Geri Dön

Kolanjioselüler kanserde CDX2 proteinin prognoz ve klinik parametreler ile ilişkisi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 870201
  2. Yazar: OSMAN ÇERKEZOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KADİR ESER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Onkoloji, Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Mersin Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Dahiliye Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 104

Özet

Kolanjioselüler kanser safra yolu ve safra kesesi epitel hücre kökenli invaziv bir kanserdir. Stem cell hastalığı olarak kabul edilir. Kolanjiokarsinom erkeklerde kadınlara göre daha sık gözlenmektedir. Görülme sıklığı intrahepatik kolanjiokarsinom için gittikçe yükselmektedir. Prevalansı 0.5-1.2/100.000 kişidir. 5 yıllık survey ortalama %5-10'dur. Postoperatif 5 yıllık survey ise %25-30 civarıdır. Metastatik olgularda kemoterapi tedavisine rağmen ortalama yaşam süresi 8-12 ay sürmektedir. Doğu Asya ülkelerinde, Japonya'da, Şili'de, Hindistan'da diğer ülkelere kıyasla daha sık görülmektedir. Kolanjiokarsinomların %70-80‟i perihiler, %20-30 distal ve %5-10 intrahepatik tümör şeklindedir. Etyolojide karaciğer filariazis, PSK ve hepatolitiazis gibi çeşitli faktörler bulunmuştur. Geç tanı alınması ve tedaviden yeterli survey yanıtı alınamaması nedeniyle üzerinde çalışılmaktadır. Kemoterapi faydası nispidir. Kaudal ilişkili homeobox gen ailesinden olan CDX2 (Caudal homeobox 2) küçük ve büyük epitel hücrelerinde eksprese edilir. CDX2 bağırsak epitel hücresinin farklılaşma sürecinde ve çoğalma sürecinde görev alır. CDX2 malignitelerde prognostik faktör olarak kullanılmaktadır. Kolon, ince barsak tümörlerinde oldukça fazla üretilmektedir. Özefagus, mide, safra kesesi, ince barsak-kolon nöroendokrin tümörde de fazlaca sentezlenir. CDX2'nin yıkılması ile, in vitro hücre proliferasyonunu uyardığı ve in vivo tümöral oluşum hızlandırdığı görülmüştür. G0/G1-S döngüsü indüklenmektedir. Aşırı ekspresyonunda hücre proliferasyonunun inhibe edildiği gösterilmiştir. Nükleer reaktivite baz alınarak incelenmektedir. Anormal ekspresyonu hepatolitiazis ile ilişkili olan müsinöz ICC ve intraduktal papiller biliyer neoplazide MUC2'nin aşırı ekspresyonu ile ilişkili bulunmuştur. Bu tez çalışmasında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji kliniğine 10 yıl boyunca başvuran kolanjiokanser tanılı hastalarda CDX2'nin sağkalıma etkisini araştırmayı amaçladık. HCC ile kombine tanılı, pankreas başı kitlesi olan ve erken evre-operasyona uygun hastalar dahil edilmedi. Çalışmayı 63 olgu ile yaptık. Hastalar yaş, cinsiyet, exitus durumu, ECOG düzeyi, 6 hepatolitiazis varlığı, bilirubin düzeyi, kemoterapi alıp-almadığı ve tümör differansiasyon derecesine göre incelendi. Patoloji preparatları CDX2 proteini ile immünohistokimyasal olarak boyandı. CDX2 ile boyanma %26,9 olarak bulundu. Toplam hastaların tanı yaşı minimum 35 iken maksimum 85'dir. Ortalama yaşları ve sapması 65.41±10.26 idi. Hastaların %42,9'u erkek, %57,1'i kadın idi. Hastaların %87,3'ü exitus iken, %12,7'si hayatta kalmış idi. Hastaların ECOG durumu incelendiğinde %88,9 hasta ECOG 0-1 saptanmış iken, %11,1'inde ECOG 2 saptanmıştır. Hastaların hepatolitiazis durumu incelendiğinde %57.1'inde hepatolitiazis yok, %42,9'unda hepatolitiazis var idi. Bilirubin dağılımı %79,3'inde normal, %20,7'sinde ise normal idi. Hastaların kemoterapi durumu dağılımında kemoterapi öyküsü olmayan %44.4, kemoterapi öyküsü olan grup %55,6 idi. Hastaların kemoterapi türü dağılımında; %86'sınde en fazla oranda sisplatin ve gemsitabin, %8'i sadece gemsitabin, %3'ü oksaliplatin ve kapesitabin, %3'ü gemsitabin ve oksaliplatin tedavisi verilmiş idi. Hastaların diferansiasyon dağılımında %33,3'ü iyi differansiye, %27'si orta differansiye ve %39,7'si ise kötü differansiye idi. CDX2 durumuna göre CDX2 pozitif olan hastalarda median sağkalım süresi negatif olanlara göre daha uzun bulunmuştur. İstatistiksel olarak CDX2 değişkeninin toplam sağkalım süresi üzerinde önemli bir etkisi olduğu görülmüştür. Aynı zamanda CDX2 iyi differansiasyon ile ilişkilendirilmiştir. CDX2 pozitif hastalarda kemoterapi alma oranı istatistiksel olarak fazla idi. Multivariate analiz yapıldığında kemoterapi alıp-almama durumu ile CDX2 arasındaki anlamlı sağkalım ilişkisi kaybolmaktadır. Hastalar kemoterapi alıp-almadığına göre ayrıldıktan sonra kemoterapi öyküsü olan grupta CDX2 pozitif olan hastaların negatif olanlara oranla daha uzun median sağkalım süresi olduğu bulunmuştur. İstatiksel olarak CDX2 değişkeninin kemoterapi öyküsü olan grupta toplam sağkalım üzerinde önemli bir etkisi olduğu görülmüştür. Kemoterapi almayan CDX2 pozitif hastalarda anlamlı fark izlenmemiştir. Ancak mevcut durumun bu gruptaki hasta sayısı az olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Kolanjioselüler kanserde CDX2 iyi prognoz ile ilişkilendirilmiştir.

