Akdeniz Üniversitesi bünyesindeki öğretim elemanlarının adli otopsi ve organ nakli uygulamaları hakkındaki bilgi düzeyi, bakış açısı ve yaklaşımlarının adli tıp açısından değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 858306
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ YAŞAR MUSTAFA KARAGÖZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Adli Tıp, Forensic Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Adli Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 152
Özet
Çağımızın çığır açan gelişmelerinden olan organ nakli uygulamaları; gelişmiş ülkelerde çoğunlukla kadavradan nakil ile gerçekleştiriliyorken gelişmekte olan ülkeler arasında kabul edilen ülkemizde, çoğunlukla canlıdan nakil ile gerçekleştirilmektedir. Kadavra nakillerindeki azlığın sebeplerini irdelemek ve bu durumun ölüm kavramı ile ilişkisini saptamak, kadavradan nakilde olduğu gibi otopsi uygulamalarına karşı kişilerin bilgi ve düşüncelerini ayrıca kişilerin düşüncelerini etkileyen faktörleri saptamaya çalışmak, kişilerin kültürel ve inançlarına ilişkin yanlış inanışlara değinmek ve ön yargıların saptanıp bunların düzeltilmeye çalışılması, toplum sağlığı açısından faydalı olacaktır. Bu çalışmada tanımlayıcı tipte kesitsel bir araştırma yöntemi kullanılarak Akdeniz Üniversitesi bünyesindeki öğretim elemanlarının; adli otopsi ve organ nakli uygulamaları hakkındaki bilgi düzeyleri, bakış açıları ve yaklaşımlarını belirlenmesi ve farkındalık konusunda yapılabileceklerin gözden geçirilmesi hedeflenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak; literatür taraması sonucu elde edilen verilerden yararlanılarak oluşturulan kapalı ve açık uçlu sorular içeren bir anket formu kullanılmıştır. Hazırlanan online anket formu elektronik ortamda Akdeniz Üniversitesi bünyesindeki öğretim elemanlarına gönderilmiştir. Ankete katılım gönüllülük esasına göre sağlanmıştır. Yeterli ve uygun şekilde yanıtlanmış 354 kişiye ait veri formu çalışmaya dahil edilmiştir. Elde edilen veriler IBM SPSS Statistics (versiyon 23.0) programı ile bilgisayar ortamında değerlendirilmiştir. Çalışmamıza katılan kişiler büyük oranda, bir yakınlarının kaybından sonra otopsi gerekli görüldüğü takdirde otopsi yapılmasını isteyeceklerini belirtmiş, ancak yine büyük oranda katılımcı, ölüm sebebine göre tepki göstereceklerini de ifade etmiştir. Şüpheli ölüm durumunda kendilerine adli otopsi yapılmasını isteyenler; istemeyenler ve kararsızlara göre çoğunluktadır. Her ne kadar yakınları konusunda otopsi isteyeceğini belirtenler çoğunlukta olsa da işaretlenen diğer yanıtların tümü düşünüldüğünde; otopsiye yönelik çekincelerin yadsınamayacak düzeyde olduğu sonucuna varılabilir; ancak kişilerin kendi ölümleri söz konusu olduğunda otopsi fikrine daha pozitif bakıldığı da görülmektedir. Otopsi uygulamalarında ölen kişinin bedenine saygıyla yaklaşılıp yaklaşılmadığı konusunda kararsız olanların çoğunlukta olduğu saptanmıştır. Kişilerin otopsi sırasında bedenlerine saygı gösterilip gösterilmeyeceği konusunda şüphe duyduklarını göstermektedir. Aynı zamanda, katılımcıların çok az bir kısmı olsa da, otopsi uygulamalarının kabul edebilirliği ile bazı kişilerin inançlarının çatıştığı saptanmıştır. Katılımcıların otopsiye yönelik bakış açıları, pozitif ya da negatif yönde olmalarına göre sınıflandırıldığında; negatif yönde bakış açısına sahip olanların daha fazla olduğu bulunmuştur. Cinsiyet, medeni durum, yaş, akademik ünvan, çalışılan birim ve daha önce otopsiye görsel olarak şahit olmanın, otopsi uygulamalarına yönelik bakış açısında anlamlı derecede etkili olmadığı saptanmıştır. Ancak dini inancı İslam olmayanların İslam olanlara göre otopsi uygulamalarına bakış açısı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha pozitif bulunmuştur. Organ nakli uygulamalarıyla ilgili; katılımcıların