Geri Dön

3.0 tesla manyetik rezonans görüntüleme ile meme parankimi zemin kontrastlanması ve meme kanseri arasındaki ilişkinin araştırılması

Evaluation of the relationship between parenchymal enhancement of the breast and breast cancer in 3.0 tesla magnetic resonance imaging

  1. Tez No: 863005
  2. Yazar: SÜMEYYE SEKMEN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ NUR HÜRSOY
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Meme Lezyonları, Kanser, Manyetik Rezonans Görüntüleme, Parankim Arka Plan Kontrastlanması, Breast Lesions, Cancer, Magnetic Resonance Imaging, Background Parenchymal Enhancement
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 92

Özet

Giriş ve Amaç : Meme görüntülemede mamografi (MG), ultrasonografi (US) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) en sık kullanılan yöntemlerdir. Meme MRG taramada, tanıda, preoperatif evrelemede ve tanılı hastada tedavi yanıtı değerlendirmede güvenilir bir yöntem olup kullanımı giderek artmaktadır. Lezyon değerlendirilmesinin yanısıra fibroglandüler doku yoğunluğu ve parankim zemin kontrastlanma özellikleri de ayrıntılı şekilde değerlendirilebilmektedir. Son yıllarda meme arka plan parankim kontrastlanması (APK) artmış olan hastaların meme kanseri için yüksek risk altında olabileceği ifade edilmektedir. Çalışmamızda meme MRG doğrultusunda elde ettiğimiz bilgiler ile meme parankiminin arka plan parankim kontrastlanmasının meme kanseri ile ilişkisini inceleyerek bütüncül bir yaklaşımla prognoza etkili olabilecek durumlarla ilgili ayrıntılı bilgi edinmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Anabilim dalı, meme ünitesine başvuran, Ağustos 2019- Ağustos 2022 tarihleri arasında 3.0 Tesla MR cihazında dinamik Meme MR görüntülemesi bulunan toplamda 761(326 malign, 435 benign) hasta çalışma kapsamına alındı. PACS sistemi üzerinden hastaların MRG incelendi. Fibroglandüler doku yoğunluğu ve lezyon mevcut ise özellikleri kaydedildi. Dinamik kontrastlı seriler incelenerek parankim kontrastlanması postkontrast ilk seride kalitatif olarak minimal (< %25), hafif (%25-50), orta (%50-75), belirgin (> % 75) olarak sınıflandırıldı. Moleküler alt tiplendirmede immünohistokimyasal belirteçlere göre Luminal-A, Luminal-B (HER-2 negatif), Luminal-B (HER-2 pozitif), HER-2 pozitif ve triple negatif olarak gruplara ayrıldı. Pektoral kas tutulumu, cilt tutulumu, aksiller ve uzak metastaz bulguları değerlendirildi. Bulgular : Çalışmaya dahil edilen hastalarda malign grubun yaş ortalaması 55,9 ± 12,3, benign grubun ise 45,1 ± 10,7 idi. Malign grubun %71,4'ü postmenopozal dönemde yer almaktadır. Postmenopozal kadınların oranı malign grupta anlamlı olarak daha fazla saptanmıştır. Kanser lokalizasyon sıklığı sol memede ve üst dış yarıda daha fazla izlenmiştir. Lezyon kontrastlanma paternleri büyük oranda kitlesel (%83.1) izlenmekteydi ve malign lezyonlar sıklıkla düzensiz şekle sahipti. Zemin kontrastlanmasında her iki grupta da minimal-hafif kontrastlanma daha fazlaydı. Malign ve benign grupta fibroglandüler doku yoğunluğu ile zemin kontrastlanması ilişkisi değerlendirildiğinde gruplar arası anlamlı farklılık izlenmedi. Zemin kontrastlanması orta-belirgin olan hastaların yaş ortalaması anlamlı derecede daha düşüktü (p=0,036). Zemin kontrastlanması ile diğer tanımlayıcı özellikler arasındaki ilişkiler değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. Sonuç ve Öneriler: Meme MRG'de APK'nın meme kanserinin özellikleri, histolojik ve moleküler alt tipleri ile ilişkisini incelediğimizde anlamlı ilişki saptamadık. Çalışmamız sağlıklı grupları da içermekte olup genel popülasyona hitap etmesi dolayısıyla MRG'de artmış APK'nın kanserle ilişkili olmayabileceğini ve değerlendirme yapılırken hastaya ait değişken faktörlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünmekteyiz.