Özet (Çeviri)

Cholangiocellular cancer is an invasive cancer of the biliary tract and gallbladder epithelial cell origin. It is considered a stem cell disease. Cholangiocarcinoma is more common in men than in women. The incidence is increasing for intrahepatic cholangiocarcinoma. The prevalence is 0.5- 1.2/100.000 persons. The 5-year survey is 5-10% on average. Postoperative 5- year survey is 25-30%. Despite chemotherapy treatment in metastatic cases, the average life expectancy is 8-12 months. It is more common in East Asian countries, Japan, Chile, Chile and India compared to other countries. Cholangiocarcinomas are 70-80% perihilar, 20-30% distal and 5-10% intrahepatic tumours. Various factors such as liver filariasis, PSC and hepatolithiasis have been found in the etiology. It is being studied because of late diagnosis and inadequate survey response to treatment. The benefit of chemotherapy is relative. CDX2 (Caudal homeobox 2), a member of the caudal associated homeobox gene family, is expressed in small and large epithelial cells. CDX2 is involved in the differentiation and proliferation process of intestinal epithelial cells. CDX2 is used as a prognostic factor in malignancies. It is highly produced in colon and small intestine tumours. It is also synthesised in oesophagus, stomach, gall bladder, small intestine-colon neuroendocrine tumours. Knockdown of CDX2 stimulates cell proliferation in vitro and accelerates tumour formation in vivo. G0/G1-S cycle is induced. It has been shown that cell proliferation is inhibited in overexpression. It is analysed on the basis of nuclear reactivity. Abnormal expression was found to be associated with overexpression of MUC2 in mucinous ICC and IPN, which is associated with hepatolithiasis. In this thesis, we aimed to investigate the effect of CDX2 on survival in patients with cholangiocarcinoma admitted to the Oncology Clinic of Mersin University Faculty of Medicine for 10 years. Patients with HCC combined with HCC, pancreatic head mass and early stage-operable patients were excluded. We conducted the study with 63 patients. Patients were analysed according to age, gender, exitus status, ECOG level, presence of hepatolithiasis, bilirubin level, chemotherapy or not, and tumour differentiation grade. Pathological 8 preparations were immunohistochemically stained with CDX2 protein. CDX2 staining was found to be 26.9%. The minimum age at diagnosis was 35 years and the maximum age was 85 years. The mean age and deviation were 65.41±10.26. 42.9% of the patients were male and 57.1% were female. While 87.3% of the patients were exitus, 12.7% survived. When the ECOG status of the patients was analysed, 88.9% of the patients had ECOG 0-1, while 11.1% had ECOG 2. When the hepatolithiasis status of the patients was analysed, 57.1% had no hepatolithiasis and 42.9% had hepatolithiasis. Bilirubin distribution was normal in 79.3% and high in 20.7%. The distribution of chemotherapy status of the patients was 44.4% without chemotherapy history and 55.6% with chemotherapy history. Regarding the type of chemotherapy, 86% of the patients received cisplatin and gemcitabine, 8% received only gemcitabine, 3% received oxaliplatin and capecitabine, 3% received gemcitabine and oxaliplatin. Differentiation distribution of the patients was 33.3% well differantiation, 27% moderate differantiation and 39.7% poor differantiation. According to CDX2 status, median survival time was found to be longer in CDX2 positive patients compared to negative patients. Statistically, CDX2 variable was found to have a significant effect on the duration of exitus. At the same time, CDX2 has been associated with good differantion. The rate of receiving chemotherapy was statistically higher in CDX2 positive patients. When multivariate analysis is performed, the significant survey with chemotherapy factor and CDX2 positivity disappears. After the patients were separated according to whether they received chemotherapy or not, it was found that CDX2 positive patients in the group with chemotherapy history had a longer median survival time compared to negative patients. Statistically, CDX2 variable was found to have a significant effect on the duration of exitus in the group with chemotherapy history. No significant difference was observed in CDX2 positive patients who did not receive chemotherapy. However, the current situation is thought to be due to the small number of patients in this group. In cholangiocellular cancer, CDX2 is associated with good prognosis.

