NSTE MI tanılı hastalarda anjio öncesi ve anjio sonrası ekg değişikliklerinin karşılaştırılması
Ecg before and after angio in patients diagnosed with NSTE MIcomparison of their changes
- Tez No: 856369
- Danışmanlar: PROF. DR. SEVDEGÜL BİLVANİSİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Acil Tıp, Emergency Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 67
Özet
Günümüzde elektrokardiyografi, kardiak şikayetleri ile başvuran hastalar için ilk değerlendirme ve ayrıcı tanının önemli bir parçasıdır. Spesifik olarak, aritmileri ve iskemik kalp hastalığını değerlendirmek için non- invaziv, uygun maliyetli bir tanı araç olarak önemli bir rol oynar. EKG ucuz, hızlı ve ulaşılabilir ve tekrarlanabilir bir tanı aracıdır. Bilhassa göğüs ağrısı şikâyeti ile gelen hastalarda, NSTE MI tanısı alan veya daha önceden çekilmiş bazal EKG'leri olan ve Acil serviste çekilen EKG'lerinde bazal EKG'lerine göre anlamlı QTc uzaması olan hastalar ve/veya aksta anlamlı değişiklik olan hastaların acildeki sirkülasyonlarının hızlanması, koroner yoğun bakıma yatışı ve anjiyo ünitesine varış süresinin kısalması önem arz etmektedir. Yöntem: Bu araştırmada, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Acil Tıp Anabilim Dalı'na Haziran – Kasım 2023 tarihleri arasında NSTE MI tanısı ile koroner yoğun bakım servisine yatırılan 18 yaşını geçmiş 100 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, tanıları, verilen ilaçlar ve çekilen elektrokardiyografileri; hemşire gözlem formları, hasta dosyaları ve veri kayıt sistemine bakılarak değerlendirildi. Hastaların ilk başvuru sırasında çekilen EKG, PCI yapıldıktan sonraki EKG'lerindeki QTc ,kalp aksı,ST segment depresyonu ve T dalga negatiflikleri ölçüldü.PCI öncesi ve PCI sonrası QTc,kalbin aksı, ST segment depresyonu ve T dalga negatifliği arasında olan değişim birbiri ile karşılaştırıldı. Bulgular: Araştırmaya 18 yaş üstü 100 hasta dahil edildi. Hastaların %58'i (n=58) erkek, %42'si(n=42) kadın idi. Tüm hastalarda PCI sonrasına göre QTc'de uzama vardı ve çalışmamızda tanı sırasındaki QTc ile PCI sonrası QTc arasında anlamlı farklılık vardı. ST depresyonunda da anlamlı farklılık saptanmasına rağmen T dalga negatifliğinde anlamlı farklılık saptanmadı. Sıklık oranına göre LAD (%34), CX (%17) ,RCA (%14), en sık işlem yapılan ilk damarlardı ve olguların %21'inde anjio sonucu medikal'di. LAD, CX, RCA, LAD-CX, medikal damar gruplarında birbiri ile karşılaştırıldığında anjiyo sonrası QTc uzamasında ve kalp aksının değişiminde anlamlı farklılık saptandı. İşlem yapılan damarlara göre QTc de farklılığın medikal-LAD,medikal-CX, medikal RCA,medikal-(LAD+CX) arasında olduğu tespit edildi.Ayrıca işlem yapılan damarlara göre kalp aksındaki farklılığın RCA-LAD,RCA-CX VE RCA-(LAD+CX) kaynaklandığı tespit edildi. QTc de uzama miktarının anjio işlemi yapılan damarlara göre sıraladığımızda ise RCA çıkanlarda ortalama olarak 73.9 ,LAD çıkanlarda 65.9 ,CX çıkanlarda ise 71.5 olarak tespit edilmiştir.Anjio sonucu medikal gelen olgulara bakıp incelediğimizde ise ortalama 7.2 olarak saptadık ve ortalama QTc değişimini LAD ve CX çıkanlarda ortalama olarak 72.7 olarak tespit edildi. Hastaların %65 'inde 40 msn< den daha fazla uzadığı gözlemlendi hastaların %14'ünde 21-40 msn uzadığı ve hastaların %21'inde 0-20 msn uzama tespit edildi. Hastalar tanı sırasındaki QTc anjio sonrası QTc ile çıkan anjio sonucu ile karşılaştırdığımızda hastalarda medikal tedavi çıkan hastaların %100'ü 0-20 msn aralığımda seyrettiği gözlemlendi geri kalan olguların %100'ü 20 msn den daha fazla uzadığı gözlemlendi. Sonuç: Akut miyokart enfarktüsü tanı ve tedavideki yeniliklere karşın dünyada önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. Non invaziv, ucuz, kolay ulaşılabilir yöntemlerin efektif kullanılması hastalara tanı konulmasında ve etkin tedavinin erken başlanmasında önemli bir adımdır. Bu çalışmada NSTE MI hastaların elektrokardiyografilerinde tanı sırasındaki QTc ile PCI sonrası QTc arasında anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir ayrıca bu çalışmada kardiyak akstaki değişim, PCI sonrasında PCI öncesine göre anlamlı farklılık olmuştur. Bu çalışmada altta yatan damar tıkanıklığı olan hastalarda QTc de altta yatan damar tıkanıklığı olmayan ve anjio sonucu medikal çıkan hastalara göre belirgin uzadığı tespit edilmiş ayrıca kalbin aksı işlem yapılan damar RCA ise sağa doğru kaydığı LAD ve/veya CX ise aksın sola doğru deviye olduğu