Pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında plazma apelin düzeyinin hastaların risk sınıflaması, görüntüleme ve laboratuvar parametreleri ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 838218
- Danışmanlar: DOÇ. DR. HİLAL ERKEN PAMUKCU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Apelin, Biyobelirteç, Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon, Apelin, biomarker, pulmonary arterial hypertansion
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: Ankara Etlik Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 71
Özet
Amaç: Pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH), pulmoner vazokonstriksiyon, arteriyel remodelling, anormal anjiyogenez ve sağ ventrikül fonksiyonundaki bozulma gibi patofizyolojik özelliklerle karakterize olan kompleks, ilerleyici ölümcül bir hastalıktır. Apelin, kardiyovasküler sistemde önemli rolleri olan endojen bir peptid olup, özellikle APJ reseptörü üzerinden vasküler tonusu ve kontraktiliteyi etkiler. Nitrik oksit üretimini arttırarak vazodilatasyona neden olur. Ayrıca renin-anjiyotensin sistemine karşıt etki gösterirken, pulmoner arteriyel hipertansiyonun patofizyolojisinde kritik bir öneme sahip olabilir. Çalışmamızda plazma apelin düzeylerinin PAH hastalarında risk sınıflandırması, tanısal süreçler ve prognoz açısından potansiyel bir biyobelirteç olarak işlev görüp görmediğini ve apelin düzeylerinin bu klinik parametrelerle olan ilişkisini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Etlik Şehir Hastanesi kardiyoloji polikliniğine başvuran tedavi altındaki 40 PAH hastası alındı. Hasta grubu ile benzer demografik özellikler gösteren 40 kişilik bir sağlıklı kontrol grubu oluşturuldu. Hasta ve kontrol grubunun ekokardiyografik kayıtları alındı. 6 dakika yürüme testi yapıldı ve serum apelin düzeylerine bakıldı. Hasta grubu klinik özelliklerine göre risk sınıflarına ayrılıp bu gruplar arası plazma apelin düzeyleri kıyaslandı. Bulgular: Çalışmamıza 40 PAH hastası (yaş ortalaması: 53,33±15,82; %95'i kadın) dahil edildi. Hasta grubunun plazma apelin düzeyi 1006,20 ±312,99 olarak belirlenirken, kontrol grubu için bu değer 812,46±245,80 olarak saptandı. Hasta grubunda, kontrol grubuna kıyasla plazma apelin düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde yüksek bulunmuştur (p=0,003). Bu bulgu, PAH' ın tüm alt gruplarında tutarlıydı. Plazma apelin düzeyi ile NT-proBNP, 6DYM, OPAB ve TRV değerleri arasında herhangi bir korelasyon gözlenmemiştir (sırasıyla p=0,91, p=0,80, p=0,6 ve p=0,53). Hastaların 4 katmanlı risk değerlendirilmesine ve DSÖ FS kriterlerine göre sınıflandırılmasının ardından gruplar arasında apelin düzeyi açısından anlamlı bir fark tespit edilmemiştir (p=0,24 ve p=0,06). Sonuç: Çalışmamızda, PAH hastalarının plazma apelin seviyeleri sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Bu yükseklik PAH'nın çeşitli alt tipleri için de geçerlidir. Ancak, 4 katmanlı risk değerlendirilmesi ve DSÖ-FS kriterlerine göre sınıflandırmada apelin seviyeleri arasında belirgin bir fark saptanmamıştır. Sonuçlar, apelinin PAH tanısında potansiyel bir biyobelirteç olabileceğini göstermiştir. Hastalığın evresi ile apelin düzeyi arasındaki korelasyon gösterilememiş olup bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Aim: Pulmonary arterial hypertension (PAH) is a complex, progressive, and fatal disease characterized by pathophysiological features such as pulmonary vasoconstriction, arterial remodeling, abnormal angiogenesis, and dysfunction in right ventricular function. Apelin, an endogenous peptide with significant roles in the cardiovascular system, particularly affects vascular tone and contractility through the APJ receptor. It induces vasodilation by increasing nitric oxide production. Additionally, it exhibits counteractive effects on the renin-angiotensin system, making it potentially crucial in the pathophysiology of pulmonary arterial hypertension. Our objective was to assess whether plasma apelin levels could function as a