Geri Dön

Klasik kaposi sarkomu tedavisinde pro-yellow lazer deneyimi ve kriyoterapi ile karşılaştırılması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 873228
  2. Yazar: SELIN ILCHAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. DİLEK BAYRAMGÜRLER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Kaposi Sarkomu, lokal tedavi, kriyoterapi, Pro-yellow lazer, lazer, Kaposi Sarcoma, local treatment, cryotherapy, Pro-yellow laser, laser
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 72

Özet

7. ÖZET: Klasik Kaposi Sarkomu Tedavisinde Pro - yellow Lazer Deneyimi ve Kriyoterapi ile Karşılaştırılması Giriş ve Amaç: KS multipl vasküler kutanöz ve mukozal nodüller ile karakterize nadir görülen bir anjiyoproliferatif tümördür. Tüm epidemiyolojik alt tiplerin %95'inde HHV-8 virüs rol oynamaktadır ancak hastalık patogenezinde genetik, immünolojik ve çevresel faktörler rol oynamaktadır. Klinik olarak sıklıkla lenfödemin eşlik ettiği alt ekstremitelere lokalize eritemli, lividi-şarabi veya koyu kahverengi makül, yama, plak ve nodüler lezyonlar izlenmektedir. Lokalize hastalığı olan hastalarda KT, RT, cerrahi eksizyon, lazer tedavileri, topikal imikuimod ve IL kemoterapi gibi lokal tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. İlerlemiş deri tutulumu ve/veya visseral tutulumu olan hastalarda sistemik tedavi seçenekleri gündeme gelmektedir. Lokal tedavi seçenekleri arasında pratikte en yaygın kullanılan seçenek KT'dir. Son yıllarda literatürde seçilmiş vakalarda çeşitli lazer tedavilerinin de etkili olabileceği gösterilmesine rağmen tedavide görece olarak daha yeni bir vasküler lazer tipi olan PYL'nin kullanıldığı herhangi bir olgu sunumu ya da çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bilgilerden yola çıkarak çalışmamızda KS yama ve plak lezyonlarında PYL tedavisi başarısını değerlendirmeyi ve tedavide sık kullanılan bir yöntem olan KT ile karşılaştırmayı hedefledik. Gereç ve Yöntem: Çalışma grubunu bilgilendirilmiş onam formu alındıktan sonra Nisan 2022 ile Nisan 2023 tarihleri arasında son 6 ayda herhangi bir lokal veya sistemik tedavi almamış, histopatolojik olarak tanısı doğrulanmış 18 yaş üstü 9 klasik KS hastasından oluşturduk. Dokuz hastanın her birinden en az 2 lezyon seçilerek ve tek kör, randomize, karşılaştırılmalı olacak şekilde her hastaya hem KT hem de PYL uygulaması yapıldı. Tedavi öncesi ilk seansta her lezyon için DS, YS ve TS değerleri hesaplandı. Her iki uygulama da maksimum 5 seans olacak şekilde, 4 hafta aralar ile gerçekleştirildi ve her seans öncesinde skorlar tekrar hesaplandı. İki tedavi yönteminin etkinliği tedavi öncesi ve sonrası TS'lerdeki değişiklikler YD oranları hesaplanarak ve ayrıca DS'ye göre YD'ler kıyaslanarak yapıldı. Bulgular: Çalışmaya 9 hastadan [5'i (%55,6) kadın, 4'ü (%44,4) erkek] toplamda 41 lezyon dahil edildi. Hastalardan 1 (%11,1) tanesinde ek hastalık yok iken 8 (%88,9) hastanın hastalığı bulunmaktaydı. Ek hastalık olarak 5 (%55,6) hastada DM, 7 (%77,8) hastada HT, 1 (%11,1) hastada hiperlipidemi bulunmaktaydı. Başlangıçta 41 lezyonun 24'ünde DS 1, 17'sinde DS 2 idi ve bu lezyonlardan 16'sına KT 25'ine ise PYL uygulandı. Çalışma sonucunda YD oranları göz önüne alındığında tedavi yöntemlerinin etkinliği arasında anlamlı fark olduğu (p:0,008); KT tedavi etkinliğinin (YD:%100) PYL tedavi etkinliğinden (YD:%42,58) üstün olduğu saptandı.YD oranları DS dikkate alınarak yeniden hesaplandığında; DS 1 olan lezyonlarda tedavi yöntemlerinin etkinliği açısından YD'lerde anlamlı fark saptanmadı (p:0,192). DS 2 olan lezyonlarda ise KT'nin PYL'ye göre tedavi başarısının daha yüksek olduğu ve aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı fark yarattığı sonucuna ulaşıldı (p:0,048). Sonuç: KS tedavisinde KT ve PYL tedavilerinin etkinliğinin karşılaştırıldığı çalışmamızda; genel olarak KT'nin PYL tedavisine göre daha başarılı olduğu saptandı. Ancak lezyonlardaki infiltrasyon göz önüne alındığında; infiltrasyonun olmadığı makül-yama lezyonlarda her iki tedavi yönteminin etkinliği arasında fark olmadığı yani PYL'nin KT kadar etkili olduğu sonucuna varıldı.

