Ontolojik güvenlik teorisi çerçevesinde Türkiye'nin II. Dünya Savaşı politikası
Turkey's second World War policy within the scope of ontological security theory
- Tez No: 881303
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İLKER AKTÜKÜN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 233
Özet
Uluslararası İlişkiler yazınında, savaş, güvenlik ve dış politika çalışmaları; güvenliği, fiziksel güvenlik boyutuyla açıklayan ve sorgulayan rasyonel seçim yaklaşımı ve uluslararası ortamı dinamik ve değişken yapısına vurgu yapan inşacılık yaklaşımı ile alınmaktadır. İlk yöntem güvenliği fiziksel alanla sınırlandırıp güvenliği ulaşılması gereken bir durum; güvenlikle ilgili diğer kavramları da sabit şekillerde tanımlamaktadır. İkinci yönteme göreyse, güvenlik durumsal bir mefhum değil; yaşayan, süregelen ve inşa edilen bir süreç olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla güvenlikle ilgili kavramlar sosyal ve inşa halinde olan dinamik kavramlar olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, savaş ve barış kavramlar yalnızca sabit durumlar değil, aynı zamanda aktörlerin benimsediği ve süreç içerisinde inşa ettiği kimliklerdir. Dolayısıyla savaşçı ve barışçıl gibi kimlikler, aktörlerin çıkarlarını ve bu çıkarlar da eylemlerini belirlediğinden, güvenlik mefhumunu aktörlerin sosyal olarak inşa ettiği çıkar ve kimliklere göre belirlenmesini savunmaktadır. Dinamik olan bir uluslararası ortamda güvenliğe yön veren etmenlerin hayatta kalma ve beka sağlama gibi yalnızca sonuca yönelik hareket etmeyle açıklamanın yetersiz kalacağından hareketle ikinci yöntemi benimseyen bu çalışma, II. Dünya Savaşı'na giden süreçte ve savaş döneminde, mağlup olarak çözülen Osmanlı İmparatorluğu'nun ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ontolojik güvenlik arayışını, galip statüsünü hangi koşullarla sağladığını ve ne şekille sürdürdüğünü süreç odaklı bir perspektifle açıklamayı hedeflemektedir. Söz konusu çerçevede, süreç analizi yöntemiyle, Osmanlı İmparatorluğu'nun ardından kurulan Yeni Türkiye'nin ontolojik güvenlik arayışı, tesisi ve devamlılığı 1920-1945 yılları arasında gerçekleştirilen eylem ve söylemlerin takibi gerçekleştirilmiş ve nitel olarak incelenmiştir. Ontolojik Güvenlik Teorisi çerçevesinin biyografik anlatı, rutinler ve düşünümsellik kavramlarından hareketle, bahse konu olan süreç, Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan 1930'lara kadar olan dönemde ontolojik güvenlik arayışına odaklanmıştır. Ardından kuruluşunun onuncu yılı olan 1933'ten savaş başlangıcına kadarki süreçte ontolojik güvenliğin tesisini ele almıştır. Son olarak da savaşın başladığı 1939'dan bitişine kadarki süreç, ontolojik güvenliğin devamlılığı şeklinde nitelendirilerek İkinci Dünya Savaşındaki politikaların, yeni bir varlık olarak doğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varoluşsal devamlılık sağlamaya yönündeki kurucu politikasının uzantıları olduğu önermektedir. Bu bağlamda çalışma, Türkiye'nin Millî Mücadele ve Lozan Anlaşmasıyla başlatılan statü arayışında Yeni Türkiye biyografik anlatısıyla anlamlı bir çerçeve oluşturduğu, ontolojik güvenliğinin tesisini destekleyecek ve teritoryal belirlenimi sağlayacak diplomatik faaliyetlerde ve anlaşmalarda bulunup, bunu dış politik davranışı olarak rutinleşen pratiklere dönüştürdüğü ve böylelikle uluslararası sahada karşılaşılan belirsizliklerin üstesinden gelindiği sonucuna ulaşmıştır.
Özet (Çeviri)
In International Relations literature, the study of war, security and foreign policy is informed by the rational choice approach, which explains and questions security in terms of physical security, and the constructionist approach, which emphasizes the dynamic and changing nature of the international environment. While the first approach limits security to the physical domain, the second approach argues that the notion of security should be determined according to the socially constructed interests and identities of states, since identities such as warrior and pacifist determine the interests of states and these interests determine their actions. Adopting the second method, this study aims to explain how the Republic of Turkey, which was established after the dissolution of the defeated Ottoman Empire in the period leading up to and during World War II, sought ontological security and the conditions under which it achieved its victor status. To this end, the search for establishment and continuity of ontological security of New Turkey, which was established in the aftermath of the Ottoman Empire, is analyzed qualitatively by following the actions and discourses between 1920 and 1945 through process analysis. Based on the concepts of biographical narrative, routine and reflexivity of the Ontological Security framework, the process in question is analyzed in three different phases: The search for ontological security from the foundation of the Republic of Turkey until the 1930s, the establishment of ontological security from 1933 to the beginning of the war, and the continuity of ontological security from the beginning of the war in 1939 to its end. In this context, the study concludes that Turkey created a meaningful framework with the New Turkey biographical narrative in the quest for status initiated by the National Struggle and the Treaty of Lausanne, engaged in diplomatic activities and agreements that would support the establishment of ontological security and ensure territorial determination, and transformed this into routine practices as foreign policy behavior to overcome all the uncertainties encountered in the international arena.
Benzer Tezler
- Avrupa Birliği'nin yasa dışı göçle mücadelesi: Suriye mülteci krizi meselesi
The European Union's struggle with illegal migration: The issue of Syrian refugee crisis
ŞEYMA ERYILMAZ HERDEM
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Uluslararası İlişkilerYalova ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NECİBE NEVRA ESENTÜRK
- Tüketim toplumu ve ontolojik güvenlik erozyonu dâhilinde yükselen akım 'Yoga'
Rising trend 'Yoga' in terms of consumer society and ontological security erosion
SERPİL ŞENGÜN GÜRSOY
Doktora
Türkçe
2019
SosyolojiHacettepe ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MELİHA DEMET ULUSOY
- Güvenlik topluluğu yaklaşımının kimliklendirme süreci perspektifinden eleştirisi: Avrupa Birliği'nde güvenlik ve savunma yapılanması
A critique of the security community approach from the perspective of the identification process: Security and defense structuring in the European Union
ÖMER FARUK SARI
Doktora
Türkçe
2022
Uluslararası İlişkilerAnkara ÜniversitesiAvrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÇINAR ÖZEN
- La solution proposee par revonsuo concernant le probleme difficile de la conscience
Bilincin zor problemi hakkında revonsuo tarafından önerilen çözüm
HATİCE GÜLAY EROL
Yüksek Lisans
Fransızca
2023
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SELAMİ ATAKAN ALTINÖRS
- Contextualizing 'context' in architectural theory via a conceptual model
Mimarlık kuramında bir kavramsal model ile bağlamı bağlamsallaştırmak
EDANUR KILIÇ
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YÜKSEL DEMİR