Opere edilen küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında ipsilateral mediyastinal lenf nodu (N2) yayılımı varlığında visseral plevral tutulumunun sağkalım üzerine etkisi
The impact of visceral pleural invasion on survival in patients with ipsilateral lymph node involvement in non-small cell lung cancer
- Tez No: 847510
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ALPER AVCI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Cerrahisi, Thoracic Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 83
Özet
Amaç:Akciğer kanseri dünyada kansere bağlı ölümlerin en sık nedenidir. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de akciğer kanseri artış göstermektedir ve kadın cinsiyet için görülme sıklık oranı artmaktadır. Akciğer kanserinde prognozu belirleyen en önemli faktör hastalığın evresi olup, ikinci sırada histolojik hücre tipi gelmektedir. Tümör boyutu, lenf nodu varlığı ve uzak organ metastazı hastalığın evresini belirlemektedir. Plevral tutulum varlığı da tümör boyutundan bağımsız olarak hastalığın evresini değiştirmektedir. Bu çalışmada akciğer rezeksiyonu yapılan, küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanılı olgularda patolojik inceleme sonrası ipsilateral lenf nodu tutulumu(N2) saptanan hastaların visseral plevral tutulumunun sağkalım üzerine etkilerini araştırmayı amaçladık. Bu amaçla; ipsilateral lenf nodu pozitif olan hastalarda plevra tutulumu olan ve plevra tutulumu olmayan hastalar sağkalım açısından karşılaştırıldı ve literatür eşliğinde tartışıldı. Gereç ve yöntemler :Çukurova Ünıversitesi Balcalı hastanesi göğüs cerrahisi anabilim dalında Eylül 2011 ile Temmuz 2020 tarihleri arasında primer akciğer kanseri nedeniyle opere edilen 1581 hastanın dosyaları retrospektif olarak tarandı. Dışlanma kriterlerinin uygulanması sonrası çalışma gurubu 1400 hastadan oluştu.Taranan hastalar arasında 233 ipsilateral lenf nodu tutulumu olan hasta vardı. Bu hastalardan otuzbeş tanesinde visseral plevra tutulumu pozitif olarak saptandı. Takip süresi 12-72 ay olarak belirlendi. Hastaların dijital ortamdaki verileri ve arşiv dosyaları geriye yönelik incelenerek tanı anındaki yaş, cinsiyet, tümörün tarafı, yapılan cerrahi prosedür, tümörün histolojik tipi, tümör boyutu, visseral ve pariyetal plevra tutulumununa göre hastlık evrelemesi TNM8 esas alınarak yapıldı. Istatiksel çalışmalarda SPSS sistemi kullanıldı. Bulgular:Bakılan hastalardan 233 ünde ipsilateral lenf nodu(N2) pozitif olarak değerlendirildi. Bakılan N2 pozitif olan hastaların 186 sı (79.8%) i erkek 47 si (20.2%) i kadındı. N2 pozitif olan hastaların 35 de (15%) visseral plevra invazyonu mevcuttu. N2 pozitif hasta grubunun, visseral plevra invazyonu olmayanlarında median yaşam süreci 23.37 ay (95% güven aralığı 8:7.27-29.47) iken visseral plevra invazyonu olan grupta 19.83 ay (95% güven aralığı 9.71-29.96) buludu. Iki gurup arasında istatiksel anlamlı bir farklılık saptanmadı. Sonuç:N2 lenf nodlarının tutulumu prognozu keskin biçimde ve en etkili olarak kötüleştiren faktör olarak görülmektedir. Visseral plevra invazyonu da bağımsız olarak kötü prognoz gösterse de, N2 pozitif hastalarda bu etkisi ön plana çıkmamakta ve N2 pozitif hastaların kötü prognozunda N2 hastalığın diğer faktörlerden daha etkili olduğu görülmektedir. N2 hastalık varlığında VPİ nun survi sürelerine etkisinin olmadığını düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Objective: Lung cancer is the leading cause of cancer-related deaths worldwide. Its incidence is increasing in Turkey, particularly among women. The most significant prognostic factors in lung cancer are the disease stage and histological cell type. Tumor size, lymph node involvement, and distant organ metastasis determine the disease stage. Pleural involvement also alters the stage independently of tumor size. This study aims to investigate the effects of visceral pleural invasion on survival in patients with ipsilateral lymph node involvement (N2) after pathological examination following lung resection for non-small cell lung cancer. For this purpose, patients with ipsilateral lymph node positive status were compared in