Özet (Çeviri)

8. ABSTRACT: Pro-yellow Laser Experience in the Treatment of Classical Kaposi Sarcoma and Its Comparison with Cryotherapy Introduction and Aim: KS is a rare angioproliferative tumor characterized by multiple vascular cutaneous and mucosal nodules. HHV-8 virus is involved in 95% of all epidemiologic subtypes, but there is a pathogenesis in which genetic, immunologic and environmental factors also play a role in disease development. Clinically, erythematous, livid-wine color or dark brown macules, patches, plaques and nodular lesions localized to the lower extremities often accompanied by lymphedema are observed. Local treatment modalities such as KT, RT, surgical excision, laser treatments, topical imiquimod and IL chemotherapy are used in patients with localized disease. Systemic treatment options come to the fore in patients with advanced skin involvement and/or visceral involvement. KT is the most commonly used local treatment option in practice.Although it has been shown in the literature in recent years that various laser treatments can be effective in selected cases, no case reports or studies have been found in which PYL, a relatively new type of vascular laser, was used in the treatment. Based on this information, in our study, we aimed to evaluate the success of PYL treatment in KS patch and plaque lesions and compare it with KT, a frequently used method in treatment. Materials and Methods: The study group was consisted of 9 classic KS patients over 18 years of age whose diagnosis were confirmed histopathologically and who had not received any local or systemic treatment in the last 6 months between April 2022 and April 2023after informed consent form was taken. At least 2 lesions were selected from each of the 9 patients and both KT and PYL were applied to each patient in a single-blind, randomized, comparative manner. At first visit pre-treatment DS, YS and TS values were calculated for each lesion. Both applications were carried out at 4-week intervals for a maximum of 5 sessions, and the scores were recalculated before each sessions. The effectiveness of the two treatment methods was determined by calculating the changes in TSs before and after treatment and also by comparing the YDs according to DS. Results: A total of 41 lesions from 9 patients [5 (55.6%) were female, 4 (44.4%) were male] were included in the study. While 1 (11.1%) of the patients had no comorbidity, 8 (88.9%) patients had comorbidity. DM was present in 5 (55.6%) patients, HT in 7 (77.8%) patients, and hyperlipidemia in 1 (11.1%) patient. DS was 1 in 24 of 41 lesions, DS was 2 in 17, and KT was used in 15 of these lesions and PYL was used in 26. As a result of the study, considering the YD rates, there was a significant difference between the effectiveness of the treatment methods (p:0.008); it was determined that KT treatment effectiveness (YE: 100%) was superior to PYL treatment (YE: 42.58%). When YD rates are recalculated by taking DS into consideration; no significant difference was detected in YDs in terms of the effectiveness of treatment methods in lesions with DS 1 (p: 0.192).In lesions with DS 2, it was concluded that KT had higher treatment success than PYL and the difference was statistically significant (p:0.048). Conclusion: In our study comparing the effectiveness of KT and PYL treatments in the treatment of KS, it was found that KT was generally more successful than PYL treatment. However, considering the infiltration in the lesions, it was concluded that there was no difference between the efficacy of both treatment modalities in macule-patch lesions that is PYL was as effective as KT in KS lesions without infiltration.

Benzer Tezler

  1. Klasik tip kaposi sarkomu olgularında klinikopatolojik özellikler

    Clinicopathologic characteristics of classic type kaposi's sarcoma cases

    GÜL ERTEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    PatolojiBülent Ecevit Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ OĞUZ ÖZDAMAR

  2. Kaposi sarkomu ve diğer vasküler lezyonlarda vegfr-3 ekspresyonu ile hhv8 varlığının immünhistokimyasal ve in-situ hibridizasyon yöntemleriyle araştırılması

    Vegfr-3 expression and the presence of hhv8 by immunohistochemistry and in-situ hybridization methods in kaposi sarcoma and other vascular lesions

    EBRU KARAYİĞİT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Patolojiİstanbul Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. NESİMİ BÜYÜKBABANİ

  3. Kaposi sarkomlarının histopatolojik açıdan değerlendirilmesi, emmprin/CD147 protein ekspresyonunun tümör biyolojik davranışı ile ilişkisinin araştırılması

    Histopathologic evaluation of kaposi sarcoma, expression of emmprin (CD147), relation with biologic behavior

    ZARİFA YUSİFLİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    PatolojiHacettepe Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA GÖKHAN GEDİKOĞLU

  4. 14 kaposi sarkomlu hastanın incelenmesi

    Başlık çevirisi yok

    RASİME ERKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    Dermatolojiİstanbul Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

  5. Aigai (Aiolis) kuzey kapısı

    The north gate in Aigai (Aiolis)

    GÜLEN CEYDA EROĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    ArkeolojiEge Üniversitesi

    Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERSİN DOĞER