Geri Dön

Minimal lezyon nefrotik sendromlu hastalarda volüm yükünün inferior vena kava indeksleri ile değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 88615
  2. Yazar: OSMAN DÖNMEZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SEVGİ MİR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1998
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

ÖZET Nefrotik sendromlu hastalarda ödem patogenezi halen tartışmalıdır. Bu konuda iki görüş vardır. Birinci hipoteze göre albumine karşı glomerüler permiabilite artışı ile albuminüri ortaya çıkmakta kaybedilen protein mpoalbuminemiye yol açamakta ve buna bağlı plazma onkotik basıncında azalma olmaktadır. Bu azalma starling güçlerinde değişikliğe yol açarak intravasküler alandan intersitisyum içine sıvı birikimi ve kan volümünün azalması ile sonuçlanmaktadır. Kan volümündeki bu azalma da SSS aktivitesini, ADH salınımını, RAA sistemi gibi nöroendokrinolojik volüm düzenleme mekanizmalarım uyararak böbreklerde su ve tuz retansiyonuna yol açar ve bunun sonucu ödem gelişmektedir (yetersiz doluş). Buna karşın, son zamanlarda erişkin hastalarda ve deneysel olarak yapılan çalışmalarda primer renal defekt sonucu sodyum retansiyonu olduğu ve buna bağlı olarak kan volümünün arttığı, RAA sisteminin, SSS aktivitesinin ve ADH salınımının baskılandığı bildirilmektedir (Aşın doluş). Nefrotik sendromdaki ödem mekanizması genellikle yetersiz doluş hipotezi ile açıklanmaya çalışılmıştır. Son yıllarda erişkin nefrotik sendromlu ödematöz hastalarda yapılan çalışmalarda hipovolemiden daha çok hipervolemi yada normovolemi olduğu bildirilmiştir. Ancak bu konuda çocuklar da yapılan çalışmalar ise yetersizdir. Klinik ve deneysel olarak yapılmış bu çalışmalarda kan volümünün belirlenmesi için dierkt yada effektif dolaşan kan volümünü indirekt olarak yansıtan yöntemler kullamlmıştır. Renin, ANP, aldosteron gibi indirekt yöntemler hastanın durumuna göre değişkenlik gösterirler ve güvenilir değildirler. Direkt yöntem olarak plazma ve eritrosit volümü ölçüm tekniklerinden yararlanılmaktadır. Ancak bu direkt ölçüm yöntemlerinin uygulanması güç ve pratik kullanımları sınırlıdır. 80Son yıllarda ise hemodiyaliz ve kardiyak hastalarda kuru ağırlığın belirlenmesinde daha doğru objektif ve noninvaziv yöntem olarak ekokardiyografik parametrelerin kullanıldığı bildirilmektedir. EKO ile inferior vena kava çaplan saptanarak inferior vena kava indeksleri hesaplanmaktadır. Nefrotik sendromlu hastalarda ise kesin kan volümünü hesaplamak halen bir problem olarak devam etmektedir. Biz bu çalışmada kan volümünün daha çok İVK indeksleri ile belirlenebileceğinden yola çıkarak, volüm yükünün belirlenmesinde noninvaziv bir yöntem olan ekokardiyografî ile İVK ve SAÇ'lan gibi parametreleri saptayarak çocukluk yaş grubu MLH'lı hastalarda volüm yükünü araştırmak istedik. Çalışmaya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalma ekim 1996 ile mayıs 1997 tarihleri arasında ilk başvuran veya en az 6 ay steroid tedavisi almayan relaps ile başvuran MLH tanısı almış 12 çocuk alındı. Bu çocukların 7'si erkek, 5'i kızdır. Yaş dağılımları 2 ile 12 yaş arasında olup, yaş ortalamaları 5.25 ± 3.46 yıldır. Çalışmaya alman çocuklarda klinik ve laboratuvar bulguları (ödem, >40 mg / m 2 / saat ağır proteinüri, hipoproteinemi, hiperlipidemi ve selektif proteinini varlığı yanısıra makroskobik hematüri, hipokomplementemi, üre ve kreatinin yükseldiği göstermemesi) ile MLH düşünüldü. Relaps ile gelen en az 6 ay steroid tedavisi almamış 9 hastaya böbrek biyopsisi yapılarak MLH tanısı doğrulandı. Tüm hastaların ideal ağırlıkları saptandı ve 3 evrede değerlendirildi (A,B,C). A evresi: Başlangıçta, klinik ödemi olan, steroid kullanmayan, normal sodyum diyeti alan hastalar B evresi: İdeal ağırlığa göre hesaplanan kilo artışının yarısına inildiği, 10-20 mmol/gün düşük sodyum diyeti, diüretik alan hastalar 81C evresi: Ödemin kaybolduğu, düşük sodyumlu 10-20 mmol/gün diyet, steroid yada diüretik alan hastalar Çalışmadaki hastaların tümünde A, B, C evrelerinde ağırlık ve kan basınçları saptanarak, 12-14 saatlik açlıktan sonra serum ve plazma örnekleri alındı. Serum total protein, albumin, üre, kreatinin, sodyum, potasyum, kompleman (C3), kan osmolaritesi, serum aldosteron, plazma renin aktivitesi, plazma atrial natriüretik peptid ve eş zamanlı toplanan 24 saatlik idrarda sodyum, potasyum, üre, kreatinin, osmolarite, protein çalışıldı. Ayrıca spot idrarda diğer rutin tetkikler yapıdı. Hastaların İVK çaplan ve sol atrium çapı iki yönlü doppler ekokardiyografî ile ölçüldü ve İVK indeksi: İVK çapı / vücut yüzeyi (mm/m2), İVK kollapsibilite indeksi: (Ekspiryum İVK çapı - İnspiryum İVK çapı) / (Ekspiryum İVK çapı) x 100, Sol atriyum çapı : sol atriyum çapı / vücut yüzeyi (cm/m2) ile hesaplandı. Telegrafileri çekilerek kardiyotorasik oranlan (KTO) saptandı. RIA yöntemi ile aldosteron (DPC- aldosteron kiti), PRA (Biodata renin MAIA kiti), ANP (Amersham ANP Kiti) tetkikleri yapıldı. Serum üre, kreatinin, total protein, albumin otoanalizörle ölçüldü. Kan ve idrar osmolariteleri donma noktası esasma göre Advenced DigiMatic Osmometer ile saptandı. Serum ve idrarda sodyum, potasyum spotlyte cihazı ile idrar proteini ise modifîye purdy yöntemi ile saptandı. 21 sağlıklı çocuk kontrol grubunu oluşturdu. Bu çocukların yaş dağılımlan 2 ile 10 yaş arasında değişmekte olup, yaş ortalamalan 6.5 ± 2.4 yıldır. Hasta gruplan kendi aralannda nonparametrik friedman testi, hasta ve kontrol gruplan arasındaki karşılaştırmalar ise Mann-Whitnay U testi kullanılarak yapıldı. p< 0.05 anlamlı değer olarak kabul edildi. Hastaların tümünde başlangıçta ortalama ağırlık ideal ağırlıktan %13±7 yüksek saptandı. B ve C evrelerinde istatiksel olarak anlamlı azalma göstermiştir. 82Evre A'da ortalama diyastolik kan basıncı kontrol grubuna göre anlamlı yüksek saptanmıştır. Serum total proteini, serum albumini, CrCl, FENa, GFH kontrol grubuyla karşılaştınldığmda istatiksel olarak anlamlı düşük bulunmuştur. Renin, aldosteron yüksek saptanırken atriyal natriüretik peptid normal saptanmıştır. IVKK-Î kontrol grubuna göre anlamlı düşük saptanırken İVK-İ, SAÇ, KTO'larmda farklılık saptanmamıştır. Ödemin azaldığı evre B'de serum total proteini ve serum albumini artmıştır. FENa ve idrar sodyum eksreyonu anlamlı artış göstermiş ancak kontrol grubuna göre düşüklük devam etmiştir. Buna karşın renin, aldosteron, CrCl'leri kontrollerden farksız hale gelirken İVK-İ, İVKK-İ, SAÇ, KTO ve ANP değerleri normal saptanmıştır. Diyastolik kan basıncındaki yükseklik evre B'de de sürmüştür. Ödemin ortadan kalktığı evre C'de Kan basınçları, serum albumini, aldosteron, ANP, İVK-İ, İVKK-İ, SAÇ, KTO'lan ile kontrol grubu arasında anlamlı farklılık bulunmazken renin seviyelerinde yükselme gözlenmiştir. CrCl' sinde istatiksel anlamlı artış olurken FENa artmasına rağmen düşüklük sürmüştür. Tüm evrelerde İVK-İ, SAÇ ve KTO'lanmn normal olmasının yanısıra ödemin azaldığı evrede renin, aldostron, ANP değerlerinin kontrollerden farksız saptanması hastalarımızda kan volümü artışının olmadığım göstermiştir. Minimal lezyon nefrotik sendromlu hastalarda intravasküler volümün değerlendirilmesinde uygulanması kolay ve non invaziv bir metod olan İVK- İ'leri kullanılabilir. 83

