Long term competitive advantage effect on company value with fuzzy logic and machine learning applications
Bulanık mantık ve makine öğrenmesi uygulamaları ile uzun vadeli rekabet avantajının şirket değeri üzerine etkisi
- Tez No: 862643
- Danışmanlar: DOÇ. DR. KAYA TOKMAKÇIOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İşletme Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 151
Özet
İnsanlık, tarih boyunca bu üç şeye karşı inanılmaz bir arzu duymuştur: servet biriktirmek, toplumda saygı görmek ve bağımsızlık elde etmek. Biribirlerini farklı açıdan değişik miktarlarda etkileyen bu ideaları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Ancak bunlar arasında en etkili olan, kesin olarak saygı ve bağımsızlığı getiren servetttir. Bunun yanında biraz da kıskançlık getirecektir. Bunu teorik bir çerçeveye koymasak da saygı duyduğum marjinal görüşler haricinde, bu olgu toplumun geneli tarafından kabul edilir. Servet biriktirme içgüdüsüyle hareket eden insanoğlu, orta çağ ile birlikte egemen olan anı-yaşa zihniyetinden uzaklaşmaya başladı. Bunun yerine, bireyler daha iyi bir gelecek ve potansiyel servet arayışıyla alternatif yatırımlar yapmaya başladı. Ancak, kendi önyargılarına körü körüne bağlılık, popüler piyasa haberlerine dayalı düşüncesiz hisse senedi alım-satımı ve psikolojik hazırlığı ihmal etmek, yatırımcılar için önemli kayıplara neden oldu, servet biriktirme hedeflerini sekteğe uğrattı. Bu şekilde, ana paranın korumasının önemi yaygın olarak kabul edilmeye başlandı. 1930' lardaki büyük buhran sırasında Benjamin Graham, değer yatırımı kavramını tanıtarak çığır açan bir perspektif sundu. Graham, hisse senetlerini piyasa dalgalanmalarına boyun eğmek yerine mevcut ve beklenen iş performansına dayanarak satın almayı savundu. Graham'ın çalışmalarını temel alan öğrencisi ve finans piyasası efsanesi Warren Buffett, değer yatırım metodolojisinin kapsamını genişletti. Buffett, piyasadaki uzun vadeli sürdürülebilir rekabet avantajının öneminin altını çizdi. Buffett'a göre, bir şirketin kalıcı rekabet avantajını koruma yeteneği, hisse fiyatlarındaki artışlar aracılığıyla daha yüksek değerlendirmeler elde etmek için temel katalizatördür. Uzun vadeli rekabet avantajı, şirketin yalnızca daha yüksek fiyatlamalar yapmasına izin vermekle kalmaz, aynı zamanda birbirleriyle uyumlu ve birbirini güçlendiren ve nihayetinde değer yaratan aktivitelerle, örgüt içinde verimlilik yaratır. Bu, gelir tablosundaki daha yüksek kar marjlarına yol açar. Rekabet avantajına sahip şirketler genellikle lider olarak pazarı domine eden, sürekli artan gelir akışına, müşteri portföyüne, tedarikçi ve perakendecilere karşı pazarlık gücüne sahip olan ve daha iyi finansal performans elde eden şirketlerdir. Ekonomik belirsizlik ortamında, sağlam bir müşteri tabanı, ilişkili maliyet tasarrufu gibi ek tedbirlerle güvence altına alınan gelir akışları, bu organizasyonlara istikrar sağlar. Günün sonunda, bir işletmenin belirli süre içerisindeki tüm faliyetlerinin sayısal sonuçları, gelir tablosunda yansır, nakit giriş ve çıkışları kategorik olarak nakit akış tablosunda sunulur, varlıklar ile borçlar bilançoda gözlemlenir. Bu nedenle, uzun vadeli rekabet avantajının sonucunu, finansal tablolarda birinci dereceden görmek mümkündür. Geleneksel finansal modeller genellikle beklenen değerler için kesin değerlere ve matematiksel modellere dayanır. Bunun yanında tüm ilgili bilgilerin bilindiğini ve modelde ifade edilebileceği varsayılır. Ayrıca, beklenen değer, kesin ve belirli olasılık ve seçeneklerlere dayanarak hesaplanır. Riskten kaçınma eğiliminde olan gene yatırımcı profilinin bu şekilde beklenen değere göre karar alması mantıklı değildir. Gerçek hayatta, insanlar kesin kazançları adil kumara tercih eder ve bu nedenle beklenen değer mantığı çalışmaz. Bulanık mantık, finansal verilerdeki belirsizlik kabul eder, bilgiyi dilsel değişkenler ve bulanık kümeler kullanarak temsil etme olanağı sağlar. Bu sayede, beklenen değer üzerine karar alma sürecindeki belirsizlik eklenerek bulanık bir küme haline getirilir. Bu nedenle, değer yatırım metodolojisinin temel prensipleriyle uyumlu olarak, bir şirketin sahip olduğu uzun vadeli rekabet avantajının derecesinin, şirket değerlemelerindeki kritik bir faktör olduğunu varsayımı ile yeni bir üçgen küresel bulanık küme metodu yarattık. Yeni üçgen küresel bulanık küme metodu, uzman değerlendirmelerindeki medyan, maksimum ve minimum olarak verilen aralığı üyelik, üye olmama ve tereddüt dereceleri ile bulanıklaştırma olanağı sağlar. Tezin ilk bölümünde, uzun vadeli rekabetçi avantajın göstegesi