terms of pleural involvement presence or absence, and the results were discussed in line with the literature. Materials and Methods: The files of 1581 patients operated on for primary lung cancer between September 2011 and July 2020 at Cukurova University Balcali Hospital, Department of Thoracic Surgery, were retrospectively reviewed. After applying exclusion criteria, the study group consisted of 1400 patients. Among the screened patients, 233 had ipsilateral lymph node involvement, and visceral pleural involvement was detected positively in twenty-five of these patients. The follow-up period was determined as 12-72 months. Data on patients' age, gender, tumor side, surgical procedures performed, histological type of the tumor, tumor size, and staging based on visceral and parietal pleural involvement at the time of diagnosis were retrospectively examined digitally and from archive files. Statistical analyses were conducted using the SPSS system. Results: Among the examined patients, 233 were evaluated as having ipsilateral lymph node (N2) positivity. Of these N2-positive patients, 186 (79.8%) were male, and 47 (20.2%) were female. Thirty-five (15%) of N2-positive patients had visceral pleural invasion. The median survival time in N2-positive patients without visceral pleural invasion was 23.37 months (95% confidence interval: 7.27-29.47), while in the group with visceral pleural invasion, it was 19.83 months (95% confidence interval: 9.71-29.96). No statistically significant difference was observed between the two groups. Conclusion: The involvement of N2 lymph nodes is considered a crucial factor sharply deteriorating prognosis. Although visceral pleural invasion independently indicates a poor prognosis, its impact does not stand out in N2-positive patients, where N2 disease appears to be more influential than other factors. We believe that visceral pleural invasion does not affect survival durations in the presence of N2 disease.
Benzer Tezler
- Neoadjuvan tedavi alan primer akciğer kanseri hastalarında rezeksiyon sonuçları
The resection results of patients with primary lung cancer receiving neoadjuvant therapy
YASİN EKİNCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiPamukkale ÜniversitesiGöğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÖKHAN YUNCU
- Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (skuamöz hücreli karsinom) neoadjuvan kemoterapi alan hastalarda radyolojik ve patolojik parametrelerin nüks ve sağkalım ile ilişkisinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of the relationship of radiological and pathological parameters with relaps and survival i̇n patients with squamous cell lung cancer receiving neoadjuvant chemotherapy
BUKET ERKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
İç HastalıklarıBursa Uludağ Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ADEM DELİGÖNÜL
- N2 hastalık nedeniyle neoadjuvan tedavi alan küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda yeniden evrelendirme yöntemlerinin karşılaştırılması
Comparison of restaging methods in patients with non-small cell lung cancer receiving neoadjuvant therapy for N2 disease
ECE YASEMİN DEMİRKOL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Göğüs CerrahisiSağlık Bilimleri ÜniversitesiGöğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VOLKAN ERDOĞU
- Küçük hücreli dişi akciğer kanserlerinde radyoterapi sonrasinda tedavi etkinliğinin pet/ct ile ilişkilendirilmesi
To evaluate treatment efficiency after radiotherapy treatment with PET/CT results for non small cell lung cancer patients.
ASUMAN MİRİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
OnkolojiÇukurova ÜniversitesiRadyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CANDAŞ TUNALI
- Küçük hücreli dışı akciğer kanseri nedeniyle uygulanan neoadjuvan protokollerinin postoperatif morbidite, mortalite ve sağkalıma etkisi
Postoperati̇ve morbidity, mortality and survival of neoadjuvant protocols in non small cell lung cancer
ÇAĞRI CEMALLER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bilimleri ÜniversitesiGöğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN AKIN