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Steroide duyarlı nefrotik sendromlu çocuklarda steroid tedavisinin kemik mineral yoğunluğu, kemik parametreleri ve göz üzerine olan etkileri

    The effects of steroid therapy on bone parameters, bone mineral density and ocular findings in patients steroid sensitive nephrotic syndrome

    SERAP GENÇ YÜZÜAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BÜLENT ATAŞ

  2. Podositopatilerden nefrotik sendromdaki proteinüri ile podosit genlerinin mutasyon ve ekspresyonilişkisi

    Relation between proteinuria and podocyte gene mutations and expressions in nephrotic syndrom, as one of the podocytopathies

    GUNEL ALIZADA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    GenetikEge Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SABİRE KARAÇALI

    PROF. DR. AFİG BERDELİ

  3. Primer nefrotik sendromlu hastalarda akut faz reaksiyonunun tedaviye yanıt ve kısa süreli renal prognoz üzerine etkisi

    Acute phase reactions of patient with primary nephrotic syndrome response to treatment and short time effect on prognosis

    İRFAN URUÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    NefrolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. KENAN ATEŞ

  4. Primer idiopatik nefrotik sendromlu hastaların böbrek biyopsilerinde interlökin-13 varlığı ve steroid cevabı arasındaki ilişki

    The relationship between interleukin-13 presence in kidney biopsies of patients with primary idiopathic nephrotic syndrome and steroid response

    HÜLYA TÜRKMEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıPamukkale Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SELÇUK YÜKSEL