Sivas il merkezindeki aile sağlığı merkezlerinde aktif görev yapan hekimlerin çocuk istismarı ve ihmali hakkındaki bilgi ve farkındalık düzeylerinin değerlendirilmesi
Evaluation of the knowledge and awareness levels of physicians actively working in family health centers in Sivas province center about child abuse and neglect
- Tez No: 847894
- Danışmanlar: PROF. DR. FATMA YÜCEL BEYAZTAŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Adli Tıp, Forensic Medicine
- Anahtar Kelimeler: Hekim, Çocuk İstismarı, İhmal, Farkındalık, Bilgi, Physician, Child Abuse, Neglect, Knowledge, Awareness
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Adli Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 95
Özet
Çalışmamız Sivas ili merkezindeki aile sağlığı merkezlerinde (ASM) aktif olarak görev yapmakta olan, çocuk istismarı ve ihmalinin (ÇİVİ) tanısında, tedavisinde ve tekrarlanmasının önlenmesinde önemli role sahip olan hekimlerin bu konudaki bilgi düzeylerinin ve konuya yaklaşımlarının belirlenmesi, vaka ile karşılaşıldığında tanı konması ve istismara karşı alınacak önlemlere karşı duyarlılıklarının artırılması ve yapılan diğer çalışmalarla karşılaştırma yapılarak ÇİVİ konusundaki bilgi düzeylerinde yıllar içerisindeki değişikliklerin ortaya konulması amacıyla yapıldı. Araştırmanın evreni, Sivas ili merkezindeki aile sağlığı merkezlerinde çalışan 27 ile 68 yaş aralığında olan 105 adet pratisyen aile hekimini ve aile hekimliği uzmanını kapsamaktadır. Tanımlayıcı kesitsel bir çalışmadır. Çalışmada katılımcılara Tanıtıcı Bilgi Formu ve Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerinin Tanımlanmasına Yönelik Ölçek (ÇİİBRTYÖ) uygulandı. Verilerin toplanması anket yoluyla yüz yüze olarak gerçekleştirilmiş olup çalışma verilerinin analizi SPSS 25.0 istatistik paket programı kullanılarak yapıldı. Tanımlayıcı analizler için frekans dağılımları ve yüzdeler hesaplandı. Ortalamalar standart sapma değerleri ile, ortancalar minimum-maksimum değerleri ile birlikte gösterildi. Gruplar arasındaki ölçek puanlarının karşılaştırılmasında veriler normal dağılıma uymadığından Mann-Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi kullanıldı. Üç ve daha fazla grup içeren karşılaştırmalar için gruplar arası karşılaştırmalarda istatistiksel olarak anlamlılığın hangi gruptan kaynaklandığını saptamak amacı ile yapılan post-hoc değerlendirmede Dwass-Steel-Critchlow-Fligner testi kullanıldı. Ölçek puanları arasındaki korelasyon ilişkisi Spearman korelasyon testi ile değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık p değerinin 0,05'in altında olduğu durumlar olarak kabul edildi. Çalışmamıza 11'i aile hekimliği uzmanı, 94'ü pratisyen aile hekimi olmak üzere toplam 105 hekim katılmıştır. Hekimlerin %34,3'ü (n=36) kadın, %67,7'si (n=69 erkektir. Çalışmamıza katılan hekimlerin %26,7'sinin (n=28) 40 yaş altı, %31,4'ünün (n=33) 40-49 yaş aralığı, %41,9'unun (n=44) 50 yaş ve üstü grupta olduğu görüldü. Medeni durumuna göre katılımcılarımızın %87,6'sı (n=92) evli, %12,4'ü (n=13) bekardır. Çalışmamıza katılan hekimlerin %84,8'inin (n=89) çocuk sahibi olduğu, %15,2'sinin (n=16) çocuk sahibi olmadığı saptanmıştır. Hekimlerin ünvanına göre ayrım yapıldığında %10,5'inin (n=11) aile hekimliği uzmanı, %89,5'nin pratisyen aile hekimi olduğu görülmüştür. Çalışmamıza katılan hekimlerin %4,8'inin (n=5) 0-5 yıl hekimlik tecrübesi olduğu, %15,2'sinin (n=16) 6-10 yıl hekimlik tecrübesi olduğu, %13,3'ünün (n=14) 11-15 yıl hekimlik tecrübesi olduğu, %66,7'sinin (n=70) 16 yıl ve üstü hekimlik tecrübesi olduğu saptanmıştır. Katılımcı hekimlerin %71,4'ünün (n=75) mezuniyet öncesi eğitim aldığı, %73,4'ünün (n=77) mezun olduktan sonra eğitim aldığı tespit edilmiştir. Hekimlerden %75,2'si (n=79) ÇİVİ hakkında daha fazla eğitim alması gerektiğini belirtmiştir. Hekimlerin %40'ının (n=42) meslek hayatları boyunca ÇİVİ olgusuyla karşılaştığı saptanmıştır. Bu hekimlerin %76,2'sinin (n=32) son bir yıl içinde hiç olguyla karşılaşmadığı, %21,4'ünün (n=9) son bir yıl içinde 1-3 arası olgu ile karşılaştığı, %2,4'ünün (n=1) son bir yıl içerisinde olgu ile karşılaştığı belirtilmiştir. İstismarla karşılan hekimlerin en çok %61,9'unun (n=26) ihmal olgusuyla