olduğuna inanılan beş adet performans göstergesi, beş uzman tarafından üçgen küresel bulanık küme metodu ile değerlendirilmiştir. Buradan 2018-2022 yılları arasında, beş yıl boyunca BIST 100 endeksinde yer alan 70 adet hisse senedi için uzun vadeli rekabet avantajı gücünü yansıtan skorlar üretilmiştir. BIST 100 indeksi içinde yer alan finansal kurumlar da bilanço yapısı, metodoloji uyumsuzluğu nedeniyle kapsam dışı bırakılmıştır. Bu 70 hisse senedi, doğrusal skorlara dayanarak dört ayrı rekabet avantajı grubuna (kanlı kırmızı okyanus, kırmız okyanus, mavi okyanus ve berrak mavi okyanus) kategorize edilmiştir. Bu sınıflandırmanın doğrulama testi için, sezgisel bulanık kümeler kullanılarak tüm 70 hisse senedi için yeniden sınıflandırma yapılarak, karşılaştırma yapılmıştır. Bu karşılaştırmada değişikliklerin çok az olduğu görülerek, metodolojinin sağlamlığını onaylanmıştır. Ancak yine de doğrusal tabanda oluşturulan doğrusal bir kümeleme yöntemini kullanmak sadece belirli göstergeler üzerinden ayrışan veri seti için bir sapma gösterebilir. Bunu ele almak için veri seti üzerinde hiyerarşik ve hiyerarşik olmayan kümeleme yöntemleri kullanılmıştır. Beklendiği gibi, belirli anahtar performans göstergeleri üzerinden kümeler üzerinde daha belirgin ayrışmalar gözlemlenmiştir. Kümeler içinde maksimum homojenlik ve kümeler arasında maksimum heterojenlik teorik çerçevesine uyumlu olarak nihai kümeleme metodu olarak ward metodu ve euclidean uzaklığı seçilerek bir sonraki aşamaya geçilmiştir. Daha sonra, her küme için makine öğrenimi modelleri geliştirilerek sonuçlar detaylı bir şekilde analiz edilmiştir. Tezin ikinci bölümünde, teorik çerçeve, 2023'te Borsa Istanbul'da gerçekleşen 42 halka arz için uygulanmıştır. Yeni bir dizi gösterge kullanılarak geçmiş üç yılın finansal tabloları, halka arz fiyatı belirleme raporu ve izahnameler detaylı olarak incelenmiştir. Genel beş finansal performans göstergesi (KPI) - brüt kar marjı, yatırımlardan nakit akışı/net satışlar, operasyonlardan nakit akışı/ toplam borçlar, net işletme sermayesi/net satışlar ve toplam borç/öz kaynak - dışında yönetim yeterliliği ve deneyimi, halka arz fonlarının kullanımı, fiyat istikrarı taahhütleri, halka arz öncesi değerleme yaklaşımı, iş ve büyüme stratejisi gibi faktörler de dahil edilmiştir. Son aşamada, uzun vadeli rekabet gücü puanları belirlenmiş ve spearman sıralama korelasyon testi kullanılarak gerçek fiyat artış performansı sıralaması ile karşılaştırılmıştır. Spearman'ın rho kullanılarak yapılan bu iki sıralamanın karşılaştırılması, yüksek pozitif monoton ilişkiyi gösteren 0.67 değerini vermiştir. Ayrıca genetik algoritması ile uzun vadeli değerleme potansiyeli sıralaması oluşturularak methodun sağlamlığı test edilmiştir. Tezin son bölümünde, teorik çerçeve, kurumsal yönetişim ve sürdürülebilirlik perspektiflerinin eklenmesiyle BIST 30 şirketlerine uygulanmıştır. BIST 30 endeksi final puan listesinde,ilk iki çeyrek içinde yer alan Koc Grubu'na ait dört şirket dikkat çekmektedir ve bunlardan üçü en yüksek puanlar bakımından ilk sekiz içerisinde yer almaktadır. Bu başarı, sadece kurumsal yönetişim prensiplerine bağlılıklarının değil, aynı zamanda istikrarlı finans yönetimi uygulamalarının da bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. İlk 10 sıradaki şirketler arasında Türk Hava Yolları dışındaki şirketlerin tümü üretim sektörüne aittir. Bu gözlem, üretim ve hizmet şirketleri arasında potansiyel bir ayrımı işaret etmektedir. Genel olarak, bu çalışma, şirketlerin kalıcı rekabet gücünü değerlendirmek için bulanık mantığı kullanmanın yanı sıra, onların pazar durumlarına ve sürdürülebilir büyüme potansiyellerine dair içgörüler sunmaktadır. Yaratılan teorik çerçeveyle, Benjamin Graham ve Warren Buffett tarafından savunulan değer yatırımı prensiplerine uyarak, Türkiye menkul kıymetler borsa literatürüne katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Özet (Çeviri)
