Geri Dön

Kronik hepatit B hastalarında kantitatif hbsag markerının klinik önemi

Quantitative hbsag in chronic hepatitis B patients clinical importance of marker

  1. Tez No: 870483
  2. Yazar: ZÜLEYHA GÜLER BATAROĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. UĞUR KOSTAKOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Infectious Diseases and Clinical Microbiology
  6. Anahtar Kelimeler: Fibroz skoru, HAİ, HBV DNA, Kronik HBV, qHBsAg, Chronic HBV, Fibrosis score, HAI, HBV DNA, qHBsAg
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

Amaç: Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonları günümüzde ciddi bir küresel sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Hastalığı evrelemek için invaziv karaciğer biyopsisi altın standart olsa da, son yıllarda hastalığı güvenli bir şekilde evreleyebilen invaziv olmayan kan ve görüntüleme tabanlı sağlam algoritmalar geliştirmeye devam edilmektedir. Kronik hepatit B (KHB) hastalarını değerlendirmede noninvaziv yöntemlerden biri de kantitatif HBsAg (qHBsAg) düzeylerinin ölçülmesidir. Çalışmamızda KHB açısından takip edilen hastalarda tedavi amaçlı biyopsi yapılacak olanların, qHBsAg düzeyleri çalışılarak klinik önemi araştırıldı. Hastalar ve Yöntem: Çalışmamıza Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı polikliniğine başvuran 18 yaş üstü KHB tanısı alan hastalar dahil edildi. Hastaların KHB tanısı ve biyopsi kararı EASL-2017 (Avrupa Karaciğer Araştırmaları Derneği) rehberine göre tanımlandı. Hastaların HBV DNA, ALT, AST, AFP, PT, PLT, hepatomegali, hepatosteatoz sonuçlarına elektronik hasta kayıtlarından ulaşıldı. Biyopsi yapıldığı gün qHBsAg ölçümü için 2 mililitre(ml) serum alındı. Alınan serumlardan qHBsAg düzeyi çalışıldı. Karaciğer biyopsi sonucuna göre tedavi alan grup(Grup 1) ve almayan (Grup 2) ayrıldı. Elde edilen qHBsAg değerleri ile biyokimyasal ve moleküler belirteçlerin arasındaki ilişki değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamıza kliniğimizde takip edilen 88 hasta çalışmaya alındı. Çalışmaya dahil edilen hastaların 55'i erkek (%62,50), 33'ü (%37,50) kadındı. Yaş ortalaması 43 idi. HBeAg dört hastada pozitif, 84 hastada negatifti. qHBsAg düzeyi tüm hasta gruplarında karşılaştırıldığında HBV DNA ile anlamlı orta düzeyde korelasyon saptandı. Tüm hastalarda yüksek HBV DNA düzeylerini (HBV DNA>2000 IU/mL) öngören qHBsAg cut-off değeri (78,60 sensitivite ile %25,00 spesifite) 1076,33 IU/mL olarak saptandı. Grup 1'de qHBsAg ile HBV DNA arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif yönlü korelasyon saptandı. Grup 2'de ise qHBsAg ile HBV DNA arasında korelasyon yoktu. qHBsAg düzeyi grup 1 hastalarda, grup 2 hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı değildi. Fibrozis skoru (FS) açısından bakıldığında önemli fibrozisi (FS ≥2) olan hastaların, önemsiz fibrozisi (F0-1) olan hastalara göre qHBsAg açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Logistik regresyon analizinde qHBsAg ortalaması FS 0-1 olanlarda 11675 IU/mL, FS 2-6 olanlarda 5760 IU/mL saptandı. Klinik olarak önemli fibroziste qHBsAg düzeyinin düşük olduğu görüldü. Ki kare testinde histolojik aktivite indeksi (HAİ) ≥ 6 olan hastalarda qHBsAg düzeyi, HAİ < 6 olan hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek saptandı. ROC analizinde qHBsAg'nin yüksek HAİ düzeyini öngördürmesi için saptanan cut-off değerleri sırasıyla 2030,37 IU/mL (%70,30 sensitivite), 4350,20 IU/mL (%70,60 spesifite) olarak saptandı. Sonuç: Yüksek HBV DNA düzeylerinin (HBV DNA>2000IU/mL) qHBsAg 1076,33 IU/mL kesme noktasıyla belirlenebileceği saptanmıştır ve qHBsAg düzeyleri HBV DNA seviyesi takibi gereken hastalarda klinisyene katkı sağlayacaktır. qHBsAg düzeyi ile HBeAg pozitif hastaların HBV DNA değerleri arasında pozitif bir korelasyon varken, HBeAg negatif olan grupta bu korelasyon olmadığı akılda tutulmalıdır. qHBsAg düzeyi açısından değerlendirildiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Özellikle de fibroz skorunun(FS≥2) yüksek olduğu durumlarda qHBsAg düzeylerinin daha düşük seyredebileceği ve karaciğer biyopsi kararını etkileyerek tedaviyi geciktirebileceği akılda tutulmalıdır. Fibrozisi değerlendirmede klinik (siroz bulguları), laboratuvar (trombosit düzeyi) ve fibrozis skorları(fibroscan, fibrotest vs.) biyopsi öncesi karar için kullanılmalıdır. çalışmamızda HAİ ile qHBsAg düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptandı. Bu da tedavi düşünülen hastada karaciğer biyopsi kararına katkı sağlayarak erken tedaviye başlanmasını sağlayacaktır.

