Türkiye'de radyo yayın tekeli döneminde siyasal, toplumsal yapı -Radyo programcılığı, yayıncılığı etkileşimi-
Political, social structure and radio programming, radio broadcasting interaction during monopolistic radio broadcasting era in Turkey
- Tez No: 87783
- Danışmanlar: PROF. DR. ÖZDEN CANKAYA
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Radyo-Televizyon, Radio and Television
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İletişim Bilimleri Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 373
Özet
155 4. BÖLÜM SONUÇ 4.1. ÖZET İnsanoğlu insanlaşabilmek için sürdürdüğü milyonlarca yıllık serüveninde, çok çeşitli özelliklerinden dolayı doğayı kendi için kullanabilmeyi başarmış, bu nedenle çeşitli uğraşlar sonunda kültür ve uygarlıklar üretebilmiştir. Bu süreç esnasında insan diğer canlılardan farklı niteliklerini geliştirirken, en çok yararlandığı etkinliklerden biri“iletişim”olmuştur, insanın insanlaşmasında, toplumsallaşmasında, yetkinleşmesinde, sürekli kendini yenileyebilmesinde, iletişimin rolü çok büyüktür. Kitle iletişimi ise modern çağlarla, birtakım süreçlerin gerçekleşmesi sonucu kitlesel insanın belirmesiyle ve teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Kitle iletişim araçları sayesinde iletişimin çok kolay ve süratli hâle gelmesi, siyasal yönetimlerin bu araçlara olan ilgisini yoğunlaştırmıştır. İnsanlar toplu halde yaşamaya başladıkları ve geliştikleri andan itibaren; ülkenin, halkın olduğu, egemenlik kavramının farkına varıldığı ortamlarda devlet kurmuşlardır. Devlet içinde her zaman yöneten-yönetilenler, iktidar-muhalefet olarak tanımlayacağımız kesimler olmuştur. Bunlar tarihin her döneminde kimi zaman uzlaşarak, kimi zaman çatışarak yönetim ve karar mekanizmalarında etkili olmaya çalışmışlardır. Bunların içinde insanı belirleyici gören, insan unsurunu özne olarak değerlendiren idealist, liberal yaklaşımlar bulunmuş ve bunlar sınıfsal farklılıkları genellikle olağan karşılamışlardır. Bu grubun karşısında insanı kendinin nesnel koşularının ürünü olarak algılayan ve sınıfsal farklılıkları gidermeye çalışan, eşitlik temellerine dayalı olarak politika yapan muhalif yaklaşımlar bulunmuştur. Her iki siyasal sistem de kitle iletişim araçlarını kendi amaçlan doğrultusunda kullanmak isterken, liberal düşünce sahipleri -çoğunlukla iktidara onlar sahip oldukları için- bu araçları, toplumsal gelişmeyi ve demokrasiyi olumlu yönde156 etkileyen kavramlar olarak görmüşlerdir. Muhalif akımlar ise, egemen kültürün ideolojik aygıtları olarak niteledikleri bu araçları,“yanlış bilinç”aşılamakla suçlamışlardır. Bu kuram yandaşları, iktidar olduklarında, bu araçlardan insanların ve toplumların bilinçlendirilmesi ve dönüştürülmesi amacıyla yararlanacaklarını/yararlandıklarını savunmuşlardır. Bu çatışma ve uzlaşma süreçleri sırasında, siyasal iktidarların her dönemde bu araçlara müdahale ettikleri ve bu araçlarla yoğun biçimde etkileşimde bulundukları gerçeği, bu çalışmanın da tezi olmuştur. Bir kitle iletişim aracı olarak radyo, 1920'lerden itibaren dünyada, 1927'den sonra da Türkiye'de yayınlarına başlamıştır. Değişik yayıncılık sistemleri içinde kendine özgü bir tür olan ve devlet radyoculuğuyla