Humankind feels incredible desire for these three things along the history: accumulating a fortune, getting respect in society and independence. Actually, it is not possible to separate these notions from each other, because they are fully interconnected with each other and feed themselves in the different degree from different aspects. But it is clear that the fortune is the most effective one, will bring respect and independence certainly. Some jealous too. Even if not putting that idea in theoretical framework, it is widely accepted from all society expect marginal outlooks which respected a lot. Driven by the inherent instinct to amass wealth, humanity moved away from the carpe-diem mentality that prevailed during the Middle Ages. Instead, individuals began saving and exploring alternative investments, driven by the aspiration for a better future and potential fortune. However, the reckless adherence to self-assumptions, trading impulsively based on populist market news, and neglecting psychological well-being can result in substantial losses for investors, thwarting the very goal of accumulating wealth. The significance of safeguarding one's principal has been widely recognized. In the midst of the Great Depression in the 1930s, Benjamin Graham introduced the concept of value investing, offering a groundbreaking perspective. Graham advocated for purchasing stocks based on the current and anticipated business performance rather than succumbing to the erratic swings of the market pendulum. Building upon Graham's seminal work, his student and financial market legend, Warren Buffett, expanded the scope of value investing methodology. Buffett emphasized the paramount importance of long-term sustainable competitive advantage in the market. According to Buffett, a company's ability to maintain a lasting competitive edge is the primary catalyst for achieving higher valuations through increases in stock prices. Competitive advantage does not only allow company to put higher price tags but also creates efficiencies within organization with value added activities which are compatible between themselves and reinforced each other. These lead higher profit margins in P&L table. Companies with competitive advantage generally dominate the market as leader yield enhanced revenue stream, customer portfolio, bargaining power with supplier and B2B retailers ended up with better financial performance. In turbulent economic environment, robust customer base, secure revenue streams with associated cost saving countermeasures provide stability to these organizations. At the end of the day, whatever activities a business engages in over a period of time, their numerical impact is reflected in the profit and loss (P&L) statement, the cash perspective results are presented in the cash flow statement, and the assets and liabilities are observed in the balance sheet (BS). Therefore, the outcome of long-term competitive power can be discerned in financial statements as proxies. Traditional financial models often rely on precise inputs and deterministic calculations for expected values assume that all relevant information is known and can be expressed with certainty. Moreover, the expected value is computed based on accurate and definite data points. Adhering risk aversion tendency, there is not possible to give decision on rigid numbers. In reality, individuals opt for guaranteed profits over engaging in fair gambling, making the expected value mindset ineffective. Fuzzy logic acknowledges the inherent uncertainty and imprecision in financial data that allows for the representation of information using linguistic variables and fuzzy sets. Thereby, the expected value becomes a fuzzy set, capturing the uncertainty in the decision-making process. Thereby we introduce a novel triangular spherical fuzzy sets based on the assumption that the degree of long-term competitive advantage a company possesses is the crucial factor influencing variations in company valuations, aligning with the core principles of the value investing methodology. Novel triangular spherical fuzzy set enable to express evaluations as medians, maximums, and minimums presented within an interval structure via membership, non-membership, and hesitancy values. In the first part of thesis, BIST 100 index companies has been analyzed with employed triangular spherical fuzzy set over five long term competitive power key performance indicators by five experts. Upon applying created framework, final long term competitive power scores has been derived for 70 stocks in BIST 100 index, consecutively traded between 2018-2022. Financial institutions excluded from scope due to non-compitability of balance sheet structures. These 70 stocks have been categorized into four distinctive competitive power groups: Bloody Red Ocean, Red Ocean, Blue Ocean, and Extra Clear Blue Ocean, based on linear scores. To validate this classification, intuitionistic fuzzy sets were employed, and the categorization was reassessed for all 70 stocks to identify potential variations. We have acquainted vey minor changes that approves robustness of methodology. However, it became evident that the data might exhibit significant divergence