Geri Dön

Toraks duvarı tutulumu olan küçük hücreli dışı akciğer kanserinde cerrahi tipi ve invazyon derinliğinin prognoza etkisinin değerlendirilmesi

Evaluation of the effect of surgery type and depth of invasion on prognosis in non-small cell lung cancer with thoracic wall involvement

  1. Tez No: 922978
  2. Yazar: ALİ CAN KAYAASLAN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İLTERİŞ TÜRK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Cerrahisi, Thoracic Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Toraks duvarı rezeksiyonu, invazyon, sağkalım, akciğer kanseri, Chest wall resection, invasion, survival, lung cancer
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 91

Özet

Amaç Akciğerin küçük hücreli dışı kanserine bağlı olarak toraks duvarı tutulumu görülebilmekte ve bu durum tümör evresi üzerinde değişikliklere neden olmaktadır. Çalışmamız bu hasta grubunda evrelemeden bağımsız olarak cerrahi tipinin ve invazyon derinliğinin sağkalım üzerine olan etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır. Yöntem ve Gereç T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Ankara Atatürk Sanatoryum Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde Ocak 2013 ile Aralık 2023 tarihleri arasında akciğerin küçük hücreli dışı kanserine sekonder toraks duvarı tutulumu olan 124 hasta opere edildi. Neoadjuvan tedavi sonrası toraks duvar rezeksiyonu yapılanlar, Pancoast (superior sulkus) tümörleri, toraks hacmini küçültme amaçlı ve akciğer dışı malignitelerin toraks duvarı metastazları nedeniyle duvar rezeksiyonu yapılan hastalar ile non-anatomik akciğer rezeksiyonları çalışmada yer almadı. İntraoperatif yapışık olarak değerlendirilerek ekstraplevral rezeksiyon yapılan olgularda, postoperatif patolojide pariyetal plevra invazyonu net olarak belirtilmeyen hastaların çalışmadan çıkarılması sonucu 74 hasta dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen 74 olgunun dosyaları retrospektif incelenerek demografik ve radyolojik veriler, cerrahi parametreler, postoperatif patoloji ve evreleme ile ilgili bulgular, hastalıksız sağkalım ve genel sağkalım verileri kaydedildi. Postoperatif patolojileri incelenerek tümörün toraks duvarına invazyon derinliği belirlendi. Yumuşak doku ve kot tutulumu nedeniyle en-blok toraks duvarı rezeksiyonu (TDR(İNVAZE)) yapılan, toraks duvarı rezeksiyonu yapılmış olup sadece pariyetal plevra tutulumu olan (TDR(PL3)) ve ekstraplevral rezeksiyon yapılıp pariyetal plevra tutulumu (ekstraplevral(PL3)) olanlar olmak üzere hastalar 3 gruba ayrıldı. Tek ve çok değişkenli analizlerle sağkalım üzerine etkili faktörler belirlendi. Bulgular Hastaların 73(%98,6)'ü erkek, 1 (%1,4) tanesi kadındı. Yaş ortalaması 61,49'du (47-77). Yaş ile sağkalım arasında negatif ilişki vardı (p:0,034). Birden fazla ek hastalığı olan 22 (%19,7) hasta bulunuyordu, bu hastaların sağkalım süresi daha düşüktü (p:0,035). Başvuru şikayetlerine göre 26 hastada (%35,1) göğüs ve sırt ağrısı vardı. İnvazyon derinliği fazla olan grupta en sık başvuru şikayeti göğüs ve sırt ağrısıydı, hemoptizi ile başvuran hastaların sağkalım süreleri daha düşüktü (p:0,006, p:0,001) Hastaların 57'si (%77) N0, 11'i (%14,9) N1 ve 6'sı (%8,1) N2a evresindeydi. Patolojik TNM evreleri incelendiğinde hastalarda %67,6 (n=50) ile en çok evre IIB, 21 hastada (%28,4) IIIA ve 3 hastada (%4,1) evre IIIB izlendi. N0 evre hastaların N1'e göre, evre IIIA hastaların evre IIB'ye göre sağkalım sürelerinin daha uzun olduğu saptandı (p:0,006, p:0,007). Hastaların 57'sine (%77) lobektomi, 9'una (%12,2) pnömonektomi yapılırken 4'er (%5,4) hastaya bilobektomi ve segmentektomi uygulandığı görüldü. Makroskopik tümör içeren cerrahi sınıra sahip (R2) hasta bulunmuyordu. Tüm hastaların 63'ü (%85,1) R0, 11'i (%14,9) ise R1'idi. R1 hastalarda sağkalım süresi daha düşüktü (p:0,001). Hastaların 37'sinde (%50) skuamöz hücreli karsinom, 31'inde (%41,9) adenokarsinom ve 6 hastada (%8,1) adenoskuamöz hücreli kanser saptandı. Rezeke edilen akciğer parankimindeki ortalama tümör büyüklüğü 5,67 cm (2,5-12) olarak bulundu. Tümör büyüklüğü arttıkça sağkalım süresinin azaldığı tespit edildi (p:0,001). Hastaların postoperatif patolojilerine bakıldığında; 47'si (%63,5) TDR(İNVAZE), 11'i (%14,9) TDR(PL3) ve 16'sı (%21,6) ekstraplevral(PL3) gruplarına ayrıldı. Gruplar arasında sağkalım açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi. İnvazyon derinliği fazla olan grupta rezeke edilen kot sayısı anlamlı derecede fazlaydı (p:0,01). Hastalar cerrahi tipinden bağımsız olarak invazyon derecesine göre karşılaştırıldığında sağkalım oranları birbirine benzerdi. İnvazyondan bağımsız cerrahi tipine göre bakıldığında ise toraks duvar rezeksiyonu (TDR) uygulanan grupta 5 yıllık sağkalım %27,5 iken ekstraplevral rezeksiyon grubunda bu oran %41,7 idi. Sonuç Ağrı şikayeti toraks duvarı invazyonunun önemli bir belirtecidir ve hemoptizi ile başvuran hastalarda prognoz daha kötü seyretmektedir. Diğer akciğer malignitelerinde olduğu gibi toraks duvar tutulumuna bağlı opere edilen küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında da tümör büyüklüğü, lenf nodu tutulumu, R1 durumu, patolojik tümör nod metastaz evre yüksekliği sağkalım süresini kısaltmaktadır. İnvazyon derinliğinin artması daha fazla sayıda kotun rezeke edilmesi ile ilişkili iken, R1 hastalar toraks duvarına invaze grupta daha çok görülmektedir. Kendi başına sağkalım süresinin azalmasına neden olabilen TDR'den, invazyon derinliğinin doğru şekilde tespit edilerek sadece PL3 görülen hastalarda kaçınılması, toraks duvarı invazyonu durumunda ise TDR'nin daha geniş sınırlarla uygulanması gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

