Geri Dön

Agresif bazal hücreli karsinomlarda dermatoskopik ipuçlarının belirlenmesi

Identifying dermatoscopic clues in aggressive basal cell carcinomas

  1. Tez No: 874122
  2. Yazar: DİLAN KIZILIRMAK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. BENGÜ NİSA AKAY
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 96

Özet

Amaç: Bazal hücreli karsinom (BHK), en sık görülen kanserdir ve insidansı giderek artmaktadır. Metastaz riski oldukça düşük olsa da; geç ya da yanlış tanı alması durumunda lokal olarak invaziv seyredebilir. Tanısında histopatolojik inceleme altın standart olup tedavide en önemli belirleyici faktör histopatolojik alt tiptir. Dermatoskopik inceleme, BHK'nin hem tanısında hem de biyopsi öncesi alt tipinin belirlenmesinde oldukça büyük öneme sahip invaziv olmayan bir yöntemdir. Bu çalışmada dermatoskopinin özellikle agresif BHK alt tiplerinin belirlenmesinde sağlayabileceği ipuçları incelenmiştir. Böylece biyopsi öncesinde tekniğin ve biyopsinin alınacağı bölgenin doğru seçilmesi, patolog ve klinisyenin tanı konusunda uyuşmazlığı söz konusu olduğunda dermatoskopik ve histopatolojik bulguların bir arada yeniden değerlendirilmesi, bunların nihai sonucu olarak da hastanın doğru tedaviyi daha az invaziv girişimle alması ve uzun dönem komplikasyonlarının azaltılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2016-Ocak 2023 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı'na başvuran 312'si kadın, 378'i erkek olmak üzere 690 hastanın histopatolojik olarak BHK tanısı almış 1091 lezyonu dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri, lezyonların lokalizasyonu, dermatoskopik özellikleri ve histopatoloji sonuç verileri retrospektif olarak incelenerek kaydedildi. Lezyonların önce histopatolojik alt tiplerinin dermatoskopik bulguları değerlendirildi. Daha sonra lezyonlar düşük risk grubu ve yüksek risk grubu olarak gruplanarak bu iki grupta dermatoskopik bulgular karşılaştırılıp risk analizi yapıldı. Bulgular: Çalışmaya, yaşları 8 ile 94 arasında değişmekte olan, %54.8'i erkek ve %45.2'si kadın olmak üzere toplam 690 hastanın 1091 BHK lezyonu dahil edildi. Yaş ortalaması 65.6±13.2 yıldı. Lezyonların en sık yerleşim yeri burun (%25) olup, en çok izlenen histopatolojik alt tip yüzeyel tipti (%28.9). Mikronodüler BHK'de en sık izlenen dermatoskopik bulgular; kahverengi (%73.9) ve gri noktalar (%66.7), küçük gri klodlar (%66.7), beyaz yapısız alanlardı (%66.7). İnfiltratif BHK'de en sık izlenen dermatoskopik bulgular; beyaz yapısız alanlar (%84.9), beyaz çizgiler (%78.5), lezyonun yarısından azını kaplayan ülser (%44.8), ince dallanan