across various indicators, rather than conforming linearly to a unified final score. To address this, additional hierarchical and non-hierarchical clustering methods were employed and applied to the data. As anticipated, substantial discrepancies were observed in certain key performance indicators (KPIs). In line with the theoretical alignment with the framework and the aspiration to establish a robust mathematical foundation that ensures maximum homogeneity within clusters and maximum heterogeneity between clusters, the ward method combined with euclidean distance was chosen for the final clustering. Subsequently, machine learning models were developed for each cluster, and the results were thoroughly analyzed. In the second part of thesis, the framework is applied to 42 initial public offering, realized in 2023 at Borsa Istanbul, with new set of indicators using the past three years financial statements, IPO price detection report, and offering circular. In addition to the generic five financial Key Performance Indicators (KPIs) — gross profit margin, cash flow from investments/net sales, cash flow from operations/total liabilities, net working capital/net sales, and total liability/shareholder equity — we introduce factors such as management competence and experience, utilization of IPO funds, price stability commitments, Pre-IPO valuation approach, and business & growth strategy. In the final phase, long-term competitive power scores are determined and compared with the actual price increase performance rank, employing the Spearman rank correlation test. The comparison of these two rankings using Spearman's rho yielded a value of 0.67, indicating a high positive monotonic relationship. As the final robustness test, genetic algorithm has been applied and relative rank is compared with framework. In the last part of thesis, the framework is applied to BIST 30 companies with addition of corporate govarnance and sustainability perspectives. In the final score list of BIST 30 index, four company affiliated with the Koc Group attract the attention in the first two quartile companies, with three of them holding positions within the top eight in terms of the highest points. This accomplishment serves as evidence not only of their commitment to corporate governance principles but also of their stable finance execution. Among the top 10 ranked companies, all except Turkish Airlines belong to the production sector. This observation suggests a potential division between production and service companies As overall, This study showcases the utilization of fuzzy logic to evaluate the enduring competitive strength of companies, providing insights into their market standings and potential for sustained growth and long term company valuation. It not only adheres to the principles of value investing, as endorsed by Benjamin Graham and Warren Buffett but also contributes to the modeling approach within the framework of the Turkish public stock exchange.
Benzer Tezler
- Denizcilik işletmelerine yönelik entelektüel sermaye değerlemesi üzerine bir model önerisi
A model proposal on valuation for intellectual capital of maritime businesses
GİZEM ÇEVİK
Doktora
Türkçe
2023
Denizcilikİstanbul Teknik ÜniversitesiDeniz Ulaştırma Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZCAN ARSLAN
- Yüklenici inşaat firmalarının ülke seçimi için geliştirilen çok ölçütlü karar verme modellerinin karşılaştırılması: Vaka çalışması
Comparison of multi-criteria-decision-making tools for country selection of the contractors: Case study
GİZEM FİDAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜL POLAT TATAR
- Tedarikçi bayi ilişkisinin bayi performansa etkisi: Yapı malzemeleri sektöründe lider bir firma örneği
The influence of supplier-dealerrelationship on performance: Leading company in the building material sector
SONGÜL BAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
İşletmeİstanbul Gedik ÜniversitesiUluslararası Ticaret Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TUNA USLU
- Tüketiciler açısından marka değerinin önemi ve bir araştırma
The importance of brand equity according to consumers
ÖZLEM ÖZÇELİK
Yüksek Lisans
Türkçe
2012
İşletmeGalatasaray Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FUAT ÇELEBİOĞLU
- Giriş kalite kontrol süreçlerinde kabul örneklemesine yönelik bir metodoloji: Beyaz eşya endüstrisinde bir uygulama
A new acceptance sampling approach for incoming inspection: An application in the white good industry
SEVCAN YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMRE ÇEVİKCAN