saptanmış.Ayrıca kardiak olmayan semptomlarla gelenler ileri yaş ve diyabetik nöropatisi olanlarla kendini ifade yetisi olmayanlarda ve sekonder troponin yüksekliği yapan durumların ayırıcı tanısında bazal EKG'lerine göre QTc'yi değerlendirmek önemlidir;Eğer QTc de 20 msn den daha fazla bir uzama varsa bazal ekg'lerine göre ya da çekilen kontrol EKG'de 20 msn den daha fazla uzama varsa altta yatan damar tıkanıklığı düşünülebilir. NSTE MI tanısı alan veya kontrol EKG'lerde bazal EKG'lerine göre anlamlı QTc uzaması olan hastalar ile kardiyak aksta anlamlı değişiklik olan hastaların acildeki sirkülasyonların hızlanması, koroner yoğun bakıma yatışı ve anjiyo ünitesine varış süresinin kısalması önem arz etmektedir. Kalp krizi karmaşık ve dinamik süreçler olduğundan, erken kanlanmayı geri getirecek kurtarma yöntemleri ve perkütan koroner girişim adaylarının erken seçilmesi için invaziv olmayan yöntemlerin kullanılması yaygınlaştırılıp teşvik edilmelidir.
Özet (Çeviri)
Today, electrocardiography is an important part of the initial evaluation and differential diagnosis for patients presenting with cardiac complaints. Specifically, it plays an important role as a non invasive, cost-effective diagnostic tool to evaluate arrhythmias and ischemic heart disease. ECG is a cheap, fast, accessible and reproducible diagnostic tool. Acceleration of circulation in the emergency room, especially in patients presenting with complaints of chest pain, patients diagnosed with NSTE MI or patients with previously taken baseline ECGs, patients with significant QTc prolongation in the ECGs taken in the Emergency Department compared to their baseline ECGs, and/or patients with significant changes in the axis, It is important to shorten the time for admission to the coronary intensive care unit and arrival at the angiography unit. Method: In this study, 100 patients over the age of 18 who were admitted to the coronary intensive care service with the diagnosis of NSTE MI at Yüzüncü Yıl University Dursun Odabaşı Medical Center Department of Emergency Medicine between June 2023 and November 2023 were included in the study. Patients' age, gender, diagnosis, medications given and electrocardiograms taken; It was evaluated by looking at nurse observation forms, patient files and data recording system. QTc, heart axis, ST segment depression and T wave negativity were measured in the patients' ECG taken at the first admission and in their ECGs after PCI. The changes in QTc, heart axis, ST segment depression and T wave negativity before and after PCI were compared with each other. Results: 100 patients over the age of 18 were included in the study. 58% (n=58) of the patients were male and 42% (n=42) were female. There was a prolongation of QTc after angiography in all patients, and in our study there was a significant difference between QTc at diagnosis and post-PCI QTc. Although a significant difference was detected in ST depression, no significant difference was detected in T wave negativity. According to the frequency rate, LAD (34%), CX (17%), RCA (14%) were the most frequently performed first vessels and the angiography result was medical in 21% of the cases. When the LAD, CX, RCA, LAD CX, medical vessel groups were compared with each other, a significant difference was detected in the QTc prolongation and change of the heart axis after PCI. The difference in QTc according to the treated vessels was found in the medical-LAD,medical-CX, medical-RCA,medical-( It was determined that the difference in the heart axis according to the treated vessels was caused by RCA-LAD, RCA-CX and RCA-(LAD+CX). When we sorted the amount of QTc prolongation according to the vessels that underwent angiography, it was determined that the average QTc change was 73.9 in those with RCA, 65.9 in those with LAD, and 71.5 in those with CX. It was determined as 72.7. A prolongation of more than 40 msec was observed in 65% of the patients, a prolongation of 21-40 msec was detected in 14% of the patients, and a prolongation of 0-20 msec was detected in 21% of the patients. When we compared the QTc results of the patients at the time of diagnosis with the angiogram results obtained after the QTc angiography, it was observed that 100% of the patients who received medical treatment were in the range of 0-20 msec, and 100% of the remaining cases were observed to be prolonged more than 20 msec. Conclusion: Acute myocardial