damarlardı (%29.7). Bazoskuamöz karsinomda en sık görülen dermatoskopik bulgular; beyaz yapısız alanlar (%85.1) ve beyaz çizgiler (%81.4), lezyonun yarısından azını kaplayan ülser (%58.4), keratin üzerinde kan damlalarıydı (%55.9). Kalın dallanan damarlar nodüler alt tipte (%39.4), ince dallanan damarlar (%51.6) ve U damarlar (%11.2) bazoskuamöz karsinomda, ince kısa kıvrımlı damarlar yüzeyel alt tipte (%53.7), ince uzun kıvrımlı damarlar mikronodüler alt tipte (%21.7) anlamlı olarak daha yüksek oranda izlendi. Kalın ve ince dallanan damarların bazoskuamöz ve infiltratif alt tipte daha yüksek oranda odak dışı izlendiği görüldü. Mikronodüler tip (%14.5) ve nodüler ve mikronodüler miks tipte (%15) siyah küçük klodlar görülme oranları, diğer alt tiplerden anlamlı şekilde yüksekti. Ülser, ülser içi damar, keratin üzerinde kan damlaları görülme oranları bazoskuamöz karsinom ve infiltratif karsinomda, ülser-keratin görülme oranları ise bazoskuamöz karsinomda yüksekti. Gri küçük ve büyük klodların istatistiksel olarak anlamlı şekilde düşük risk grubunda odak, yüksek risk grubunda odak dışı görülme oranları yüksekti. Düşük ve yüksek risk grubu için risk oranlarına bakıldığında; kalın uzun kıvrımlı damar görülmesi yüksek risk için risk oranı en yüksek bulgu, lezyonun yarısından fazlasını kaplayan ülser en fazla risk artıran ikinci bulguydu. Yüksek risk için yapılan regresyon analizinde riski en çok artıran diğer bulgular izole keratin, siyah-kahverengi küçük klodlar, ülser-keratin, 2 veya daha çok beyaz kalsifiye klod, beyaz yapısız alanlar ve beyaz halkalardı. Sonuç: Literatürde agresif BHK'lerin dermatoskopik bulgularına dair az sayıda yayın mevcut olup, bu yayınlarda vaka sayısı oldukça azdır. Araştırmamız literatürün BHK'nin dermatoskopik bulgularının değerlendirildiği ve risk analizinin yapıldığı en yüksek vaka sayısına sahip çalışması olmuştur. BHK'de histopatolojik olarak yüksek riskli ve düşük riskli tipler bir arada görülebileceği için, dermatoskopik değerlendirme bütüncül olarak yapılmalıdır. Çalışmamızda yüksek riski işaret eden dermatoskopik bulgular; ülser, ülser içi damar, ülser-keratin, keratin üzerinde kan damlaları, odak dışı kalın ve ince dallanan damarlar, U damarlar, ince uzun kıvrımlı damarlar, odak dışı gri küçük ve büyük klodlar, siyah küçük klodlar, beyaz kalsifiye klodlar ve beyaz halkalar olmuştur. Biyopsi alan seçiminde özellikle bu bulguların izlendiği taraftan eksizyon yapılması daha uygun olacaktır. Diğer avantajları ise; yapılacak cerrahi işlemin güvenli marjinlerinin belirlenmesi ve hastaya uygulanacak invaziv işlem sayısının azaltılmasıdır.

