Geri Dön

Sonic symbiosis: The interplay of sound and spatiality in installation art

Sonik simbiyoz: Enstalasyon sanatında ses ve mekansallığın etkileşimi

  1. Tez No: 846220
  2. Yazar: ABDULFETTAH SALİH GAFEROĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MEHMET CEVDET EREK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Müzik, Music
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Müzik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Müzik Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 123

Özet

Hayatta kalmak için ses kaynaklarının yönünü ve yakınlığını ayırt etmeye yönelik temel ihtiyaç, insanlığın sesle ve onun mekansal özellikleriyle ilişkisini özünden etkilemiştir. Bu ihtiyaca verilecek cevabın bir yetenek olarak geliştirilmesi, işitsel uyaranlara nasıl öncelik verileceğini şekillendirmiş ve bunun aracılığıyla seslerin olası kaynaklarının belirlenmesini sağlamış, dolayısıyla bilişsel ve mekansal davranışı önemli ölçüde etkilemiştir. Örnek vermek gerekirse, bir ormanda etrafındaki potansiyel tehditleri tespit etmek için yaprakların hışırtısını dinleyerek ne duyduğunu anlamaya çalışan ve bu bilginin doğruluğuna güvenerek hayatta kalmaya çalışan ilk insanları düşünelim. Bu durumun önemi neticesinde duyuma dair kazanılan beceriler içgüdüselleşmiş ve modern işitsel algıda yankılanmaya devam etmektedir. Bu araştırma, bu gözlemi akılda tutarak sesin rolünün daha geniş bağlamını ve mekansallıkla olan simbiyotik bağını, evrimsel köklerden başlayarak güncel anlamlarına ulaşmasını, ve sesle ilgili sanatlardaki estetik yorumunu incelemektedir. Özellikle ses enstalasyonu sanatını merkeze alan bu araştırma, ses ve mekan arasındaki bu özsel ilişkinin ses sanatının bu özel veçhesindeki çalışmalara etkisini tartışır. Sese dair bilişsel ve fizyolojik evrimi çıkış noktası kabul ederek, mekânsal ses algısı etrafındaki doğal farkındalığı incelemekle başlayan araştırma metni, zaman içerisinde sesin mekânsallığına dair geliştirtirilen teknolojik kontrol yöntemlerinin ayrıntılı bir incelemesine doğru ilerlemekte ve bu ilişkinin tarihsel, toplumsal ve sanatsal etkilerini metin boyunca kademeli olarak değerlendirmektedir. Araştırmanın genel amacı uzayın ve mekanın bizi sarmalayan pasif bir etmen olduğu intibasının yeniden değerlendirilmesini teşvik etmektir. Bu çalışma ses çevremizin, sesin etkileştiği, bulunduğu alana özel tınladığı ve bir anlamda kendisini bulduğu durumun aktif karakteri hatırlatılmakta, sesin yaratılması ve algılanmasında oynadığı rol tartışılmaktadır. Bu amacı gerçekleştirmek için öncelikli olarak takdim bölümünde mekan, ses, psikoakustik ve mekansallığın ses sanatında kullanımına dair bir temel oluşturmak amacıyla okuyucuya bu konulara dair referans kaynaklara yönlendirmelerle birlikte kapsamlı bir terminolojik zemin çalışması yürütülmekte, ardından meselenin bilişsel evrimini merkeze alan ikinci bölümde de burada takdim edilen bilgilerin tarih öncesi dönemlerden başlayarak bugüne kadar olan yolculuğu detaylı bir şekilde işlenmektedir. Ardından tamamlayıcı niteliği ile tartışmayı etrafında şekillendiren örnek çalışmaya ilerlerken“Tartışma”isimli bölümde çağdaş yöntemler, sorular ve sorunlara dair bir bilimsel aktarım yürütülmektedir. Bölümlerin ihtiva ettiği detaylara konunun özütünü aktarmak amacıyla biraz daha yakından bakmak gerekirse, ilk bölüm olan takdim bölümünde anlatım mekan kavramı ile başlar. Mekanı biyolog Jakob von Uexküll'ün öne sürdüğü Umwelt kavramının işaret ettiği çerçevede inceleyen bu bölüm, özünde her canlının hem kendine has hem de evrimsel bir geçmişi olduğunu göz önünde bulundurarak, bu zeminin algılarımızı nasıl şekillendiğirdiğini, her birimizin aynı araçları kullanarak aslında ne kadar farklı duyusal deneyimler yaşadığını tartışır. Hakikaten de, mekanı duyularımız bize alan açtığı ölçüde hissedebilir, kavrayabilir, ve dolayısıla anlamlandırabiliriz. Bu duyuların yetkinliği, keskinliği ve kapasitesi her yaş grubunda grubunda insanda büyük farklılıklar gösterir. Buna bir de öğrenilmiş duyumlama şeklinde tanımlayabileceğimiz anlamlandırma örüntülerini dahil ettiğimizde ortaya çıkan tablo birçok noktada ortaklaşırken aynı zamanda bambaşka diye de tabir edebileceğimiz iki uçta ortak bir mekan deneyimi yaşadığımız sonucuna varır. Metin daha sonra sesin doğasını ve mekan ile ilişkilendirildiğinde ortaya çıkanları derinlemesine araştıran akustik bilim dalından bulgularla sesi fiziksel bir mefhum olarak incelemekle seyrine devam eder. Akabinde işitme duyusunun nüansları üzerine nöro-bilim, psikoloji, sesin fiziği ve mekanla ilişkisinden beslenerek birden çok akademik disiplinin kesişim alanında araştırmalar yürüten psikoakustik biliminden gözlemler paylaşarak ve bu meselelerden dolaylı veya direkt olarak etkilenen sanat eserlerinin ontolojik sorgulamasını