Purpose Chest wall involvement can be seen due to non-small cell lung cancer and this causes changes in tumor stage. Our study aims to investigate the effects of surgery type and invasion depth on survival in this patient group, independent of staging. Materials and Methods A total of 124 patients with secondary chest wall involvement due to non-small cell lung cancer were operated on at the Ankara Atatürk Sanatorium Health Application and Research Center of the Health Sciences University of the Republic of Turkey between January 2013 and December 2023. Patients who underwent chest wall resection after neoadjuvant therapy, patients with Pancoast (superior sulcus) tumors, patients who underwent wall resection for the purpose of reducing thoracic volume and due to thoracic wall metastases of extrapulmonary malignancies, and non-anatomic lung resections were not included in the study. In cases where extrapleural resection was performed due to intraoperative adherence, and patients whose parietal pleural invasion was not clearly stated in postoperative pathologies, 74 patients were included in the study. The files of 74 patients included in the study were retrospectively reviewed and demographic and radiological data, surgical parameters, postoperative pathology and staging findings, disease-free survival and overall survival data were recorded. Postoperative pathologies were examined and the depth of tumor invasion into the thoracic wall was determined. Patients were divided into 3 groups as those who underwent en bloc thoracic wall resection (TDR(INVASED)) due to soft tissue and rib involvement, those who underwent thoracic wall resection but only had parietal pleural involvement (TDR(PL3)) and those who underwent extrapleural resection and had parietal pleural involvement (extrapleural(PL3)). Factors affecting survival were determined with univariate and multivariate analyses. Results Of the patients, 73 (98.6%) were male and 1 (1.4%) were female. The mean age was 61.49 (47-77). There was a negative relationship between age and survival (p: 0.034). There were 22 (19.7%) patients with more than one additional disease, and these patients had a shorter survival time (p: 0.035). According to the complaints at presentation, 26 patients (35.1%) had chest and back pain. In the group with a greater depth of invasion, the most common complaints were chest and back pain, and patients presenting with hemoptysis had shorter survival times (p: 0.006, p: 0.001) Of the patients, 57 (77%) were in N0, 11 (14.9%) were in N1 and 6 (8.1%) were in N2a stage. When pathological TNM stages were examined, the most common stage was IIB in 67.6% (n=50), IIIA in 21 patients (28.4%) and stage IIIB in 3 patients (4.1%). It was determined that N0 stage patients had longer survival times compared to N1 and stage IIIA patients had longer survival times compared to stage IIB (p: 0.006, p: 0.007). Lobectomy was performed in 57 (77%) patients, pneumonectomy in 9 (12.2%) patients, and bilobectomy and segmentectomy were performed in 4 (5.4%) patients each. There were no patients with surgical margins containing macroscopic tumors (R2). 63 (85.1%) of all patients were R0 and 11 (14.9%) were R1. Survival time was lower in R1 patients (p:0.001). Squamous cell carcinoma was detected in 37 patients (50%), adenocarcinoma in 31 patients (41.9%) and adenosquamous cell carcinoma in 6 patients (8.1%). The mean tumor size in the resected lung parenchyma was 5.67 cm (2.5-12). It was found that survival time decreased as tumor size increased (p:0.001). When the postoperative pathologies of the patients were examined; 47 (63.5%) were divided into TDR (INVASED), 11 (14.9%) into TDR (PL3) and 16 (21.6%) into extrapleural (PL3) groups. No statistically significant difference was found between the groups in terms of survival. The number of ribs resected was significantly higher in the group with greater depth of invasion (p: 0.01). When patients were compared according to the degree of invasion, regardless of the type of surgery, survival rates were similar. When examined according to the type of surgery independent of invasion, 5-year survival was 27.5% in the TDR group, while this rate was 41.7% in the extrapleural resection group. Conclusion Pain is an important indicator of chest wall invasion, and patients presenting with hemoptysis have a worse prognosis. As with other lung malignancies, tumor size, lymph node involvement, R1 status, and pathological tumor node metastasis stage shorten survival in non-small cell lung cancer patients who undergo surgery due to chest wall involvement. While increasing the depth of invasion is associated with resection of more ribs, R1 patients are more common in the group with thoracic wall invasion. TDR, which can cause a decrease in survival on its own, should be avoided only in patients with PL3 by correctly determining the depth of invasion, and in cases of thoracic wall invasion, TDR should be applied with wider margins.