eşanlamlı kullanılan kamusal radyoculuk, ülkemizde 1927-1993 yılları arasında varlığını tekel olarak sürdürmüştür. Türkiye'de radyoculuk 1927-1936 yıllarında başladığı zaman, dünya I. Dünya Savaşı sonrasının sıkıntılarını yaşamaktaydı. Ülkede Cumhuriyet devrimleri yapılmakta, Osmanlı imparatorluğu 'nun siyasal mirasıyla hesaplaşılmaktaydı. Radyoculuk TTTAŞ adlı bir özel kuruluşa verilmişti. Ancak dönemin politikaları gereği, bütün yöneticiler devletle özdeşleşmiş isimlerdi. Radyo teknik yetersizlik, yayıncılık bilincinin oluşmaması ve radyo alıcı ücretlerinin yüksekliği gibi nedenlerle başarılı olamamış, sonuçta devlet bünyesine aktarılmıştır. 1936-1940 yılları arasında, dünyada savaş rüzgarlarının estiği bir dönemde PTT elinde bulunan radyolar belli ölçülerde teknik donanımını tamamlanmış, ancak radyo yayıncılığı adına bir gelişme kaydedmemişlerdir. 1940-1964 yıllarını Matbuat Umum Müdürlüğü / Basın- Yayın Genel Müdürlüğü bünyesinde geçiren Türkiye radyoculuğu, 1940-1946 yıllarında, savaş döneminde dış yayınlar ünitesiyle başarılı bir habercilik çalışması yapmış, 1946-1960 yıllarında siyasal baskılar altında, sınrlı ölçülerde yayın anlayışını ve programcılığını geliştirmeye157 çalışmıştır. 1960 askeri hareketi sonrası, radyonun siyasal anlamda tarafsızlığının nasıl sağlanacağı araştırılmış, 1961 Anayasası'nda yer alan özerkliğin bunu gerçekleştireceği düşünülmüştür. 1964-1993 yıllarının birinci bölümü özerklikten kaynaklanan çatışmalar ve 1964- 1965 kuşağı profesyonel radyo programcılarının radyoya katkılarıyla geçmiştir. 1971 'de özerkliğin Anayasadan çıkarılmasıyla radyocular siyasal baskılara daha fazla maruz kalmışlardır. 1974-1975 yıllarında, yurda iyice yayılan televizyon yayınları karşısında radyonun seçenekli yayın (TRT 1, TRT 2, TRT 3) uygulamasına geçtiği görülmüştür. 1975'ten sonra ülkede yaşanan gergin ve kanlı ortam TRT yayıncılarını da etkilemiş, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından TRT'nin 101 çalışanı kurumdan uzaklaştırılmıştır. 1982-1994 yılları radyonun iyice geri plana çekildiği, popüler yayın anlayışına yöneldiği dönemler olmuştur. Önce kültür eğitim kanalları, haber kanalına dönüştürülmüş, daha sonra bu kanalda kaldırılmıştır. 4.2. YARGILAR Öne sürülen tez doğrultusunda bir değerlendirme yapılacak olursa, 1926-1936 TTTAŞ döneminde, radyolar üzerinde doğal olarak siyasal yönetimin etkinliği olduğu görülmektedir, ancak bundan etkilenecek bir program ve programcı ortada yoktur. Aynı şey 1936-1940 PTT dönemi için de söylenebilir. 1940-1964 Basın- Yayın Genel Müdürlüğü dönemi, siyasal iktidar-radyo yayıncılığı etkileşiminin doruğa vardığı bir zaman dilimidir. Ancak burada baskı daha çok haber bültenlerinde hissedilmiş, programcılık profesyonel olmayan insanların elinde kalmış, içerikli programlar üretilememiştir. 1964-1971 dönemi, bilinçli-profesyonel radyocuların nitelikli ve bütünlüklü, hatta politik içerikli programlar yaptıkları yıllardır. Ülke iktidarları ile TRT çalışanları158 arasındaki çatışma, sonunda, askeri darbe sonrası kurumun özerkliğinin kaldırılmasına kadar gittiğine göre, öne sürülen tez fazlasıyla doğrulanmıştır. 