büyük kısmının (63,8) orta düzeyde, %28,8'inin düşük düzeyde, %7,4'ünün yüksek düzeyde bilgi sahibi olduğu saptanmıştır. Bilgi düzeyi; 29 yaş ve altı katılımcılarda, tüm yaş grupları ile karşılaştırıldığında anlamlı derecede daha yüksektir. Sağlık alanında çalışanların bilgi düzeyi de çalışmayanlara göre anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Organ bağışlamak istediğini belirtenlerin bilgi düzeyi, istemediğini belirtenlerden, istemediğini belirtenlerin ise bu konuda kararsız olanlardan daha yüksek olarak saptanmıştır. Organ bağışlamak isteyenler ile bu konuda kararsız olanlar arasındaki bilgi düzeyi anlamlı derecede farklı bulunmuştur. Organlarını hali hazırda bağışlamış olanların bilgi düzeyi de bağışlamamış olanlardan anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Katılımcıların %97,2'si beyin ölümü kavramı ile ilgili fikir sahibi olduğunu belirtmektedir. Ancak bir yakınlarının beyin ölümünden sonra organlarını bağışlama durumu sorgulandığında; %53,1 bağışlayacağını, %7,1 bağışlamayacağını, %39,8 bu konuda kararsız olduğunu ifade etmiştir. Katılımcılardan 31'i, bir yakınının beyin ölümünün gerçekleştiği öyküsüne sahiptir. Bu kişilerin yalnızca 3'ü ile (%9,7) organ bağışı konusunda görüşülmüş olduğu ve görüşülen kişilerin tümünün (%100) organ bağışını onayladığı belirtilmiştir. Çalışmamızda; hali hazırda organlarını bağışlayıp organ bağış kartı edinmiş olanların oranı %18,3'tür. Beyin ölümü gerçekleşirse organlarının bağışlanmasını isteyenlerin sıklığı %65,0 iken istemeyenler %7,9'dur. Katılımcıların organ nakli uygulamaları ve organ bağışına yönelik bakış açıları pozitif ya da negatif yönlü olarak sınıflandırıldığında; %87,0'ı pozitif yönde bakış açısına sahipken %13,0'ı negatif yönde bakış açısına sahiptir. Kişilerin bakış açılarının cinsiyet ve medeni durum değişkenleri ile anlamlı ilişkisi saptanmamıştır. Ancak bilgi düzeyinde olduğu gibi pozitif bakış açısı da 29 yaş ve altı katılımcılarda anlamlı derecede yüksektir. Sağlık alanında çalışanların bakış açısının, diğer birimlerde çalışanlara göre daha pozitif olduğu bulunmuştur. Çevresinde organ bağışlamış birisi bulunan kişiler, olmayan kişilere göre organ nakli ve bağışı konusunda anlamlı derecede daha pozitif düşünmektedir. Dini inancı İslam olanların olmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha negatif düşündüğü anlaşılmıştır. Çalışmamızın sonuçlarına göre; kişilerin inanç sistemleri doğrultusunda bilgi edinmelerini sağlayan kaynaklarda ölüm, beden algısı, ölüm ile ilişkili pozitif bilimler ve bu bilimlerin faydalarının açıklanması ile yanlış düşüncelerin düzeltilebileceği öngörülmektedir. Bu konuda din işlerinde çalışan görevlilerinin da katkısı ile kişilerin düşünce ve davranışında olumlu yönde etkilenme elde edilebilecektir. Yakınlarında beyin ölümü gerçekleşmiş olan kişilere bilgi verilmesi ve bağış için izin istenmiş olması halinde olumlu yaklaşım geliştirdikleri saptanmıştır. Beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin yakınları ile görüşülmesinde daha fazla çaba gereklidir. Dolayısıyla sağlık çalışanlarının bu konuda eğitimlerinin artırılmasının, kadavra donör olabilecek hastaların tespiti ve hasta yakınları ile iletişim becerileri konusunda bu personele destekleyici seminerler ve çalışmalar yapılmasının, kadavradan organ bağışını fark yaratacak derecede artıracağı sonucuna varılmıştır. Ancak, her hastanede organ nakli yapılamadığından, medyanın bilinçlendirme kampanyaları önem kazanmaktadır. Kişilerin bilgi düzeyi ve farkındalıklarını artırmaya yönelik çalışmaların eğitim hayatına da geçirilmesi, lise ve sonrası eğitimlere eklenmesi, ön yargıları azaltarak kişilerin daha olumlu düşünmesine katkıda bulunabilir. Organ nakillerinin birey ve toplum sağlığı açısından önemi, her zaman güncel tutulmalı ve desteklenmelidir.