yürütür. Evrim isimli bir sonraki bölüm ise bu detaylı bağlamsal takdim üzerine ses sanatlarındaki uzamsallığın arkasındaki bilişsel evrimi, ses temsili için günümüze değin geliştirilen ve günümüzde de geliştirilmekte olan bilimsel ve teknolojik kaynakları inceler. Çağdaş paradigmaların estetiğini eleştirel bir dilde analiz ederken, tarihsel dönüm noktalarını ve gelişen teknolojilerin sonuçlarını varlık bilimsel bir felsefe ile inceler. Araştırmanın bu bölümü, başlangıcını tarih öncesi dönemlere dayandırır, ve tarım devrimi öncesi dönemin şartlarından başlamak suretiyle bu dönüşümün süreçlerini kademeleri bir bir inceleme altına alır. Akustik biliminin milattan önceki ufuk açıcı deneylerinden, akustik olarak etkileyici mimari doğru gelişen yetkinlik ve bu yetkinliği genel anlamda yönlendirdiğimiz dini bina mimarisinin aslında nasıl ses mekan ilişkisine nasıl yüzlerce yıl ev sahipliği yaptığını tarihsel örneklerle ortaya koyar. Bilişsel ve tarihi evrimin kesişiminde süren analizler endüstriyel çağın getirdiği teknolojik imkan patlamasına doğru ilerler. Araştırma metni, bu dönem ve sonrasında ortaya çıkan toplumsal dönüşümlerin ve ortaya çıkan buluşların nasıl bir toplumsal etki yarattığı, ses sanatına bu etkinin nasıl nüfuz ettiğini inceler. Ses mefhumunun bir olgu olarak müzikle iç içeliğinin bu dönemde ayrışmaya başlamasını bu bağlamda inceler. Bu ayrışma aynı zamanda ses sanatının ortaya çıkışının habercisi olacaktır. Bu dönüşümde öncü rol oynayan Edgard Varese, Eric Satie, John Cage, Igor Stravinsky gibi ikonik isimlerin 1. ve 2. Dünya Savaşı arasında kalan dönemde çok derin toplumsal değişim dönemlerinde çalıştıklarını biliyoruz. Bu tez çalışması, bu dönüşüme mümkün olduğunca alan tanımaya çalışmakta ve çağdaş ses sanatı algısının meydana gelişini tarihsel örneklerle ortaya koymaktadır. Bu masif sosyolojik ve psikolojik dönüşümlerin işlenmesi akabinde, tezi tamamlayıcı nitelikte hazırlanmış örnek çalışmanın (kendi özel ismi ile CLSR) analizine geçmeden önce hem bu işi ve ifade ettiklerinin anlaşılabilmesi için hem de genel anlamıyla entelasyon sanatının önemi ve inceliklerinin anlaşılması için hazırlanmış bir tartışma bölümü mevcuttur. Bu bölüm geldiğimiz çağdaş noktanın detaylarına eğilen ve okuyucuyu örnek çalışmaya doğru yönlendirirken estetik ve teknik olarak ses enstalasyonunun tartışılması ile meydana gelir. Metnin devamı sesin mekansallığını estetik olarak idrak ve ifade edebilme, bu meselelerin öznelliği ve bir hiyerarşik tartımdan bahsedemeyeceğimize dair yapılan gözlemler neticesinde ses enstalasyonları nedir, türsel bir ayrışımdan ya da tanımlama sisteminden söz edilebilir mi ve ses sanatının bu nişini hangi nüanslar eşliğinde anlamak ve düşünmek gerekir ve benzeri soruları tartışmaktadır. Bu bölümü bir ses sanatı eseri mekanla nasıl ilişkilendirilir, bir ses enstalasyonunu mekan bağlamı içerisinde ele alırken ne gibi inceliklere dikkat edilmelidir sorularını merkeze alan“difüzyon stratejileri”bölümü takip eder. Ses entelasyonu bağlamında odak konsepti nedir ve bu tip sanat eserleri başka bağlamlara uyarlanabilir mi bunların sorgulandığı alt bölümlerle tartışma sekansı tamamlanır. Araştırma metni bu teknik, terminolojik, tarihsel ve estetik ve zemin üzerine CLSR'ın metodolojik olarak takip ettiği yol, estetik ve felsefik olarak işin kendini konumlandırışı ve de ayrıca ilhamlarını içeren final bölümüne ilerler. Bu 4. ve son bölüm örnek çalışmanın işleyişini ifade etmekte ve kurulumun yaratımı sürecinde ve neticesinde ortaya çıkan bulguları okuyucu ile paylaşmaktadır. CLSR, bu tez çalışmasının sona erdirilmesinden önce İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Maçka Kampüsü Binası içerisinde Doç. Dr. Cevdet Erek danışmanlığında iki kez kurulmuş, test edilmiş ve geliştirilmek üzere raporlanmıştır. Üçüncü ve son bir gösterim de bu tezin sunum ve savunma günü gerçekleştirilmiş, pratik edinimler tez metni içerisinde raporlanmıştır. Bir çok-kanallı enstalasyon çalışması örneği olan bu örnek, mekanın saydam bir arkaplan olduğu yönündeki düşünceyi tartışmak için tasarlanmış ve uygulanmış gerçek zamanlı bir iştir. Ses sitemlerinin kalibrasyonunda kullanılan referans tonlarını SuperCollider ses programlama dilinin algoritmik olarak ses üretme kapasitesini merkeze alarak faydalanır. İzleyiciyi, ses, çevre ve bunların algılanması arasındaji dinamik ilişkiyi keşfetmek üzere kurgulanmış bir diyalog daveti olarak düşünülmüştür. Ses ve çevresi arasındaki simbiyotik ilişkinin altını çizmeyi amaçlar. Özünde bu tez çalışması, enstalasyon sanatında mekanın rolünü ve yaratım üzerindeki etkisini araştırarak, ses ortamını değerlendirme biçimlerini sorgulamakta, sesin yaratılmasında ve algılanmasında aktif katılımının altını çizerken ses sanatlarında mekansallığa bir davette bulunmaktadır.

