Feminizm-psikanaliz ilişkisinin lacancı psikanaliz bağlamında yeniden değerlendirilmesi: Sınırlar ve yeni olasılıklar
Re-evaluation of the relationship feminism-psychoanalysis in the context of lacanian psychoanalysis: Limits and new possibilities
- Tez No: 844283
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MEHMET ARISAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Psikoloji, Siyasal Bilimler, Philosophy, Psychology, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 134
Özet
Feminizm ve psikanaliz, öznelerin ruhsal ve toplumsal yaşamında cinsiyetin oluşumunu ve yerini araştıran, kadınlık ve erkekliğin temellerini ve sonuçlarını sorgulayan iki ayrı disiplindir. Feminist teori; hak ve özgürlüklerden başlayarak kadınlığın patriyarşik kuruluşunun çok yönlü bir eleştirisini yapmaktadır. Psikanaliz ise gerek klinikte öznelerle olan karşılaşmalarda, gerekse toplumsal söylemin analizini yapmasıyla cinsiyet tartışmasına katılmaktadır. Freud, psikanalizin mucidi olarak, ilk çalışmalarına kadınlarla başlamıştır. Onların arzularına, düşlemlerine ve cinselliklerine kulak vermiştir. Kadınların toplumsal alanda erkeklerin bir nesnesi, uzantısı konumunda yer aldıkları ve annelikleri dışında bir konum üstlenemedikleri bir çağda Freud'un kadınlarla yaptığı psikanalitik çalışma dönemi için devrimci bir durumdur. Ancak Freud'un kadınlık hakkında ortaya koyduğu kuramsallaştırma feminist teori açısından yeterince tatmin edici bir noktaya erişememiştir. Feminist teorisyenlerin büyük bölümü son kertede Freud'un çalışmalarını bir toplumsal cinsiyet kuramı açısından eril bulmuş ve reddetmiştir. Freud'un kuramına karşı başlayan ilk feminist tutumlar bir süre sonra psikanalizin falllosantrik bulunarak terk edilmesiyle sonuçlanmıştır. Psikanalizin kadınlık tartışmasındaki yeri de geri planda kalmıştır. Lacancı psikanalizin ortaya çıkışı ile beraber psikanaliz ve feminizm eksenindeki tartışmalar tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Feminizm ve psikanaliz üzerine çalışan teorisyenler Lacancı perspektifi de çalışmalara dahil etmişlerdir. Bu çalışmada feminizm ve psikanaliz ekseninde ortaya konan toplumsal cinsiyet eleştirileri Lacancı psikanaliz üzerinden yeniden değerlendirilecektir. Feminizm ve lacancı psikanaliz arasındaki ilişkinin nasıl bir patriyarşi analizine imkan tanıdığı ve ne gibi sınırlılıkları olduğu araştırılacaktır. Bu doğrultuda ilk bölümde feminizmin psikanalizle olan ilk diyalogları tarihsel süreç göz önünde bulundurularak sunulmuştur. Freud'un takipçisi olan psikanaliz kuramcıları toplumsal cinsiyet tartışması içerisinde politik bir analiz imkanı sunmada yetersiz kaldığından ve güncel tartışmalardaki yerlerini yitirdikleri için çalışmada kapsam dışı bırakılmıştır. İkinci bölümde lacancı psikanalizin toplumsal cinsiyet eleştirisini ortaya koyarken karşımıza çıkan temel kavramları ve cinsiyetlenme (sexuation) formülasyonları sunulmuştur. Bu kavramsal giriş, lacancı psikanalizin cinsiyetli özne kavrayışını anlamlandırmada kolaylaştırıcı bir imkan sağlayacaktır. Çalışmanın temel hipotezini şekillendiren çıkış noktası, lacancı psikanalizin ele aldığı toplumsallık ve özne anlayışlarının feminist teori içerisinde patriyarşik bulunmasıdır. Lacancı psikanaliz, patriyarşik, erkek egemen bir kuram mıdır? Patriyarşiyi yeniden mi üretmektedir? Lacancı psikanaliz, toplumsalın analizini yapan bir disiplin olarak, patriyarşiyi ve cinsel farkı anlama da bize nasıl bir imkan sağlayabilir? Bu sorulardan hareketle lacancı psikanalize yöneltilen eleştiriler ve katkılar dikkate alınarak, lacancı psikanalizin kadınlık tartışmasındaki konumu yeniden değerlendirilecektir. Kadın çalışmaları içerisinde, tümüyle feminist değilse bile; patriyarşinin analizine ve özne üzerindeki etkilerine katkı sunabileceği önermesi araştırılacaktır. Bu doğrultuda Lacan'ın takipçisi olan teorisyenlerden Julia Kristeva ve başlangıçta Lacan'a yakın dursa da çalışmalarının ilerleyen aşamalarında eleştirel bir mesafe alan Luce Irigaray'ın çalışmaları merkeze alınmıştır. Lacancı psikanalize temas eden Judith Butler gibi teorisyenler, çalışmanın ana ekseninin queer feminizm olmamasından ötürü kapsam dışı bırakılmıştır. Queer teori ve lacancı psikanaliz, başlı başına başka bir çalışma konusu olabilir.
