Hasta kan yönetimi polikliniğine başvuran hastaların depresyon anksiyete düzeylerinin değerlendirilmesi ve ilişkili faktörlerin incelenmesi
Evaluation of depression and anxiety levels and associated factors in patients admitted to the anemia clinic
- Tez No: 870071
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDÜLKADİR AYDIN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
- Anahtar Kelimeler: Demir Eksikliği Anemisi, Depresyon, Anksiyete
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sakarya Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 80
Özet
GİRİŞ VE AMAÇ: Demir eksikliği anemisi (DEA), dünya genelinde en yaygın görülen anemi türü olup, önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilimsel araştırmalar, DEA ile depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi psikiyatrik rahatsızlıklar arasında anlamlı bir bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışmada demir eksikliği anemisi olan hastaların anksiyete ve depresyon düzeylerinin ölçülmesi ve ilişkili faktörleri dosya taraması yaparak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM: Çalışmamız 01.02.2024- 31.04.2024 tarihleri arasında Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hasta Kan Yönetimi / Anemi polikliniğine başvuran kişilere yapılmıştır. Araştırmacılar tarafından hazırlanan anket, çalışmaya dahil edilme özelliklerine uygun ve çalışmayı yapmaya razı olanlara, yüz yüze uygulanmıştır. Anket formunun ilk bölümünde sosyo-demografik özellikleri sorgulayan sorular, ikinci bölümde ise 'Beck Depresyon Öleçeği' ve 'STAI I VE II Ölçeği' yer almaktadır. Veriler, IBM SPSS Statistics v20.0 programına aktarılarak analiz edilmiştir. Gruplar arasında farklılık için normal dağılıma uygunluğa göre bağımsız örnekler t testi, Mann Whitney U testi ile grup sayısı ikiden fazla ise One-way ANOVA ya da Kruskal Wallis testi ile değerlendirilmiştir. Kategorik değişkenler arasındaki ilişki için ki-kare testinden yararlanılmıştır. BULGULAR: Toplam 281 katılımcı ile yapılan çalışmamızda katılan hastaların %2,5'i (n=7) erkek, %97,5'i (n=274) kadındır. Bu çalışmada, DEA tanısı ile tedavi edilen hastalarda başvuru anında yüksek düzeyde kaygı ve depresyon belirtileri saptanmıştır. Tedavi sonrasında ise depresyon ve anksiyete düzeylerinde anlamlı düşüş gözlenmiştir. Çalışmada DEA semptomlarının şiddeti ile depresyon ve anksiyete düzeyleri arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Kronik hastalığı olanlarda DEA semptomları ve depresyon skorları daha yüksek olarak saptanmıştır. Tedavi sonrası demir durumuna göre yapılan gruplandırmada ise depresyon ve anksiyete puanları açısından anlamlı fark gözlenmemiştir. SONUÇ: Sonuç olarak, çalışmamız, DEA hastalarında tedavi ile birlikte depresyon ve anksiyete düzeylerinin anlamlı şekilde düzeldiğini ortaya koymuştur. DEA semptomları ile ruhsal belirtiler arasındaki ilişki gösterilmiştir. DEA'nin erken tanı ve tedavisi, bireylerin yaşam kalitesini artırmada ve psikiyatrik komorbiditelerin önlenmesinde etkili olabileceği saptanmıştır. Gelecekte yapılacak prospektif ve geniş örneklemli çalışmalarla, DEA'nin psikiyatrik bozukluklarla ilişkisinin daha kapsamlı bir şekilde incelenmesi, bu alandaki bilgi birikimini artıracak ve daha etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
Özet (Çeviri)
Evaluation of Depression and Anxiety Levels and Associated Factors in Patients Admitted to the Anemia Clinic INTRODUCTION: Iron deficiency anemia (IDA) is the most common type of anemia worldwide and is a significant public health concern. Scientific research has demonstrated a meaningful connection between IDA and psychiatric disorders such as depression and anxiety. This study aims to measure the anxiety and depression levels of patients with iron deficiency anemia and to evaluate the associated factors through a file review. METHODS: Our study was conducted on individuals who applied to the Patient Blood Management / Anemia outpatient clinic of Sakarya Training and Research Hospital between 01.02.2024 and 31.04.2024. The questionnaire prepared by the researchers was administered face-to-face to those who met the inclusion criteria and agreed to participate in the study. The first part of the questionnaire included questions about socio-demographic characteristics, while the second part consisted of the 'Beck Depression Inventory' and the 'STAI I and II Scale'. The data were analyzed using IBM SPSS Statistics v20.0. Differences between groups were evaluated using independent samples t-test, Mann-Whitney U test, One-way ANOVA, or Kruskal-Wallis test, depending on the normality of the distribution and the number of groups. The chi-square test was used to assess the relationship between categorical variables. RESULTS: In our study, which included a total of 281 participants, 2.5% (n=7) were male, and 97.5% (n=274) were female. High levels of anxiety and depression symptoms were detected in patients treated with the diagnosis of IDA at the time of admission. After treatment, a significant decrease in depression and anxiety levels was observed. The study found a positive correlation between the severity of IDA symptoms and the levels of depression and anxiety. Those with chronic diseases had higher IDA symptoms and depression scores. No significant difference was observed in depression and anxiety scores when grouped according to iron status after treatment. CONCLUSION: In conclusion, our study demonstrated that depression and anxiety levels significantly improved with treatment in IDA patients. The relationship between IDA symptoms and mental symptoms was shown. Early diagnosis and treatment of IDA may be effective in improving individuals' quality of life and preventing psychiatric comorbidities. Future prospective and large-sample studies will provide a more comprehensive examination of the relationship between IDA and psychiatric disorders, increase the knowledge in this field, and contribute to the development of more effective treatment strategies. KEYWORDS: Iron Deficiency Anemia, Depression, Anxiety
Benzer Tezler
- Acil servise başvuran sepsis hastalarında laktat ve laktat klirensinin mortaliteye etkisi
Mortality effect of lactatic and lactatic clinic in sepsis applications in emergency service
DUHA TUBA ŞEYHOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
İlk ve Acil Yardımİstanbul ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM İKİZCELİ
- Akut ağrı yönetiminin lenfosit dna hasarı ve oksidatif stres üzerine etkisinin araştırılması
Investigation of the impact of acute pain management on lymphocyte dna damage and oxidative stress
LEYLA SOLDUK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
İlk ve Acil YardımHarran ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZGÜR SÖĞÜT
- HIV enfekte hastalarda miyokardial disfonksiyonun değerlendirilmesi
Evaluation of myocardial dysfunction in HIV infected patients
AYŞE ŞABABLI ÇETİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İLYAS DÖKMETAŞ
- Çocukluk çağında antiepileptik ilaç zehirlenmelerinin klinik özellikleri
Clinical features of antiepileptic drug poisoning in children
EMRE GÜNGÖR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DENİZ YÜKSEL
- Sessiz serebral iskemi olgularında kardiak fonksiyonların charlson komorbidite indeksi ile değerlendirilmesi
Evaluation of cardiac functions in patients with silent cerebral ischemia by charlson comorbidity index
NURETTİN YAVUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
NörolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiNöroloji Ana Bilim Dalı
UZMAN AYSEL TEKEŞİN