Geri Dön

Primer Santral Sinir Sistemi Lenfomalarında (PSSSL) immunoglobulin reseptör varyantlarının hastalık patogenezi ve klinik davranışı ile ilişkisinin araştırılması

Investigation of the relationship of immunoglobulin receptor variants with disease pathogenesis and clinical behavior in Primary Central Nervous System Lymphomas (PCNSL)

  1. Tez No: 871125
  2. Yazar: MERVE BESLER
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Moleküler Tıp, Onkoloji, Patoloji, Molecular Medicine, Oncology, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 81

Özet

Primer santral sinir sistemi lenfoması (PSSSL), non-Hodgkin lenfomanın nadir ve agresif bir formudur. Santral sinir sisteminde gelişip burada sınırlı kalmaktadır ve tüm SSS neoplazilerinin %2-3'ünü oluşturur. En son güncellenen DSÖ 2022 sınıflamasında immün ayrıcalıklı bölge lenfomaları ile birlikte PSSSL, testis ve vitreoretinal lenfoma ile birlikte aynı grupta yerini almıştır. Bu hastalıkta relapslar sıktır, 5 ve 10 yıllık ortalama sağkalım sırasıyla %29.9 ve %22.2'dir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, PSSSL tümörlerinin geç germinal merkez kökenli B lenfositlerden geliştiğini ortaya koymuştur. B hücreli lenfoma durumunda, immünoglobulin (Ig) lokuslarının germline değişkeni (V), çeşitliliği (D) ve birleştirme (J) genleri, erken gelişim sırasında yeniden düzenlenir ve birleşme bölgeleri içindeki nükleotidlerin rastgele delesyon ve insersiyonuna maruz kalır. Böylece her B lenfosit için spesifik ve benzersiz sekanslar oluşturur. Bu“DNA parmak izleri (DNA fingerprints)”, lenfoproliferatif bozuklukları incelemek için klonalite belirteçleri olarak hizmet edebilir. Ancak PSSSL hastaları için Ig gen repertuarının araştırıldığı çalışmalar sınırlıdır. Tez çalışmamızda olguların retrospektif klinik analizi ile, NGS (Yeni Nesil Sekanslama) yöntemiyle neoplastik B hücrelerinde Ig reseptör varyantlarının araştırılması, varyant dağılımlarının belirlenmesi ve bunların diğer tümör özellikleriyle karşılaştırılması planlanmıştır. Bu sayede neoplastik B hücrelerinin Ig değişken bölgelerinin dizileriyle hangi proteinleri tanıdığıyla ilgili tahminlerin yapılması için de önemli bir sekans verisinin elde edilmesi hedeflenmiştir. Çalışmamızda kümeler arasında BCR klonlarının çeşitliliğini ve sıklıkla IGHV4-34 (%16), IGHV-3-7 (%15), IGHV-3-23 (%11), IGHV1-3 (%7) varyantları tespit edilmiştir. Bu, kümeler arasında kendi antijenine bağımlı kronik aktif BCR sinyallemesinin varlığını desteklemektedir. PSSSL için yapılan çalışmalara bakıldığında bizim hasta serimizde gözlenen IGHV1-3 (%7) varyantının sıklıkla kullanımı da ilk kez bildirilmiş olacaktır. Ayrıca bu varyantların J ve D bilgiler ile ayrıntılı nükleotid ve CDR3 a.a sekans bilgileri de literatüre kazandırılmıştır. Bu da PSSSL hastalığının heterojenliğini gösterir niteliktedir. Çalışmamızda NGS analizi sonrasında 110 IGH geni varyantı tespit edilmiştir. Bazı hastalarda tek, bazılarında ise çoklu (multipl) varyant bulunmuştur. Hastaların sahip olduğu tümör odak sayısının da değişkenlik gösterdiği göz önünde bulundurulduğunda, aradaki ilişkiyi incelemek için Mann-Whitney U testi yapılmıştır. Unifokal olanlarda varyant sayısı tektir, multifokal olanlarda multipl varyant vardır ve bu ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0.021, p