Özet (Çeviri)

Objective: Hepatitis B virus (HBV) infections continue to be a serious global health issue. While invasive liver biopsy remains the gold standard for staging the disease, in recent years, non-invasive blood and imaging-based algorithms that can stage the disease safely have been developed. One of the non-invasive methods for assessing chronic HBV patients is measuring quantitative HBsAg (qHBsAg) levels. Our study investigated the clinical significance of qHBsAg levels in patients with chronic Hepatitis B (CHB) who were being considered for biopsy for treatment purposes. Patients and Methods: Patients diagnosed with chronic hepatitis B (CHB) who presented to the Infectious Diseases and Clinical Microbiology Department outpatient clinic of Rize Recep Tayyip Erdoğan University Training and Research Hospital, aged 18 and above, were included in our study. The diagnosis of CHB and the decision for biopsy were defined according to the EASL-2017 (European Association for the Study of the Liver) guidelines. Patients' HBV DNA, ALT, AST, AFP, PT, PLT, hepatomegaly, and hepatosteatosis results were accessed from electronic medical records. Two milliliters (ml) of serum were collected for qHBsAg measurement on the day of the biopsy. The qHBsAg level was analyzed from the collected sera. Patients were divided into two groups based on whether they received treatment according to the liver biopsy result (Group 1: treated, Group 2: not treated). The relationship between obtained qHBsAg values and biochemical and molecular markers was evaluated. Result: A total of 88 patients under follow-up in our clinic were included in our study. Of the patients included, 55 were male (62.50%) and 33 were female (37.50%). The mean age was 43. HBeAg was positive in four patients and negative in 84 patients. When comparing qHBsAg levels across all patient groups, a significant moderate correlation was found with HBV DNA. In Group 1, a statistically significant positive correlation was observed between qHBsAg and HBV DNA. The qHBsAg cutoff value (78.60% sensitivity with 25.00% specificity) predicting high HBV DNA levels (HBV DNA>2000 IU/mL) was 1076.33 IU/mL in all patients. However, in Group 2, there was no correlation between qHBsAg and HBV DNA. The qHBsAg level was not statistically significant in Group 1 patients compared to Group 2 patients. Regarding fibrosis score (FS), there was no statistically significant difference in qHBsAg between patients with significant fibrosis (FS ≥2) and those with insignificant fibrosis (F0-1). Logistic regression analysis revealed that the mean qHBsAg was 11675 IU/mL in patients with FS 0-1 and 5760 IU/mL in patients with FS 2-6, indicating lower qHBsAg levels in clinically significant fibrosis. In the chi-square test, the qHBsAg level was statistically significantly higher in patients with a histological activity index (HAI) ≥ 6 compared to those with HAI < 6. In ROC analysis, cut-off values for predicting high HAI levels with qHBsAg were determined to be 2030.37 IU/mL (70.30% sensitivity) and 4350.20 IU/mL (70.60% specificity). Conclusion: High HBV DNA levels (HBV DNA>2000IU/mL) can be determined by qHBsAg with a cut-off point of 1076.33 IU/mL and will contribute to clinicians in patients who need to monitor HBV DNA levels. It should be noted that there is a positive correlation between qHBsAg levels and HBV DNA values in patients positive for HBeAg, whereas this correlation is not present in the HBeAgnegative group. When evaluated in terms of qHBsAg levels, there was no statistically significant difference between the groups. Particularly in cases where fibrosis score (FS≥2) is high, it should be noted that qHBsAg levels may trend lower, potentially delaying the decision for liver biopsy and hence treatment. Clinical (signs of cirrhosis), laboratory (platelet levels), and fibrosis scores (fibroscan, fibrotest, etc.) should be used for pre-biopsy decision-making in fibrosis assessment. In our study, a statistically significant correlation was found between AIH (AIH ≥ 6) and qHBsAg levels. This will contribute to the decision-making for liver biopsy in patients under consideration for treatment, facilitating early initiation of therapy

Benzer Tezler

  1. Kronik hepatit b hastalarında başlangıç kalitatif ve kantitatif hbsag düzeylerinin uzun dönem takiplerde seroklirens ve serokonversiyon üzerine etkisi

    The effect of starting qualitative and quantitative hbsag levels of chronic hepatitis b patients on the seroclearence and seroconversion in long-term follow up

    DİLARA TURAN GÖKÇE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    GastroenterolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN ÖZKAN

  2. Kronik hepatit B hastalarında hbsag kinetiğinin diğer viral parametrelerle ilişkisinin araştırılması

    Investigation of the relationship between hbsag kinetics and other viral parameters in patients with hepatitis B

    SEVEN ULUDOKUMACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. REŞAT ÖZARAS

  3. HBEAG negatif kronik hepatit B hastalarında asemptomatik taşıyıcılık ve aktif hastalık ayrımının yapılmasında kantitatif hbsag'nin rolü

    The role of hbsag quantification in differentiating inactive carrier from active disease in HBEAG negative chronic hepatitis B patients

    SİBEL YILDIZ KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER FEHMİ TABAK

  4. Kronik hepatit B hastalarında entekavir ve tenofovir tedavi kesimi sonrası hepatit B relaps oranları ve relaps belirleyicilerinin saptanması

    Determination of hepatitis B relapse rate and relapse markers afterentecavir and tenofovir treatment discontinuation in chronic hepatitisB patients

    FATMA TUĞÇE ŞAH

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN İDİLMAN

  5. Kronik hepatit B hastalarında HBA DNA ve HBSAG quantifikasyon düzeyleri arasındaki ilişki

    Relationship between HVA DNA and HBSAG quantification levels in with chronic hepatitis B patients

    MUHAMMET EMİN KUTU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    GastroenterolojiBülent Ecevit Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YÜCEL ÜSTÜNDAĞ