Geri Dön

Vergi Hukukunda adsız düzenleyici işlemlerin hukuki niteliği

Legal nature of unnamed regulatory acts in Tax Law

  1. Tez No: 873514
  2. Yazar: EGE ŞENTÜRK
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ONUR KAPLAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yaşar Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kamu Hukuku Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 416

Özet

Kamu giderlerinin karşılanması için vergi ödenmesi noktasında bireylerin bazı temel hak ve özgürlüklerine müdahale edilmesi nedeniyle vergi hukuku, temel haklara müdahale hukuku niteliği taşımaktadır. Vergilendirmede keyfi uygulamaları önleyecek kurallara kanunlarda yer verilmesi, böylece bireyin hak ve özgürlüklerinin korunması, bu kuralın anayasalara taşınması, vergi hukukunun bu özelliğinden kaynaklanan tarihsel bir sürecin ürünüdür. Anayasamızda da kendisine yer bulan“verginin kanuniliği ilkesi”uyarınca Devlet sahip olduğu vergilendirme yetkisini, yasama organı tarafından kabul edilen kanunlara dayalı olarak kullanmaktadır. Bu, vergi mükelleflerinin yasama organında temsil edildiği ve onun kararlarına rıza gösterdikleri esasına dayandığından kuvvetler ayrılığı ilkesi ve bu ilkenin aradığı dengenin bir sonucu olarak ortaya çıkmış bir olgudur. Türk hukuk sisteminde de anayasal düzenleme ile vergilerin konulması, değiştirilmesi ve kaldırılmasının ancak kanun ile yapılabileceği ilkesi benimsenmiş, istisnai olarak ancak yine kanunla belirlenen alt ve üst sınırlar içinde Cumhurbaşkanınca oran tespiti konusunda sınırlı bir yetki yürütmeye bırakılmıştır. Vergi hukuku literatüründe kabul edildiği üzere verginin kanuniliği ilkesi gereği, Kanun Koyucu'nun yalnızca konusunu belli ederek bir vergi, resim, harç veya benzeri bir mali yükümlülük alınmasına izin vermesi bunun kanunla konulmuş sayılması için yeterli olmayıp, getirilen mali yükümlülüğe dair matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, uygulanacak yaptırımlar ve zamanaşımı gibi konuların da farklı maddelerde olsa dahi kanunlarda gösterilmesi gerekmektedir. Hal böyleyse de verginin kanuniliği ilkesi, vergilendirme ile ilgili tüm işlemlerin kanunlarla düzenlenmesini gerektirmediği gibi günümüz dünyasında böyle bir yaklaşımın uygulanabilirliği de çeşitli zorluklar nedeni ile kendi içinde oldukça zorluklar taşımaktadır. Esasen kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiş yönetimlerde kanunları yürütmek ayrı bir organ olan yürütmenin ve bunun içinde yer alan idarenin görevi ve ülkemiz örneğinde olduğu gibi yetkisindedir. Bu çerçevede idarenin diğer idare hukuku alanlarında olduğu gibi vergi hukuku yönünden de bir kısım imkanlarla donatılması ihtiyacı doğmuştur. Bu imkanlar bazen bizzat kanunların verdiği açık ve özel yetkilerle ve bazen de“usul ve esasları belirleme”şeklindeki muğlak ve genel ifadelerle yaratılmaktadır. İdare bu yetkilerini kullanırken kanunların verdiği yetkiye dayalı olarak bazen kanunları açıklayan, uygulama şeklini gösteren düzenlemeler yanında bazen de ve özellikle kanunun verdiği özel ve açık yetkiye dayalı olarak kural koyucu düzenlemeler de yapabilmektedir. Bunun yanında vergi hukukunda idarenin kendi örgütüne yön vermek yanında kanunla kendisine yüklenen bireylerin izahat taleplerini karşılama anlamında da bir kısım düzenleyici işlemler yapması söz konusu olmaktadır. Anayasa ve idare hukuku öğretisinde genel ve baskın görüş, idarenin“genel, soyut, sürekli ve kişilik dışı irade açıklaması”şeklinde yaptığı genel düzenlemeler Anayasada adı ile anılmadıkları durumlarda“adsız düzenleyici işlemler”olarak nitelenmektedir. Bu çalışmada öncelikle bu tür işlemler anayasa ve idare hukuku açısından terminolojik olarak ele alınacak, yapılma neden ve şekilleri ortaya konulduktan sonra vergi hukuku özelinde yansımalarına değinilecektir. Son olarak ise temelde bir idari işlem olan söz konusu işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin yargısal boyutu, bunların bağlayıcılıkları ve ilgililerin menfaatlerini etkilemeleri çerçevesinde ele alınacaktır.

