Anterolateral insizyonel yaklaşım ve posterolateral insiyonel yaklaşım ile gerçekleştirilen total kalça artroplasti sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of total hip arthroplasty results performed with anterolateral approach and posterolateral approach
- Tez No: 873047
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AHMET YILMAZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
- Anahtar Kelimeler: Anterolateral yaklaşım, posterolateral yaklaşım, harris kalça skoru, total kalça artroplastisi, Anterolateral approach, posterolateral approach, harris hip score, total hip arthroplasty
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 90
Özet
Anterolateral İnsizyonel Yaklaşım ve Posterolateral İnsizyonel Yaklaşım ile Gerçekleştirilen Total Kalça Artroplasti Sonuçlarının Değerlendirilmesi Giriş ve Amaç: Total kalça artroplastisi operasyonu ameliyat sonrası sonuçlar açısından en başarılı ortopedik operasyonların başında gelmektedir. Operasyon sırasında farklı insizyonel yaklaşım tercih edilerek yapılabilir. Bu insizyonel yaklaşımlar arasında en sık kullanılanlardan ikisi anterolateral insizyonel yaklaşım ve posterolateral insizyonel yaklaşımdır. Biz çalışmamızda bu iki insizyonel yaklaşımın birbirlerine göre avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırmayı amaçladık. Gelişen komplikasyonların Harris kalça skoruna etkisini inceledik. Gereç ve Yöntem: Adana Şehir Eğitim Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği'nde, Ocak 2019-Şubat 2023 tarihleri arasında 5 yıldan uzun süreli tecrübeye sahip olan cerrahların TKP yaptığı tüm hastaları hastane sisteminden taradık. Primer ve en az 1yıl, en fazla 5 yıl ortalama 2.5 yıl takip ettiğimiz rastgele 150 hastayı çalışmamıza dahil ettik. Hastalarımızın 6 tanesine daha önceden karşı kalçaya da total kalça artroplastisi uyguladığımızdan, 10 hastamız GKD zemininde olduğundan, 8 hastamızın ise düzenli kontrolleri yapılmadığından, 8 hastamızı ise arayıp polikliniğe çağırmamıza rağmen polklinik kontrole gelmediğinden dolayı çalışma dışı bıraktık. Böylece toplam 32 hastamızı çalışma dışı bırakmış olduk. Kalan 118 hastamızı retrospektif olarak değerlendirdik. Çalışmaya dahil ettiğimiz 118 hastanın 28'inin anterolateral yaklaşım(ALY) tercih edilerek, 90 hastanın ise posterolateral yaklaşım(PLY) tercih edilerek opere edildiğini tespit ettik. Hastalarımızda proksimal tutulumlu distali oluklu full poroz kaplı kare kesit total kalça protezi kullanıldı. Çalışmamıza dâhil edilen hastaların preop anamnezi ve fizik muayene bulguları hastane sistemin bulunup kayıt altına alındı. Ameliyat sonrası tekrardan kalça eklem hareket açıklığı, alt ekstremite uzunluk farkı olup olmadığı ve kas kuvvetleri değerlendirildi ve kayıt altına alındı. Ameliyat öncesi planlama için preop çekilmiş olan ve ameliyat sonrası rutin kontroller için çekilmiş olan standart pelvis AP grafileri ve ilgili taraf kalça AP-yan grafileri hastane sisteminden bulunup değerlendirildi ve gerekli ölçümler yapıldı. Hastalarımız polikliniğe çağırıldı preop Harris kalça skoru sorgulanarak kayıt altına alındı ve postop Harris kalça skorları ölçülüp not edildi. Hastalarımıza rutin olarak yapılan hemogram, biyokimya ve koagülasyon tetkikleri hastane sisteminden bulunup değerlendirildi. Hepatit ile hiv taramaları hastane sisteminden taranıp kayıt edildi. Hastaların preop komorbid hastalıkları ve ilgili branş (dahiliye, genel cerrahi, üroloji, kadın hastalıkları, vb.) konsültasyonları hastane siteminden taranıp kayıt altına alındı. Hastalarımızın vücut kitle indeksine bakıldı. Hastalarımızda heterotopik ossifikasyonun sınıflandırılmasında Brooker sınıflaması kullanıldı. Hastalarımızda periprostetik kırıkların sınıflandırılmasında Vancouver sınıflaması kullanıldı. Verilerin analizinde Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 25.0 programı kullanıldı. Bulgular: Çalışmamıza dahil edilen hastaların %48,2 sinde anterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilirken, %51,8 inde posterolateral insizyonel yaklaşım tercih edildi. Anterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek total kalça artroplasti (TKA) yapılan 28 hastada postop dislokasyon görülmezken, posterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 90 hastanın 7'sinde postop dislokasyon komplikasyonu gelişti. Anterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 28 hastanın 5'inde, posterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 90 hastanın 3'ünde postop Brooker sınıflamasına göre tip 1 hetorotopik ossifikasyon tespit edildi. Anterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 