İnflamatuar bağırsak hastalıklarında biyolojik terapi: Tek merkez deneyimi
Single center experience of biologic therapies in inflammatory bowel diseases
- Tez No: 850861
- Danışmanlar: UZMAN İLKER ŞEN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Gastroenteroloji, İç Hastalıkları, Gastroenterology, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 59
Özet
Amaç: İBH'de biyolojik ajanların kanıtlanmış tedavi etkinliklerine rağmen bazı hastalarda indüksiyon sonrası non-remisyon konusu olabilmektedir. İBH takibi ve tedavisi için referans merkez olan Gastroenteroloji kliniğimizce takipli biyolojik ajan kullanan hasta grubumuzla ilişkili demografik, klinik, laboratuvar özelliklerin belirlenmesi, yan etkilerin ortaya konması ve biyolojik tedavi yanıtını predikte edebilecek hastalık ve tedavi ile ilişkili belirteçlerin ortaya konması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Tek merkezli, retrospektif olarak tasarlanan çalışmamızda endoskopik, histopatolojik veya radyolojik olarak İBH tanısı alan ve biyolojik ajan tedavisi merkezimizce başlanan ve takip edilen hastalar tanımlandı. CH veya ÜK nedeniyle 6 ay ve daha fazla süreyle biyolojik tedavi kullanan, 18 yaş ve üzerinde 180 hasta dahil edildi. Hastaların tıbbi kayıtları incelenerek demografik verileri, endoskopik özellikleri, klinik aktivite indeksleri, İBH için eş zamanlı kullanılan diğer ajanlar, biyolojik tedaviye geçiş süresi, bazal ve tedavinin ilk 18 ayında belirlenen intervallerdeki laboratuvar ölçümleri gibi verileri kaydedildi. Hastalar indüksiyon sonrası dönemde belirlenen klinik ve laboratuvar kriterlere uygun olarak non-remisyon (primer yanıtsız veya parsiyel yanıtlı) veya remisyon (primer yanıtlı) olarak sınıflandırıldı. Lojistik regresyon analizi yapılarak biyolojik ajanlara tedavi yanıtını ön görebilecek klinik, demografik, laboratuvar belirteçlerin saptanması amaçlandı. Bulgular: Çalışmamıza 119'u CH ve 61'i ÜK hastası olmak üzere 180 hasta dahil edildi. Biyolojik ajan indüksiyonunu takiben yapılan retrospektif yanıt değerlendirmesine göre %51.1 hasta primer yanıtlı, %39.4 hasta parsiyel yanıtlı ve %9.4 hasta primer yanıtsız olarak değerlendirildi. CH ve ÜK arasında tedavi yanıt oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Tedaviye ilişkin yan etkiler değerlendirildiğinde 9 hastada infüzyon/enjeksiyon reaksiyonları, 5 hastada immünolojik yan etkiler, 2 hastada tüberküloz, 3 hastada internasyon gerektiren diğer enfeksiyonlar, 2 hastada karaciğer toksisitesi, 2 hastada da cilt döküntüsü saptandı. Regresyon analizi sonucunda biyolojik tedaviye tanıdan itibaren ilk 24 ayda geçilmesi (OR 0.32 [%95 CI 0.11-0.90], p=0.03) ve eş zamanlı immünmodülatör kullanımı (OR 2.69 [%95 CI 1.10-6.85], p=0.04) tedavi yanıtını predikte eden olumlu değişkenler olarak belirlendi. Tedavi başlangıcında albumin düzeyinin düşük olması (OR 1.86 [%95 CI 1.19-2.92], p=0.03); eritrosit sedimantasyon hızının yüksek olması (OR 0.98 [%95 CI 0.96-1.00], p=0.02); bazal C-reaktif protein düzeyinin yüksek olması (OR 0.99 [%95 CI 0.98-1.00], p=0.01); biyolojik tedavi başlangıcında klinik aktivite endekslerine göre şiddetli hastalık (OR 0.52 [%95 CI 0.27-0.98], p=0.04) negatif prediktörler olarak saptandı. Alt grup analizinde CH için aynı değişkenler prediktör olarak saptanırken, ÜK hastalarında istatistiksel olarak anlamlı bir prediktör saptanmadı. Sonuç: Retrospektif değerlendirmemizde biyolojik ajan kullanan İBH hastalarımızın primer non-remisyon oranı %48.9, remisyon oranı %51.1 olarak belirlendi. Çalışmamızda Crohn hastalarında biyolojik ajana erken dönemde geçilmesi ve eş zamanlı immünmodülatör kullanımı primer yanıt ile olumlu ilişkilendirildi. Tedavi başlangıcında CRP ve ESR düzeylerinin yüksek olması, albümin düzeyinin düşük olması ve klinik aktivite indeksinin şiddetli olması ise negatif prediktörler olarak belirlendi. ÜK hastalarında ise herhangi bir prediktör saptanmadı. Bulgularımız ışığında, klinisyenlerin İBH tedavi planlamasında ve tedavi algoritmalarının güncellenmesinde bu faktörlerin göz önünde bulundurulması yararlı olacaktır.