Özet (Çeviri)
Organ transplantation, which is one of the groundbreaking developments of recent century, is mostly performed from cadaver in developed countries, while in our country, which is considered among developing countries, it is mostly performed by living persons. It would be beneficial for public health to examine the reasons for the low number of cadaveric transplants and to determine the relationship between this situation and the concept of death, to try to determine the knowledge and thoughts of the people against autopsy practices as in cadaveric transplantation, to try to determine the factors affecting the thoughts of the people, to address the misconceptions about the cultural and beliefs of the people and to determine the prejudices and to try to correct them. In this study, a descriptive cross-sectional research method was used to determine the knowledge levels, perspectives and approaches of the academic staff at Akdeniz University about forensic autopsy and organ transplantation practices and to review what can be done about awareness. As a data collection tool, a questionnaire form containing closed-ended and open-ended questions, which was created by utilizing the data obtained as a result of the literature review, was used in the study. The online survey form was sent electronically to the academic staff of Akdeniz University. Participation in the survey was voluntary. Data forms belonging to 354 people who responded adequately and appropriately were included in the study. The data obtained were evaluated in computer environment with IBM SPSS Statistics (version 23.0) program. The majority of the participants in our study stated that they would want an autopsy to be performed if an autopsy was deemed necessary after the death of a relative, but a large number of participants also stated that they would react according to the cause of death. In case of suspicious death, those who would like a forensic autopsy to be performed on them are in the majority compared to those who do not want one and those who are indecisive. Although the majority of respondents stated that they would request an autopsy in the case of their relatives, when all of the other responses are considered, it can be concluded that there are undeniable reservations towards autopsy; however, it is also seen that the positive thoughts of autopsy is viewed more common when it comes to their own deaths. It was found that those who as indecisive about whether the body of the deceased was treated with respect in autopsy practices were in the majority. It shows that people have doubts about whether their bodies will be respected during autopsy. It was also found that the acceptability of autopsy practices conflicted with some people's beliefs, albeit only a minority of participants. When the participants' perspectives towards autopsy were categorized according to whether they were positive or negative, it was found that those with a negative perspective were more likely to have a negative perspective. It was found that gender, marital status, age, academic title, unit of employment and previous participation in autopsy as observers before did not have a significant effect on the perspective towards autopsy practices. However, it was found that those whose religious belief was not Islam had a statistically significant more positive perspective towards autopsy practices than those whose religious belief was Islam. It was determined that most of the participants (63.8%) had medium level, 28.8% had low level and 7.4% had high level of knowledge about organ transplantation practices. The level of knowledge was significantly higher in participants aged 29 years and below compared to all age groups. The level of knowledge of those working in the field of health was also found to be significantly higher than those not working. The level of knowledge of those who stated that they wanted to donate organs was higher than those who stated that they did not want to donate organs, and the level of knowledge of those who stated that they did not want to donate organs was higher than those who were indecisive. The level of knowledge between those who wanted to donate organs and those who were indecisive was found to be significantly different. The level of knowledge of those who had already donated their organs was found to be significantly higher than those who had not. Of the participants, 97.2% stated that they had an idea about the concept of brain death. However, when asked about donating the organs of a relative after brain death, 53.1% stated