28 hastanın 7'sinde, posterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 90 hastanın 3'ünde periprostatik kırık tespit edildi. Anterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 28 hastada postop hiçbir sinir arazı gelişmezken, posterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 90 hastanın 1'inde postop siyatik sinir arazı gelişmiştir. Anterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 28 hastada postop yapılan ölçümlerde asetabular inklinasyon ortalaması 44,4 derece iken, posterolateral insizyonel yaklaşım tercih edilerek TKA yapılan 90 hastada postop yapılan ölçümlerde asetabular inklinasyon ortalaması 45 derece bulunmuştur. Sonuç: Seçilen insizyon tipine bağlı kalça eklemine yaklaşım biçiminin kendi arasında diğerine göre bazı avantaj ve dezavantajları vardır. Çalışmamızda anterolateral insizyonel yaklaşım uygulanan TKA olgularımızda dislokasyon tespit etmedik. Posterolateral insizyonel yaklaşım uygulanan TKA olgularımızda 7 hastada dislokasyon tespit ettik. Dislokasyon gelişmesi açısından yaklaşımlar arasında anlamlı istatistiksel fark tespit etmedik. Anterolateral insizyonel yaklaşımı tercih ettiğimiz TKA olgularımızda Brooker sınıflamasına göre postoperatif heterotopik ossifikasyon sonuçlarını, posterolateral insizyonel yaklaşımı tercih ettiğimiz TKA olgularımızla karşılaştırdığımızda tip 1 heterotopik ossifikasyon oranının anlamlı derecede yüksek olduğunu gördük. Anterolateral yaklaşımı tercih ettiğimiz TKA olgularımızda periprostetik kırık oranını posterolateral yaklaşımı tercih ettiğimiz TKA olgularımızla karşılaştırdığımızda periprostetik kırık oranının anlamlı derecede yüksek olduğunu gördük. Her iki insizyonel yaklaşım şeklinde postop Harris kalça skoru açısından, postop sinir arazı açısından, postop hemoglobin düşüşü açısından, hastanede yatış süresi açısından ve postop ölçülen asetabular inklinasyon değerleri açısından anlamlı bir fark bulamadık.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Evaluation of Total Hip Arthroplasty Results Performed with Anterolateral Approach and Posterolateral Approach Introduction and Aim: It is one of the most successful orthopedic operations, total hip arthroplasty surgery. It can be performed by choosing a different approach during the operation. Among this approaches, the two most commonly used are Anterolateral approach and posterolateral approach. In our study, we aimed to compare the advantages and disadvantages of these two approaches. We examined the effect of developing complications on Harris hip score. Matherial and Method: We screened all patients from the hospital system who underwent CAP by surgeons with more than 5 years of experience at Adana City Training and Research Hospital Orthopedics and Traumatology Clinic between January 2019 and February 2023. We included 150 random patients in our study, whom we followed for a minimum of 1 year, a maximum of 5 years, and an average of 2.5 years. We excluded 6 of our patients from the study because we had previously performed total hip arthroplasty on the opposite hip. We excluded 10 patients from the study because they were on GKD basis, 8 patients because they did not come for regular check-ups, and 8 patients because they did not come to the outpatient clinic despite our calls. Thus, we excluded a total of 32 patients from the study. We evaluated our remaining 118 patients retrospectively. We found that 28 of the 118 patients we included in the study were operated on using the anterolateral approach, and 90 patients were operated on using the posterolateral approach. In our patients, a square-section total hip prosthesis with proximal involvement and a slotted, fully porous coated distal part was used. Preoperative anamnesis and physical examination findings of the patients included in our study were found and recorded in the hospital system. After the surgery, hip joint range of motion, lower extremity length difference, and muscle strength were evaluated and recorded. Standard pelvis AP radiographs and relevant hip AP-lateral radiographs taken preoperatively for preoperative planning and postoperative routine controls were found and evaluated in the hospital system and necessary measurements were made. Our patients were called to the outpatient clinic, their preoperative Harris hip scores were questioned and recorded, and their postop Harris hip scores were measured and noted. Hemogram, biochemistry and coagulation tests routinely performed on our patients were found and evaluated in the hospital system. Hepatitis and HIV screenings were scanned and recorded in the hospital system. Preoperative comorbid diseases of the patients and consultations from the relevant branch (internal medicine, general surgery, urology, gynecology, etc.) were scanned and recorded on the hospital system. The body mass index of our patients was checked. Brooker classification was used to classify heterotopic ossification in our patients. The Vancouver classification was used to classify periprosthetic fractures in our patients. Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 25.0 program was used to analyze the data. Results: While anterolateral approach was preferred in 48.2% of the patients included in our study, posterolateral approach was preferred in 51.8%. While no postoperative dislocation was observed in 28 patients who underwent total hip arthroplasty (TKA) by choosing the anterolateral approach, postoperative dislocation complications developed in 7 of 90 patients who underwent TKA by choosing the posterolateral approach. Type 1 hetorotopic ossification according to Brooker classification was detected in 5 of 28 THA cases in which anterolateral approach was preferred, and in only 3 of 90 postoperative THA cases in which posterolateral approach was preferred. Postoperative periprostatic fracture was detected in 7 of 28 patients who underwent THA using the anterolateral approach, and in 3 of 90 patients who underwent THA using the posterolateral approach. While no postoperative nerve defect complication developed in 28 patients who underwent THA with the anterolateral approach, a postoperative sciatic nerve defect complication developed in 1 of 90 patients who underwent THA with the posterolateral approach. While the acetabular inclination was 44.4 degrees in postoperative measurements in 28 patients who underwent THA, preferring the anterolateral approach, the acetabular inclination was 45 degrees in the postoperative measurements in 90 patients who underwent TKA, in which the posterolateral approach was preferred. Conclusion: Depending on the chosen incision type, the approach to the hip joint has some advantages and disadvantages compared to the other. In our study, we did not detect any dislocation in our THA cases in which anterolateral incisional approach was applied. We detected dislocation in 7 patients in our THA cases in which posterolateral incisional approach was applied. We did not detect a statistically significant difference between the approaches in terms of dislocation development. When we compared the postoperative heterotopic ossification results according to the Broker classification in our THA cases where we preferred the anterolateral approach, compared to our THA cases where we preferred the posterolateral approach, we found the rate of Type 1 heterotopic ossification to be significantly higher. We did not find any significant difference between the two incisional approaches in terms of postoperative Harris hip score, postoperative nerve symptoms, postoperative hemoglobin drop, length of hospital stay, and postoperative measured acetabular inclination values.
Benzer Tezler
- Pediatrik suprakondiler humerus kırıklarında cerrahi insizyonla tedavi sonuçları ve komplikasyonlar arasındaki ilişkinin klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi
Clinical and radiological evaluation of the relationship between surgical incision and treatment outcomes and complications in pediatric supracondylar humerus fractures
FEVZİ SAĞLAM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık BakanlığıOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HALİL İBRAHİM BEKLER
- Torakal ve lomber patolojilerde anterolateral girişim ve sonuçları
The clinical analysis of antero-lateral approaches to thoracic, and lumbar spine pathologies
ALİ AYKUT AYKER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
NöroşirürjiGaziantep ÜniversitesiBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. İBRAHİM ERKUTLU
- Kronik ön çapraz bağ yetersizliğinin otojen patellar tendon ile rekonstrüksiyon sonuçları
Başlık çevirisi yok
ABDULLAH GÖĞÜŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1994
Ortopedi ve Travmatolojiİstanbul ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖMER TAŞER
- Kavernöz sinüs anatomisi ve cerrahi girişim yolları: mikroşirürjikal kadaverik çalışma
Başlık çevirisi yok
ADEM DALGIÇ
- Kapak onarım cerrahisi açısından insan kadaverik mitral kapak kompleks anatomisinin kritik analizi
Başlık çevirisi yok
ALİ FUAT KARAÇUHA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiAnkara ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET RÜÇHAN AKAR