ve %57,1'inin (n=24) fiziksel istismarla karşılaştığı tespit edilmiştir. Çalışmamıza katılan hekimlerin en çok adli süreçte (%58,5) zorlandıkları tespit edilmiştir. Katılımcılarımızın %93,3'ü (n=98) ÇİVİ ile karşılaştığında bildirim yapacağını belirtirken, bildirim yapan hekimlerin en çok %60,9'u (n=64) adli rapor düzenleyerek, %52,4'ünün (n=55) kolluk kuvvetine ulaşarak bildirim yapacağını belirtmiştir. Bildirim yapmak istemeyen 7 (yedi) hekimden, %57,1'inin (n=4) bildirim yaptıktan sonra çocuğun yaşamının daha kötü etkileneceğini düşündüğü için, %42,9'unun (n=3) adli süreçle uğraşmaktan çekindiği için, %42,9'unun (n= 3) yeterli bilgiye sahip olmadığı için, %28,6'sının (n=2) nereye bildirim yapacağını bilmediği için bildirim yapmayacağını belirtmiştir. Yaptığımız çalışmada pratisyen aile hekimi ve aile hekimliği uzmanlarının ÇİVİ bilgi ve farkındalık düzeyleri incelenmiş, çalışmamızın bulguları incelendiğinde hekimlerin ÇİVİ hakkında bilgi ve farkındalık düzeyinin yetersiz olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak büyük bir halk sağlığı sorunu olan çocuk istismarı ve ihmalinin önlenmesi için hekimlerin tıp eğitimi müfredatında ÇİVİ hakkında eğitimleri artırılmalı, mezuniyet sonrasında da verilecek eğitimlerle ÇİVİ farkındalık ve bilgi düzeyinin yükseltilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Özet (Çeviri)
The aim of our study was to determine the level of knowledge and approach of physicians who are actively working in family health centers in the center of Sivas province, who have an important role in the diagnosis, treatment and prevention of recurrence of child abuse and neglect (CAAN), to increase their sensitivity to the diagnosis and measures to be taken against abuse when the case is encountered, and to determine whether there is an increase in the level of knowledge about CAAN over the years by comparing with other studies. The population of the study included 105 general practitioner family physicians and family medicine specialists between the ages of 27 and 68 working in family health centers in the center of Sivas province. It is a descriptive cross-sectional study. In the study, the participants were administered a Descriptive Information Form and a Scale for the Identification of Symptoms and Risks of CAAN. The data were collected face-to-face through a questionnaire and the data were analyzed using the SPSS 25.0 statistical package program. Frequency distributions and percentages were calculated for descriptive analyses, means were shown with standard deviation values and medians with minimum-maximum values. Mann-Whitney U test and Kruskal-Wallis test were used to compare the scale scores between the groups because the data did not fit normal distribution. For comparisons involving three or more groups, the Dwass-Steel-Critchlow-Fligner test was used in the post-hoc evaluation to determine which group was statistically significant in intergroup comparisons. The correlation relationship between the scale scores was evaluated by Spearman correlation test. Statistical significance was accepted as a p value below 0,05. A total of 105 physicians, including 11 family medicine specialists and 94 general practitioner family physicians, participated in our study. 34.3% (n=36) of the physicians were female and 67.7% (n=69) were male. Of the physicians who participated in our study, 26.7% (n=28) were under the age of 40, 31.4% (n=33) were between the ages of 40-49, and 41.9% (n=44) were 50 years and older. According to marital status, 87.6% (n=92) of our participants were married and 12.4% (n=13) were single. Among the physicians who participated in our study, 84.8% (n=89) had children, while 15.2% (n=16) did not have children. When the physicians were differentiated according to their titles, 10.5% (n=11) were family medicine specialists and 89.5% were general practitioner family physicians. It was found that 4.8% (n=5) of the participating physicians had 0-5 years of medical experience, 15.2% (n=16) had 6-10 years of medical experience, 13.3% (n=14) had 11-15 years of medical experience, and 66.7% (n=70) had 16 or more years of medical experience. It was determined that 71.4% (n=75) of the participating physicians received training before graduation, and 73.4% (n=77) received training after graduation. 