Geri Dön

Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin erişkin dönemdeki prognozu prognoza etki eden faktörler ve günlük yaşam becerilerinin değerlendirilmesi

Evaluation of prognosis prognostic factors and daily living skills of adult individuals diagnosed with autism spectrum disorder

  1. Tez No: 839150
  2. Yazar: MÜJDAT ERARKADAŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ŞAHİKA GÜLEN ŞİŞMANLAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Otizm Spektrum Bozukluğu, yetişkin, prognoz, işlevsellik, Autism Spectrum Disorder, adult, prognosis, functionality
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 158

Özet

Giriş ve Amaç: Bu çalışmada; sosyodemografik değişkenler esas alınarak erken çocukluk döneminde Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tanısı alan bireylerin ülkemiz kültürü ve imkanları dikkate alınarak erişkin dönemdeki durumunun değerlendirilmesi, OSB tanılı bireylerin prognostik yordayıcılarını araştırmak, klinik durumunu öngörebilecek koruyucu faktörleri ve risk faktörlerini tanımlamak, erişkin yaştaki OSB tanılı bireylerin semptom şiddetinin, günlük yaşam aktivitelerinin, sosyal işlevselliğinin ve ebeveynlerinin psikopatolojilerinin araştırılması amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın örneklemini daha önce Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı polikliniklerine başvurmuş, OSB tanısı almış ve 18 yaşını tamamlamış olgular oluşturdu. Olgular ve ebeveynleri ile yapılan görüşmede Sosyodemografik Veri Formu dolduruldu. OSB tanılı olgunun davranışsal sorunlarını değerlendirmek amacıyla Sorun Davranış Kontrol Listesi, günlük yaşam becerilerini değerlendirmek amacıyla Lawton Brody Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği, sosyal işlevselliğini değerlendirmek amacıyla Sosyal İşlevsellik Ölçeği ve ebeveynlerin psikopatolojilerini değerlendirmek için Kısa Semptom Envanteri ebeveyne verildi. Hasta ve ebeveyni ile yapılan görüşme sonrası araştırmacı tarafından Çocukluk Otizmi Derecelendirme Ölçeği, Klinisyen Tarafından Puanlanan Otizm Spektrum ve Toplumsal İletişim Bozukluğu Şiddeti Ölçeği, Global Değerlendirme Ölçeği ve Klinik Global İzlenim Ölçeği dolduruldu. Olguların zeka düzeyi, daha önce yapılan zeka değerlendirme araçlarının sonuçları veya klinik değerlendirme ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan 87 olgu, Tipik OSB, Atipik OSB, Asperger Bozukluğu ve tanı kaybı olmak üzere dört gruba ayrıldı. Olguların çoğunluğunun ailesiyle yaşadığı, yalnızca %4,6'sının yalnız yaşadığı bulunmuştur. Olguların yarısından fazlasının motor gelişiminde gecikme olduğu; Tipik ve Atipik OSB gruplarında motor gelişim gecikmesinin Asperger Bozukluğu ve tanı kaybı gruplarına göre daha fazla olduğu; tanı kaybı olgularının tamamının motor gelişiminin yaşıtlarıyla benzer olduğu saptanmıştır. Asperger Bozukluğu ve tanı kaybı olgularının tamamının okuma yazma öğrendiği; her iki grubun üniversite eğitimine katılma oranının Tipik ve Atipik OSB olgularına göre daha fazla olduğu bulunmuştur. Katılımcıların %65,5'inin zeka puanının 70'in altında olduğu; Tipik OSB grubunun %97,7'sinin, Atipik OSB grubunun %83,3'ünün zeka puanının 70'in altında olduğu; Asperger Bozukluğu ve tanı kaybı olgularının tamamının zeka puanının 70'in üstünde olduğu saptanmıştır. Katılımcıların %74,7'sinin psikiyatrik eş tanısı olduğu; %78,2'sinin psikotrop ajan kullandığı; %58,6'sının fiziksel hastalığı olduğu bulunmuştur. Akran zorbalığı, duygusal, fiziksel ve cinsel istismar oranının en yüksek Asperger Bozukluğu olgularında, en az Tipik OSB olgularında olduğu saptanmıştır. Annelerin somatizasyon, depresyon ve anksiyete puanları, babalardan anlamlı olarak daha yüksektir. Tipik OSB olgularının tamamının, Atipik OSB olgularının yarısından fazlasının ağır düzeyde, Asperger Bozukluğu olgularının tamamına yakınının hafif–orta düzeyde OSB belirtileri gösterdiği ve tanı kaybı grubunun tamamının OSB tanısını karşılayacak kesme puanının altında otizm belirtisi gösterdiği; katılımcıların %92'sinin sosyal iletişimde sorunlar yaşadığı ve %87,4'ünün kısıtlı ilgi ve yineleyici davranış sergilediği; Tipik OSB olgularının diğer gruplara göre daha fazla oranda ve daha yüksek şiddette sosyal iletişim sorunu yaşadığı ve kısıtlı ilgi ve yineleyici davranış sergilediği bulunmuştur. Sorun davranışların Tipik OSB grubunda en şiddetli olduğu, OSB semptom şiddeti arttıkça eşlik eden sorun davranışların şiddetinin de arttığı görülmektedir. Özbakım, tuvalet ve diğer günlük yaşam becerilerini; tanı kaybı ve Asperger Bozukluğu olgularının büyük kısmının bağımsız, Atipik OSB grubunun büyük kısmının kısmi bağımlı, Tipik OSB grubunun tamamına yakınının bağımlı olarak yapabildiği; katılımcıların çok az kısmının arkadaşı ve romantik ilişkisi olduğu; sosyal işlevselliğin en iyi tanı kaybı olgularında sonrasında sırayla Asperger Bozukluğu, Atipik OSB, Tipik OSB gruplarında olduğu; otizm semptom şiddeti azaldıkça, bireyin kardeş sayısı azaldıkça, kardeşlerine göre doğum sırasında ilk sıralarda yer aldıkça, cümle kurma ve okuma yazma becerilerini edinme yaşı düştükçe olguların bağımsızlık seviyesinin ve sosyal işlevselliğinin arttığı; gidişin olguların %14,9'unda çok iyi/iyi, %24,2'sinde orta, %60,9'unda kötü/çok kötü olduğu saptanmıştır. Sonuç: Çalışma sonuçlarımız, OSB tanılı erişkin bireylerin büyük kısmının gidişinin kötü olduğunu, bağımlı bir hayat sürdüğünü, sosyal işlevsellik düzeyinin düşük olduğunu; semptom şiddeti daha az olan, erken dil gelişimi olan, daha erken okuma-yazma öğrenen ve kardeş sayısı daha az olan olgularda sonuçların daha iyi olduğunu; Tipik ve Atipik OSB olgularına göre yüksek işlevli