Özet (Çeviri)

Aim: Basal cell carcinoma (BCC) is the most common cancer with a steadily increasing incidence. Although the risk of metastasis is quite low, it can progress locally invasively when diagnosed late or incorrectly. Histopathological examination is the gold standard for diagnosis, and the most important determinant factor in treatment is the histopathological subtype. Dermatoscopic examination is a non-invasive method that holds significant importance in both the diagnosis and determination of the subtype of BCC prior to biopsy. This study aims to explore the clues that dermatoscopy can provide, particularly in identifying aggressive subtypes of BCC. Thus, the correct selection of technique and biopsy site prior to biopsy, re-evaluation of dermatoscopic and histopathological findings together in case of disagreement between the pathologist and clinician regarding diagnosis, and ultimately ensuring that the patient receives the correct treatment with less invasive intervention and reduction of long-term complications are aimed. Materials and Methods: Between January 2016 and January 2023, a total of 1091 lesions, including 312 from female and 378 from male patients, with a histopathological diagnosis of basal cell carcinoma (BCC), were included, who applied to the Department of Dermatology and Venereology, Ankara University School of Medicine. Demographic characteristics of the patients, localization of the lesions, dermatoscopic features, and histopathological results were retrospectively recorded. Dermatoscopic features of the lesions were evaluated based on their histopathological subtypes. Subsequently, lesions were categorized into low-risk and high-risk groups, and dermatoscopic findings were compared between these two groups, followed by risk analysis. Results: The study included a total of 690 patients with 1091 basal cell carcinoma (BCC) lesions, with ages ranging from 8 to 94 years, comprising 54.8% male and 45.2% female. The mean age was 65.6 ± 13.2 years. The most common site of lesion localization was the nose (25%), with the most frequently observed histopathological subtype being the superficial type (28.9%). The most commonly observed dermatoscopic features in micronodular BCC were brown (73.9%) and gray dots (66.7%), small gray clods (66.7%), and white structureless areas (66.7%). In infiltrative BCC, the most common dermatoscopic features were white structureless areas (84.9%), white lines (78.5%), ulcers covering less than half of the lesion (44.8%), and fine branching vessels (29.7%). In basosquamous carcinoma, the most common dermatoscopic features were white structureless areas (85.1%) and white lines (81.4%), ulcers covering less than half of the lesion (58.4%), and blood spots on keratin (55.9%). Thick branching vessels were significantly more frequently observed in nodular type (39.4%) and thin branching vessels (51.6%) and U-shaped vessels (11.2%) in basosquamous carcinoma, while thin short serpentine vessels were significantly higher in the superficial subtype (53.7%) and thin long serpentine vessels in the micronodular subtype (21.7%). It was observed that thick and thin branching vessels were more frequently observed out of focus in basosquamous and infiltrative subtypes. The incidence rates of black small clods in micronodular type (14.5%) and nodular and micronodular mixed type (15%) were significantly higher than other subtypes. The incidence rates of ulcer, vessel within the ulcer, blood spots on keratin were higher in basosquamous carcinoma and infiltrative carcinoma, while the ulcer-keratin incidence rates were higher in basosquamous carcinoma. In the low- risk group, statistically, focus appearance was more frequent in gray small and large clods, while out of focus appearance was more frequent in the risk group. When looking at the low and high-risk groups, the presence of thick long serpentine vessels had the highest odds ratio for high risk, and ulcers covering more than half of the lesion was the second most significant factor increasing the risk. In regression analysis for high risk, other factors that significantly increased the risk were isolated keratin, black-brown small clods, ulcer-keratin, 2 or more white calcified clods, white structureless areas, and white circles. Conclusions: In the literature, there are few publications regarding the dermatoscopic findings of aggressive basal cell carcinomas (BCCs), and these publications often have a limited number of cases. Our study represents the largest investigation to date evaluating the dermatoscopic findings of BCC and conducting risk analysis. Given that histopathologically high-risk and low-risk types of BCC can coexist, dermatoscopic evaluation should be conducted comprehensively. In our study, dermatoscopic features indicative of high risk included ulceration, vessel within the ulcer, ulcer-keratin, blood spots on keratin, out of focus thick and thin branching vessels, U-shaped vessels, thin long serpentine vessels, out of focus gray small and large clods, black small clods, white calcified clods, and white circles. Selecting the biopsy site, particularly from the area exhibiting these features, would be more appropriate. Other advantages include determining safe margins for surgical procedures and reducing the number of invasive procedures for the patient.

Benzer Tezler

  1. Bazal hücreli karsinomlarda cyclin D1 ve Bcl-2 ekspresyonunun agresif davranışla ilişkisi

    Başlık çevirisi yok

    OYA NERMİN SİVRİKOZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    PatolojiEge Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. GÜLŞEN KANDİLOĞLU

  2. Bazal hücreli karsinomlarda p53 ve p63 ekspresyonlarının histopatolojik subtip ve nükleer morfometrik özellikler ile ilişkisi

    The correlation of p53 and p63 expressions with histopathologic subtype and nuclear morphometric features in basal cell carcinomas

    GÜRKAN KERTİŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    PatolojiZonguldak Karaelmas Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ OĞUZ ÖZDAMAR

  3. Tzanck yayma testinin bazal hücreli karsinomanın tanısında ve alt tiplerinin belirlenmesindeki yeri

    The diagnostic value of the Tzanck smear test for basal cell carcinoma and its subtypes

    AYŞE TUNÇER VURAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    DermatolojiBaşkent Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. DR. DENİZ SEÇKİN

  4. Bazal hücreli karsinom tiplerinde wnt/beta-catenin sinyal yolağı, cox-2, ki67, triptaz ve cd1a moleküllerinin değerlendirilmesi

    Exami̇nati̇on of wnt/beta-cateni̇n si̇gnal pathway, cox-2, ki̇67, tri̇ptaz and cd1a i̇n basal cell carci̇noma subtypes

    TAYFUN KOÇOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    DermatolojiAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. NİLAY DUMAN

  5. Derinin bazal hücreli, skuamöz hücreli ve merkel hücreli neoplazilerinde EZH2 immunohisyokimyasal ekspresyonunun değerlendirilmesi

    Evaluation of EZH2 immunohistochemical expression in basal cell, squamous cell and merkel cell neoplasies of the skin

    SENA ECİN DEMEZOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CEM LEBLEBİCİ