Özet (Çeviri)

Introduction and Objective : Mammography (MG), ultrasonography (US) and magnetic resonance imaging (MRI) are the most commonly used methods in breast imaging. Breast MRI is a reliable method for screening, diagnosis, preoperative staging and evaluation of treatment response in diagnosed patients. In addition to lesion evaluation, fibroglandular tissue density and parenchymal background enhancement characteristics can be evaluated in detail. In recent years, it has been reported that patients with increased breast background parenchymal enhancement (BPE) may be at high risk for breast cancer. In our study, we aimed to obtain detailed information about the conditions that may affect the prognosis with a whole approach by analysing the relationship between breast background parenchymal enhancement and breast cancer with the information we obtained in line with breast MRI. Materials and Methods: A total of 761 (326 malignant, 435 benign) patients (326 malignant, 435 benign) who applied to Recep Tayyip Erdoğan University Faculty of Medicine, Training and Research Hospital, Department of Radiology, breast unit and had dynamic breast MRI on 3.0 Tesla MR device between August 2019 and August 2022 were included in the study. MRI of the patients were analysed via PACS system. Fibroglandular tissue density and lesion characteristics were noted if present. Dynamic contrast-enhanced series were analysed and parenchymal enhancement was qualitatively classified as minimal (< 25%), mild (25-50%), moderate (50-75%) and marked (> 75%) in the first postcontrast series. Molecular subtyping was performed according to immunohistochemical markers and classified as Luminal-A, Luminal-B (HER-2 negative), Luminal-B (HER-2 positive), HER-2 positive and triple negative. Pectoral muscle involvement, skin involvement, axillary and distant metastasis findings were evaluated. Results: The average age of patients in the study was 55.9 ± 12.3 years for the malignant group and 45.1 ± 10.7 years for the benign group. In the malignant group, 71.4% were in the postmenopausal period. Postmenopausal women were significantly more prevalent in the malignant group. Cancer was more frequently located in the left breast and upper outer half. Most lesions showed a mass-like enhancement pattern (83.1%), with malignant lesions often having irregular shapes. Minimal to mild background enhancement was common in both groups. There was no significant difference in fibroglandular tissue density and background enhancement between the malignant and benign groups. Patients with moderate to marked background enhancement were significantly younger on average (p=0.036). No statistically significant correlation was found between background paranchymal enhancement and other characteristics. Conclusion and suggestions: When we investigated the relationship between BPE on breast MRI and the characteristics, histological and molecular subtypes of breast cancer, we found no significant association. As our study includes healthy groups and is aimed at the general population, we believe that increased BPE on MRI may not be associated with cancer and that variable patient-related factors should be taken into account in the evaluation.

Benzer Tezler

  1. Lokal ileri meme kanserlerinde tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme ve adc değerlerinin yeri

    The usage of diffusion weighted mr images and adc values in evaluating the response to the treatment in local advanced breast cancer

    ABDULKERİM SERİM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Genel CerrahiDokuz Eylül Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. PINAR BALCI

  2. BI-RADS (Breast imaging and reporting data system) 4C ve 5 meme lezyonlarında biyopsi öncesi çekilen kısaltılmış meme manyetik rezonans incelemenin tanısal katkısı

    Diagnostic contributions of abbreviated breast magnetic resonance imaging before biopsy for BI-RADS 4c and 5 breast lesions

    EDA BEYKOZ ÇETİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Radyoloji ve Nükleer TıpRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ FİLİZ TAŞÇI

  3. MR difüzyon ağırlıklı görüntüleme ile memede malign-benign kitle ayrımı

    Differentiation of malign and benign breast lesions with diffusion MRI

    FERHAT CÜCE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Radyoloji ve Nükleer TıpGATA

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜNER SÖNMEZ

  4. 3.0 tesla manyetik rezonans görüntüleme ile meme lezyonlarının karakterizasyonunda difüzyon tensor görüntüleme parametrelerinin yeri, prognostik faktörler ve histopatoloji ile korelasyonu

    Diagnostic performance and variations of diffusion tensor imaging (DTİ) parameters in breast cancer and correlation with the immunohistochemical surrogates of the intrinsic subtypes

    CAN ONAYGİL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Radyoloji ve Nükleer TıpMarmara Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ERKİN ARIBAL

  5. Malign meme kitlelerinde 3.0 tesla MRG'de difüzyon ağırlıklı görüntüleme bulguları ile moleküler biyobelirteçler arasındaki ilişkinin retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of the relationship between diffusion-weighted imaging findings and molecular biomarkers on 3.0 tesla MRİ in malignant breast masses

    MEHMET ALİ ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Radyoloji ve Nükleer TıpBursa Uludağ Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖKHAN GÖKALP