Özet (Çeviri)

Due to the fact that tax law has the characteristic of“interference with fundamental rights”law, the inclusion of rules that will prevent arbitrary practices in taxation in the laws, thus protecting the rights and freedoms of the individual, and the inclusion of this rule in the constitutions is the product of a historical process. Pursuant to the“principle of legality of taxation”, which is also enshrined in our Constitution, the State exercises its taxation power on the basis of laws adopted by the legislature. Since this is based on the principle that taxpayers are represented in the legislative body and consent to its decisions, it is a phenomenon that has emerged as a result of the principle of separation of powers and the balance sought by this principle. In the Turkish legal system, the principle that the imposition, amendment and abolition of taxes can only be made by law has been adopted by constitutional regulation, and exceptionally, a limited authority to determine rates by the President within the lower and upper limits determined by law has been left to the executive. As it is accepted in the tax law literature, in accordance with the principle of legality of tax, it is not sufficient for the legislator to authorise the levy of a tax, levy, fee or similar financial obligation by specifying only its subject matter, and the issues such as the tax base, rate, assessment, accrual, collection, sanctions to be applied and statute of limitations regarding the financial obligation introduced must also be specified in the laws, even if in different articles. Even so, the principle of the legality of taxation does not require that all transactions related to taxation be regulated by law, and the applicability of such an approach in today's world carries difficulties in itself due to various difficulties. As a matter of fact, in governments that have adopted the principle of separation of powers, the execution of laws is the duty and, as in the case of our country, the authority of the executive, which is a separate organ, and the administration within it. In this framework, the need to equip the administration with some facilities in terms of tax law, as in other areas of administrative law, has arisen. These possibilities are sometimes created by explicit and special powers granted by the laws and sometimes by vague and general expressions such as“determining the procedures and principles”. While exercising these powers, the administration can make regulations explaining the laws and showing the way of application, as well as sometimes, and especially based on the special and explicit authority granted by the law, it can also make rule-making regulations. In addition to this, in tax law, in addition to directing its own organisation, the administration may also make some regulatory acts in order to meet the demands of individuals for clarification imposed on it by law. The general and dominant view in the constitutional and administrative law doctrine is that the general regulations made by the administration in the form of“general, abstract, continuous and impersonal declaration of will”are characterised as“unnamed regulatory acts”when they are not mentioned by name in the Constitution. In this study, firstly, such transactions will be discussed terminologically in terms of constitutional and administrative law, the reasons and forms of such transactions will be presented, and then their reflections on tax law will be mentioned. Finally, the judicial dimension of the judicial review of the legality of these transactions, which are basically administrative acts, will be discussed within the framework of their binding nature and their effect on the interests of those concerned.

Benzer Tezler

  1. İdari işlemlerin yargısal denetimi bakımından yasa ile düzenleyici işlem ilişkisi

    The relationship between the law and administrative regulatory act in terms of judicial review of administrative acts

    LEVENT AKDOĞAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  2. Vergi Hukukunda tüzel kişilerin ve temsilcilerinin mali ve cezai sorumluluğu

    Başlık çevirisi yok

    SALİM SELAMET

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLSEN GÜNEŞ

  3. Vergi Hukukunda zamanaşımı

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET KADİR FİLİZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    HukukMarmara Üniversitesi

    Maliye Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BUMİN DOĞRUSÖZ

  4. Vergi Hukukunda mükellefin savunma hakkı

    Right to defence of taxpayer in Tax Law

    ÖZGE MUTLU KAYA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HukukAnadolu Üniversitesi

    Maliye Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RECAİ DÖNMEZ

  5. Vergi Hukukunda tahakkuk

    Accrual in Tax Law

    YELİZ NESLİHAN AKIN BASA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Hukukİstanbul Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SALİM ATEŞ OKTAR