1971-1982 yılları radyonun televizyon karşısında iyice konum kaybettiği, ancak yine de üzerinden baskıların eksilmediği dönemdir. Ülke için sıkıntılı ve çok acılı dönemde de söz konusu etkileşim fazlasıyla hissedilmiştir. 1982 sonrası Türkiye'sinin genel apolitik havası radyoya da yansımıştır. Kurum siyasal iktidarlar tarafından denetim altında tutulmasına karşın, özellikle radyolar önemlerini yitirmişlerdir. TRT radyocuları çok iyi eğitim süreçlerinden geçmelerine karşın, bu birikim ve nitelikleriyle ülke insanına fazla seslenemez duruma gelmişlerdir. Radyo programlarının her geçen gün biraz daha popüler anlayışa yatkın duruma gelmeleri bir ölçüde bunun sonucudur. Aslında bu durum da ülkenin genel politikalarına uyum sağlamanın bir göstergesidir. Dolayısıyla öne sürülen tez, bu dönem için de geçerlilik kazanmaktadır. 4.3. ÖNERİLER Bu çalışma ülkemizdeki kamusal radyo-televizyon kurumunun, yayın tekelinin kırıldığı dönemde ne yapması gerektiğini incelemeyi amaçlamamıştır. Tekel dönemi siyasal yapı ile radyo yayıncılığı, programcılığı etkileşimi irdelendiği için, burada böyle bir çaba harcanmamıştır. Yayın tekeli dönemi politikalarıyla rekabet ortamı politikaları - doğaldır ki- çok farklı olacaktır. Ancak bir kamusal radyo-televizyon kurumunun, siyasal yapı ile sağlıklı etkileşim içinde olmasının hiçbir dönemde değişmeyen temel ilkeleri ve önkoşulları vardır. Onların ilki yayımcılığın temel ilke ve birikimlerinden ödün vermemek, her dönemde toplumsal sorumluluğunun farkında olmak ve hiçbir biçimde pazar ortamı içinde, yapısı bütünüyle farklı olan ticari radyolarla rekabete girmeyip, yarışı kendi kulvarında sürdürmektedir. Bütün bunların olmazsa olmaz koşulu da özerklik kavramına sahip çıkmaktır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Dava, hegemonya ve ünlüler: Şöhret çalışmaları perspektifinden 90'lı yıllarda İslamcı kamuoyu
Cause, hegemony and fames: Islamist public opinion in 90s through the perspective of celebrity studies
YELDA YENEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Siyasal BilimlerHacettepe ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KADİR DEDE
- Rusya Türklerinin Almanya'daki siyasi ve basın-yayın faaliyetleri (1950-1985)
Political and press (periodical publishing-radio broadcasting) activities of Turks of Russia in Germany (1950-1985)
İNCİ YELDA DUMLUPINAR
- Türkiye'yi 'Hayat' üzerinden anlamak(1956-1978)
Understanding Turkey through 'Hayat'
EMİNE GÜNTEPE YEŞİLBURSA
Doktora
Türkçe
2022
SosyolojiAnkara ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TEMUÇİN FAİK ERTAN
- Türk spor yayıncılığında TRT'nin rolü
The TRT's role of sports broadcasting in Turkey
TUNCAY YÜREKLİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
SporDüzce ÜniversitesiBeden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KÜRŞAT KARACABEY
- Politik pazarlama üzerine uygulamalı bir araştırma
A Practical research on political marketing
BURAK EKİNCİ
- The soft power strategy and instruments in foreign policy of Turkey (2002 – 2017)
Türk dış politikasında yumuşak güç stratejisi ve enstrümanları (2002 – 2017)
YAHYA KARATAŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Uluslararası İlişkilerAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA SITKI BİLGİN