Keratoakantom tanılı hastalarda klinik ve prognostik faktörlerin araştırılması
Investigation of clinical and prognostic factors in patients diagnosed with Keratoacanthoma
- Tez No: 844971
- Danışmanlar: PROF. DR. VEFA ASLI ERDEMİR, DR. ÖĞR. ÜYESİ OZAN ERDEM
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Dermatoloji, Dermatology
- Anahtar Kelimeler: Keratoakantom, risk faktörleri, Skuamöz hücreli karsinom, deri kanserleri, prognoz, Keratoacanthoma, risk factors, Squamous Cell Carcinoma, skin cancer, prognosis
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Medeniyet Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 83
Özet
Keratoakantom (KA), genellikle ileri yaş gruplarındaki hastalarda ani ortaya çıkan, hızlı büyüme eğiliminde olan ve zaman içinde kendiliğinden iyileşebilen bir deri tümörüdür. Özellikle güneşe maruz kalan deri bölgelerinde sıkça görülen bu tümör, kubbe şeklinde bir yapıya sahiptir ve merkezinde keratotik tıkaç ile karakterize edilen krater benzeri bir görünüm sergiler. Keratoakantomun benign olup olmadığı tartışmalıdır. Skuamöz hücreli karsinomun (SHK) iyi differansiye bir alt tipi olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı keratoakantom tanısı almış hastalarda demografik, klinik ve prognostik özelliklerin araştırılmasıdır. Çalışmamızda; 2015-2023 yılları arasında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi'nde klinik ve histopatolojik olarak KA tanısı almış, toplam 284 lezyonu olan 267 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalar telefonla aranarak muayeneye çağrıldı, 62 hasta muayeneye gelmeyi kabul etti. Çalışmaya dahil olan hastaların yaş ortalaması 65,4±13,5 yıl, erkek/kadın oranı 1,4:1 olarak bulundu. Ortalama tanı yaşı erkeklerde 66,6±13, kadınlarda 63,5±13,9 yıl, medyan tanı yaşı sırasıyla 69 ve 62 yıl olup fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,041). Ortalama lezyon boyutu 9,2±5,2 mm, en küçük lezyon 2 mm ve en büyük lezyon 40 mm olarak saptandı. Tümörün ortaya çıkışı ile tanı konulması arasında geçen süre ortalama 8,2±14,3 ay, minimum 1 ay, maksimum 96 ay olarak bulundu. Lezyonların lokalizasyonları 158 (%55,6) baş-boyun bölgesi, 47 (%16,5) üst ekstremite, 35 (%12,3) gövde ve 41 (%14,4) alt ekstremite olarak saptandı. 96 (%33,8) lezyona tanısal biyopsi uygulanmış olup 78'i (%27,4) punch, 13'ü (%4,6) insizyonel ve 5'i (%1,8) shave biyopsiydi. 225 (%79,2) hastaya total eksizyon uygulanmış olup histopatolojik incelemede 219 (%77,1) KA, 6 (%2,1) skar dokusu olarak raporlanmıştı. Total eksizyon uygulanan 1 (%0,004) hastada nüks görülmüştü. Eksizyon yapılmayan 6 (%2,1) hastaya kriyoterapi ve 1 (%0.4) hastaya elektrokoterizasyon uygulanmış, takiplerinde nüks izlenmemişti. 284 KA'nın 34'ü (%12) , muayeneye çağrılan 62 hastanın 11'inde (%17,7) regresyon mevcuttu. KA tanılı hastalarda eşlik eden lezyonlara bakıldığında muayeneye çağrılan ve gelmeyi kabul eden 62 hastanın 17 (%27,4)'sinde aktinik keratoz, 47 (%75,8) hastada seboreik keratoz, 56 (%90,3) hastada solar lentigo görüldü, 3 (%4,8) hastada displastik nevüs öyküsü mevcuttu. Bu hastaların fenotip ve güneş alışkanlıkları değerlendirildiğinde 52 (%83,8) hastanın fitzpatrick deri tipi 2 ve 3, 10'u (%16,2) ise deri tipi 4, 61 (%98,4) hastanın ten rengi açık ve orta, 1 (%1,6) hastanın koyu tenli olduğu saptandı. 27 (%43,5) hasta açık ve karma, 35 (%56,5) hasta ise kapalı mesleki ortamda çalışmaktaydı. 62 hastanın 24'ünde (38,7) 18 yaş öncesi, 42 (%67,7) hastada ise erişkin dönemde güneş yanığı öyküsü mevcuttu. Dermoskopik yaşlanma ölçeği skor ortalamaları 17,3±4,1, en düşük skor 6, en yüksek skor ise 25'ti. 41 (%66,1) hastada ortalama 32,6±17,8 paket/yıl sigara kullanımı öyküsü, 20 (%32,3) hastada lezyonun geliştiği bölgede travma öyküsü mevcuttu. Çalışmamız sonucunda, KA'nın erkek hastalarda ve ileri yaşta, baş-boyun ve üst ekstremitelerde daha sık görülen, gelişiminde ultraviyole ışınların ve kümülatif güneş maruziyetinin rol oynadığı, güneş yanığı öyküsü, deri kanseri öyküsü, sigara kullanımı gibi risk faktörleri olan benign karakterde bir deri tümörü olduğu görülmüştür. Çalışmamız KA'nın demografik ve klinik özellikleri, risk faktörleri ve prognozu hakkında literatüre katkıda bulunmuştur.