Özet (Çeviri)
Aim: Despite the well established efficacy of biologic therapies, some patients do not respond after induction period. We aimed to lay out the demographic, clinical and biochemical data and side effects in our IBD referral center and to investigate predictors of biologic therapy primary response. Materials and Methods: 180 inflammatory bowel disease patients aged 18 and older who were followed up on biologic therapies for at least 6 months were retrospectively identified from our single center hospital database. Data including patient demographics, endoscopic features, concomitant IBD-related medications, time to biologic therapy, and baseline laboratory were collected using electronic hospital records. Patients were grouped into primary non-remission (consisting of primary non-responders and partial responders) and remission (primary responders) cohorts according to predetermined criteria. Logistic regression analysis was then used to determine primary non-response and partial response predictors. Results: 119 CD and 61 UC patients were enrolled in our study. 51.1% were identified as primary responders, 39.4% were identified as partial responders and 9.4% were identified as primary non-responders following induction of biologic agents. The rate of response was not significantly different for CD and UC patients. Adverse effects related to biologic treatment were reported as 9 cases of infusion/injection related reactions, 5 cases of immunologic side effects, tuberculosis in 2 patients, other infections requiring hospitalization in 3 patients, non-specific rash in 2 patients and liver toxicity in 2 patients. Regression analysis revealed initiation of biologic therapy within 24 months after diagnosis (OR 0.32 [95% CI 0.11-0.90], p=0.03) and concomitant immune modulator usage to be positive predictors for primary response. Low baseline albumin (OR 1.86 [95% CI 1.19-2.92], p=0.03), high baseline erythrocyte sedimentation rate (OR 0.98 [95% CI 0.96-1.00], p=0.02), high baseline C-reactive protein (OR 0.99 [95% CI 0.98-1.00], p=0.01) and severe baseline disease activity (OR 0.52 [95% CI 0.27-0.98], p=0.04) were identified as negative predictors of primary non-remission. Subgroup analysis revealed the predictors to be relevant for CD patients but insignificant for UC patients. Conclusion: In this retrospective single-center analysis, we report primary non-remission in 48.9% and remission in 51.1% of cases following induction with biologic treatment. Early initiation of biologic treatment and concomitant immune modulator use were positively correlated with primary response in CD patients. High baseline levels of CRP and ESR, low baseline levels of albumin and severe baseline disease activity were identified as negative predictors of non-remission in CD patients. No statistically significant predictors were identified in UC patients. Our findings could be taken into consideration for clinical decision-making and future guideline updates.
Benzer Tezler
- İnflamatuar bağırsak hastalıklarında biyolojik ajan kullanımı: Tek merkez deneyimi
Use of biologic agents in the treatment of inflammatory bowel disease
EZGİ PAYAS
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
GastroenterolojiMersin Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ORHAN SEZGİN
- İnflamatuar Bağırsak Hastalığında Tiroid Sağlığı
Thyroid Health in Inflammatory Bowel Disease
SÜLEYMAN SAMİ GÜZEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
İç Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşaİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA SAİT GÖNEN
- İnflamatuar bağırsak hastalığı tedavisinde biyolojik ajan tedavisinin retrospektif analizi
Retrospective analysis of biological agent treatment in inflammatory bowel disease
HATİCE METİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
GastroenterolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. TUNCER TEMEL
- İnflamatuar barsak hastalıklarında MEFV geni mutasyon sıklığı ve klinik gidişe etkisinin değerlendirmesi
Frequency of MEFV gene mutation in inflammatory intestinal diseases and its relationship to the clinic
SEZEN ŞAHİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
BiyokimyaSağlık BakanlığıBiyokimya ve Klinik Biyokimya Ana Bilim Dalı
DR. RASİME DERYA GÜLEÇ
- İnflamatuvar bağırsak hastalığı tedavisinde biyolojik ajan kullanım oranları ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi
Biological agent usage rates and evaluation of treatment efficacy in the treatment of inflammatory bowel disease
DUDU MERVE DURAK ANŞİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
GastroenterolojiTrakya Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN AHMET TEZEL