Karaciğer biyopsisi ile non-alkolik steatohepatit tanısı alan hastalar ile familyal parsiyel lipodistrofi tanılı hastaların yağ dağılımlarının dexa ve kaliper ölçümü ile karşılaştırılması
Comparison of the fat distribution of patients diagnosed with non-alcoholic steatohepatitis by liver biopsy and patients diagnosed with family partial lipodystrophy by dexa and caliper measurement
- Tez No: 874170
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ILGIN YILDIRIM ŞİMŞİR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Gastroenteroloji, İç Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases, Gastroenterology, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 102
Özet
AMAÇ: Nadir hastalıklar arasında sınıflanan ve yağ dokusu dağılım bozukluğu olan lipodistrofi (LD) sendromları ve pratikte sık karşılaştığımız non-alkolik steatohepatit (NASH) ortak metabolik özellikler taşımaktadır. Bu hastalıklar arasındaki metabolik benzerlikler nedeniyle ayırıcı tanıyı kolaylaştırmak için dual enerji X-ray absorbsiyometri (DEXA) ve kaliper ile deri kıvrım kalınlığı ölçümlerini kullanarak biyokimyasal benzerliklerdeki antropometrik farklılıkları yakalamayı hedefledik. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamız, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları kliniğinde takipli genetik olarak tanılı 39 familyal parsiyel lipodistrofi (FPLD) hastası ve 2014-2022 yılları arasında karaciğer biyopsisi ile NASH tanısı almış EÜTF Gastroenteroloji kliniğinde takipli 44 hasta üzerinde gerçekleştirilmiştir. Elektronik Hasta Dosyaları (EHD) taranak biyokimyasal değerler kaydedilmiş, yağ DEXA ve kaliper ölçümü ile deri kıvrım kalınlıkları ölçülmüştür. BULGULAR: Çalışmamızda, FPLD ve NASH grupları arasında kilo, boy ve bel çevresi gibi temel antropometrik ölçümlerde farklar tespit edilmiştir; özellikle, FPLD grubunda kilo medyanı 74 kg, NASH grubunda ise 82.3 kg olarak saptanmıştır (p=0,019). Kadın hastalarda triceps kaliper medyanı FPLD'de 9.4 mm iken NASH'de 21.2 mm olarak belirlenmiştir (p=0,001). Erkek hastalar için yapılan ölçümlerde, alt ekstremitelerin yağ yüzdesi FPLD'de %25.69, NASH'de %31.14 olarak bulunmuştur (p=0,036). Alıcı çalışma karakteristiği (Receiver operating characteristic-ROC) analizleri, kaliper ölçümleri ve DEXA taramaları, LD ve NASH arasındaki ayırıcı tanıda önemli biyomarkerlar olarak işlev görmüştür. Özellikle, subskapuler/sural bölge oranı, erkek hastalarda LD riski için güçlü bir prediktör olarak öne çıkmıştır (OR 42,72 ve %95 GA 2,72-671,99). TARTIŞMA: Araştırmamızda, LD ve NASH hastaları arasında vücut yağ dağılımı ve biyokimyasal belirteçlerde anlamlı farklar saptanmıştır. Çeşitli vücut bölgelerinde yapılan kaliper ölçümleri, LD'nin NASH'ten ayırt edilmesine yardımcı olmuş ve LD olasılığını gösteren önemli oranlar elde edilmiştir. Bu bulgular, mevcut literatürle kıyaslandığında, LD ve NASH arasındaki biyolojik farklılıkları daha net bir şekilde ortaya koymaktadır ve bu alanlarda yapılan diğer çalışmalarla uyumlu sonuçlar sunmaktadır. Ancak, çalışmanın örneklem büyüklüğü ve demografik kısıtlamaları gibi metodolojik sınırlılıkların, sonuçlar üzerinde etkisi olabileceğini kabul etmek gerekir. Bu nedenle, bulguların genel geçerliliği konusunda dikkatli olunmalıdır. Özellikle, LD hastalarında triceps ve biceps bölgelerinde yapılan kaliper ölçümleri, bu hastaların daha düşük yağ yüzdesine sahip olduklarını ve dolayısıyla NASH hastalarından ayırt edilmesinde yüksek doğruluk sağlamıştır. Ayrıca, LD hastaları arasında yapılan DEXA taramaları, vücudun alt kısımlarında daha az yağ kütlesine işaret ederken, üst kısımlarda gözle görülür şekilde düşük yağ yüzdesi belirlenmiştir. Bu ölçümler, LD'nin karakteristik yağ kaybı paternini göstermekte ve NASH ile olan ayırıcı tanıda kritik rol oynamaktadır. SONUÇ: Gelecek çalışmalar, bu bulguları farklı popülasyonlarda test etmeli ve bulgularımız uzun vadeli takip çalışmaları ile desteklenmelidir. ANAHTAR KELİMELER: lipodistrofi, familyal parsiyal lipodistrofi, non-alkolik steatohepatit, deri kıvrım kaliperi, DEXA
Özet (Çeviri)