olgularda yaşla birlikte kazanımların daha fazla olduğunu, hatta bir grup olguda tanı kaybı olduğunu göstermektedir. Ancak OSB tanısına sahip bireylerde gidişi yordayan değişkenlere dair çok az veri bulunduğu düşünüldüğünde bu alanda yapılacak uzunlamasına takip çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: In this study; it was aimed to evaluate the adult status of individuals diagnosed with Autism Spectrum Disorder (ASD) in childhood, investigate prognostic predictors of individuals with ASD, identify protective and risk factors that can predict their clinical condition, explore the severity of symptoms, daily life activities, social functionality of individuals with ASD in adulthood, as well as investigate the the psychopathology of parents of adult individuals with ASD. Materials and Methods: The sample of the study consisted of cases who had previously applied to Kocaeli University, Child and Adolescent Psychiatry Department, were diagnosed with ASD and were over 18 years old. During the interview with the cases and their parents who agreed to participate in study, the Socio-demographic Data Form was filled out. In order to assess the behavioral problems of the individual diagnosed with ASD, the Problem Behavior Control List was administered. The Lawton Brody Instrumental Activities of Daily Living Scale was used to evaluate daily life skills. The Social Functioning Scale was used to assess social functionality. The Brief Symptom Inventory was given to the parents to evaluate their psychopathology. The Childhood Autism Rating Scale, Clinician-Rated Autism Spectrum and Social Communication Disorder Severity Scale, Global Assessment Scale, and Clinical Global Impression Scale were completed by the researcher. The intelligence level of the patients was evaluated using the results of previous intelligence assessment tools or clinical evaluation. Results: 87 participants in the study were divided into four groups: Autistic Disorder (AD), Atypical ASD (AA) Asperger Syndrome (AS) and loss of diagnosis (LD). It was found that the majority of the cases lived with their family, while only 4.6% lived alone. Motor development delay was found to be more prominent in the AD and AA groups compared to the AS and LD groups; motor development stages of LD cases were similar to their peers. All cases of AS and LD learned to read and write; it was found that the rate of participation in university education in both groups was significantly higher than in AD and AA cases. It was determined that 65.5% of the participants had an IQ score below 70; and 97.7% of the AD group, and 83.3% of the AA group had an IQ score below 70. It was observed that all cases in the AS and LD groups had an IQ score above 70. 74.7% of the participants had co-occurring psychiatric diagnosis; 78.2% used psychotropic agents, and 58.6% had physical illness. It was found that rate of peer bullying, physical, emotional, and sexual abuse was significantly lower in AD group compared to those with AS and LD. The highest rates of peer bullying, emotional, physical, and sexual abuse were observed in cases of AS. The somatization, depression, and anxiety scores of mothers were found to be significantly higher than fathers. It was found that all of the AD cases and more than half of the AA cases showed severe autism symptoms, almost all of the AS cases showed mild to moderate autism symptoms, and the entire LD group showed autism symptoms below the cut-off score to meet the ASD diagnosis. 92% of the participants had problems in social communication and 87.4% exhibited limited interest and repetitive behavior. It was found that AD cases experience social communication problems at a higher rate and severity than other groups, and exhibit restricted interests and repetitive behavior. It is observed that problem behaviors are most severe in the AD group, and as the severity of symptoms increases, the severity of accompanying problem behaviors also increases. It was observed that self-care, toileting, and other daily life skills were mostly performed independently by individuals with LD and AS. The majority of the AA group showed partial dependence, while nearly all of the AD group were able to perform these tasks dependently. Only a small fraction of the participants had friends and romantic relationships. Social functioning was found to be highest in the LD cases, followed by AS, AA and then AD groups, respectively. It has been determined that as the severity of autism symptoms decreases, as the number of siblings of the individual decreases, as the individual comes first at birth compared to his/her siblings, and as the age of acquiring sentence making and reading and writing skills decreases, the level of independence and social functionality of the subjects increases. It was found that 14.9% of the cases had a very good/good prognosis, 24.2% had a fair prognosis, and 60.9% had a poor/very poor prognosis. Conclusion: Our study results show that the majority of adult individuals diagnosed with ASD have a poor prognosis, lead a dependent life, and have a low level of social functionality; it shows that the results are better in cases with less symptom severity, early language development, earlier acquisition of reading and writing skills and fewer siblings. Our study shows that in high-functioning cases, there is an increase in gains with age, and in fact, in a group of cases, there is evidence of diagnostic loss. However, considering the scarcity of data on variables predicting the course of individuals with ASD, there is a need for longitudinal follow-up studies in this field.

