Geri Dön

Elektif pelvik lenfatik alana yönelik azaltılmış doz ve standart doz neoadjuvan radyoterapi uygulanan rektum kanserli hastaların onkolojik sonuçlarının karşılaştırılması

Comparison of oncological outcomes in rectal cancer patients undergoing reduced-dose and standard-dose neoadjuvant radiotherapy targeting elective pelvic lymphatic area

  1. Tez No: 852669
  2. Yazar: MERVE TEKER
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ERAY KARAHACIOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyasyon Onkolojisi, Radiation Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 113

Özet

Bu çalışmada kliniğimizde 2011-2021 yılları arasında, standart preoperatif uzun süreli 45-50,4 Gy/25-28 fraksiyon kemoradyoterapi alan hastalarımızla (n=106), elektif pelvik lenfatik bölgeye 40 Gy/20 fraksiyon azaltılmış doz sonrası sonrası pimer tümör ve metastatik lenf nodlarına 10 Gy/5 fraksiyon boost ile toplam 50 Gy kemoradyoterapi uyguladığımız hastalarımızın (n=73) sonuçlarını geriye dönük olarak karşılaştırdık. Azaltılmış doz grubu ile standart doz grubu arasında, patolojik tam yanıt oranları (%21.9'a %15.1), kümülatif lokorejyonel rekürrens (5 yılda %9.6'ya %9.4), kümülatif pelvik rekürrens (5 yılda %2.7'ye %4.7) ve kümülatif uzak metastaz (5 yılda %17.9'a %22.6) oranları açısından ayrıca, tek ve çok değişkenli analizlerde genel sağkalım (5 yılda %79.7'ye %77.4), hastalıksız sağkalım (5 yılda %64.6'ya %68.1), lokorejyonel rekürrenssiz sağkalım (5 yılda %76.6'ya %75.6), pelvik rekürrenssiz sağkalım (5 yılda %76.1'e %75), uzak metastazsız sağkalım (5 yılda %67.4'e %68) ve kansere özgü sağkalım (5 yılda %86.3'e %82.1) açısından istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı. Kötü diferansiye tümör histolojisi, abdominoperineal rezeksiyon uygulanması, cerrahi sınır (CS) pozitifliği, perinöral invazyon (PNİ) varlığı, neoadjuvan tedaviye yanıt olmaması, neoadjuvan veya adjuvan ek kemoterapi uygulanmamış olması, lokorejyonel rekürrenssiz sağkalım için bağımsız kötü prognostik/prediktif faktörlerdi. Erkek cinsiyet, ileri yaş, kötü diferansiye tümör histolojisi, pT3-4, pN1-2, CS pozitifliği, lenfovasküler invazyon, PNİ varlığı, neoadjuvan tedaviye yanıt olmaması ve ek kemoterapi uygulanmamış olması gibi kötü prognostik/prediktif faktörler varlığında dahi lokorejyonel rekürrenssiz sağkalım açısından düşük doz ve standart doz radyoterapi grubu arasında istatistiksel anlamlı fark olmadığı görüldü. Sonuçlar, azaltılmış doz şemasının, tümör yanıtı ve hastalık kontrolü açısından standart doz şeması ile eşdeğer olduğunu öngörmektedir. Bu bulguları doğrulamak amacıyla, prospektif randomize çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

In this study, we retrospectively compared the outcomes of patients who received standard preoperative long-course chemoradiotherapy with a total dose of 45-50.4 Gy/25-28 fractions (n=106) between 2011 and 2021 in our clinic, with those who received reduced-dose therapy. The reduced-dose group received 40 Gy/20 fractions to the elective pelvic lymphatic region followed by a 10 Gy/5 fractions boost to the primary tumor and metastatic lymph nodes, totaling 50 Gy chemoradiotherapy (n=73). Between the reduced-dose and standard dose groups, no statistically significant differences were observed in terms of pathological complete response (21.9% vs 15.1%), cumulative locoregional recurrence (5 years: 9.6% vs 9.4%), cumulative pelvic recurrence (5 years: 2.7% vs 4.7%), and cumulative distant metastasis rates (5 years: 17.9% vs 22.6%). Moreover, both univariate and multivariate analyses revealed no statistically significant differences in overall survival (5 years: 79.7% vs 77.4%), disease-free survival (5 years: 64.6% vs 68.1%), locoregional recurrence-free survival (5 years: 76.6% vs 75.6%), pelvic recurrence-free survival (5 years: 76.1% vs 75%), distant metastasis-free survival (5 years: 67.4% vs 68%), and cancer-specific survival (5 years: 86.3% vs 82.1%). Poorly differentiated tumor histology, abdominoperineal resection, positive surgical margins (SM), presence of perineural invasion (PNI), lack of response to neoadjuvant treatment, and absence of neoadjuvant or adjuvant chemotherapy were identified as independent poor prognostic/predictive factors for locoregional recurrence-free survival. Despite the presence of poor prognostic/predictive factors such as male gender, advanced age, poorly differentiated tumor histology, pT3-4, pN1-2, positive SM, lymphovascular invasion, presence of PNI, lack of response to neoadjuvant treatment, and absence of additional chemotherapy, there was no statistically significant difference observed in locoregional recurrence-free survival between the low-dose and standard dose radiotherapy groups. The results suggest that the reduced-dose regimen is equivalent to the standard dose scheme in terms of tumor response and disease control. Prospective randomized trials are warranted to confirm these findings.

Benzer Tezler

  1. Pelvik Inflamatuar Hastalık (PID) veya Tubo-Ovaryan Apse (TOA) tanısında serum kallistatin düzeyinin biyobelirteç olarak kullanılabilirliği

    Pelvic Inflammatory Disease (PID) or Tubo-Ovarian Abscess (TOA) serum callistatin level is a biomarker in the diagnosis of availability as

    MERYEM BÜŞRA BİRSEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ METİN KABA

  2. Deneysel olarak oluşturulan peritonit modelinde farklı sütür materyallerinin kolon anastomozu güvenliğine etkileri

    Effects of different suture materials on safety of colonic anastomosis in an experimental model of peritonitis

    ZÜLFÜ ARIKANOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Genel CerrahiFırat Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZİYA ÇETİNKAYA

  3. Peritonitli ortamda klorhexidin glukonat emdirilmiş kompres ve metronidazol emdirilmiş kompres kullanımının barsak anastomozu üzerine etkileri

    The effects of chlorhexidine gluconate and metronidazole impregnated compresses used on bowel anastomosis in peritonitis environment

    ALİ AKSU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Genel CerrahiFırat Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YAVUZ SELİM İLHAN

  4. Alt abdominal kadran ağrılarının ayırıcı tanısında laparoskopinin değeri

    Başlık çevirisi yok

    ORHAN ERGİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1983

    Kadın Hastalıkları ve DoğumEge Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. REFİK ÇAPANOĞLU

  5. Geçirilmiş sezeryan sonrası uterin skar defekti (NİŞ) gelişiminde preoperatif anterior duvar myometrium kalınlığı ve uterus kapatma teknikleri arasındaki korelasyonun değerlendirilmesi

    Evaluation of correlation between preoperative anterior wall myometrium thickness and uterus closure techniques in the development of uterine scar (niche) defect postoperative c-section

    RAZİYE TORUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEFA KELEKÇİ