OBJECTIVES: Lipodystrophy (LD) syndromes, which are classified as rare diseases and are disorders of adipose tissue distribution, and non-alcoholic steatohepatitis (NASH), which we frequently encounter in practice, have common metabolic features. To facilitate the differential diagnosis between these diseases, we aimed to capture anthropometric differences in biochemical similarities using fat dual energy X-ray absorptiometry (DEXA) and skinfold thickness measurements with calipers. MATERIALS AND METHOD: Our study was conducted on 39 with geneticcally patients diagnosed with familial partial lipodystrophy (FPLD) followed in Ege University School of Medicine Endocrinology and Metabolic Diseases clinic and 44 patients with NASH diagnosed by liver biopsy between 2014 and 2022 followed in Ege University School of Medicine Gastroenterology clinic. Electronic medical records were scanned and biochemical values were recorded, and skinfold thickness was measured by DEXA and caliper measurement. RESULTS: In our study, differences in basic anthropometric measurements such as weight, height and waist circumference were found between the FPLD and NASH groups; in particular, the median weight was 74 kg in the FPLD group and 82.3 kg in the NASH group (p=0.019). In female patients, the triceps caliper median was 9.4 mm in FPLD and 21.2 mm in NASH (p=0.001). In male patients, the percentage of fat in the lower extremities was 25.69% in FPLD and 31.14% in NASH (p=0.036). Receiver operating characteristic (ROC) analyses, caliper measurements and DEXA scans served as important biomarkers in the differential diagnosis between LD and NASH. In particular, the subscapular/calf ratio stood out as a strong predictor for LD risk in male patients (OR 42,72 and 95% CI 2,72-671,99). DISCUSSION: In our study, significant differences were found in body fat distribution and biochemical markers between LD and NASH patients. Caliper measurements in various body regions helped to differentiate LD from NASH and significant ratios were obtained indicating the probability of LD. Compared to the existing literature, these findings provide a clearer picture of the biological differences between LD and NASH and are in line with other studies in these fields. However, it should be recognized that methodological limitations, such as the sample size and demographic constraints of the study, may have an impact on the results. Therefore, caution should be exercised regarding the general validity of the findings. In particular, caliper measurements in the triceps and biceps regions in LD patients showed that these patients had a lower percentage of fat and thus provided high accuracy in distinguishing them from NASH patients. Furthermore, DEXA scans among LD patients indicated less fat mass in the lower parts of the body, while the upper parts showed a visibly lower percentage of fat. These measurements demonstrate the characteristic fat loss pattern of LD and play a critical role in the differential diagnosis with NASH. CONCLUSIONS: Future studies should test these findings in different populations and our findings should be supported by long-term follow-up studies. KEYWORDS: lipodystrophy, familial partial lipodystrophy, non-alcoholic steatohepatitis, skinfold caliper, DEXA
Benzer Tezler
- Non alkolik steatohepatitte erken aterosklerotik değişiklikler
Başlık çevirisi yok
ŞERİFE SİVRİDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
GastroenterolojiErciyes Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA ALPER YURCİ
- Nonalkolik karaciğer yağlanması olan hastalarda fibroz göstergesi olan noninvaziv tanı yöntemlerinin değerlendirilmesi
Validation of noninvasive fibrosis markers for prediction of liver fibrosis in patients with nonalcholic fatty liver disease
ÖZKAN ALAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Gastroenterolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İKBAL BİLLUR CANBAKAN
- Tip 2 diabetes mellitus hastalarında sodyumglukoz ko-transporter tip 2 inhibitör tedavisininhepatosteatoz üzerine etkisi
Sodium in type 2 diabetes mellitus patientsglucose co-transporter type 2 inhibitor therapyeffect on hepatosteatosis
İREM HAZAL TOROSLU BAYRAKTAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İHSAN ATEŞ
DR. ÖĞR. ÜYESİ NURAY YILMAZ ÇAKMAK
- Nonalkolik steatohepatit patogenezinde manganez süperoksit dismutaz (MnSOD) mitokondrial hedef sekansında polimorfizmin rolü
Başlık çevirisi yok
NERMİN KILINÇSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
GastroenterolojiEge Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. ULUS SALİH AKARCA
- Alkolsüz yağlı karaciğer hastalığının sınıflandırılmasında invaziv (histolojik) ve noninvaziv (Sitokeratin 18 Ve Tip III Kollajen N-Terminal Propeptid) yöntemler arasındaki korelasyon
Correlation between invasive (histological) and noninvasive (Cytokeratin 18 and Type III Collagen N-Terminal Propeptide) methods in the classification of non-alcoholic fatty liver disease
SERCAN KAYA
Doktora
Türkçe
2021
Histoloji ve EmbriyolojiSelçuk ÜniversitesiHistoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT BOYDAK
DR. ÖĞR. ÜYESİ MESUT AYDIN