Deconstructivism and deconstruction: A critical re-evaluation of Derrida through heidegger with regard to architecture
Yapısökümcülük ve yapıbozum: Derrida'nın heidegger üzerinden yapıbozumculuk yorumu aracığı ile mimarlıktaki tutumların eleştirel yeniden değerlendirilmesi
- Tez No: 860954
- Danışmanlar: PROF. DR. MUALLA ERKILIÇ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 215
Özet
Mimarlıkta yapısökümcülük, Derrida'nın mimarideki yapıbozumculuğunun etkisenden sonra 80'lerde gelişti. Yer değiştirme, parçalanma ve düzensizlik, kayıtsızlık sorununu çözmek için mekansal deneyimi geliştirmek amacıyla abartılı görsel görünümle sonuçlanan yapısökümcülüğün nitelıkleri arasındadır. Anlamsız, işlevsiz ve tarih karşıtı olmakla eleştirilen yapısökümcülük, nihihizm ve rölativizme bağlantılıdır. Önemli yapısökümcü mimarların (Libeskind, Gehry, Hadid, Koolhaas, Himmelb(l)au, Eisenman ve Tschumi dahil) incelenmesi, yapıbozum ile yapısökümcülük arasında muhtemel bir gözden kaçırılmış bağlantı olduğundan bahsetmek mümkündür. Mimarlıktaki yapısökümcülüğün temel değerlendirilmesi, yapıbozuculuğun bazı anahtar kelimelerine (difference, iz, eklenti, yokluk gibi) dayalı olurken, bu çalışma yapıbozumun daha derin ontolojik ve epistemolojik analizini ve bu düşüncelerin kavramsal kökenlerini araştırarak, yapıbozum ve yapısökümcülüğün aralarındaki ilişkiyi anlamak için, bu yüzeysel bağlantılı ilişkiyi aşmayı hedeflerken, amaçlanan bu derin analizin mimarlık eleştirisi için de kaçınmaz bir gereklilik olduğunu savunmaktadır. Dolayısıyla bu tez, Derrida'nın anahtar sözcülüklerini daha ileriye taşıyarak, Platon'dan bu yana mimariye yön veren, parça-bütün ilişkisi içinde veya mimaride öznelcilik ve nesneciliğin etkisinde görülebilen, ana karşıtlık olan mevcudiyet metafiziğe karşı adım atmaktadır. Bu tezde, metafiziksel düşünceye karşı Heidegger'ın Varlık ve otantik Dasein felsefesi incelenirken ve yorumlanırken, Caputo'nın radikal hermeneutiğe ve Derrida'nnın yapıbozu stratejisi içinde doğrulanabilen, Varlığın uçurum ve temelsiz temel olarak tanınmasına dayanan üçlü strateji öne sürülmektedir. Dolayısıyla, üçlü strateji, yapısökümcülük ile yapıbozum arasındaki gözden kaçırılmış olabilen bağlantı haline geliyor; bu bağlantı aracılığıyla mimarideki yapısökümcülüğün sorunsalları ele alınabilir ve mimari yorum ve eleştiriye alternatif bir bakış açısı getirebilmektedir.
Özet (Çeviri)
Deconstructivism in architecture flourished in the 80s after influence of Derrida's deconstruction in architecture. Displacement, fragmentation, and disorder are among those attributions of deconstructivism that resulted in exaggerated visual appearance to enhance the spatial experience to address the problem of indifference. Criticized as meaningless, un-functional, and anti-historical, deconstructivism is linked to nihilism and relativism. Reviewing major deconstructivist architects (including Libeskind, Gehry, Hadid, Koolhaas, Himmelb(l)au, Eisenman, and Tschumi) suggest a possible missed link between deconstruction and deconstructivism. While main evaluation of deconstructivism is based on some deconstruction's keywords (like differance, trace, supplement, absence), this study aims to transcend this literally connected relationship in searching for deeper ontological and epistemological analysis of deconstruction together with conceptual sources of these thoughts to be argued for understanding the relationship between architecture, deconstruction and deconstructivism – as a necessity for progressive architectural criticism. Therefore, this thesis steps further of Derrida's keywords into the main opposition against metaphysics of presence that has governed architecture since Plato which can be observed within part-whole relationship or influence of subjectivism and objectivism in architecture. Opposed to metaphysical thinking, Heidegger's philosophy about Being and authentic Dasein is examined and interpreted through which a triplet strategy emerges based on recognition of Being as the abyss and foundationless foundation that can be confirmed within Caputo's radical hermeneutics and Derrida's strategy of deconstruction. Hence, the triplet strategy becomes the possible missed link between deconstructivism and deconstruction through which problematics of deconstructivism can be addressed and could bring an envision to architectural interpretation and criticism.
Benzer Tezler
- Orijinalkopya bir mimarlığa doğru: Mimarlıkta bir yüzer gösteren
Towards an original-copy architecture: A floating signifier in architecture
ZEYNEP GÜL SÖHMEN TUNAY
- Sanatta dekonstrüktivizm (Yapıbozum) ve Frank Stella
Deconstructivism in art (Deconstruction) and FrankStella
GÜLAY BAYKAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeSüleyman Demirel ÜniversitesiSanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLER BEK ARAT
- Mimarlıkta bilimin yeri: Dekonstrüktif mimarlığa bir bakış
The Position of science in architecture: A View to deconstructive architecture
MERAL EKİNCİOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
1997
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞE ŞENTÜRER
- Çağdaş giysi tasarımında dekonstrüktivist yaklaşımlar
Deconstructivist approaches to contemporary clothing design
BAHAR YILDIZ
Sanatta Yeterlik
Türkçe
2022
Güzel SanatlarHaliç ÜniversitesiTekstil ve Moda Tasarımı Ana Sanat Dalı
DOÇ. DR. ŞÖHRET AKTEPE DAL