potential biomarker for risk classification, diagnostic processes, and prognosis in PAH patients and to evaluate the relationship between apelin levels and these clinical parameters. Materials and Methods: The study included 40 PAH patients who were under treatment and had applied to the Etlik City Hospital cardiology outpatient clinic. A healthy control group consisting of 40 individuals with similar demographic characteristics to the patient group was formed. Echocardiographic records of both the patient and control groups were obtained. A 6-minute walk test was conducted, and serum apelin levels were measured. The patient group was categorized into risk classes based on their clinical characteristics, and the plasma apelin levels were compared between these groups. Results: In our study, 40 PAH patients (mean age: 53.33±15.82; 95% female) were enrolled. The plasma apelin level for the patient group was determined as 1006.20±312.99, while for the control group, it was found to be 812.46±245.80. In the patient group, plasma apelin levels were found to be statistically significantly higher when compared to the control group (p=0.003). This finding was consistent across all subtypes of PAH. There was no observed correlation between plasma apelin levels and NT-proBNP, 6MWD, OPAB, and TRV values (respectively, p=0.91, p=0.80, p=0.6, and p=0.53). Following the classification of patients according to a four – strata risk assessment and WHO FC criteria, no significant differences were detected between the groups (p=0.24 and p=0.06) Conclusion: In our study, plasma apelin levels of PAH patients were found to be statistically significantly higher when compared to healthy individuals. This elevation was consistent across various subtypes of PAH. However, no significant difference in apelin levels was observed when classified according to the four - strata risk assessment and WHO-FC criteria. The results suggest that apelin may serve as a potential biomarker in the diagnosis of PAH. There was no demonstrated correlation between apelin levels and the stage of the disease, indicating the need for further research in this regard.
Benzer Tezler
- Pulmoner hipertansiyon hastalarında plazma tenascın-c (tnc) düzeyinin klinik önemi
Başlık çevirisi yok
ÖZCAN VURAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
KardiyolojiEge ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KADİR HAKAN KÜLTÜRSAY
- Siztemik sklerozda kardiyak fonksiyonların ekokardiyografik bulguları ile serum adma düzeyleri arasındaki ilişki
The association between echocardiographic findings of cardiac functions and serum adma levels in sustemic sclerosis
İKNUR ŞEVİN BULUTTEKİN DAĞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
RomatolojiDicle ÜniversitesiFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
PROF. REMZİ ÇEVİK
- Pulmoner embolide ACE gen polimorfizmi sıklığı
The frequency of ACE gen polymorhism in pulmonary embolism
BUKET ALTINOK
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
BiyoteknolojiAnkara ÜniversitesiBiyoteknoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. NEJAT AKAR
- Akut ve stabil dönem pulmoner embolide akut faz reaktanı pentraksin-3 ile klinik, fonksiyonel ve diğer sistemik inflamatuar parametrelerin karşılaştırılması
Comparison of acute phase reactant pentraxine-3 with clinical, functional and other systemic inflammatory parameters in acute and stable pulmonary embolism
ASİYE BÜŞRA ÇİMEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Göğüs HastalıklarıKırıkkale ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞE FÜSUN KALPAKLIOĞLU
- Kronik obstrüktif akciğer hastalığı tanılı hastalarda NT-proBNP düzeyinin tanısal değeri
Diagnostic value of N terminal Pro B type natriuretic peptide levels in patients with chronic obstructive pulmonary disease
EYLEM YILDIRIM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Göğüs HastalıklarıSağlık BakanlığıGöğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı
UZMAN MELİH BÜYÜKŞİRİN