infarction continues to be an important cause of morbidity and mortality worldwide, despite innovations in diagnosis and treatment. The effective use of non-invasive, inexpensive, easily accessible methods is an important step in diagnosing patients and starting effective treatment early. In this study, it was determined that there was a significant difference between the QTc at the time of diagnosis and the QTc after PCI in the electrocardiograms of NSTE MI patients. Moreover, in this study, the change in the cardiac axis was significantly different after PCI compared to before PCI. In this study, it was found that the QTc in patients with underlying vascular occlusion was significantly prolonged compared to patients without underlying vascular occlusion and whose angiography results were medical. It was also found that the axis of the heart was deviated to the right if the treated vessel was RCA, and if the axis was LAD and/or CX, the axis was deviated to the left. In addition, it is important to evaluate QTc according to their basal ECGs in the differential diagnosis of those presenting with non-cardiac symptoms, those with advanced age, diabetic neuropathy, those who are unable to express themselves, and conditions that cause secondary troponin elevation; if there is a prolongation of more than 20 msec in QTc, according to their basal ECGs. or if there is a prolongation of more than 20 msec in the control ECG, underlying vascular occlusion may be considered. It is important to accelerate the circulation in the emergency department, to be admitted to the coronary intensive care unit and to shorten the time to arrive at the angiography unit in patients diagnosed with NSTE MI or with significant QTc prolongation in control ECGs compared to their baseline ECGs and in patients with a significant change in the cardiac axis. Since heart attacks are complex and dynamic processes, the use of non-invasive methods for early selection of percutaneous coronary intervention candidates and rescue methods to restore early blood flow should be widespread and encouraged.
Benzer Tezler
- Koroner anjiyografi yapılan hastalarda tespit edilen koroner damar patolojileri ile hastaların hastaneye başvuru anındaki vital bulgularının, hikayesinin, ek hastalıklarının, kullandığı ilaçların ve EKG bulgularının oluşturduğu risk oranlarının tespiti
Başlık çevirisi yok
TANJU TAŞYÜREK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
İlk ve Acil YardımMarmara ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ARZU DENİZBAŞI ALTINOK
- ST segment yükselmesiz miyokart enfarktüsü nedeni ile hastaneye başvuran ve erken girişimsel strateji uygulanan hastalarda tikagrelor ön yükleme stratejisi ile işlem sırasında yükleme stratejisinin peri-prosedürel miyonekroz üzerine etkilerinin karşılaştırılması
Impact of preloading strategy with ticagrelor on periprocedural myocardial injury in patients with non-ST elevation acute coronary syndromes undergoing early invasive strategy
ORHAN FURKAN KARACA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BİLGEHAN KARADAĞ
- NSTE-akut koroner sendrom hastalarında prognoz değerlendirmesinde T-MACS skoru ile hematolojik parametreler arasındaki ilişkinin incelenmesi
Investigation of the relationship between the T-MACS and hematological parameters in prognostic assessment of NSTE-acute coronary syndrome patients
EBRU ÇETİN KENAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Acil TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHTAP BULUT
- Akut koroner sendrom düşündüren göğüs ağrısı ile acil servise başvuran hastalarda end tidal karbondioksit ölçümünün hastane sonlanımını öngörmedeki değeri
The value of end tidal carbon dioxide measurement in predicting hospital outcome in patients admitted to the emergency department with chest pain suggestive of acute coronary syndrome
MUSTAFA ÖZDAMAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Acil TıpNecmettin Erbakan ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA KÜRŞAT AYRANCI
- Akut koroner sendromlarda aspirin direnci ve trombosit reaktivitesinin zamansal değişkenliği ve kısa dönem prognoza etkisi
Aspirin resistance in acute coronary syndromes and temporal variability of platelet reactivity and short term impact on prognosis
MUSTAFA UÇAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
KardiyolojiAkdeniz ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İBRAHİM BAŞARICI