Özet (Çeviri)
Feminism and psychoanalysis are two distinct fields that investigate the formation and role of gender in psychological and social life of subjects, and question the foundations and consequences of femininity and masculinity. Feminist theory critiques the patriarchal structure of femininity, focusing on rights and freedoms. Psychoanalysis contributes to the gender debate through clinical encounters and analysis of social discourse. Freud, as the inventor of psychoanalysis, initially focused on women and their desires, fantasies and sexuality. During his time, women were often seen as mere objects in society and were limited to their roles as mothers. Therefore, Freud's work with women was revolutionary as he treated them as individuals and not just as packages. Freud's theories on femininity have not been well-received in feminist theory. Much of his work has been criticized as being biased towards the male perspective. The initial feminist response to Freud's theory was to reject psychoanalysis as being phallocentric. The role of psychoanalysis in the discussion of femininity still remains somewhat in the background. With the emergence of Lacanian psychoanalysis, discussions on the intersection of psychoanalysis and feminism resurfaced. Theories exploring the relationship between feminism and psychoanalysis began to incorporate Lacanian perspectives. Critiques of gender that originated from the influential fusion of feminism and psychoanalysis are now being re-evaluated through the lens of Lacanian psychoanalysis. The text could be revised for clarity and fluidity. Here's my attempt: In this study, we will examine the patriarchal analysis that characterizes the relationship between feminism and Lacanian psychoanalysis, including its limitations. The first chapter presents the initial dialogues between feminism and psychoanalysis, taking into account the historical context. Psychoanalytic theorists, who followed Freud, were excluded from the gender debate due to their lack of political analysis. The second part of the study focuses on the critique of Lacanian psychoanalysis from a gender perspective. It presents the basic concepts and gender reports that are necessary to understand Lacanian psychoanalysis's conception of the gendered subject. This introduction serves as a guide to help understand how patriarchy, as understood within the feminist theory of Lacanian psychoanalysis, shapes the conception of sociality and subject. Is Lacanian psychoanalysis a patriarchal, male-dominated theory? Does it reproduce patriarchy? How can Lacanian psychoanalysis, as a discipline that conducts social analysis, provide us with an understanding of patriarchy and sexual difference? In this discussion, we will evaluate the position of Lacanian psychoanalysis in the context of femininity, without considering any criticisms or contributions made by Lacanian psychoanalysis. We will investigate the suggestion that it can play a role in the analysis of patriarchy and its impact on the subject, even among women's studies scholars who may not identify as feminists. The focus of this study is on the works of Julia Kristeva and Luce Irigaray, both of whom are theorists that follow Lacan. While Irigaray had initially been close to Lacan, she later took a critical distance. The theories of Judith Butler, which touch on Lacanian psychoanalysis, are excluded because the main content is not related to queer feminism. It is worth noting that queer theory and Lacanian psychoanalysis could be the topic of another study.
Benzer Tezler
- Annie Ernaux'nun 'Bir Kadın' ve 'Bir Adam' adlı yapıtlarında metinlerarasılık ve anne-kız ilişkisi
Intertextuality and mother-daughter relationship in annie ernaux's 'Une Femme' and 'La Place'
ZEHRA NİLGÜN AKMANOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Fransız Dili ve Edebiyatıİstanbul ÜniversitesiKadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ARZU KUNT
- Feminist teoride beden ve siyaset ilişkisinin çözümlenmesi
Analyzing the relationship between body and politics in the feminist theory
EKİN AYDIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Siyasal Bilimlerİstanbul ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ EYLEM ÖZDEMİR
- Bob Flanagan örneği üzerinden sanatçının acısının gerçekliği
On the facts of artist?s suffering: The case of Bob Flanagan
ERİNÇ SEYMEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Sahne ve Görüntü SanatlarıYıldız Teknik ÜniversitesiSanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı
PROF. DR. TURAN AKSOY
- 20.yüzyıldan günümüze, kadın sanatçıların yaşam ve yapıtlarında görülen trajedi/melankoli ilişkisi
Relationship of tragedy/melancholy in female artists life and works since the 20th century
ATİYE GÜNER
- Luce Irıgaray'da fark feminizmi
Difference feminism in Luce Irigaray
FATİME GÜMÜŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeÇukurova ÜniversitesiFelsefe Grubu Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SADIK EROL ER