Geri Dön

50-75 yaş arası izole biyolojik ve mekanik aort kapak replasmanlarının uzun dönem sonuçlarının karşılaştırılması

Long term comparison of isolated biological and mechanic aortic valve replacements patients between 50-75

  1. Tez No: 866473
  2. Yazar: MEHMET KAĞAN USCA
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MURAT SARĞIN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: aort kapak replasmanı, biolojik kapak, mekanik kapak, deteriorasyon, avr, mechanical prosthetic, biological prosthetic, deterioration
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 51

Özet

Amaç: Şiddetli aort kapak hastalığı için standart tedavi seçeneği, yılda dünya genelinde 280.000 hastada gerçekleştirilen aort kapak replasmanıdır (AVR)(1). Avrupa Kardiyoloji Derneği'nin güncel kılavuzlarına göre, 60 yaş altındaki hastalarda mekanik kapak, 65 yaşından büyük hastalarda ise biyoprotez kapak göz önünde bulundurulmalıdır. 60-65 yaş arasındaki hastalarda, her iki kapak tipi de kabul edilebilir seçenekler olarak kabul edilir(2). Amerikan Kalp Derneği / Amerikan Kardiyoloji Koleji (AHA / ACC) kılavuzlarına göre, 60 yaşından küçük hastalarda mekanik bir kapak uygun görülebilir, 70 yaşından büyük hastalarda biyoprotez ve 60-70 yaş arasındaki hastalarda ise her iki kapak tipi de makul seçenekler olarak kabul edilir(3). İlgintir ki, Chiang ve meslektaşları son zamanlarda yayımlanan büyük bir çalışma ile mevcut kılavuzlara meydan okuyarak 50-69 yaş arası hastalarda mekanik kapaklar veya biyoprotezlerde benzer uzun vadeli sağkalım gösterdiler(4). Bu bulgular, biyoprotezlerin 50 yaşına kadar olan hastalar için göz önünde bulundurulabileceğini göstermektedir. McClure ve arkadaşlarının çalışması tarafından desteklenmektedir(5). Bu nedenle, orta yaş hastalar için en uygun protez tipi hala tartışmalıdır. Hastanemizde tek merkezli olarak 2008-2014 yılları arasında primer, izole AVR geçiren tüm 50-75 yaş arası hastalarla retrospektif kohort çalışması yaptık. Birincil amaç, bu hastalarda mekanik kapak veya biyoprotez almış olmalarına bağlı olarak uzun vadeli tüm nedenlere bağlı ölümleri araştırmaktı. İkincil amaçlar ise inme, aort kapak yeniden operasyonu ve ciddi kanama olaylarını oranlarını karşılaştırmaktı. Metot: Çalışmamız retrospektif kohort olarak tasarlandı. Merkezimizde Ocak 2008 - Ocak 2014 tarihleri arasında izole SAVR işlemi uygulanan ve biyolojik kapak protezi kullanılan 120 adet izole AVR hastası ve mekanik kapak protezi kullanılan 845 adet izole avr hastası olmak üzere toplam 965 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Dahil olma kriterlerine uyan 100 biyoprotez kapak kullanılan SAVR hastası bulundu. Ve buna uygun olarak bulunan mekanik kapak hastalarından 1:1 propensity match yapılarak 100 mekanik kapak hastası belirlendi. Pre-op yaş, cinsiyet, asa skoru, Euroscore II, diyalizan kby öyküsü, hba1c değeri, pre-op SVO öyküsü, KOAH öyküsü, pre-op EF, pre-op aortik anulus, koroner arter hastalığı geçmişi, aritmi, sigara öyküsü araştırılarak kaydedildi. LVEF≤%40 olan hastalar düşük EF'li kabul edildi. İşlem öncesi alınan son laboratuvar sonuçları kullanıldı. Operatif risk skorlamasında STS ve EuroSCORE II kullanıldı ve bu denklem için gerekli olan renal fonksiyon göstergesi kreatinin klirensi (CrCl) Cockcroft-Gault formülü ile hesaplandı. Hastaların uygulanan işlem sonrasında operasyonda kullanılan kapak ölçü numaraları kaydedildi. Ardından 10 yıllık takip süresince post-operatif yeni gelişen KBY, SVO, majör kanama, kardiyak başvuru(rutin kontrol dışı), post-operatif EF, aritmi, infektif endokardit, post-operatif 5. Yıl max ve mean transaortik gradient, 10 yıllık süre boyunca tekrar operasyon ihtiyacı ve 10 yıllık yaşam süreleri kaydedildi. Ayrıca biyolojik kapakların dejenerasyon oluşmuş ise ameliyat sonrası dejenerasyon oluşum süresi kaydedildi. Bulgular: 50-64 yaş arası her iki grupta post-op EF, SVO, majör kanama, reoperasyon ihtiyacı benzer bulunmuş. Ancak 10 yıllık sağkalım(mekanik ort. 10- biyolojik ort. 9 yıl) mekanik kapaklarda daha yüksek bulunmuştur. Post-op aritmi gelişim insidansı mekanik kapak kullanılan hastalarda daha sık görülmektedir. 50-75 yaş arası grupta ise post-operatif aritmi dışındaki değerler benzer bulunmuş biyolojik kapak kullanılan grupta postoperatif aritmi gelişme riski anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Sonuç: Geçmişte yapılan çalışmalara baktığımızda özellikle 50-65 yaş arası hasta grubunda mekanik kapaklar uzun dönem mortalite ve morbidite açısından belirgin daha avantajlı iken günümüzde bu fark azalmış hatta benzer sonuçlar alınır hale gelmiştir. Çalışmamızda 50-64 yaş arası biyolojik ve mekanik gruplar arasında mortalite ve morbidite açısından mekanik kapak lehine düşük oranda olumlu bulunmuştur. 65-75 arası yaş grubunda ise mekanik ve biolojik kapak grupları arasında mortalite ve morbidite benzer bulundu.