that they would donate, 7.1% stated that they would not donate, and 39.8% were indecisive. Thirty one of the participants had a history of brain death of a relative. It was stated that only 3 of these people (9.7%) were interviewed about organ donation and all of them (100%) approved organ donation. In our study, the rate of those who had already donated their organs and obtained an organ donor card was 18.3%. The frequency of those who wanted their organs to be donated in case of brain death was 65.0%, while the frequency of those who did not was 7.9%. When the participants' perspectives on organ transplantation practices and organ donation were categorized as positive or negative; 87.0% had a positive perspective, while 13.0% had a negative perspective. There was no significant relationship between the perspectives of the individuals and the variables of gender and marital status. However, as in the knowledge level, the positive perspective is significantly higher in participants aged 29 years and younger. It was found that the perspective of healthcare professionals was more positive than those working in other units. People who have someone around them who has donated rgansa re significantly more positive about organ transplantation and donation than those who do not. Those whose religious belief is Islam have statistically significantly more negative views than those whose religious belief is not Islam. According to the results of our study, it is predicted that wrong ideas can be corrected by explaining death, body perception, positive sciences related to death and the benefits of these sciences in the sources that enable people to obtain information in line with their belief systems. With the contribution of the religious officials in this regard, a positive effect on people's thoughts and behaviors can be achieved. It was found that participants whose relatives had declared brain death, developed a positive approach when they were informed and asked for permission for donation. More effort is required for giving information about this topics, in interviewing the relatives of brain dead people. Therefore, it was concluded that increasing the training of healthcare professionals on this subject, conducting supportive seminars and studies on the identification of patients who could be cadaveric donors and communication skills with patient relatives would contribute to increase cadaveric organ donation to a significant degree. However, since organ transplantation cannot be performed in every hospital, awareness-raising campaigns by the media are also important. The inclusion of activities to increase the level of knowledge and awareness of people in education, and adding this subjects to high school and collage education, may contribute to more positive thinking by reducing prejudices. The importance of organ transplants for saving of individual's life and public health, should always be kept up to date and supported.
Benzer Tezler
- Batı resim sanatında tıp ve mikroskobik anatomi (histoloji) olgusu
Medicine and the phenomenon of microscopic anatomy (histology) in the western art
ZEHRA SEDA BOZTUNALI
- Fırat üniversitesi kütüphanesinin kullanım etkinliği
Başlık çevirisi yok
HALE BALTEPE
Yüksek Lisans
Türkçe
1991
Bilgi ve Belge YönetimiFırat ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞADİYE G. KÜLAHÇI
- İlkokul bünyesindeki anasınıflarında çalışan öğretmenler ile 4-6 yaş Kur'an kurslarında çalışan öğreticilerin sınıf yönetimi açısından karşılaştırılması
Comparison of teachers working in kindergartens within primary schools and teachers working in Qur'an courses for 4-6 years old in terms of classroom management
ALİ ALBAYRAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Eğitim ve ÖğretimAkdeniz ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇİĞDEM APAYDIN
- Analysis of the current effectiveness of the students self-study centre at Eastern Mediterranean University English Preparatory School in North Cyprus
Doğu Akdeniz Üniversitesi İngilizce Hazırlık Okulu bünyesindeki öğrenci bireysel çalışma merkezinin hali hazırdaki etkisinin çözümlenmesi
AYFER ŞEN
Yüksek Lisans
İngilizce
1999
Eğitim ve Öğretimİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiYabancı Dil Olarak İngilizce Öğretimi Ana Bilim Dalı
DAVİD PALFREYMAN
- Çocuklarda sosyal yalnızlığın yordayıcısı olarak aile yaşam kalitesi
Family life quality as a prosecutor of social loneliness in children
ELİF YAVUZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimAkdeniz ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZELİHA YAZICI