Özet (Çeviri)
Keratoacanthoma (KA) is a skin tumor that typically occurs in the elderly, characterized by a sudden onset, rapid growth, and a tendency to spontaneously regress over time. This tumor, often observed in sun-exposed skin areas, manifests as a dome-shaped structure with a crater-like appearance at its center, characterized by a keratotic plug. The debate persists regarding whether KA is benign, and it is considered by some as a welldifferentiated subtype of squamous cell carcinoma (SCC). The aim of this study is to investigate demographic, clinical, and prognostic characteristics in patients diagnosed with keratoacanthoma. A total of 284 lesions from 267 patients diagnosed with KA clinically and histopathologically at Istanbul Medeniyet University Suleyman Yalcin City Hospital between 2015 and 2023 were retrospectively examined. Patients were contacted by phone and invited for examination; 62 patients agreed to participate. The mean age of the included patients was 65.4±13.5 years, with a male-to-female ratio of 1.4:1. The average age at diagnosis was 66.6±13 for males and 63.5±13.9 for females, with a statistically significant difference (p=0.041). The mean lesion size was 9.2±5.2 mm, with a range of 2 mm to 40 mm. The time interval between tumor onset and diagnosis was found to be an average of 8.2±14.3 months, ranging from 1 to 96 months. Lesion localization was 158 (55.6%) in the head-neck region, 47 (16.5%) in the upper extremity, 35 (12.3%) in the trunk, and 41 (14.4%) in the lower extremity. Partial biopsy was performed on 96 (33.8%) lesions, including 78 (27.4%) punch biopsies, 13 (4.6%) incisional biopsies, and 5 (1.8%) shave biopsies. Total excision was performed on 225 xv (79.2%) patients, with 219 (77.1%) confirmed as KA and 6 (2.1%) as scar tissue on histopathological examination. One (0.004%) patient with total excision experienced recurrence. Among the 6 (2.1%) patients without excision, cryotherapy was applied to 6 (2.1%) patients, and electrocautery was applied to 1 (0.4%) patient, with no recurrence observed during follow-up. Regression was observed in 34 (12%) of the 284 KAs and in 11 (17.7%) of the 62 patients who accepted examination. Regarding accompanying lesions in KA-diagnosed patients who accepted examination, 17 (27.4%) had actinic keratosis, 47 (75.8%) had seborrheic keratosis, 56 (90.3%) had solar lentigo, and 3 (4.8%) had a history of dysplastic nevus. When evaluating the phenotype and sun habits of these patients, it was determined that 52 (83.8%) had Fitzpatrick skin types 2 and 3, 10 (16.2%) had skin type 4, 61 (98.4%) had light and medium skin color, and 1 (1.6%) had dark skin color. Of the patients, 27 (43.5%) worked in open and mixed occupational environments, while 35 (56.5%) worked in closed occupational environments. Among the 62 patients, 24 (38.7%) had a history of sunburn before the age of 18, and 42 (67.7%) had a history of sunburn in adulthood. Dermoscopic aging scale scores averaged 17.3±4.1, with a minimum score of 6 and a maximum score of 25. In 41 (66.1%) patients, the average smoking history was 32.6±17.8 pack-years, and in 20 (32.3%) patients, there was a history of trauma in the region where the lesion developed. In conclusion, our study revealed that KA is a benign skin tumor more frequently seen in elderly males, on the head-neck and upper extremities, with a development influenced by ultraviolet radiation and cumulative sun exposure. Risk factors such as a history of sunburn, skin cancer, and smoking were associated with KA. Our study contributes to the literature by providing insights into the demographic and clinical characteristics, risk factors, and prognosis of KA.
Benzer Tezler
- Melanom dışı deri kanseri gelişiminde etkili klinik ve prognostik faktörlerin araştırılması
Investigation of effective clinical and prognostic factors in the development of non-melanoma skin cancer
SEVİL SAVAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
DermatolojiSağlık BakanlığıDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ASLI VEFA TURGUT ERDEMİR
- Bazal hücreli karsinom tanılı hastalarda klinik seyir, prognoz ve nüks oranları
Clinical course, prognosis and recurrence rates in patients with basal cell carcinoma
HATİCE KÜBRA ÇAKI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Dermatolojiİstanbul Medeniyet ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET SALİH GÜREL
DR. ÖĞR. ÜYESİ OZAN ERDEM
- Derinin bazal hücreli, skuamöz hücreli ve merkel hücreli neoplazilerinde EZH2 immunohisyokimyasal ekspresyonunun değerlendirilmesi
Evaluation of EZH2 immunohistochemical expression in basal cell, squamous cell and merkel cell neoplasies of the skin
SENA ECİN DEMEZOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
PatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEM LEBLEBİCİ
- Non-melanom deri tümörlerinin tanısında Tzanck smearin tanısal değeri
Diagnostic value of Tzanck smear in the diagnosis of non-melanoma skin tumors
ŞULE NERGİZ BAYKARA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
DermatolojiDicle ÜniversitesiDahili Tıp Bilimleri Bölümü
PROF. DR. MEHMET HARMAN
- Primer epidermis tümörlerinin histopatolojik olarak incelenmesi
Başlık çevirisi yok
ALİ İHSAN GÜLEÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
DermatolojiAtatürk ÜniversitesiDermatoloji Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. ALİ KARAKUZU