Pedikülünden skar dokusu geçen aksiyel paternli cilt fleplerinin beslenmesi: Deneysel çalışma
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 86952
- Danışmanlar: PROF.DR. AYHAN NUMANOĞLU, Y.DOÇ.DR. MEHMET BAYRAMİÇLİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Plastic and Reconstructive Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 45
Özet
Son yıllarda artan anatomik bilgi ve gelişen cerrahi tekniğe rağmen temel flep fizyolojisine ilişkin cevaplanmamış sorunlardan biri de flep pediküllerinin daha önceki bir travmadan nasıl etkilendiğidir. Planlanan bu deneysel çalışma da, oluşturulan aksiyel paternli ve yarımada biçimli fleplerde, flep pedikülüne uygulanan, cilt ve ciltaltında tüm katları ve vasküler yapıları içeren kontrollü cerrahi travma yani standart bir insizyon veya doku eksizyonu sonrasında vasküler rejenerasyon paterninin araştırılması amaçlanmıştır. 54 adet Sprague-Dawley türü sıçanda yapılan çalışmada, aksiyel damar paternli tek taraflı karın flebi modeli kullanılmıştır. Bir kontrol ve 3 deney grubu oluşturuldu. İlk grup olan kontrol grubunda söz konusu flepler kompozit greft haline getirilerek 1 hafta sonunda yaşama oranları değerlendirildi. Kalan hayvanlar 3 gruba ayrıldı. îki ve üçüncü gruplarda karın flebinin pedikülünü oluşturacak cilt inguinal ligaman boyunca tam kat olarak, vasküler yapıları da içerecek şekilde kesildi. İkinci grupta cilt tam olarak karşılıklı, üçüncü grupta ise tam olarak karşılıklı gelmesi engellenecek şekilde kaydırılarak sütüre edildi. Dördüncü grupta ise pedikülü oluşturacak kısımdan 1 cm eninde doku eksize edildikten sonra oluşan defekt karşılıklı olarak sütüre edildi. Deney gruplarında ilk ameliyattan 1, 3 veya 6 hafta sonra, beşer hayvan tekrar ameliyat edilerek, iyileşen skar dokusu pedikül olacak biçimde yarımada şekilli karın Hepleri kaldırıldı ve tekrar yerlerine sütüre edildi. Fleplerin yüzey alanları kaydedildi. Bir hafta beklenildikten sonra hayvanlar sakrifiye edilerek, karın flepleri anjiografik ve histolojik incelemeler için alındı. Bu sırada tüm fleplerin, orijinal flep alam ile karşılaştırma yapmak amacıyla yüzey alanları ve nekroza giden alanları kaydedildi. Birinci hafta sonunda kontrol grubunda oluşturulan greftlerin tamamının nekroza gittiği bulunarak, fleplerin bir haftada kazandıkları vaskülaritelerinin greft etkisinden olmadığı gösterilmiştir. Diğer gruplarda, 1 hafta sonunda oluşan anjiogenezin fleplerin büyük bölümünün yaşamasına yeterli olduğunu göstermiştir. İnsizyon grubunda en az nekrozun görülmesi, yara katlarının ve yara ağızlarının tam olarak sütüre edilmesinin erken dönemde oluşan vaskülarizasyona katkısı olduğunu düşündürtmektedir. Üçüncü hafta ve 6. haftada yapılan ölçümler insizyon grubu lehine olmakla birlikte kaydırma grubu ile aralarında istatistiksel olarak fark bulunmamıştır. Anjiografik olarak da üçüncü haftadan başlayarak insizyon ve kaydırma gruplarındaki hayvanlarda fleplerin orijinal aksiyel paterne uygun olarak görüntülendiği saptanmıştır. Buna karşılık eksizyon grubunda) 3 ve 6 haftada hala nekrozlar bulunduğu görülmüştür. Anjiografik olarak diğer iki grubun aksine, flebin tamamının görüntülenemediği, aksiyel paternden ziyade random patern bir vaskülarizasyon gösterdiği saptanmıştır. Yani aradan segment çıkarılmayan gruplarda iyileşmenin hızla geliştiği gözlenirken, aradan bir segment çıkarılan grupta iyileşmenin aym hızla olmadığı saptanmıştır. Burada iyileşen damarların ağızlarının karşılıklı gelmesinden çok, damar çaplarının uygunluğunun önemli olduğunu düşünmekteyiz. Bu çalışmada elde ettiğimiz sonuç, sıçanlarda doku kaybı olmadan oluşan skar dokularının mevcut aksiyel dolaşımı bozmadığı ve yara iyileştikten sonra bu bölgelerden orijinal dokulardakine benzer aksiyel paternli fleplerin kaldırılabileceği fikrini desteklemektedir. Ancak doku kaybı sonucu oluşan skar dokularında aynı şekilde yara iyileşmesi olmadığından, bu düşünce mümkün gözükmemektedir.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- İkinci derece derin temas yanığı rat modelinde botulinum toksin A'nın yara iyileşmesine etkisi
Effect of wound healing of botulinum toxin A on A rat model with secondary degree contact burn
SERKAN SABANCIOĞULLARINDAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiÇukurova ÜniversitesiPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. CENGİZ ESER
- Skar dokusunu penetre eden neovaskülarizasyonda venöz komponentin araştırılması: Deneysel çalışma
Başlık çevirisi yok
ALPER TUNCEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiMarmara ÜniversitesiPlastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Serbest fasyokutan ve serbest muskuler fleplerde uzun dönem pedikül bağımsızlığı sonuçlarının karşılaştırılması
Comparing long term pedicule independency results of free fasciocutaneus flap and free muscular flap
YALÇIN LEYMUNÇİÇEĞİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiAkdeniz ÜniversitesiPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZLENEN ÖZKAN
- Pediküllü fleplerdeki skarların flep yaşamına etkileri (Deneysel çalışma)
Başlık çevirisi yok
R. HAKAN ÖZCAN
- Ratlarda değişik tram flep delay yöntemleri ve iskemik önkoşullama ile karşılaştırılması
Various surgical delay methods and compare with ischemic preconditioning in the rat tram flap
ANI ÇİNPOLAT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiAkdeniz ÜniversitesiPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN KORAY ÇOŞKUNFIRAT