Özet (Çeviri)

Objective: The standard treatment option for severe aortic valve disease is aortic valve replacement (AVR), which is performed in 280,000 patients worldwide annually(1). According to current guidelines from the European Society of Cardiology, mechanical valves should be considered in patients under 60 years old, while bioprosthetic valves should be considered in patients over 65 years old(2). Both valve types are considered acceptable options for patients between 60 and 65 years old. According to the American Heart Association/American College of Cardiology (AHA/ACC) guidelines, mechanical valves may be appropriate in patients under 60 years old, bioprosthetic valves in patients over 70 years old, and both valve types may be reasonable options for patients between 60 and 70 years old(3). Interestingly, Chiang and colleagues recently challenged current guidelines with a large study showing similar long-term survival in patients aged 50-69 with either mechanical or bioprosthetic valves(4). These findings suggest that bioprosthetic valves could be considered for patients up to the age of 50. This is supported by a study by McClure et al(5). Therefore, the optimal prosthesis type for middle-aged patients remains controversial. Therefore, we conducted a single-center retrospective cohort study of all patients aged 50-75 who underwent primary, isolated AVR between 2008 and 2014 in our hospital. The primary aim was to investigate long-term all-cause mortality in these patients based on whether they received a mechanical valve or bioprosthetic valve. Secondary aims included comparing rates of stroke, aortic valve reoperation, and major bleeding events. Methods: Our prospective study included a total of 74 patients, 44 of whom underwent elective coronary artery bypass grafting (CABG) and 30 underwent aortic valve replacement (AVR) due to isolated aortic valve stenosis, between November 2022 and July 2023 at our center. The CABG and AVR groups were further divided into two subgroups based on the myocardial protection method. Preoperative transthoracic echocardiography was performed to measure left ventricular mass index by the same doctor, and the data were collected. Additionally, in the CABG group, coronary angiography images were examined to calculate the SYNTAX scores and determine coronary complexity. Preoperative routine blood tests were conducted, and coronary sinus blood samples were collected during the operation using the retrograde cardioplegia cannula commonly used, enabling comparative analyses between patient groups. Results: In both groups aged 50-64, postoperative ejection fraction (EF), stroke volume output (SVO), major bleeding, and need for reoperation were found to be similar. However, statistically significant differences were observed in the 10-year survival rates (mechanical: 10 years, biological: 9 years) and the incidence of postoperative arrhythmias in the group using biological valves. In the group aged 50-75, aside from postoperative arrhythmias, other parameters were found to be similar, but the risk of developing postoperative arrhythmias was significantly higher in the group using biological valves. Conclusion: Looking at past studies, particularly in the patient group aged 50-65, mechanical valves were notably more advantageous in terms of long-term mortality and morbidity. However, in recent times, this difference has decreased, and comparable outcomes are being achieved. In our study, between the ages of 50-64, the mechanical valve group was found to have a lower rate of mortality and morbidity compared to the biological group. And between ages of 65-75 mortality and morbidity was similar between mechanical and biological valves.

Benzer Tezler

  1. Бишкек шаарында COVID-19 инфекциясын пцр методу менен диагностикалоонун жыйынтыктарын талдоо

    PCR yöntemi ile bişkek şehrinde COVID-19 teşhisinin sonuçlarının araştırılması

    AYCAN SADIRBAEVA

    Yüksek Lisans

    Kırgızca

    Kırgızca

    2022

    BiyolojiKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KADIRBAY CHEKİROV

  2. Assessment of urbanization history of Addis Ababa city, Ethiopia

    Addıs Ababa cıty, Ethıopıa'nın kentleşme tarihinin değerlendirilmesi

    ABDURAHMAN HUSSEN YIMER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaMersin Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ CENAP YOLOĞLU

  3. Lokal agresif selim kemik tümörlerinde görülen proksimal tibia defektlerinde kemik çimentosu kullanımının, kemik çimentolamasına ek olarak vidalarla veya plak vidalarla desteklemenin kemik defektinin farklı boyutlarına göre gerekliliğinin değerlendirilmesi

    Biomechanical properties of defect filling treatment for different sizes and fixation methods in various defect sizes of proksimally tibia in locally agressive tumors

    VOLKAN KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKAN BAŞAR

  4. Klinik örneklerden izole edilen anaerob bakterilerin tiplendirilmesi ve antibiyotik direnç profillerinin belirlenmesi

    Typing of anaerobic bacteria isolated from clinical samples and determination of antibiotic resistance profiles

    TUNZALA ASGAROVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    MikrobiyolojiÇukurova Üniversitesi

    Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FİLİZ KİBAR