Benzer Tezler

  1. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde plevral tutulum derecesinin sağkalım üzerine etkisi

    The effects of pleural involvement on survival in non-small cell lung cancer

    DENİZ KAYGUSUZ TİKİCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    UZMAN SELİM ŞAKİR ERKMEN GÜLHAN

  2. Soliter pulmoner nodüllerin benign malign ayrımında F18 FDG PET ile erken geç görüntülemenin rolü

    The role of dual time point F18 FDG PET imaging to differantiate malign benign solitary pulmonary nodules

    PINAR TARI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Radyoloji ve Nükleer TıpAnkara Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜNER ERBAY

  3. Toraks kitle lezyonlarında manyetik rezonans görüntüleme

    Başlık çevirisi yok

    HÜRCAN ALPAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Radyoloji ve Nükleer TıpAtatürk Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. PINAR POLAT

  4. COVİD-19 ön tanısı ile çekilen toraks tomografilerinde saptanan rastlantısal bulgular

    Incidental findings detected in thorax computed tomographies that are requested wi̇th preliminary diagnosis of COVID-19

    KADER TOPÇU ERTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Göğüs HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NAZMİYE TİBEL TUNA

  5. Romatoid artrit ve ankilozan spondilitli hastalarda akciğer ve kardiyak tutulumun tespiti, laboratuvar verileri ile korelasyonu

    Pulmonary and cardiac involvement detection patients with rheumatoid arthritis and ankylosing spondylitis, correlation with laboratory data

    AHMET HÜSREV TEKELİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    RomatolojiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. REFİK ALİ SARI