Özet (Çeviri)

The primal need to discern the direction and proximity of sound sources for survival has greatly affected humankind's relationship with sound and its spatial properties. Cultivating this capability has significantly influenced cognition and spatial behavior, shaping how to prioritize auditory stimuli, and figuring out possible sources of sounds through it. To illustrate, consider early humans who relied on the accuracy of identifying the rustling of leaves to detect potential threats in a dense forest. This instinctual skill continues to resonate within the modern auditory perception. With this observation in mind, this research examines the broader context of the role of sound and its symbiotic bond with spatiality, in particular, its aesthetic interpretation within sound-related arts. It offers a detailed examination of sound spatialization techniques throughout history and their impact on human society at large. It explores historical milestones as well as their social context and the implications of burgeoning technologies while critically analyzing cognitive and societal evolution behind spatiality in sonic arts, the technological resources developed for sound representation, and the aesthetics of contemporary paradigms respectively. In the discussion chapter following this detailed context setting, two major issues are centered. The importance of linguistic tools to depict and evaluate a sonic artwork, and an examination of sound installations in the light of contemporary examples. This examination includes an assessment of distinctive qualities, what is diffusion and what does it mean to have a strategy regarding it in the context of sound installations, and the notion of focus in this context. At last, this investigation is enriched with a multi-channel sound installation named CLSR as an empirical dimension to the study. It challenges the perception of space as a transparent container for sound and art exemplifying the research's philosophical facet. Leveraging the real-time generative capacities of the SuperCollider audio programming language, CLSR employs reference tones for interactive spatial exploration and invites the audience into a dialogue between sound, environment, and perception. By probing the role of space and its influence on sound creation, the project fosters new ways of appreciation for soundscape.

Benzer Tezler

  1. Yapay zeka ve grafik tasarım ilişkisi ve grafik tasarımın geleceğinde etkisin analizi

    The relationship between artificial intelligence and graphic design, and its impact on the future of graphic design

    ALZAHRAA ALKADREI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Sanat Tarihiİstanbul Aydın Üniversitesi

    Grafik Tasarımı Ana Sanat Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ AMİR AHMADOGHLU

  2. Mesken elektrik aboneleri için enerji yönetimi sistemi kullanımı

    Utilization of energy management systems for residential electricity consumers

    HÜSNÜ ALAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Elektrik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BELGİN TÜRKAY

  3. An Analytical approach to the concept of 'topography' in architecture

    Mimarlıkta topoğrafya kavramı üzerine analitik bir yaklaşım

    CEM MUYAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2003

    Mimarlıkİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZEN EYÜCE

  4. Sigmund Freud'da ortak yaşamın kökeni ve sonuçları

    Origin and consequences of symbiosis in Sigmund Freud

    YUSUF HALBİLİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    FelsefeYıldız Teknik Üniversitesi

    İnsan ve Toplum Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİYAZİ KAHVECİ

  5. TR 81 düzey 2 bölgesinde orman ürünleri sanayiinin endüstriyel simbiyoz potansiyeli ve sürdürülebilir bir ağ tasarımı: Filyos vadisi projesi örneği

    Forest products in TR 81 level 2 region industrial symbiosis potential of the industry and a sustainable network design: Filyos valley project example

    ÖZLEM YILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Endüstri ve Endüstri MühendisliğiBartın Üniversitesi

    Orman Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT KAYGIN

    DOÇ. DR. FERDİ KESİKOĞLU