhibitors, which are known to affect tumor formation, in H. pylori-infected pediatric patients. The study included 80 pediatric patients, aged 5 to 18, who applied to Istanbul Sarıyer Hamidiye Etfal Hospital with a variety of complaints and met the inclusion criteria. There were only 30 pediatric patients with H. pylori infection out of the 80 pediatric patients. As the control group, 23 patients with non-infected with H. pylori were included in the study. Two biopsy samples were taken from the antrum part of gastritis into the tube containing the RNA later from the patients who underwent endoscopy. DNA isolation with one of the biopsy samples and RNA isolation with the other were performed simultaneously. Using the isolated DNAs, H. pylori infection was identified by urease PCR assays. Isolated DNAs were amplified with primers specific to H. pylori-specific virulence genes by PCR, then visualized by agarose gel electrophoresis. Thus, the characterization of fifteen different H. pylori specific-virulence genes were achieved. The correlation of H. pylori-specific virulence genes with each other was determined by the Pearson product-moment correlation coefficient. The isolated RNA was used to determine the expression of transcription factors and cytokines, which are markers of T-cell subsets, at the mRNA level by the Real-Time PCR. Thus, the expression of transcription factors (FOXP3) and cytokines (IFNɣ, IL-9, IL-17, IL-22), which are Th1, Th9, Th17, and Th22 markers, were determined by RT-PCR for H. pylori-infected 30 pediatric patients with gastritis. Additionally, the mRNA expression level of PD1 and PDL-1 in H. pylori-infected and non-infected (control) patients were determined by RT- PCR. The conventional urease PCR assay was applied to all of the patients who were determined to be infected or not infected with H. pylori according to the results of the pathology report. According to the urease PCR assay, all patients infected with H. pylori had at least one of the ureA and ureB are virulence genes. Patients not included in the ureA and ureB virulence genes were used as the control group according to the criteria. After the detection of infection with H.pylori, correlations were detected between 13 different virulence genes; significant positive correlation; vacAs1-napA, vacAs1-sabA,vacAs1-iceA1,vacs1-ureB , dupA-napA, dupA -sabA, dupA-iceA2, dupA-ureB, napA-oipA, napA- sabA, napA-iceA2, napA-ureB, oip iceA1, oipA-iceA2, oipA-ureB, oipA - vacAm2, sabAiceA2 , sabA-ureB, iceA1- ureB, iceA2-ureB, iceA2- GGT, ureB- GGT, and babA2-cagA, a significant negative correlation is detected; vacAs1-vacAs2 and vacAm1-vacAm2. The distribution of virulence genes of H. pylori strains in inactive chronic gastritis and active chronic gastritis, which are different gastritis pathologies, was compared. As a result, the oipA and iceA2 genes were found to be positive at a significantly higher rate in pediatric patients with active chronic gastritis than in pediatric patients with inactive chronic gastritis. mRNA expression levels were determined by RT-PCR using T cell markers. As a result, the expression level of IFN-ɣ, IL-9, IL-17, IL-22, FOXP3, and a PDL-1 was significantly higher in H. pylori-infected pediatric patients than in H. pylori-noninfected pediatric patients. As previously mentioned, some of our H. pylori-infected individuals had inactive chronic gastritis whereas others had active chronic gastritis. The levels of IFN-ɣ, IL-9, IL-17, IL-22, and FOXP3 expression were compared between the two distinct gastritis pathogenesis to determine whether there was a statistically significant difference. Consequently, there was no significant difference between H. pylori-infected patients with active chronic gastritis versus inactive chronic gastritis. Surprisingly, when the expression of T cell markers in patients with inactive chronic gastritis was compared with the control group; had significantly higher expression than patients with active chronic gastritis. Furthermore, the relationship between H. pylori density (less-moderate-high), T cell markers, and PD-1, PDL-1 expression was investigated. No significant correlation was detected between the H. pylori density and expression of T cell markers and the expression of PD-1, PDL-1. In this study, the detection of virulence genes in H. pylori-infected Turkish pediatric patients diagnosed with gastritis was investigated in detail, and the expression of T cell responses, PD-1 and PDL-1 were determined. Our study is the first to investigate the expression levels of IL-9, IL-22, PD-1 and PDL-1 and the relationship between H. pylori density and the expression of these cytokines and immune checkpoint inhibitors in H. pylori-infected diagnoses with gastritis Turkish pediatric patient population.
Benzer Tezler
- Investigation of the relation between Helicobacter pylori and T cell response with examination of PD-L1 expression level in gastric pathogenesis
Mide patogenezinde PD-L1 ekspresyon seviyesinin belirlenmesi ile Helikobakter pylori ve T hücre cevabıyla arasındaki ilişkinin araştırılması
ELİF MERVE AYDIN
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Biyolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiMoleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYÇA SAYI YAZGAN
- Investigation of baff expression and signaling pathway in Helicobacter-infected gastric epithelial cells on molecular level
Helikobakter – infekte mide epitel hücrelerinden baff üretiminin ve sinyal yolağının moleküler düzeyde araştırılması
MİRAY KARAYILAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
Allerji ve İmmünolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiMoleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYÇA SAYI YAZGAN
- Helicobacter pylorı üst gastrointestinal patolojisi olan hastalardaki IL-6, IL-8, IL-10, IL-17A VE IL-19 gen ekspresyonları ve mutasyonlarının klinik korelasyonunun araştırılması
Investigation of the clinical correlation of IL-6, IL-8, IL-10, IL-17A, AND IL-19 gene expressions and mutations in patients with upper gastrointestinal pathology of helicobacter pylori
ELMIRA HAMIDI
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
MikrobiyolojiÇukurova ÜniversitesiMikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATİH KÖKSAL
- Gastroenteroloji kliniğine başvuran hastalardan alınan mide biyopsi örneklerinde helicobacter pylori sıklığının ve virulans genlerinin araştırılması
Investigation of the frequency and virulence genes of helicobacter pylori strains isolated from gastric biopsy from patients admitted gastroenterology clinics
TAYLAN CALP
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
MikrobiyolojiKaradeniz Teknik ÜniversitesiTıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FARUK AYDIN
- Midede Candida spp. içinde Helicobacter pylori varlığının araştırılması
Investigation of the presence of Helicobacter pylori in Candida spp. in the stomach
DERYA BİROL
Doktora
Türkçe
2024
GastroenterolojiEge ÜniversitesiBiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZLEM ABACI GÜNYAR
DOÇ. DR. NALAN GÜLŞEN ÜNAL