75.2% (n=79) of the physicians stated that they should receive more training about CAAN. It was found that 40% (n=42) of the physicians had encountered a case of CAAN during their professional life. It was stated that 76.2% (n=32) of these physicians had never encountered a case in the last year, 21.4% (n=9) had encountered 1-3 cases in the last year, and 2.4% (n=1) had encountered a case in the last year. It was found that 61.9% (n=26) physicians mostly encountered neglect cases and 57.1% (n=24) physical abuse. It was determined that the physicians who participated in our study had the most difficulty in the judicial process (58.5%). While 93.3% (n=98) of our participants stated that they would make a notification when they encountered CAAN, 60.9% (n=64) of the physicians who made a notification stated that they would make a notification by preparing a forensic report and 52.4% (n=55) by contacting law enforcement. Among the physicians who did not want to report (n=7), 57.1% (n=4) stated that they would not report because they thought that the child's life would be affected worse after reporting, 42.9% (n=3) because they were afraid of dealing with the judicial process, 42.9% (n=3) because they did not have enough information, and 28.6% (n=2) because they did not know where to report. In our study, the knowledge and awareness levels of general practitioner family physicians and family medicine specialists about CAAN were examined, and when the findings of our study were analyzed, it was found that the level of knowledge and awareness of physicians about CAAN was insufficient. In conclusion, it was determined that in order to prevent CAAN, which is a major public health problem, physicians should be given more education about CAAN in the medical education curriculum, and the level of awareness and knowledge of CAAN should be increased with the trainings to be given after graduation.
Benzer Tezler
- Sivas il merkezindeki aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimlerinin COVİD-19 pandemisi aktif dönemi sonrası kaygı düzeyleri ve COVİD-19'dan kaçınma tutumlarının değerlendirilmesi
Evaluation of anxiety levels and COVİD-19 avoidance attitudes of family physicians working in family HEALTH centers in the city center of Sivas after the active period of the COVİD-19 pandemic
ŞERİFE ÖZYURT ÇAMLIBEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Aile HekimliğiSivas Cumhuriyet ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YELTEKİN DEMİREL
- Sivas il merkezinde çalışan ebelerin meslekte profesyonel tutumlarının belirlenmesi
Determining midwives' professional attitudes at occupation in central Sivas
SERPİL TOKER
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Sağlık EğitimiCumhuriyet ÜniversitesiEbelik Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. HANDAN GÜLER
- Sivas ili merkezindeki aile hekimlerinin takviye edici gıdalara yaklaşımının değerlendirilmesi
Evaluation of family physicians' approach to dietary supplements in the centre of Si̇vas province
MEDİNE PENÇEÇELİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Aile HekimliğiSivas Cumhuriyet ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YELTEKİN DEMİREL
- Sivas il merkezinde otizm spektrum bozuklukları yaygınlığı ve sağlık çalışanlarının otizm spektrum bozukluklarına yönelik bilgi ve tutumları
Prevalence of autism spectrum disorders in Sivas city center and the knowledge and attitude of healthcare workers regarding autism spectrum disorders
HATİCE GÖLBAŞI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Aile HekimliğiCumhuriyet ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YELTEKİN DEMİREL
- Aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık personelinin soğuk zincir konusundaki bilgilerinin belirlenmesi
Evaluation of the medical staff's knowledge cold chain process within family health centers
DEMET YÜCER AĞIRTICI
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Halk SağlığıCumhuriyet ÜniversitesiEbelik Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. HANDAN GÜLER