Benzer Tezler

  1. Dikkat eksikliği/ hiperaktivite bozukluğu, öğrenme bozukluğu ve otistik spektrum bozukluğu tanılı çocukların yaş ve cinsiyet açısından eşlenmiş sağlıklı kardeşlerinde sözel olmayan iletişim becerileri, empati düzeyleri, çevresel belirteçleri ile ilişkilerinin araştırılması: kontrollü bir araştırma

    Evaluation of nonverbal communication skills, empathy levels and their relationships with peripheral markers in age and gender matched healty siblings of children in attention deficit hyperactivity disorder, learning disability and autism spectrum disorder: a controlled study

    NURAN DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    PsikiyatriAbant İzzet Baysal Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ EVREN TUFAN

  2. Yaygın gelişimsel bozukluğu olan bireylerde otizm spektrum anketi (OSA)geçerliğinin gösterilmesi

    Validity of autism spectrum quotient for individuals with pervasive development disorder

    SİLA YÜCE ÇITIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    PsikiyatriAnkara Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MERAM CAN SAKA

  3. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı almış çocukların ebeveynlerinde otizm spektrum bozukluğu belirtilerinin incelenmesi

    Investigation of autism spectrum disorder symptoms in parents of children diagnosed with attention deficit/hyperactivity disorder

    MEHMET CAN UYAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Psikolojiİstanbul Gelişim Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CANAN TANIDIR

  4. Investigating the design, development, and evaluation of a high-tech Alternative and Augmentative Communication (AAC) application for communication needs of individuals with Autism Spectrum Disorders

    Otizm Spektrum Bozukluğu tanili bireylerin iletişim gereksinimlerine yönelik, bir ileri teknoloji Alternatif Destekleyici İletişim Sisteminin tasarlanmasinin, geliştirilmesinin ve değerlendirilmesinin araştirilmasi

    HAMZA POLAT

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Eğitim ve ÖğretimOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖMER DELİALİOĞLU

  5. Otizm Spektrum Bozukluğu tanılı bireylere zihin kuramı becerilerinin öğretimi: Bir meta-analiz ve sistematik derleme çalışması

    Teaching theory of mind skills to individuals with Autism Spectrum Disorder: A meta-analysis and systematic review study

    BETÜL KAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Eğitim ve ÖğretimMarmara Üniversitesi

    Özel Eğitim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYDAN AYDIN