Özet (Çeviri)

Primary central nervous system lymphoma (PCNSL) is a rare and aggressive form of non-Hodgkin lymphoma. It develops in the central nervous system and is limited there, and it constitutes 2-3% of all CNS neoplasias. In the most recently updated WHO 2022 classification, immune-privileged zone lymphomas and PCNSL were included in the same group with testicular and vitreoretinal lymphoma. Relapses are common in this disease, and the 5- and 10-year median survival is 29.9% and 22.2%, respectively. Recent studies have revealed that PCNSL tumors develop from B lymphocytes of late germinal center origin. In the case of B-cell lymphoma, the germline variant (V), diversity (D), and splicing (J) genes of the immunoglobulin (Ig) loci are rearranged during early development and undergo random deletion and insertion of nucleotides within splice sites. Thus, it creates specific and unique sequences for each B lymphocyte. These“DNA fingerprints”can serve as clonality markers to study lymphoproliferative disorders. However, studies investigating the Ig gene repertoire for PSSSL patients are limited. In our thesis study, it was planned to investigate Ig receptor variants in neoplastic B cells with the NGS (Next Generation Sequencing) method, to determine the variant distributions and to compare them with other tumor characteristics, with a retrospective clinical analysis of the cases. In this way, it is aimed to obtain important sequence data to make predictions about which proteins neoplastic B cells recognize with the sequences of Ig variable regions. In our study, we found the diversity of BCR clones among the clusters and frequently IGHV4-34 (16%), IGHV-3-7 (15%), IGHV-3-23 (11%), IGHV1-3 (7%) variants were detected. This supports the existence of self-antigen-dependent chronic active BCR signaling among the clusters. Considering the studies conducted for PSSSL, the frequent use of the IGHV1-3 (7%) variant observed in our patient series will be reported for the first time. In addition, J and D information and detailed nucleotide and CDR3 a.a sequence information of these variants have been added to the literature. This shows the heterogeneity of PSSSL disease. In our study, 110 IGH gene variants were detected after NGS analysis. A single variant was found in some patients, and multiple variants were found in others. Considering that the number of tumor foci in patients varies, Mann-Whitney U test was performed to examine the relationship. In unifocal cases, the number of variants is single, in multifocal ones, there are multiple variants, and this relationship was found to be statistically significant (p=0.021, p

Benzer Tezler

  1. Beyin lenfomalarının moleküler gelişimi ve sınıflandırılması

    Başlık çevirisi yok

    DİLARA AKBULUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PatolojiAnkara Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. IŞINSU KUZU

  2. Primer merkezi sinir sistemi lenfomalarında ı̇mmünhistokimyasal olarak PKCD ekspresyonunun araştırılması

    Immunohistochemical analysis of PKCD expression in primary central nervous system lymphomas

    ALİ YILMAZ ALTAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Hematolojiİstanbul Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLÇİN YEGEN

  3. Non-astrositik primer santral sinir sistemi tümörlerinde DSC perfüzyon MR görüntüleme

    DSC perfusion MR imaging in non-astrocytic primer central nervous system tumors

    HUSEYN GULIYEV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Radyoloji ve Nükleer TıpEge Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. ÖMER KİTİŞ

  4. Ekstranodal lenfomaların klinikopatolojik özelliklerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of cli̇ni̇copathologi̇c features of extranodal lymphomas

    SİNEM KANTARCIOĞLU COŞKUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    HematolojiUludağ Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜLYA ÖZTÜRK NAZLIOĞLU

  5. Erişkin glial tümör hastalarında prognozu etkileyen epidemiyolojik ve moleküler belirteçlerin izlenmesi: Prospektif-retrospektif tez çalışması

    Monitoring epidemiological and molecular markers affecting prognosis in adult glial tumor patients: A prospective-retrospective thesis study

    EYÜP BAYATLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NöroşirürjiAnkara Üniversitesi

    Nöroşirürji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN ÇAĞLAR UĞUR