Benzer Tezler

  1. Hepatosellüler karsinom, kolanjiosellüler karsinom ve kolon adenokarsinom metastazlarının ayırıcı tanısında yeni immunohistokimyasal metodlar

    New immunohistochemical methods in the differential diagnosis of hepatocellular carcinoma, cholangiocellular carcinoma, and colon adenocarcinoma metastases

    HİLAL BALTA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    PatolojiAtatürk Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NESRİN GÜRSAN

  2. Pankreas, safra yolları ve ampuller bölge kanserlerinde HER2 ekspresyon artışının prognostik değeri

    Prognostıc value of HER2 overexpressıon ın patıents wıth pancreatıc, bılıary tract and ampulla vater cancers

    ALPER ATA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    OnkolojiMersin Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ ARICAN

  3. Ortakaradeniz bölgesindeki hepatoselüler ve kolanjioselüler kanserli hastalarımızın retrospektif değerlendirilmesi ve yaşam süresini etkileyen faktörler

    Retrospective evaluation with hepatocellular carcinoma and cholangiocellular carcinoma patients in the Middle Blacksea region and the factors affecting survive

    ÖZGÜR ECEMİŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    GastroenterolojiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜLAY BAKIR

  4. Kanser hastalarında HsCRP'nin evre ve klinikopatolojik verilerle ilişkisi

    The relationship between stage, clinicopathological data and HsCRP in cancer patients

    ERHAN AKKAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    OnkolojiGATA

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. OĞUZ BİLGİ

  5. Metastatik gastrointestinal sistem kanserli hastalarda tanı sırasında hemoglobin, serum albumin düzeyi, sedimantasyon, c-reaktif protein, CEA, CA19-9 ve serum lipid profilinin prognostik önemi ve sistemik kemoterapiye yanıtla ilişkileri

    Prognostic significance of hemoglobin, serum albumin level, erythrocyte sedimentation rate, c-reactive protein, CEA, CA19-9 and serum lipid profile at time of diagnosis in patients with metastatic gastrointestinal system cancers and association with response to systemic chemotherapy

    ALİ AYTAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    OnkolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET DEMİRKAZIK